Tekil Mesaj gösterimi
  #9  
Alt 20-04-2008, 18:48
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Canlar ve Ulucanlar

Hamam

Hamam'in onunde betondan genisce bir alan vardi. Cirilciplak soyularak elleri arkadan kelepcelenmis insanlar, aralarinda birer metrelik mesafeler birakilarak bu alana yuzukoyun yatirilmisti. Her yerde kandan golcukler olusmustu. Beni de kalabalik icinde bir yere yatirdilar. Bu et yigininin arasinda askerler dolasiyor ve canlari kimi cekerse butun gucleriyle ellerindeki Israil sopalarini indiriyorlardi. Bu iskencenin onlara buyuk bir zevk verdigini hissettirecek sekilde gulusuyorlar, egleniyorlar ve halimizle alay edecek sozler ve kufurler ediyorlardi. Daha once cok defa gozaltina alinmis, kimisinde dayak yemis, kimisinde de iskence de gormustum. Ogrenciligimden beri polisler ve askerlerle, emniyet ve jandarma ile iyice tanismistim. Ancak burda yedigim coplarin siddeti hicbirine benzemiyordu. Demir gibi sert ve agir olan bu sopalar sirtima indiginde cigerlerim yerinden sokulecekmis gibi geliyordu. Arada bir bayiliyordum, yeni bir cop darbesiyle kendime geliyordum. Sagimda dolumda kandan olusmus olan golcuklere basimi bastiriyorlar, kan banyosu yaptirmanin zevkini tadiyorlardi.

Asil buyuk iskence ise hamamin icinde yapiliyordu. Hamamin icinden o kadar canhiras sekilde cigliklar geliyordu ki, bunlari dinlemek iskence gormek kadar aci verici birseydi. Hamamin icine daha onceden secilmis kisiler konulmustu. Habip ve Ismet bunlarin arasindaydi. Hamamda o kadar vahsi bir iskence suruyordu ki, bu iskence elektrik, filistin askisi, su sikma, haya burma gibi seylerle bile karsilastirilamaz. Genellikle emniyetlerde yapilan iskencelerde polis disardan anlasilacak sekilde hasar vermemeye ve oldurmemeye dikkat eder. Ne de olsa, giris ve cikista doktor kontrolu, hukuksal birtakim araclar, kamuoyu etkisi gibi faktorler vardir. Burda ise iskencenin onunde artik hicbir sinir yoktu. Oldurene kadar ve en vahsi sekilde iskence yapma yetkisini almis olduklari belliydi. 20-30 kisiyi gozden cikardik diyorlardi ve mumkun oldugunca guclu bir gozdagi verilmesi hedeflenmisti.

Habip'in cesedi morga geldiginde yuzunde onlarca derin falcata yarigi vardi. Ismet'in ise yuzu tamamen yakilmisti. Vahsi bir iskenceden sonra uzerlerine ates edilerek oldurulmuslerdi. Her ikisi de hamama canli olarak girmis olu olarak cikmislardi. Cemal Cakmak da oldurmek uzere hamama alinanlardan biriydi. Onun seslerini hala hatirliyorum. Cemal'in kurtulmasinin nedeni ise oldu sanilmasi olmustu.

Askerlerden biri basima dikilmis, tufeginin ucuna taktigi kasaturasini gozumun kenarinda cevirip duruyordu. Sanirim gozumu cikarmasindan korku duymam onun icin eglenceli birseydi. Birisi meslegimi sordu: "Muhendisim" dedim. Belki de yanlis bir cevapti. Hic cevap vermemek, yada baska bir sey soylemek daha dogru birsey olabilirdi. Ne bok yemeye burda oldugum uzerinden bir hakaret *ve coplama yagmuru basladi bu sefer. 20 yasinda askerligini yapmakta olan, siradan insanlardi bunlar. Bu kadar nefreti nasil ve nerde biriktirdiklerini anlamak mumkun degildi. Bilincim gidip gelirken kollarimdan tutup kaldirdilar. Kamyonet benzeri bir aracin uzerine ciripciplak cesetler ustuste yigilmisti. Omuzundaki rutbelerden subay oldugunu anladigim birisi ustuste yigilmis o et yiginindan birisinin kafasini kaldirdi ve bana "bunun adi ne" diye sordu. Her gun birlikte oldugum, tanidigim biriydi, ama kafam karismis, bilincim bulanmisti. Cocugun adini hatirlayamiyordum. Yari bilincli bir sekilde bir isim soyledim ama yanlis bir isim soylemistim. O zaman bir travma yasadigimi farketmemistim, ama beni tekrar kulce gibi betonun ustune atip dovmeye basladiklarinda hala o cocugun ismi neydi diye dusunuyordum.

Hamamin onune getirildigimizde ogle saatleriydi. Iskence esliginde hava kararmis, cesetler kaldirilmis, baska cezaevlerine sevk edilecek olanlar ayrilmis, cezaevi ringlerinin icine cuval gibi atilarak gonderiliyorlardi. Yari baygin yari ayik gecen saatlerden sonra kendime geldigimde hamamin onunde duvar dibine karsilikli olarak oturtulmus oldugumuzu hatirliyorum. Soylendigine gore bizi once duvar dibinde ayakta tutmuslar ve ben bir iki defa yere dusmusum. Aramizda doktor ve hemsireler gezmeye baslamisti. Vucudunda patlamamis yada kursun yememis yeri olan kalmamisti zaten. Kiminin ayagi, kiminin eli, kiminin kafasi parcalanmis, cok sayida kursun yarasi olan vardi.

Aramizda gardiyanlarin ve doktorlarin gezmeye baslamasi iskencenin artik bittigi anlamina geliyordu diye dusunuyordum. Ama bitmemisti. Doktor ve hemsireler arada bir cekiliyor, askerler tekrar dolasmaya basliyorlardi. Onlarin aramizda gezmesi iskence demekti artik. Karsimdaki duvarin dibine oturttuklari genc bir cocuga takmislardi bu sefer. Askerlerden biri cebinden bir fotograf cikarip gosteriyordu. "Bu resme iyi bak. PKK'li itler oldurdu kardesimi, daha 19 yasindaydi" Icindeki butun ofkeyi o cocuktan cikarmak istiyordu sanki. Elleri arkasindan kelepceli, dayak yemekten ve vahsetten kendinden gecmis olan o cocuk da herhalde ayni yaslardaydi. Yasanmis butun nefretler sanki orda birikmisti. Iki asker esliginde cocugun ayaklarini tutup kicina cop sokmaya calistilar. Bir taraftan da istiklal marsini soyletmeye calisiyorlardi. Dehsetle soylenen boyle bir istiklal marsini herhalde simdiye kadar kimse duymamistir. Daha sonra sira dayak esliginde herkese "en buyuk asker bizim asker" dedirtilmesine gelmisti. Iskencenin son kisimlari bir kisilik ezme cabasi bicimindeydi.

Goruldugu gibi yapilan iskencenin bir konusturma, bilgi alma amaci falan yoktu. Yapilmasi gereken bir gosteriydi, bir gozdagi idi. Yillardir cezaevinde yatan insanlardan alinacak bir bilgi de yoktu zaten. Tumuyle insanlarin kisiliklerini ezmeye donuk bir iskenceydi bu. Bu sirada hep bu 20 yasindaki gencecik askerlerin nasil bu hale gelebildigini, insanliklarindan nasil bu kadar cikabildiklerini dusundum. Belli ki yasamlarinin butun sikintilarini, ezilmisliklerini, yetersizliklerini bu nefretin icine yerlestirmislerdi.

Hamamin onunden alinip nasil goturuldugumu yarim yamalak hatirliyorum. Kollarimdan tutarak beni tasiyan gardiyanlar koridorlardan gecerken, etrafta duran diger gardiyanlarin saskinlik ve korku dolu bakislarindan, urkuntu veren bir goruntum oldugunu hissediyordum. Iskencenin agir kismi bitmisti, ama iskence bitmemisti. Bir hucreye atildigimda yanimda uc kisinin daha oldugunu, sonra onlarin alinip hastaneye goturuldugunu, bir ay sonra baska bir cezaevine sevk edilirken soylemeseler belki de hicbir zaman hatirlayamayacaktim. Muhtemelen beynim hasar gormus ve yasadiklarimin bir kismi silinmisti.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla