Konu: Perseverance
Tekil Mesaj gösterimi
  #40  
Alt 24-02-2021, 09:11
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.706

Onur Üyeliği 

Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mars'a bu aracı gönderebilmek için işçilerin fazla çalıştırılması gerekmişse bunda bir sorun yok. İnsanlık için uygun olanı bu.
Milyon dolarlık son model bir araba için işçilerin çalıştırılması ve hatta zaman zaman aç kalması gerekmişse bunda da bir sorun yok.

İnsanlık dediğimiz zaman azınlığa çoğunluğa bakılmaz. Bir bütün olarak neye sahip olduğuna bakılır. Son model lüks bir araç insanlığa ait bir tablodur, onu kullanan 3-5 kişiye değil.

İnsanlık değerlendirilirken dış dünyadan bakmak gerekir. Bir uzaylı dünyamıza ziyarete gelecek olsa, kapitalist dünyadan daha fazla etkilenirdi. Geldiğinde lüks araçlar, son model teknolojiler vs görerek ''İnsanlık neler yapmış böyle'' diye etkilenecektir.

Kapitalizm insanlığa hitap ederken komünizm bencilce-sencilce bir yaklaşım sergiler.

İşçiler lüks araçlar karşısında gurur duymalıdır. Kendileri sahip olamasalar bile o aracı insanlık adına değerlendirmelidir.
İşte bu duyguya ulaşabilmek üst seviyedir, komünist fikirden daha üst boyuttadır.
Komünizm yerine insanlık vurgusuna odaklanılmalı.
Yarar-zarar meselesine bir bütün olarak bakılabilir, deli saçması pragmatizm üzerinden değil. Elbette pragmatizm fiili anlamda anlam arz edebilir ama felsefi, düşünsel zeminde kullanımı deli saçmasıdır.

Ortaçağ da insanlığın yararınadır, nasıl hangi açı ve çerçevede baktığınız önemli...
Örneğin AKP iktidarının 3'e mal olacak bir işletmeyi veya bir yolu, 100'e yapması, gibi, meseleye sadece yol olarak bakarsanız yararınadır, hüloculuğun nevi şahsına münhasır mutlak bir belirleyeni yoktur.

Ortaçağ olmasaydı insanlık 1.000 yıl aha ileride, sömürü ve kölelik sistemleri olmasaydı insanlık 3-5.000 yıl ileride olabilirdi. Kapitalizmin yararı-zararı konusunda çok yönlü düşünmek gerekir. Kapitalizm yandaşlığından öteye geçemeyen ve genelde kendi çıkarıyla düşünenler sanıyor ki, kapitalistin kar hırsı, sömürü hırsı insanlığın kazanımlarında motive edici tek ve temel unsur olmaktadır. Oysa bu konuya da bir bütün olarak bakılmalı, kapitalizmin karakteri, insanlığın ilerlemesini, bilimi, teknolojiyi, emeği, ihtiyaç ve talepleri manipüle edici rol oynar, esas olarak temelde oynadığı rol budur. Ve bu rolüyle, yarar-zarar hanesinde, zararları ağır basar. Birde kapitalizm koşullarında emek gücünün, manipüle edilmesi söz konusudur.

Ortaçağda soyluların nasıl yaşadığı, nasılda lüks içinde yaşadığı öne sürülerek, ortaçağın insanlığın yararına olduğunu, insanlıktan kastedilenin de, sadece soylu sınıfı olduğunu, insan olarak da sadece soyluların görülüyor olması, buradan hareketle insanlıktan söz etmek, ahmakçadır, değilse iki yüzlü bir propagandadır.

Dünya nüfusunun toplam beyin gücü 100 birim ediyorsa, kapitalizmde bu %1 oranında kullanılabilir(piyasaya beyin gücü %4 bile olsa, %3'ü belirli bir çıkara şartlandırıldığı ve şartlanmış olduğu için manipülatiftir(örneğin soyguncu küçük bir azınlık olan iktidar ve onların olanaklarından yararlanmak isteyen çevreden, Hürriyet, Sabah, Zürriyet yazarlarından yola çıkarak, potansiyelin nasıl manipüle hale geldiğini kolayca anlayabilirsiniz elbette bu basit bir örnektir, toplumsal manipülasyon çok daha ielri ve etkili düzeydedir), kalır %1). Neden? Çünkü modern köleler için düşünmek lüks haline gelir. Bunun bir çok sebebi vardır, sömürü ve mahrumiyet koşullarında yetişirler, hayatları çok dar alana sıkışır, süreğen geçim kaygısıyla, gelecek ve gün kaygısıyla geçer, beyinler süreğen çaresizlikle, mahrumiyetle meşguldür, en önemli faktörlerden birisi ise, OLANAK sorunudur, kapitalizm olanak tanımaz(%1 ve ondan geçinenler istisnadır tabi) ve kapitalizmin doğası gereği sömürü deposu olarak görülürler, aynen çok çeşitli kitlelerin AKP için oy deposu olarak görülmesi ve bu kitlelerin süreğen manipülasyonu, geri bırakılması, süreğen aldatılması gibi(işte sen bu kesimdensin, bizden önce buzdolabı yoktu, hülooooooğ kesimi)...

İnsan ihtiyaçlarını, gereksinimlerini bilen bir canlıdır. Örneğin uçmak fikri kapitalizme ait değildr, aslında hiç bir fikir kapitalizme ait değildir, insana aittir, dolayısıyla, fikirlerin, ihtiyaçların, gereksinimlerin toplam insan gücüyle karşılanması ile, küçük bir azınlığın çıkarına geliyor ve işine yarıyorsa ancak gündem edilmesi arasında muazzam bir fark vardır... Yanlış bilinen diğer bir gerçek ise kapitalistlerin sözde bulduğu buluşlar parmakla sayılır, o kadar azdır yani. Ancak nasıl ki AKP iktidarın gücüyle buzdolabı yoktu diyebiliyorsa, kapitalistler de sermaye gücünden dolayı, insanlığın yararına olan ne varsa, ne buluş varsa, onu kendi çıkarları için kullanmaya başlarlar, böylece insanlığın yararına olan şey, fiili olarak zararına da dönüşür ve kapitalistler çıkarları esas olduğu için seçicidir de, yani muazzam biçimde insanlığın yararına ama kapitaliste çıkar sağlamıyorsa tercih edilmez, zamanla tüm tercihler kapitalistlerin çıkarına göre dizayn edilir hale gelir ve bütün mesele meta'nın, kapitalistin çıkarları tarafında dönmeye ve esasında insanlık bunların çıkar laboravutarına döner... Kapitalist pazarlama ve toplumsal psikolojik yöntemleri, insanlığın başına gelen en büyük bahtsızlıklardan bir diğeridir, tarifi buraya sığmaz, ama gerçekten sosyal, psikolojik olarak, dizayn olarak da tüketici(!), çaresizleştirici, mahrum edicidir.

Kapitalizm çok ciddi anlamda insanlığın ilerlemesini manipüle eden bir sistemdir de.

Ancak aptal bir insan yarar-zarar meselesini, mevcut lokalite üzerinden yapar, yani örneğin AKP'nin bu ülkeye yararı yok mudur? vardır, yol yaptı, köprüler yaptı, inşaat yaptı, hastane yaptı.... Mantığı görebiliyor muyuz? Ne için yaptı, soygun için yapı, soyulan kim? Ama sonuç olarak o yollar kullanılacak, hastaneler kullanılacak, aha yararlı! Oysa AKP olmasaydı, sistem kapitalizm olmasaydı, o hastaneler yine yapılacaktı, o soygunlar olmasaydı, sömürü olmasaydı, 10 kat fazla sayıda yapılabilirdi...

Neden antik Yunan felsefesinden bu kadar çok söz edilir? Çünkü ilgili dönemde, soylular için olmak üzere bir çeşit demokrasi, bir çeşitli örgütlü yapı sağlanmıştı, böylece hem fikrisel hem de edinimsel kurumsallaşmanın önündeki çok çeşitli engeller kalkmış oldu. Örgütlü yapı sayesinde, akademik kurumsallaşma, toplu fikir alışverişi, sosyal düşünme eylemleri hayat bulmuştu. Elbette bu yapı, tüm insanlığın düşünsel ve sosyal eyleminin yok edilmesi veya saf dışı bırakılması sayesinde idi. Yani demek ki, eğer sadece %1'in enerjisiyle değil, ama %100ün de dahil olabileceği bir enerjiyle, toplam betin gücü ve OLANAK-İMKANLARIYLA geriye kalanlar da mahrum edilmemiş olsa idi, yaklaşık 100 kat olmadı %50 ama her halükarda çok daha yüksek bir oranla daha fazla ilerleme sağlanabilirdi.

%1 ne düşünür? Meşguliyeti nedir? İnsanlığın yararına düşünemezler, kapitalistler açısından insanlığın yararı diye bir ölçüt yoktur, kapitalistliğin doğasında yoktur-kişisel bir durum değildir ve sadece kapitalistin çıkarı vardır. hasılı kapitalistin çıkarına olan insanlığın ararına işlev görür, yararı ise günübirlik, gelip geçici ve yüzeyseldir, aldatıcıdır.

Örneğin dünyadaki toplam beyin potansiyeli, 7.500.000.000, bunun içerisinde sistemden dolayı bu potansyeli kullanabilme oranı ise %2'dir ve bu %2'nin de %99 potansiyeli insanlığın yararına düşünmekle geçmez, 1 paraya ne yaparsa, nasıl kata külle oluşturursa 1 para daha ekler anlayışının strateji, taktik ve politik yol yöntemiyle geçer. Eğer 1 paraya, 1 para daha katma istemi, beraberinde şansa bir ilerleme sağlarsa, edinim ve yetileri yok edilmiş olan, imkan ve olanakları tüketilmiş veya ellerinden alınmış olan 7.5000.000.000 beyin için de bir ilerleme sağlar ancak bu durumda yerleşik olarak kapitalistin sağladığı yarar, verdiği arar yanında devede kulaktır.

neyse uzatmayacağım ancak aptallar ya da bu işten çıkarı olduğu için salağa yatanlar AKP nin varlığının Türkiye'ye muazzam yarar sağladığını, bu varlığın soygun, talan anlayışının, bu toplumu ilerlettiğini, ilerletmesinin sebebinin de, soygun arzusuyla giriştiği işler olduğunu söyler veya buna inanır..

Örneğin AKP iktidarı yerine sosyal, bilimsel ve toplumsal katılımı sağlayan, bununla birlikte kapitalizmin mahrumiyetlerin olabildiğince bertaraf edilebildiği koşullarda bir iktidar olsaydı, toplum daha mı az yarar sağlamış olurdu?
Yıldıztozu ya tam bir yandaşsın -ki olmadığı orada- ya da herkesi aptal sanıyor olmalısın, bu zekayla daha ileri gidemiyorsun.

1.000 beyin mi, 2.000.000.000 beyin mi? Potansiyel nerede?

İnsanlık kapitalizm yüzünden, ilerleme potansiyelini %2 gibi kullanabiliyor ve bu %2 potansiyelin sağladığı ilerlemeyi insanlığın yararına olarak görüyorsun, DOĞRU! %2 lik ilerleme de bir ilerlemedir, ama bu %2'nin varlığı, potansiyelin %1 oranında kullanılmasına sebep oluyorsa -ki öyle zira çıkarları uğruna manipülasyon da var, bu da demektir ki %99 potansiyelle de zarar veriyor. Elbette kapitalizmi bir de feodal, köleci sisteme göre düşünmek gerekir, o zaman da yarar oranı hayli yükselir, ama neye göre, feodal siteme göre, demek ki, bilimsel düşünemeyi başarmamız gerekiyor. ben kapitalizmi fedoalizme göre düşünürsem, muazzam bir ilerlemedir, insalığa göre düşünürsem de, muazzam bir frenlemedir. E-göreliğinizden olursanız, beyinleriniz işlevsiz kalır, zira akıl-mantık devre dışı hale gelir ve ilgili yazıda görüldüğü gibi saçmalamaya da başlarsınız

Bazı liberaller de, buluşlar üzerinden yapar bu propagandayı, sonra oturur bir bakarız, neredeyse buluşların tümü de, kapitalistlere rağmen, kapitalist olmayan ve üstelik de kapitalist bir çıkar gözetilmeden yapılan çalışmaların ürünü olduğu ortaya çıkar. Sonra anlaşılır ki, kapitalistlere ait sanılmasının ve kapitalist sebeplerle ortaya çıktıklarının düşünülmesinin sebebi, güçlü olmaları, sermaye gücüyle iktidar olmaları, dolayısıyla da olanaklarını, kendi çıkarları namına ama tabloya bir bütün olarak baktığımızda insanlığın zararına kullanabilme güçleri olduğu için öyle sanılmaktadır. İlerleme onbinlerce yıllık birikimle ve ihtyaç-gereksinimleriyle insanlığındır, kapitalizm ise bunun, küçük bir azınlığın çıkarı namına istismar edilebilmesi üzerine kurulu bir sistemdir. İhtiyaçlar da, emek de, karşılama istenci de toplumsaldır, bu kafa, kol emeği olarak da böyledir. Beyini veren kapitalizm değildir, her insan bir beyinle gelir dünyaya ve kapitalizm beyini veren değil, işlevsizleştirip sizden, sizi, sizden alandır ve eğer o beyin kapitalistin işine geliyorsa, çıkarına uygun ise, bu biçimde sınırlayıp kullanandır da...

Nerede görülmüştür asalağın, sırf yarar sağladığı? Elbette yarar sağladığı da olur, ancak verdiği zarar ile ve hiç olmasaydı ne olurdu diye düşünmek gerekir. Kısaca asalak olmasaydı, ağaç yine olurdu ve asalağın seçkin, manipüle edilmiş ve çerçevesi darlaşan, at gözlüğü misali çıkarı uğruna çalışmak(potansiyelin de muhafakarlaşmasına, ilerlemek yerine mevcut olanın getirdiği kar üzerinden de stakükolaşma, saplanıp-şartlanıp kalma, darlaşmaya-körleşmeye- dönüşür ve ayrıca kapitalist çıkar sağlamıyorsa üzerine düşünmeme ve çalışmamayı da getirir) 10 birim potansiyel ve ilerleme sağlıyorsa, asalaksız çalışmak 100 birim sağlar... Sadece 1 kişinin çıkarına olan şeylerin, tüm diğerlerinin çıkarına, sadece asalağın çıkarına olan şeylerin tümüyle ağacın yararına olduğu propagandası, inancı, akıl tutulmasıdır. Ağacın çıkarları daha geniş bir potansiyeldir, dolaysıyla terazinin ağır kefesi bakımından ağacın çıkarları esastır ve üstelik asalaksız yaşam da, ağacın bir diğer çıkarı olduğu gerçeğini görmek gerekir. demek ki asalaksız yaşam da, ayrıca ve temel önemde insanlığn yararınadır

Kapitalizm, bu konu açısından da insan potansiyelin %1'e indirilmesidir, bir de bunun üzerine kapitalist çıkarların manipüle edici, seçici ve dizayn edici ağırlığı eklenince bu potansiyel, %0,1 gibi rakamlara tekabül etmeye başlar, akıl vurguncuları da, %98'i manipüle etmesi sayesinde varlık gösteren %1'lik oranın kazanımlarını mal bulmuş mağribi gibi propaganda ederken, herkesi aptal sanır veya kendisi de propagandaların kurbanıdır... İşte bir de bu türden soytarıların akıl sağlığına verdiği zararlar vardır, yani kapitalizm salt asalak değil, bir nevi virüs sitemidir de...

Herhangi bir insana, %1 potansiyel mi, %90 potansiyel mi, hangisi diye sorsanız, %90 der... AKP iktidarını düşünün, saray soytarılıklarını, öne çıkan done olarak, basını, medyasını, o küçük azınlığın çıkarları için yok edilen potansiyeli, düşünün, kapitalizmi de böyle düşünün(kapitalizm budur, bölgelere, toplumların bilinç seviyesine göre, soygun, sömürü, talan açısından yöntemler oranlar değişebilir), cilalı olanı, olmayanı arasında elbette fark vardır ancak bütün açısından oluşturdukları fark esası değitirmez. Asalağın, 3 yerine 2 oranla sömürüsü, elbette toplum ve toplam beyin potansiyeli, yaşam biçimi açısından 1 oranlık bir kazanç sağlar, ancak hiç olmamasının getireceği yararı sağlamış olmaz, birazcık akıl, birazcık zeka, birazcık omurga yeterli.

AKP Türkiye toplumu açısından insanlığın yararına mıdır? Bu soruya evet diye cevap vermek mümkün, öyle değil mi? Sorun AKP li vatandaşa(Yıldıztozu gibi düşünürler) size hayır diyecek mi, hemen yararlarını sıralayacaktır, yaptık, ettik vs, sıralamasa dahi, hiç bir iktidar %100 zararlı olamaz, hem mevcut açısından hem de OLMASAYDI ne olurdu sorusunu sorarak düşünmek gerekir.
Ben tekrar ediyorum sömürü sistemleri, elit, soylu asalak azınlıkların egemenliği ve mesele sırf bunları mutlu etmek meselesi olmasaydı, insanlık 5.000 yıl daha ileride olurdu, verili halde insanlık açısından(bir bütün olarak) verdikleri yarar kulak iken, zararları ise devedir, muazzamdır. Kapitalistin kafasının nasıl ve neye çalıştığı, nasıl propaganda yaptığının örneğini görüyoruz, ya insanları aptal yerine koyarlar ya da gerçekten de bu kişiler, aptallaştırıcı politikalar ve propagandaların kurbanı olabilirler.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla