Tekil Mesaj gösterimi
  #14  
Alt 21-05-2006, 14:04
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: İskender Evrenesoğlu kim

Kimmiş acaba bu mehdi, mehdi mi mehmedi mi dedik, oturduk araştırdık. Hakkında biraz daha okumaya devam etsek bizim de zihnimiz mehdedecekti ki, bir noktada okumayı kestik, kendisine iman edip hidayete eren arkadaşlara belki bir faydamız olur diyerek kapi peyste başladık.
Zatın 2 adı var. İskender Ali Mihr ya da İskender Erol Evrenosoğlu. Resmine bakınca padişah olmaya heves etmiş bir köy imamı durumu var. Gözlüklü, kafada beyaz bir padişah kavuğu. *Hatta köy imamı da değil de, kıyafet balosunda padişah kılığına girmiş bir İhlas holding çalışanı.
İmdiii, kendi yazdıklarımızı normal harflerle, efendi hazzzretlerinin sitelerinden alıp peyst ettiklerimizi yeşil harflerle buraya geçirelim bakalım.

Allahû Tealâ'nın hazırladığı dizayn dahilinde Bursa Ticaret Lisesi'ni 1952 yılında başarı ile bitiren Efendi Hazretleri bunu takiben İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu Banka ve Muhasebe Bölümünden 1956 yılında mezun olmuştur. (Allahın dizaynı diyor ki bu lafa bayıldım. Bu laf üniversite sınavını kazanamamış, son iki senedir hayatı camiyle internet kafe arasında geçmiş, koluma dövme mi yaptırsam babamla umreye mi gitsem karmaşasındaki sivilceli genci çok etkiler ha!)
İş hayatında Kamu İktisadi Teşebbüsleri, Türkiye Vakıflar Bankası ve Devlet Planlama Teşkilatında müfettişlik, uzmanlık ve müdürlük kademelerinde bulunan Efendi Hazretlerine bu gün dünyada ve Türkiye'de ekonomi konusunda yaşanan tüm problemlerin cözümü Allahû Tealâ tarafından çok kolay uygulanabilir ve kesin cözümler olarak verilmiştir. (Demin İstanbul’da ticaret, ekonomi okudu diyordu şimdi diyor ki allah kendisine ekonomik çözümler vahyetti. Hadi bakalım, devam...)

İlk ciddi meyvelerini 1970'lerin ilk yarısında vermeye başlayan yatırımları teşvik sistemi Türkiye'de esas itibarıyla finansman sorununa çözüm getirmektedir. İşte bu dönemde bu finansmandan sorumlu, TUD (Teşvik Uygulama Dairesi) uzmanı Sayın İskender Evrenosoğlu "Orta Vadeli Yatırım Kredileri", faiz farkı iadesi gibi konularda yatırımcıyı bire bir yönlendirmiştir. Bu seferberliğin sonucu olarak Türkiye'de gayrı sarfi milli hasılaya göre en yüksek nisbette yatırımlar bu dönemde gerçekleşmiştir. 1980'lerin ilk yarısında ise Efendi Hazretleri yine DPT'de (Devlet Planlama Teşkilatı) iktisadi Planlama Dairesinde Para-Kredi-Banka'dan sorumlu uzman olarak Türkiye'de emisyon, paranın reel devir hızı ve enflasyon arasındaki ilişkileri ve Bankalar Sistemini araştırmıştır. Sermaye kanaması gibi tabirleri ekonomiye getirmiş, Friedman'in sıkı para politikasının aksadığını, Keynes'in teorilerinin gelişmekte olan ülkeler açısından geçersizliğini tesbitle Türkiye'nin ekonomik problemlerinin üstesinden gelmesini sağlayacak bir kalkınma modelinin anahatlarını ortaya koymuştur. Bu makro ekonomi modelinde dünyada ilk defa olarak "Likid Mekanizma" ismini verdiği bir kavramı tanıtmıştır. "Likid Mekanizma" ekonomiden bankalara, bankalardan ekonomiye akan para nehirlerinin nasıl bir "kaynak" potansiyeli oluşturduğunu açıklamaktadır. Devlet planlama teşkilatındaki bu araştırmalar geleceğe ışık tutacaktır. (Şimdi bu paragraftan öğreniyoruz ki, bu amuca parayla, maddiyatla direkt ilgili. Hatta ilgili ne kelime, efendi amuca ekonomiyi yönlendiren isimlerden biri. Para nehir olmuş akıyor, efendi hazretleri pratikte kovayı daldırıp sebepleniyor mu, yoksa bu işin sadece teorisiyle *ilgili de sırf kitabını mı yazıyor bunu anlamak mümkün olmuyor. Lakin maddiyatla derin bağlar kesin). *

Amerika Birleşik Devletlerinde 1991 Yılındaki İSNA (İslamic Society of Northern America) Convention'da "Liquid Mechanism" ingilizce bir tebliğ olarak bizzat kendisi tarafından ilim adamlarının bilgisine sunulmuştur.
( Üşenmeyip ISNA’yı buluyoruz. Amerika’nın Indiana eyaletinde Plainfield’ da bir adres var. Bunların hepsinin göbek kordonunun Amerika’ya bağlı olması tesadüf müdür acaba? Neden çocukları Amerika’da okur, kendileri FBI korumalı çiftliklere kaçarlar? ISNA websitesinde stratejik amaçlar başlığı altında İmam eğitimi ve liderlik gelişimi, gençliğin katılımı, güvenli mali kaynaklar sıralanmış. *Bizim vatandaş mali konularla doğrudan ilgili olduğundan herhalde kaynak nasıl akıtılır, sıvılaştırılır, buharlaştırılır üzerine bir sunuş yapmıştır)

Manevi açıdan insanların kurtuluş ve mutluluk reçetelerini engelleyen bu zihniyet, Rabbimiz'in dünya hayatında da refah, bolluk ve bereket yaşatmak konusundaki yardımlarını da aynı şekilde engellemektedir. (Maddiyattan maneviyata bu kadar hızlı geçişi ben hazmededim) Türkiye'de paranın devir hızını ilk defa ölçen, bir ayda bankalardan ekonomiye , ekonomiden bankalar sistemine ne kadar para aktığını, bu miktarın tedavül hacminin ne kadarı olduğunu ilk defa hesaplayan Efendi Hazretleri'dir.(Buyrunuz burden yakınız. Efendi amuca allahla birebir irtibatta olduğunu, peygamber olduğunu falan iddia ediyor ama maddiyattan da elini eteğini çekmesi mümkün olmuyor. Allahla bankacılık arasında bir noktada sallanıyor efendi hazretleri).
Yaptığı araştırmalar, yazdığı makaleler arasında Mevduat ve Kredi Boyutlarında Suni Eşitlik Sorunu
Faiz Hadlerinin Yükseltilmesi
Türkiye'de Orta Vadeli Kredi Sigortası
var. Faiz desen efendi hazretlerinde, kredi desen gene onda, sigortaydı mevduattı derken *dünyevi/maddi konulara gırtlağına kadar batmış ki bizim mehdi efendi çıkarabilene aşkolsun. Yani nerdeyse allahın mali ve ekonomik danışmanı pozisyonunda görev yapıyor.

Bu hazret haliyle Cumhuriyet yönetiminden de memnun değil. Şöyle karşılaştırıyor Osmanlıyla Cumhuriyet Türkiye’sini.

Osmanlı, dünyaya adalet götüren bir Türk ülkesiydi. Öyle bir İmparatorluktu ki; inkıraz bulduğu zaman, biri de Türkiye olmak üzere, 28 tane ülke çıktı ortaya. O 28 ülkeden, Osmanlı’nın mirasına sahip olan sadece bizleriz.
Türkiye Cumhuriyeti!...
Ve mirası, 80 yılda mahvetmeyi başardık.
Mezarda atalarımızın kemikleri sızlıyor.
600 yıllık cihan hakimiyeti...
Ve 80 yıllık yeni bir idare tarzı...
Ve ülkemizin sömürge oluşu... AHLÂK, OSMANLI’DAN SONRA KAYBETTİĞİMİZ EN BÜYÜK DEĞERDİR.


Amca Kuranın bazı ayetlerini, suretlerini ‘Allah başka peygamberler de gönderir’ şeklinde tercüme edip o peygamberin de kendisi olduğunu söylüyor. Kayışı bir noktada koparmış ama artık muhasebe defterini düzgün tutmaya çalışırken mi Kuranı tercüme etmeye çalışırken mi, allahla konuşurken mi bilemedim. Anlayan beri gelsin.
Sonuçta adam ciddi olarak sıyırmış emekli bir banka memuru. İslami cemaatler aracılığıyla Amerikalara da gitmiş gelmiş. Hidayet dediği kendisine iman edilmesi. ‘Hidayetçiye tabi olunuz’ diyor. Tabi olacağınız başka birşey kalmadıysa olunuz, ne diyelim.
Alıntı ile Cevapla