Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 05-04-2017, 23:39
kingman29 kingman29 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Apr 2017
Mesajlar: 7
Standart

Karadeliklerin varlığı konusunda , gelinen bilimsel noktada şüphe yoktur diyebiliriz.Pek çok yıldızın , görünmez bir kütle etrafında yörünge tuttuğunu gözlemliyoruz.Ancak bu karadeliklerin evrenimizdeki yeri nedir , varlık amacı nedir , evrenimizde aslında bir karadelik midir?Bütün bu sorular cevap beklemektedir.

Karadelikler üzerine yapılan tartışmalardan en önemlilerinden biri de Stephen Hawking ve Leonard Susskind arasında 20 yıl boyunca sürmüş olan enformasyon yani bilgi paradoksu üzerine biraz konuşmak isterim.Hawking karadeliklerin her şeyi yutacağını , hatta bilgiyi bile yutacağını iddia etmiştir.Ancak kuantum fiziğine göre bilginin evrende kaybolmasının bir yolu yoktur.Bilgi asla kaybolmaz.Leonard Susskind ise karadeliklerin bilgiyi yutamıyacağını iddia etmiştir.Elbette haklı olan Susskind'di ancak bunu Hawking'e kabul ettirmesi 20 yıl sürdü.

Peki nedir bu enformasyon(bilgi) paradoksu.Aslında sorunun temeli , Einstein'ın genel görelilik kanununu , karadelik üzerine uygulamaktan kaynaklanmaktadır.Susskind olayı hayali bir deneyle açıklar.Karadeliğin yakınından geçen iki astronot olan Alice ve Bob ikilisinden Alice birden karadeliğe atlamaya karar verir.Bob ise Alice'i uzay gemisinin penceresinden izler.Alice yüzü Bob'a dönük şekilde el sallayarak , hızla karadeliğe düşmeye başlar.Alice bir süre sonra , karadeliğin devasa kütle çekim gücü sayesinde hızlanır.Einstein'ın genel görelilik ilkesine göre hızlanan bir madde için zamanın akışı yavaşlar.Yani Bob için , Alice'in el sallaması giderek yavaşlar.Alice'in bu hızlanması , ışık hızına ulaşana kadar artar.Ancak Alice , karadeliğin olay ufkuna geldiği anda ışık hızına ulaşmış olur.

Olay ufku nedir dersek , Karadeliğin kütle çekimi o kadar güçlüdür ki , karadeliğin merkezinden belli bir mesafe uzaklıkta , ışık bile kaçamaz.Bu nokta , kurtuluşun olmadığı , ışığın bile kaçamadığı mesafedir.Olay ufku , karadeliğin etrafındaki , belli bir yarıçaptaki 2 boyutlu bir yüzeydir.İşte Alice olay ufkuna geldiği anda , hızı ışık hızına ulaşacağından , Bob'un bakış açısıyla , Alice için zaman tamamen duracak , Alice yüzünde kocaman bir gülümsemeyle donup kalacaktır.KAradeliğe asla düşemiyecektir.

Ancak Alice'in gözüyle karadeliğe düşüş olayına baktığımızda , Alice giderek hızlanarak karadeliğin içine düşecek ve moleküllerine , hatta atomlarına ayrılacak , hatta atomları dahi parçalanacaktır.Görüldüğü üzere karadeliğe düşüş olayında iki farklı gözlem ortaya çıkmaktadır.Dışardan bakan kişi için , düşen kişi olay ufkunda bir görüntü olarak donup kalacaktır.Ancak düşen kişi karadeliğin içinde parçalanacaktır.Peki bir madde karadeliğe düşerken ,ışık hızına ulaşacağı için , zamanda donup kalır mı , yoksa karadeliğe düşer mi?İşte paradoks budur.

Susskind'in bu paradoksa cevabı , Alice hem karadeliğin içinde 3 boyutlu bir varlıktır , hem de olay ufkunda holografik bir bilgidir.Yani Karadeliğin içinde varolabilmenin şekli budur , olay ufkunda 2 boyutlu bir holografik bilginin , karadeliğin içindeki 3 boyutlu yansımasıdır.Evrenin de bir karadelik olduğunu düşünürsek , evrenin içerisinde bulunan 3 boyutlu varlıklar olan bizlerin , aynı zamanda evrenin çeperindeki olay ufkunda 2 boyutlu birer hologram olduğumuz kabul etmek zorundayız.Beyin yakan , akıllara zarar bu teori , Susskind'in söylediğine göre artık bir teori olmaktan çok gerçeğin ta kendisi olma yolunda ilerlemektedir.Bütün bilim camiası tarafından kabul görmektedir.Hawking'de bir bilimsel konferansta , Susskind'in haklı olduğunu kabul etmiştir.Yani sonuç olarak evrende yaşayan bizler , evrenin çeperindeki olay ufkundaki 2 boyutlu hologramın , 3 boyutlu uzayda yansıması olan , 3 boyutlu varlıklarız.
Alıntı ile Cevapla