Bunun bir mezhep savaşına dönüşmeye başladığını,yüzlerce yıl önceki Osmanlı ve İran'ın güç mücadelesinin bir anlamda devamı olduğunu daha önce de söyledik.Hatta dış politikada tarihin belli bir dönemine cuk oturan dejavulara sıkça raslanır;Balkanlara,doğu Avrupaya,kısacası dünyanın neresine bakarsanız bakın varolan tüm ittifaklarda bunu görürsünüz.
Ama Ali Bulaçmış,mezhep savaşıymış,tüm bunlar asıl sorunun yanında solda sıfır kalır,
Arap isyanları neden başladı?
Suriye olayları,mezhep savaşı falan küçük ölçekli işler,dünya sallanıyor,bizse hala tek tek ülkeler ve o ülkelerin etnik dinsel yapılarıyla bir yerlere varmaya çalışıyoruz.Tunusda mezhep sorunu mu var,Mısırlının derdi Şia ya da Sunnilik mi?
Bu isyanlar arasındaki bağlantıyı görmemek,her birini yerel olgularla anlamaya çalışmak ciddi bir fiyaskodur.
''Mücadele seküler diktatörlerle İslamcı diktatörler arasındadır'' diyen adamı oryantalistlerle aynı safta olmakla suçlarım.Şu iletide bile muhalifler İranlı ayetullahlara benzetiliyor,Vartor ne yazmış;
vartor´isimli üyeden Alıntı
Ateistlerin Esad'i desteklemeleri gayet normal; Arap baharinin estigi ulkelerdeki, devrilen diktatorlerin yerine getirilen, alternatif seriatcilari mi destekleselerdi diyorsun?
Iran'da $ahi devirip demokrasi getirdikleri gibi bir demokrasi bekliyorsaniz diyecegim yok.
|
Sanki Humeyni demokrasi vaadiyle gelip diktatörleşmiş gibi bir izlenim veriliyor,Humeyni;Mursi ve Gannuşiyle,hatta Tayyip'le bir tutuluyor.
Senin yazdıkların da pek farklı şeyler anlatmıyor aslında.Bunların hepsi sıradan bir batılının ağzındaki baklalardan çok farklı değil;
''Demokrasi bu ortadoğuluların neyine,sandığı bunların önüne koysan her seferinde İslamcıları seçeceklerdir.En iyisi başlarına laik bir diktatör koymak''
Kapatalım dükkanı gidelim o zaman,nasılsa hepsi diktatörleşecek.Seçimler de iptal olsun,askeriye gelsin başa.Birçoğunuzun yazdıklarının ucu mecburen buraya varıyor.Farkında olmadan 28 şubatçı oluveriyorsunuz.
Ortadoğu halklarının demokrasiyi hak etmediğini düşünüyorsunuz,bir çoğunuz böyle.İsraildeki adam da korku içinde izliyor olayları,birçok batılı da.Bakmayın muhaliflere destek veren tavırlarına,Demokrat partililer bile Obama ve Hillary'nin Arapların demokrasi denemesine''bir şans verme'' politikasını desteklemiyor.
Ne Tayyip ne de Mursi parlementoyu iptal edip bir İslami diktatörlüğe gitmeyecektir,bunu böyle bilin.Aptal değil bu adamlar,diktatörlerin başına ne geldiğini iyi biliyorlar.Gerek de yok böyle bir şeye,dünyanın seçimle gelen bir İslami hukumete Ahmedinejad muamelesi yapmadığını görüyorlar.Onların amaçları toplumu dönüştürmek,ne olursa olsun iktidardan gitmemek değil.Bu çağda başka bir çıkar yol olmadığını biliyorlar.
Bunun diğer bir ayağı da Latin Amerikada yaşanıyor,nasıl ki ortadoğunun İslamcıları parlamenter demokrasinin yöntemlerine teslim olduysa Chavez ve Markos gibi sosyalistlerde aynısını yapıyor,artık hepsi bir zamanlar eleştirdikleri ''burjuva demkorasisi'' nin kurallarına uyuyor.
Bu bağlantıları kurmadıktan sonra gerisi boş.
İlk gençlik yıllarımda yasal bir parti kurup mecliste mücadele etmekten bahseden herhangi bir devrimci oportünizmle,reformizmle suçlanırdı.En radikalim diyenler bile tek tek parti kurdu,tükürdüklerini yaladılar,isim vermeye gerek yok.Bu,tüm dünyada farklı ama yakın zamanlarda yaşandı.
Dinlerin ve ideolojilerin parlamenter demokrasiye boyun eğişidir bu,ve tıpkı diğerleri gibi bir yönüyle
iletişim devrimidir.Kitle iletişim araçlarının toplumları her sarsışında olduğu gibi önce din,sonra etnisite,nihayetindeyse ideoloji alanında kendini gösterir.Konuşacağız daha bunları.