Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 10-06-2011, 01:29
Laqrma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Laqrma Laqrma isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2008
Mesajlar: 46
Standart Ölüm ve Din

Hoşbuldum Frodo : )

Konuyu tamamen bitirdikten sonra istediğiniz herhangi bir bölümü ayrıntılarıyla açıklayabilirim.. Şimdi konunun bütünlüğünü bozmadan devam etmek istiyorum izninle : )


Ölüm ve Din:

Burada öncelikle, bütün dinler için evrensel olan temel nitelikleri tanımlamanın güç olduğunu unutmadan, dinden ne anlaşıldığını belirtelim.

Sosyal antropolog Pascal Boyer'in The Naturalness of Religious Ideas adlı kitabında, dini ideolojiler için belirttiği üç niteliğin, bütün dinlerde bulunduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan ilki, birçok toplumda insanın fiziksel olmayan varlığının ölümden sonra da yaşamaya devam edebileceği ve inançları, arzuları ile bir varlık olmayı sürdüreceği varsayımı, ikincisi; bir toplumda, özellikle bazı insanların doğrudan tanrılar ya da ruhlar gibi doğaüstü varlıklardan ilham ve mesajlar alabilecekleri inancı, üçüncüsü ise; belirli ritüelleri tam olarak yerine getirmenin doğal dünyada değişiklikler oluşturabileceği varsayımıdır.

Bunların ilkinden yola çıkarak, ölümün fiziksel olmayan boyuta geçiş olduğu ya da insanın fiziksel olmayan varlığının ölümden sonra da devam edeceği şeklinde bir inanış olmasaydı gömme ritüelleri de olmayacaktı diyebiliriz. Yani ruh kavramının icadı ile din ve ölü gömme arasında sıkı bir ilişki olması gerekir.

İkinci nitelik olarak bazı insanların doğrudan fizikötesi ile ilişki kurabildiklerine olan inanç, bu insanların kutsal, dokunulmazlığı olan kişiler olarak algılanmalarına yol açıp, bunların ölümlerinin de aslında bir ölüm değil fizikötesine geçiş olarak kabul edilebileceği düşüncesi bu kişiler için ölü gömme ritüellerinin ortaya çıkmasını sağlamış olabilir.

Bu da bize neden Şanidar IV iskeleti gibi özel bir ritüel uygulanmış gömülerin olduğunu açıklar.

Daha önce de belirttiğimiz gibi Üst Paleolitik nüfusun hepsi gömülmemiştir. Ancak daha önceki dönemlere göre gömü sayısında belirgin bir artış olmuş ve o dönemde var olan nüfusun çok azı bu işlemden geçmiştir. Bunun nedenlerinden belki de en önemlisi, bu az sayıdaki korunmuş iskeletin sahiplerinin bulundukları toplulukta farklı bazı niteliklerinin var olması olarak yorumlayabiliriz. Yani bu kişilerin gömülmesinin nedeni, dini ideolojilerin ortak niteliklerinden ikincisi olan, bazı insanların doğrudan fizikötesi ile ilişki kurabildiklerine inanılması ile ilgilidir.

Dolayısıyla Şanidar IV iskeleti gömüsünde görüldüğü gibi bir ritüel dahilinde ve bazı ölü hediyeleri ile gömülen bireylerin bulunduğu toplulukta bir takım dini inanışların geliştiğini söyleyebiliriz.

Başka bir mezarlık alanı olan Sungir Mezarlığında (Daha sonra Sungir Mezarlığı ile ilgili ayrıntıları vereceğim.) görülen abartılı ölü hediyelerinin en önemli nedeni, o dönemin ve o topluluğun dini ideolojisi gereği fizikötesiyle bağlantı kurabildiğine inanılan kişilerin, topluluğun diğer bireyleri açısından sahip oldukları önemdir. Burada karşımıza, buna benzer bir ölü gömme ritüelinin aslında dini ideolojilerin üçüncü niteliği olan "ritüelin tam olarak yerine getirilmesi ile doğal dünyada değişiklikler oluşturulabileceği", yani ölü gömme ritüelinin tam olarak yapılamaması durumunda ortaya çıkabilecek kötü sonuçları savuşturmak isteği çıkmaktadır.

Bütün bunlardan anlaşıldığı gibi, şimdilik olmak kaydıyla Neanderthal insanından itibaren insanoğlunun ölüsünü gömebilecek bilişsel düzeye ulaştığını, gömme edimini bir ritüel dahilinde yaptığını ve Sungir Mezarlığı gibi alanlardan da anlaşılabileceği gibi din olgusunun da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını söyleyebiliriz. Ve bu olgu ile insanoğlunun ölüm bilgisini edindiğini, bunun farkında olduğunu ve başka bazı soyut kavramların da farkına vardığını söyleyebiliriz.

Bu kavramların başında ruh ve tanrı kavramları gelmekte ve bu kavramlar insanoğlunun dünya üzerindeki günümüze kadar süren macerasında çok önemli bir yer tutmaktadır.

Sonraki yazımda ölüm ve ruh kavramı üzerinde duracağım.

'Okuyan Çocuk'

Konu Laqrma tarafından (10-06-2011 Saat 01:36 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla