Tekil Mesaj gösterimi
  #20  
Alt 18-10-2019, 22:23
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.673

Onur Üyeliği 

Standart

Blitzkrieg´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ben kavramları kazıyorum
Beraber kazıyalım.
Nitelik ve nicelik o tanımladır ve bunlar bu biçimde idealizme ait tanımlar değidir. kaldı ki ilgili tanımlar, idealizmin açısıysa değil, aksine materyalist ve nesnel gözlemle elde edilen sonuçlar, nesne farklar(haliyle temel form-yapı farkları) üzerinedir. Tabiki ilgili ifadelerde bu tanımlara göredir, bu tanımlar da esasında -tüm nesnel tanımlarımız- form-yapı-ilişki-etki zemininden anlam kazanır, orada böylece bir sorun yok.

Tanımlamak esasında özne-nesne ilişkisinde anlam kazanır, ve özğnde sınırlamaktır da, bu bakımdan ifade ettim, tanımladıklarımız esasında form-yapılara nazarandır, bu form-yapıdan hareketle aldığımız çeşitli etkilerdir vs. madde şu ya da bu'nun özelliğine, şu ya da bu biçime indirgenemez ve tanımlanamaz-sınırlanamaz, varlığı-yokluğu(anlamsız) şu ya da bu sebebe bağlanamaz, anlamsızdır. bu sebep, var-yok vb kavramlarımız form-yapı zemini -oradan hareketle özelliklere göre tanımladığımız nesneler, ortamlar, koşullar- namınadır. madde ne vardır ne de yoktur, var ve yok dediğimiz, form-yapılara dayalı tanımladığımız özellik, nitelik, form, yapıca biçimlerdir, böylece nitelikler var olur, yok olur, biçimler değişir, böylece isimler değişir vs. Un, su ile birleşir, hamur olur, akıcılık kazanır, ama madde hiç bir zaman yok olmaz ve var da olmaz, fakat form-yapıdaki değişime dayanarak biz değişen ve yeni form-yapıya hamur deriz. tüm bu kavramlarımız fiil, oluş eksenlidir, madde ise bir olay değildir, lakin maddenin hareket-ilişkisi-iletişim-etkileşim+çelişkisi, çeşitli formlara, biçimlere yol açar, böylece bizler de o biçimleri yani form-yapıları tanımlar, farklı etkilerine böylece farklı özelliklere soyutlayarak isimlendiririz, buna da nitelik deriz. Biz şu ya da bu dediğimiz için değil, aksine form-yapılar farklı oldukları için farklı özellikler yanısıtır, yani farklılıklar tamamen nesnel ve form-yapıcadır.

Diyalektikçilerin gözlemlerinde ise-NESNEL- form-yapıca değişimlerin gerçekleştiği aralığın,normal biriken evrim sürecinden daha kısa, sıçramalı olduğudur. Orada BİRİKİMDEN söz edilir, birike nedir, artan, azalan... o birikim dağ gibi olmuştur ancak form hala korunmaktadır, ama minicik bir son parça daha sisteme dahil olduğunda, form-yapı değişmektedir. İlla böyle olacak denmiyor, değişen bir form-yapı baz alınıyor ve nitelemeye, niteliğe değin köklü bir değişimin olduğu an esas alınıyor... Gözlemlenenler nesneldir, değişimler nesneldir, maddidir, herhangi bir kurgu ve idealizme yer yoktur, bu nesnel olduğu kadar sosyal açıdan da gözlemlenir, minicik bir sebep, kocaman isuyanlara yol açar, halbuki isyanın sebebi aslında o minicik sebep değildir, ama o ana kadar biriken çok çeşitli tepkilerdir, bir eşik noktasıdır...
örneklemiştim;

Her harf esasında, bizlerin şu ya da bu diye tanımladığı zeminden daha bir alt-temel zeminde, birer form-yapıdır.
A+B+C = K
K burada hem form-yapıdır, hem bu yapı A, B, C form-yapılarını hem de bunların ilişki bütünlüğünü kapsar, bu ilişki bütünlüğünden ise hem yapıca hemde özellikçe fark oluşur. Eğer burada biz, A dan ne kadar olsaydı K değişirdi veya K yı belirleyen nedir diye sorarsak, bu soru idealist olmaz, sadece bileşimin, yapının, formun, böylesi bir değişimde alacağı yeni form, yapı, dolayısıyla yansıtacağı farklı özelik-nitelik ile ilgilidir.

madedin varlığı-yokluğu tartışmasızdır ve anlamsızdır, varlık yokluk, katı, sıvı, iyi, kötü, büyük, küçük, sıcak, soğuk, geniş, dar..... tümü de farklı formların, farklı yansıma-etkimesyle soyutladığımız kavramlardır, bu şekilde bir şeyi diğerinden farklı veya refrans kıyas edebilmemizi sağlayan, bir şeyi diğerinden farklı tanımlayıp, kategorilendirmemizi veya adlandırmamızı sağlayan özelliklere de nitelik demişiz, demek ki ayrıca, nitelik değişimi de yine form-yapı yani nesnel, fiziksel, maddi temeller, ilişkiler zeminine dayanıyormuş, bunlar değişince niteliklerde değişiyormuş, ister henüz adı konmayacak kadardeğişim-evrim süreci- isterse adı konacak kadar etkili bir değişim-devrim...

Zaten kazınan haliyle ifade ediyorum;
Madde+hareket-ilişki+form-yapı+NİTELİK, NİCELİK(büyük, küçük, sıcak, soğuk, iyi, kötü, katı, sıvı, sert, yumuşak, şu kadar bundan, bu kadar şundan)...

Sonuç olarak niteliğin ve niceliğin ve tanımlamanın anlam kazandığı zemin, form-yapı zeminine dayanıyor, idealizmle alaksı yok, bu şu ya da bunu nasıl ayırt ettiğimiz, gözlemlerimizde şu ya da bunu farklı isimlendirmemiz, tanımlamamızın sağlayan nesnel zeminiyle ilgilidir.
Blitzkrieg´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
şu kulp takma huyundan vazgeç

ben o kavramları biliyorum
derdim yeniden içeriklendirmek
çünkü hepsi egemen olan ideoloji tarafından içeriklendirildi
Öyle bir huyum yok, ama yazdıklarına bir bak, kulplar takan kendinsin, hayal kırıklığı, -e görelikleri dışlayıp direk idealizm demeler, yakıştırmalar vs. Niceliğin, nitelikle olan ilişkisinin diyalektiğinde, nitelik ve niceliğin tanımı, iddia ettiğin gibi egemen ideoloji veya idealizmle alakası yoktur. GÖZLEME, nesnel veriye dayanır ve zaten nesnel temeller üzerinden ifade edilmiş, yetmemiş formüle de edilmiştir.

En basit bir element, en basit bir kimya laboratuvarında dahi bu gerçek kullanılır, şundan bu kadar, bundan bu kadar karışır, bileşirse, açığa bu çıkar, şu, bu özellikleri alır vs. Analizler, tahilleri niteliğe dair çözümlemeler de, yapıda, sistemde vb olan madde miktarlarını, etki ve derecesini de çözümlemeyi zorunlar. Nitelik ise geniş bir kavramdır, tek bir özelliğe indirgenecek bir kavram değil. örneğin şu ya da bunun oluşumunu dile getirirken, şu ya da bunun kalitesinden vb söz ederken dahi niteliğe başvurmaktayız, orada niteliği ise, bileşimlerin, form-yapıların bileşimerindeki çeşitli maddelerden açıklarız. >Bu çeşitli maddelerin ne oranda yapıda bulundukları konusu da niceliğin konusu olur...

NİTELİK+BAŞKA NİTELİK+BİR BAŞKA NİTELİK = YENİ NİTELİK
Bu biçimde de ele alsak, burada nicel ile kastedilen, ilgili yapıda, hangisinin ne kadar olduğu, ne kadar etki ettiği, ne kadar belirleyici olup, olmadığıyla ilgilidir, şu ya da buna dair özel bir bilgi vermek, şu ya da bunu, şu yada bu niteliği de temsil etmez, o sadece ama sadece form-yapıların bieşimindeki farklı maddelerin, farklı biçim, form, yapıların ne kadar bulunduğuyla ilgilidir, şeylerin ne olduğundan, neden farklı olup, olmadıkalrından sorumlu değidir.

Kavramları üstün körü sunmadım, kazıdık..

madde+hareket-ilişki-etki-tepki zemini+form-yapı->nesne-özne ilişkisi->kavramlar...

Dostum şu ya da bu diye işaret ettiğimiz ne varsa, işaret ederken ona şu ya da bu diye tanımlamamızı sağlayan ne varsa, form-yapıya içkindir. Nesnel farklılık, özellik farkı olarak ele alındığında bu nitelik olarak tanımlanır ve bu mahiyetde de kullanılır. İdealizme atıfta bulunulacak bir mesele değil, tamamen gözlem veren+nesnel gözlem ve yorum esaslı.
yani bakmışız, elma derken, diğerine armut demişiz, birisine sert demişiz, diğerine yumuşak demişiz, birisine canlı demişiz, diğerine cansız, birisine kedi demişiz, ötekine balık vs, böylece biz bu ayırt edici özelliklere nitelik demişiz, böylece tanımlamışız, ve dönük dolaşıp demişiz ki, gerçek öyle tanımladığımız için deği, aksine gerçek, form-yapıların envai çeşit biçimler, yapılar, ilişkiler böylece açığa farklı özelikerin çıkmasıdır, o halde bir şeyi, diğerinden ayıran özelliğe nitelik diyelim denmiş.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla