Tekil Mesaj gösterimi
  #190  
Alt 22-05-2019, 04:17
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
- Ben hiçbir zaman ABD'nin ütopya olduğunu söylemedim. Avrupa tarzı demokrasileri ve AB projesini daha mantıklı buluyorum. Kendi görüşüm.
************ 1 **************
Senin AB tipi demokrasi modeline karşı olduğunu ispatlayacağım;

Avrupa ülkeleri, dünyanın iliğini sömürürken bu demokrasi var mıydı? Neyin eseri? Sınıf mücadelesinin, emekçilerin mücadelesi. AB dünya kaynak sömrüsünden pay alamaz hale gelsin, sermaye o hakları tanımayacak, zaten çatırdamaya başladı bile, bir çok sebebi var ve değinmiştim. AB dahil emperyalist üllkelerin kaynak sömürüsünde azalma ve kaygı, toplumun yaşam standartlarına da yansıyacağının farkındalar, kayıplar hak ve özgürlüklerin kısıtlanması olarak geri dönüyor. Paradoksa girmiş durumdalar ve sosyalizm gibi bir alternatif, yanıbaşlarında duruyor, ya %99, %1 den asıl payını iserse? Bu vb sebeplerle, AB sermayesi ve iktidarıyla, ülkelerin hızla sağa kayması sağlanmaya çalışılıyor, örgütleniyor, el altında lojistik sağlanıyor, medya organaları vb araclığıyla kamplaşmalar üretiliyor, algı oluşturuyor, güç %1'in elinde, iktidardan, medya ve kitle iletişim araçlarına kadar. Sermaye yapısı gereği sağdır zaten.

Örneğin önemli kaygılardan birisi, dünya yağma pastası ve payların değişimi, yeni paydaşların girmesi(Rusya, Çin, Hindistan vb), pasta büyümüyor ama pay sahibi artıyor ve şu an ciddi bir savaş sürüyor ve bunun en önemli ayağını propaganda savaşı alıyor. Ruya ve Çin üzerine nefret poltikası üretiliyor, kendi içlerinde de ayrışmalar söz konusu. Senin ayrıcalıklı Rusya nefretin dahi, bu propagandaların ürünü. tarihiyle, sifatıyla onlarca kat daha acımasız ve kötü bir kişiliği olan ABD'ye sempatinin de sebepleri bu. propaganda savaşlarında piyon durumuna gelmenle ilgili ve sevmeyi beceremiyorsun. Tam bir karmaşa yaşıyorsun, ABD, senin gibiler -neyi savunduğunu bilmeyenler- açısından dahi, sevilecek en son emperyalisttir dahi diyemem, sıralamaya giremez. mesele senin sandığın gibi, ne Putin'in kel olması ne de Trump'un garip saç rengi, gerçek, insan iradesinden bağımsızdır, o zaman olguya, yapıya, sisteme(adı üzerinde sistem) yöneleceksin, işleyen çarka ve nasıl döndüğüne bakacaksın... Gerçek iradeden bağımsızdır, lakin insan etkileşerek bilgi edir, bilinç sahibi olur. Böylece iradi müdahale şansı oluşur. Sistem açısından da irade, toplumsal örgütlülük olarak anlam kazanır ve örgüt, bilincin iradeye dönüşümünü temsil eder - ki bilinç bu yüzden önemli, toplumsal bilinci belirleyen-sağlayan sınıf, sistemi belirler ve kapitalistler açısından da medya ve tüm propaganda, enjeksiyon araçları önemlidir.

Sermaye açısından, daim strateji vardır ki, o da, pastayı pay edenlerin azalmasıdır. Son çare dünya savaşıdır ve masada her zaman durur. süreğen aktif olan dünya savaşı ise, sermayenin rekabet, propaganda, diplomasi ve sürtüşme savaşlarıdır(bu daim-kendiliğinden, masaya koymaya bile gerek yok)...

kısaca durumu, koca bir balinayı(dünya kaynakları ve toplumsal emeği) parçalayan köpekbalıklarına(sermaye baronları, burjuvazi) benzetebiliriz, köpekbalığı arttıkça, payları azalıyor. Sen seçtiğin köpekbalığından(ABD ve hempası AB) ve hem balinayı hem de diğer köpek balıkalrını yutmasından yanasın, ben ise balinadan yanayım. Aramızdaki temel fark bu. Kriz dönemlerinde de buna tanık olmaktayız, AB'nin dünya kaynakları yağmasında edindiği payı azaldıkça hak ve özgürlükleri kırpmaya çalışıyor...

Somali model aldığın AB demokrasinin, çıplak gerçeğiyle, yani aslında emperyalist, kapitalistler için aslolanın sömürmek, yağmalamak, bunun içinde toplumların hak ve özgürlükten, demokrasiden olabildiğince uzak tutulması stratejisinin açıkça deşifre olduğu, o çok sevdiğin sevimli, özgürlük hayranı, demokrat sandığın tonton baronların şirketi, BP tarafından yönetiliyor, yönetildi. aslında BP değil, petrol konsorsiyumları ve bunun içinde bir çok tröst var, dünyayı da sermaye ve gücü yönetiyor. (sana anlatıldığı halde bir türlü kabullenemediğin gerçeklere pratik ve somut kanıt olarak, faka bastılar).

Bakınız bütün iktidar ellerinde, hegomanya, güç, basın, medya, topluma yön verecek araçlar(her kapitalist ülkede %99 kapitalistlerin elindedir), hatta toplum mühendisi, mimarıdırlar ve eserleri ise, halkın cahil bırakılması ve birbirini kırması.. hegomanya sağladıkları her yerde, öyle oldu-oluyor, teoriye uygun, çelişmiyor ve sen ülkelerin bu emperyalistlerce işgal edilmesini savunuyorsun, üstelik de hak ve özgürlük, demokrasi adına! İnsan, bağımsız olmadan demokrasi, özgür olabilir mi? Soracak bilince, duyarlılığa sahip olamıyorsun, sürekli bağımlılığı savunuyorsun.

******** 2 **********

Sosyal haklar, demokrasi, hak ve özgürlükler KAYNAKSIZ olmuyor, lakin sistem de kapitalizm, kaynaklar, egemen olan küçük bir azınlık eliyle sömürülüyor! o zaman kaynak fazlası girdiye ihtiyaç duyuluyor. İşçi, emekçilerin sesi çıkmasın, AB'de dahi olan da ellerinden alınır.

Formülle; kendi yerli kaynaklar, baz olarak 1.000 alınmıştır. Sermaye ile emekçiler arasındaki kaynak dağılımı, yani %60 kaynağın, nüfusun %1'ine, kalanın, nüfusun %99'una, %40 olarak pay edilmesi(günümüz değeri) esas alınmıştır.

Almanya örneğimiz;

kaynak: K
%1 nüfus: S, sermaye
%99 nüfus: H , halk
%60 kaynak(%1 in aldığı): SK (sermaye sınıfının payı)
%40 kaynak(%99 a pay edilen): HK (halkın payı)
83.000.000 = Nüfus, N olarak alındı.

Nüfus oranlarını hesaplayalım;
SERMAYE nüfusu
N * %1 = 830.000 Kişi. medya, siyasi partilerde ki etkinlik, vakıf vb üzerindeki etkisi, belirleyicilik endeksi %99
HALK nüfusu
N*%99 = 82.170.000 Kişi

Yerli kaynak: 1.000 olarak baz alındı.
SK'yı yani sermayedar nüfusunun aldığı payı hesaplayalım;

SK = 1000*0,60(%60) = 600

830.000 Kişi = 600 pay alıyor Ülke kaynağından aldığı pay!(bariz sömürü ve sistem ortada)

Şimdi halkın payını hesap edelim;
HK = 1000*0,40(%40) = 600

82.170.000 = 400 pay alıyor. Ülke kaynağıdan aldığı pay, bariz sömürü ortada.

KAYNAK DURUMU BU.

ŞİMDİ birde emperyalist olması ve sömürüden aldığı paya göre hesap edelim; yani sömürülen ülkelerden alınan pay bazında, buna da 500 diyelim;

SK = 500*0,60(%60) = 300
830.000 Kişi = 300 pay alıyor

HK = 50*0,40(%40) = 200
82.170.000 = 200 pay alıyor.

Sonuç:
Ülke yerli kaynağı+dış sömürü kaynağı

Sermaye sınıfı(830.000 Kişi ): 600+300=900 pay alıyor!
Halk(82.170.000) : 400+200=600pay alıyor


Emperyalsitler için sömürgeler bu yönüyle çok önemli, fakat asıl gaye bu değil, sermayenin yapısı yayılım ve birikim ister. Bu yapısıdır, örneğin en basit iş kolunda ürün sattığınızı düşününün, 1 mahalleden, bir ilçeye, orada il ve illere, imkan varsa ülke dışına açılmak istersiniz değil mi?

Kaynak sömürüsü de, pazar sömürüsü de, kapitalist sistem de aynı mantığa mahkumdur.
Burada hiç bir ideoloji gözetilmiyor, YORUMSUZ. olgu bu, gerçek bu. işçi sınıfı mücadelesi ve sosyalizmin etkinliği söz konusu değilken, halka, emperyalist yağmadan pay bırakmıyorlardı, 12-16 saat çalışma saatleri vb vardı, çünkü kapitalizmde kaynak sermaye sınıfına akar ve iktidar sermayenin elindedir...

Aynı formülü birde sömürülen ülke esaslı yapalım, örneğimiz Chavez öncesi, ya da olası Gaudio Venezuelası olsun

yerli kaynak geliri, 600 olsun. Bunun 200'ü emperyalist yağmaya gitsin; kaldı 400;

Nüfusu 32.000.000 olarak alalım

Yukarıdaki formülü işletirsek sonuç;
Halkın payına kalan;
31.680.000 Kişi, ülke kaynağından payına kalan: 160!
Sermaye sınıfının payına kalan;
320.000 Kişi payına kalan: 240


Yine Venezuela da medya, basın, iktidar etkisi %99 olan sınıfın, yani 320.000 kişinin elindedir.

Şimdi, bu koşullarda, Venezuela'nın bağımsızlığı sağlanmadan, yaşam standartları yükselmeden, emperyalist yağmaya giden kaynaklar kurtarılmadan, AB tipi Demokrasi mümkün olabilir mi? Üstelik AB, emperyalist yağmadan pay alıyor. Venezuela kendi yağıyla yapabilir mi? yapamaz, 1 yolla mümkün, kaynakların %60'ını kendisine akıtan %1 çelişkisini aşarak, yani %1'in olmadığı ve kaynakların topluma pay edilebileceği bir ülke olabilmekle. yani en azından %60 kayıp payın olmaması, miyonlara yeter de artar bile, yeterki bağımsız olsun, ambargo vb olmasın...

Kısaca Leo sen, Emperyalist yağma ve Gaidouyu destekleyip yukarıdaki tabloyu savunduğun için, AB tipi demokrasiden yana değilsin, olmasını istyorsun ama yanlış ata oynuyorsun.

Şu an Venezuela halkına karşı girişilen bu yağma savaşının sebebi, açık, defalarca söyledim yağma, talan ve sağlayıcı KOŞUL, alt ve üst yapıyı oluşturmak. Chavezle birlikte sağlayıcı koşulları sarsıldı. Emerpyalistlerin, özellike ABD'nin esas sorunu, yağmalanabilir bir ülke olması. Sen ise tarafını yağmacıdan ve yağmacının sahte ve beş para etmez sahtekar propagandalarından sağlıyorsun. Sonuç itibariyle ne istediğini bilemiyorum, ama tarafının nereye vardığını biliyorum, oligarşik otokrasi ve emperyalist hegomanya, o koşulalrda demokrasi olabilir mi?...

Akademik dil, literatür kullanmıyorum, sosyalizm, komünizm de demiyorum, sırf iddiaların namına, sadece ama sadece AB TİPİ demokrasinin olması-olabilitesi koşullarına değiniyorum.

******** 3 **********************************************

Gerisi her zaman yaptığın gibi daldan dala atlıyorsun, alakasız ad-hominelerden, sulandırma-bulandırma, daldan dala safsataları havada uçuşuyor, hangi birine cevap vereyim? Sen sadece neo-liberal, basit sahte propagandaları, yüzeysel ve koş sloganlarını söyleyip geçiyorsun, gerçekleri anlatmak bana kalıyor. hülooocuların yaptığı gibi üst-akıl ne demişse lafzen tabi, söyleyip geçiyorsun, amacım incitmek değil, yani onalr bile resi ne demişse söyleyebiliyor, hayatlarında ilk defa duydukları kelimeleri sanki biliyormuş gibi sarfedebiliyorlar, akıllarısıra siyaset yapıyorlar... anlaşmaya başladık diyorsun-halbuki daha en başından söyledim, kişiler beni ilgilendirmiyor ve kendisini özel olarak desteklemiyorum, halkın bağımsızlık mücadelesini destekliyorum-, anlaşamıyoruz, hala anlayabilmeni bekliyorum, belki birazcık olsun anlamaya başladın.

Sırayla gidelim diyorum ne dersin? öyle her satırda daldan dala lafızlar olmasın, tamamen subjektif, tabansız, lakait ve aymaz olamam ve mesnetsiz iddialar, propagandalar üfüremem...Her üfürüğün ve manpülatif propagandların taşıyıcısı olduğunda, yalan, yanlış, çarpıtma, üfürük desem olmuyor, çünkü o zaman da açıklamak zorunda kalıyorum. sırayla gidelim, sıradaki, %1, %99 çelişkisi olsun diyorum, bu bağlamda adalet, hukuk, eşitlik, hak ve özgürlük ve demokrasiyi, toplumsal emekten alınan payı vb konuşuruz. O zaman taraflarımız belli olacak, sen mi demokrasiden yanasın, yoksa ben mi?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (22-05-2019 Saat 11:53 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla