Bilim insanlarına sahtekar ve yalancı mı diyorsun ?
Neden 'bilinçsizce oluşuyor' diyorlar ?
Gördüğün video evrimin, elektrostatik (enformasyon )alandan dolayı evrim geçirdiğinin ispatıdır
.
Bu saçmalığı anlatan bir tane bilimsel makale verir misin ?
Bilindiğine göre bununla ilgili bir makale vardır değil mi ?
bu dalgalar sonsuz ve bilgi enformasyon icerdiginden dolayi , benim icin tanridir .Tanri isiktir
Tanrı maddesel mi ?
Maddede bilinç ne arar yaw ?
Tanri isiktir enerjidir parcacik alti herseye hüküm eder.Moleküller ondan gelen bu dalgalanmalar ile enformasyon aldigi vakit ne yapacaklarini bilirler.
Kibrite nasıl yanacağını da söylüyor mu ?
Yoksa kibritin kimyasal yapısı oksijen ile reaksiyona girme eğiliminde olduğu için mi yanıyor ?
Akıl, mantık, sağ duyu ve bilim hangi cevabın doğru olduğunu söylüyor ?
Bir hücreden degilde , dünyanin her tarafinda canlilarin olusduguna inaniyorum
Evet, anlıyorum. Akıllı Tasarım ile evrimi birleştirmeyi başardın.
Gerçekte öyle olmuyor tabii. Evrim, resimde gördüğün gibi dallanarak ilerler. Bunun tartışması dahi olamaz. Söylenecek pek fazla şey yok. Evrimin dallanarak ilerlediği bilimsel bir gerçektir. Umarım en kısa zamanda uydurduğun masalın gerçek olmadığının farkına varırsın.
Bu insana da gecerli ,insan kendisine ait bir canli türü olduguna inaniyorum.
Yani evrim türlerin kendi icinde olmusutur diyorum.
Diyebilirsin. Kendinin bilim insanı olmadığının hiç bir gözlem ve araştırma yapmadan bu masalı uydurduğunun farkında olmayı da ihmal etme.
Senin masalın gerçek olsaydı son 2 milyon yıllık zamanda bu kadar fazla Homo cinsine dahil tür bir arada yaşamazdı. Eğer masalın gerçek olsaydı birbirine benzer canlılar görmek imkansız olurdu. Çünkü 3.8 milyar yıldır evrim olduğunu düşünürsek canlılar birbirinden tamamen farklı özellikler kazanırlardı. Ancak günümüzde türleri belirli sınıflarda toplayabiliyoruz. Balıklar, amfibiler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler gibi sınıflar var. Bu sınıflara ait binlerce tür var.
Yani günümüzde yaşayan her canlı kendi başına evrim geçirmedi. Tüm canlılar birbiri ile akraba ve tek bir ortak atadan geliyoruz. Resme tekrar bakabilirsin.
Tanrinin sarhoslugu ile ne alakasi var . Orada bir kaza oluyor.
O kaza da radyason isinlari bu insanlarin genetik yapisini bozuyor, ve degisime ugruyorlar.
Radyason isnlarinda da elektromanyetik dalgalar var ve bunlar iste insanlarin genetic yapisini degistiriyor.
Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun Genetik yapıyı bozabiliyorsa ee deme ki senin tabirinle kodlama değişiyor Ne demişsin radyasyon demek ki öyle uzayın dışından bir yerde enforme edilmiyormuş, öyle olsa şu kıçı kırık radyasyon kodları değiştirebilir miydi? Hasılı olan tamamen kimyasal(maddi), o patlama ortamın kimyasını aniden değiştirdi, DNA depo gibidir, veri deposu, ama organizma bunu 4 kimyasal ile yapar, ya o doğadan süzdüğü muhteviyatın kimyasında sorun varsa, ne olur? Senin tabirinle kodlama verisi bozulmuş olur, aynen PC ne virüs bulaşıp harddiskteki hücreleri bozması gibi, ne olur yorumcu okuyamaz, okuyamazsa ne olur? Parça, pünçük olur, bir resimin bozulan satıhları gibi. işte sizin kodlama dediğiniz şeyi yapan MADDE-ORTAM(bakın ortam ne kadar önemli, şartlar, koşullar, muhteviyat), organize MADDE, evrenin dışında(ki neresi ise, sanki görmüş gibi) olan tanrı filan değil(hiç görmedik, hiç bilmiyoruz, hakkında da söz edemeyiz, ona sıfatlar, işler yükleyemeyiz çünkü görmedik, bilmiyoruz, bilmediğimiz şeye eylem, sıfat yükleme şansımız yok. Solucana elleriyle gitar çaldırmak gibi olur bu, eğer solucanı hiç bilmeseydik? Biliyor elleri yok ki diyoruz, işte tanrı dediğiniz her ne ise sadece laf bu biçimde, lafın da eli, kolunu tartışmak anlamsız. Böyle bir şeyi görmedik, özellikleri nedir bilmiyoruz ki, sadece hayal ürünü, metafizik, çünkü cismi yok haliyle bilgi sahibi değilsek hakkında konuşamayızda. Bu kimyasallar ise ortamdan etkilenebilir, bozunabilir, çözülebilir, kimyası değişebilir. Sizin kodlama dediğiniz kimyasal dizilim, iddilarınıza itiraz ediyorsak, böyle düşündüğümüz için, yoksa ne sizle bir sorunumuz var nede garezimiz, akıl ve mantık ve bilim dışı olduğunu düşünüyor ve işte açıklamaya çalışıyoruz(amaç bu üzüm yemek), yoksa neye inandığınız sizi bağlar, dilerseniz pabucunuza inanın, ama teorik, fizik konualrını tartışacaksak, eh artık mecburen farklı düşünce ve fikirlerimizde çatışacak, kimileri uyuşacak, kimisi uyuşmayacak sorun değil, yeterki şahsi alınmasın..
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
Isigi neden gözlemleyemiyorsun ??????
Neden seklini degistiriyor? . Yazmistim bunlari.
Işığı gözlemlemediğimi ne zaman söyledim ki ? Tanrı dedin enerjidir -> madde. Işıkla enforme ediyor dedin -> madde Madde olmayan ne var burada? Enerji = maddedir, bunlar birbirinden yalıtılacak şeyler değil. Maddeyim, o nedenle maddeler ile aramda etkileşim oluyor ışığıda böyle görüyorum, çünkü madden etkileşiyoruz Peki tanrınız o enformasyona nasıl sahip oldu? O bilgiye? Bilginin ne olduğu konusunu defalarca konuştuk, etki-tepki sürecinin yorumlanmasıdır, bilgi buna deniyor. O halde demek ki tanrınız madden bir şey, o halde ne? Enerji dediniz olmaz, enerji de maddedir.O halde ha tanrı dediniz ha da madde, enerji farketmez. Sadece metafiziksel, iradi şeyler yüklediğiniz için sorun oluşuyor, oysa bu tür iradi, hayali argüman yada yüklemelere gerek yok ki. Bende Spagetti Canavırının yaptığını iddia ediyorum o halde, ama sorun şu, NASIL? İşte siz bu soruya yanıt vermelisiniz, tanrı katrilyonlarca parçaya nasıl enforme ediyor, nasıl ayırıyor nitelikleri, aynı anda, salisede nasıl yapıyor, hepsi bir yana onu gerçek kılan ne?...
EVREN'in dışı diyorsunuz, siz Samanyolunun ebadından haberdar mısınız? GALAKSİ nedir? Buradan buyrun. Gözlemlenebilir evrende 100 milyardan fazla galaksi olduğu sanılmaktadır.
SAMANYOLU nedir? Buyrun.
Güneş'in Samanyolu etrafında dönme süresi 220 milyon yıl
Kalınlık 1.000 ışık yılı (!!!!) Yıldız sayısı 200 ile 400 milyar
Hangi evren dışında hangi tanrıdan bahsediyorsunuz? 1 Trilyon yıldız Andromeda, 200-400 milyar arası yıldız barından Samanyolu ve Evrende tahmin edilen bunalr gibi Galaksi sayısı ise 100 Milyar civarı. Biraz düşünün, düşünün, sonrada evrenin dışında ne idüğü belirsiz bir karınca üfürüp, her şeyi ona havale edersiniz, ama lütfen önce düşünün.. 1 Trilyon yıldızı düşünün, kaç gezegen barındırabileceğini, hala teolojinin o akvrayum evren modeline takılı kalmayın, unutun bir kaşık suda kopartılmış fırtınaları. yeterki düşünün ve görün ki, maddenin halleri için ne kadar büyük ve zengin malzeme ve ne kadar çok sayıda(trilyonalrca) kombinasyon ve ne kadar çok olasılık var. Bu gerçekle düşünmektir, ama ne idüğü belirsiz bir tanrıyı yekten, hokus, pokus iddia ederseniz, kendinizle çelişirsiniz, o tanrıya bu yetileri veren ne? Heryerdedir, şudur budur bakın bunalr LAF, Superman'de uçuyor ona bakarsanız, ama laf işte, masal.
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
Yazdim nerede oldugunu kendisi her yerde , evren disinda, ve sonsuz .tasarlamayi ,atomlardan, molekülere ve buradan maddesine kadar , enformasyonu isik dalgalanmasiyla iletir. bu enformasyon sayesinde her atom, molekül , aminoasit ,protein
ne islevi yapicagini bilir , kendiliginden degil.
Evrenin dışında mı? Sadece sana mı görünüyor? Ya da her yerde ise bana da göster. Benim gördüğüm sadece MADDEDEN ibaret, sen farklı bir şey görüyorsan bizde görelim, nasıl yapmalıyız anlat, ama lütfen bu şekilde atmasyon olmasın. Evrenin dışında, nereden biliyorsun bunu? Bilmek demek görmek, duymak, koklamak, dokunmak bir şekilde etkileşime girmek demektir. Biz ise bunlarla maddeyi biliyoruz gördüğümüz, kokladığımız, duyduğumuz, dokunduğumuz her şey madde, tanrı değil.
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
Kuantum fiziginde yokluk yok ,evren disinda dalgalanmalar enerji .
Evren disindaki karanlik yok, bildigin o yokluk nerden ne zaman geldiyse tanri da oradan ozaman oraya yerlesti , o hep vardi , tanri da vardi ., (Evren disina da,maddenin icine de girsen onu görücen.(sah damarindan daha yakin) Hatirlandinmi bir yerden?) Neden tanri diyorum? , cünkü oradaki dalgalanmalar + (kendisini gözlemlendirmeyen isik dalgalari) enformasyon (bilgi). Bu isik ezki zaman codu videosunda canlinin genetik yapisini degistire biliyor , yönlendirebiliyor. Bir kac gün isinlama canlinin genetik yapisini degistirebiliyor. Mutasyonlastirmiyor (kirmiyor) dikkat evrimlestiriyor, o zaman ki sartlara göre en güzel bicimde bir kac gün icerisinde degistiriyor .
Bu bilgileri aldığınız kaynaklar neresi? Atmayın ve yine indirgeme hatasına düşmeyin, kaynakların çoğu teolojik, ideailist(düşünceye, inanca, salt zihine->kurgu, masal ölçeğine dayanabilir) indirgemeci, dilediğiniz kadar aldanın tabi siz bilirsiniz, madde ancak bütünlüğüyle kavranabilir, her bir parçasına destan yazılamaz, bu mantığa aykırı, ancak parçaların kendi özgülü aydınlatılabilir, toplamda ise bütün olarak bakmak gerekir.Sizin 1 hücrenize bakarak, sizi tarif etme şansınız var mı? o yöntemi kullananlar işte size bunu yapar, bir hücrenizle sizi tarife kalkar artık dinazor mu olursunuz, solucan mı, deli mi, kaçık mı, tosba mı, kör mü, akılsız mı, zekalı, salak mı, kanser, aids mi, kilonuz, boyunuz, cinsinize kadar ne atarsa o olursunuz ve doğrulayamaz, yanlışlayamazsınız, yeterki o safsata indirgeme-yalıtma mantığının nasıl bir arıza olduğunu kavrayın, bu size yeter?
Yokluk nedir daha önce açıkladım, bir şeyin bir ortamda bulunup, bulunmamasıdır, ortam da mevcut ise var, yok ise yyok denir, aynen şu an klavyenizin tuvalette olmaması dolayısıyla orası namına yok ifadesi kazanacağı gibi. VARLIĞINDAN söz edilemeyenin YOKLUĞU da olmaz. Bunlar bir madalyonun iki yüzüdür birisi olmadan, diğeri olmaz. Var, varını, yokuna, yok ta yokunu varına borçludur, iniş ve çıkış gibi -> Bakın bu aynı anda hem iniş hem de çıkışa sahip -> l Evren hakkında yukarıda veriler sundum, işte var ile yok ancak bir şeyin, özelde ele alınan bir şeyin bir ortamda bulunup, blunmamasıdır. Örneğin Andromeda'da bulunan 1 Trilyon Yıldızdan özelinde herhangi birisi(!), Samanyolunda YOK'tur, ama yıldız var mıdır denirse evet ikisinde de yıldız vardır, şahsına münhasır ayrı, genel ifade ayrıdır. Varlık genel bir ifadedir örneğin, varı, yoku tartışılamaz, saçmadır, yoktan ne idüğü belirsiz tanrılara yarattırmakta laftır, masaldır, o kadar ki saçmadır.
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
Bilgisinle canliya yol göstere bilen bilmem canlatan , tanri degilde nedir ?.
Sana tanrı mı bildiriyor şu an? İkincisi tanrıya bildiren nedir? O size nasıl bildiriyor? vahiy mi?
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
Bir de sorum olucakti , bu konudaki 14cü sayfa acilmiyor , ne bir link ,ne de video ekleye biliyorum. videolarin calismasina bir el atsan iyi olur . simdiden tesk.
14.Sayfa açılır -> verilerde sorun var, kimyası biraz bozulmuş, düzeltiriz çünkü sizin iddilarınıza bakarsak tanrıyı oynuyoruz, lakin videoları göremiyorsan, bunu yapan kullandığın browser. Ne kullanıyorsun, Firefox, Chrome, İE bana yaz, bana bildir(tanrısın ya) bende sana bildireyim(tanrıyım ya) enforme edeyim, hehehehe
NOT:Videolar sizin için tanrı gibi görünmüyor değilmiş, ne link ne de video ekleyemiyor değilmişsiniz(SSL problemi oalbilir diye düşünmüştüm ama yokmuş), aksine video eklerken hata yapmışsınız. Şimdi ilgili mesajınızdaki video görünüyor, sizde kontrol edebilirsiniz... Video eklerken link vermeyin, sadece adresi koyun yeterli.. Eğer editörün sağındaki youtube butonunu kullanacaksanız o halde orayada sadece video ID'si girmelisiniz... Video ID si ise aşağıdaki gibi kırmızı işaretli olan kısım alınır, sonra editörde "youtube logosu" olan butona tıklanıp, YOUTUBE][/YOUTUBE yazan kısa koddaki, köşeli parantezlerin arasına yapıştırılır. Bu zahmetli ise o halde tüm adresi hiç bir butona tıklamadan olduğu gibi yapıştırın, böylelikle sistem sizin yerinize ID'yi alacak ve gereğini yapacaktır, zira kodlaması geçen aylarda bir tanrı tarafından yapıldı.
yotuebelinkindeki -> watch?v=q3H7wR_IR3w
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
------- Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Konu spartacus tarafından (01-11-2015 Saat 13:45 ) değiştirilmiştir.
Abicim
fizik ile maddenin oluşumuna kadar(kimyasal evrim) doğrudur. Aminoasitler, proteinler yani malzemeler oluştuğu an madde olur . Bizim konumuz bundan sonraki süreç. Bilgisiz enformasyonsuz maddenin yani malzemelerden hayatın nasıl oluştuğudur. Bilgi ve enformasyon ruhani olduğundan burada fizik ile bir yere varamayız. Arkadaşlarla zaten tartıştığım konu tam burası, bu noktada ayrı düşüyoruz. Organik maddeyi fizik, kimya veya doğa kanunları yönlendirmez sadece organik maddeyi oluşturur, kodlanmış enformasyon değil.Fizik nasil diye sorar ama cevap veremez .Cünkü enformasyon , bilgi ve bilinc oldugu an hayat olur . Bu sinir asilinca bir de zeka isin icine girdigi an fizik ölür ve metafizik dogar .
Merhaba,
Sevgili dine mine ne....
fizik ile maddenin oluşumuna kadar(kimyasal evrim) doğrudur.
Aminoasitler, proteinler yani malzemeler oluştuğu an madde olur .
Doğrudur.
Bilgisiz enformasyonsuz maddenin yani malzemelerden hayatın nasıl oluştuğudur.
Bu soruyu METAFİZİK " Bilgisiz, enformasyonsuz maddenin yani malzemelerden hayatın NEDEN oluştuğu " şeklinde sorar...NASIL diye sormaz, NEDEN diye sorar...!
Bu soruyu FİZİK " Nasıl " diye sorduğundan bir yere kadar yanıt bulsa da kesin kanıta dayanmadığından yanıtı yoktur diyebiliriz.
Bilgi ve enformasyon ruhani olduğundan burada fizik ile bir yere varamayız.
Bilgi ve enformasyonun RUHANİ olduğunu nereden biliyorsunuz...? Veya neye dayanarak bunu söylüyorsunuz...? Kanımca yine METAFİZİK detaylara bakarak bu sonuca varıyorsunuz...
Organik maddeyi fizik, kimya veya doğa kanunları yönlendirmez sadece organik maddeyi oluşturur, kodlanmış enformasyon değil.
Enformasyonun KODLANDIĞINI nereden çıkartıyorsunuz...:
Enformasyon (malumat) en genel anlamda belirli ve görece dar kapsamlı bir konuya (bağlama) ilişkin, derlenmiş bilgi parçasıdır. Derleme süreci ölçüm, deney, gözlem, araştırma ya da haber toplama (istihbarat) bulgularının özetlenmesi biçimini almaktadır. Bulgular, onların biçimlendirilmesi ve sunulmasında kullanılan sembollerin genel olarak kabul görmüş bir yaklaşımla yorumu ile anlamlandırılmaktadır.
Belirli bir konuda zamanla biriken enformasyon, ayıklanıp sınıflandıktan ve düzenlendikten sonra, genelliği ölçüsünde bilgiye dönüşmektedir. Bu açıdan, enformasyon özel bir konunun anlaşılmasına ya da özel bir problemin çözümüne hizmet ederken, bilgi görece daha genel bir konunun anlaşılması veya belirli türden problemlerin tümünün çözülmesi için kullanılmaktadır.
" Derleme süreci ölçüm, deney, gözlem, araştırma ya da haber toplama (istihbarat) bulgularının özetlenmesi biçimini almaktadır."
Bunların özeti de BİLGİ dir...! Bir profesörün çocuğu da profesör oluyor mu kesinlikle...? Olmuyor...Hatta çoğunlukla olmuyor...Olmasının en önemli sebebi ise İYİ EĞİTİM almış olmasıdır...Yani ENFORMASYONUN, BİLGİNİN bir sonraki nesle GENETİK aktarımı yoktur...! Olanlar ise genel değildir, istisnadır...
Fizik nasil diye sorar ama cevap veremez .
Evet NASIL diye sorar ve yanıt veremediği sürece bu SANAL dır, METAFİZİK tir, GÖRECELİ dir...! Doğruluğu konusunda bir anlam ifade etmez...
Cünkü enformasyon , bilgi ve bilinc oldugu an hayat olur .
Bu noktada AĞAÇ lar, HAYVAN lar " hayattta DEĞİLLER "...! Çünkü BİLGİ ve BİLİNÇLERİ YOK...! Doğru mu...?
Bu sinir asilinca bir de zeka isin icine girdigi an fizik ölür ve metafizik dogar .
Metafizik de kendine ait bir konuyu KESİN olarak doğrularmak için FİZİK e ihtiyaç duyar...FİZİK in " EVET " demediği, bilimsel olarak kanıtlarıyla açıklamadığı herşey, metafiziğin elinde fünyesi çekilmiş bir bombadır...! Doğru da olabilir, yanlış da...Ancak HALA DAHA KESİN DEĞİLDİR...! Bu kesinlik için FİZİK in açıklamasına ihtiyaç duyar...
Sağlıcakla kalınız...
" Kötülüğün galip gelmesi için iyi insanların hiç bir şey yapmaması kafi " Edmund Burke
Bir çok deney yapılıyor aslında, neden araştırıırz, bilmediğimiz için. Bilmemek demek, illa yerine bir şey kondurmak demek değildir, bilmiyoruz, ama %100 bilmemek değil. Madde hakkında hayli veri toplandı, hayli bilgi sahibiyiz ve her bilgi, başka detayları aralıyor, yeni sorulara yol alıyor vb...
Scripps bilim insanları E.coli bakterisinin DNA'sına yeni baz çiftlerini eklemenin bir yolunu buldular. X ve Y harfleri ile gösterilen bu bazların asıl kimyasal isimleri "d5SICS" ve "dNaM". Bu çalışmayı öncülleyen test tüpü çalışmalarında bu iki kimyasalın DNA'yı ikiye bölen ve onu kopyalayan enzimlerle uyumlu oldukları bulunmuştu.
Şu anda insan eliyle DNA'ya eklenen XY çifti hiçbir işe yaramıyor: oturmuş, sakin bir şekilde DNA içinde beklemekte, ko[p]yalanmaya hazır. Bu haliyle, biyolojik veri depoları olarak kullanılabilirler.
Bu başlıkta DNA konusunda asli ve esas unsurun veri yükü olduğuna değindim, sürekli çünkü veri=bilgi demek değildir, bilgi verinin yorumlanmasıyla, yorumlayıcı ile mümkün. Kimyasal düzeyde hareket ise bilgi ile hareket etmek şeklinde gelişmiyor, kimyasalalrın birbiriyle olan etkileşim ve reaksiyonuan göre oluşuyor. Bütün mesele kimyasalalrın tutulması ve yerli, yerinde buluşmasını sağlamak(spermden, yumurtalığa kadar)... Ateş ie barutun buluşması gibi, bunlar buluştuğunda bilgi ile filan hareket etmezler sadece reaksiyona girerler ve bu herhangi bir dış müdahale ya da irade gerektirmez, tamamen fiziksel, kimyasal etki ve kuvvetler, yani doğal.
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
------- Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Bu siteye üye olduğumdan beri tanrının varlığı veya yokluğu konusunda inanın en ufak bir fikir sahibi olamadım. Ama yorumlarını okuduğum her arkadaşa ayrı ayrı teşekkür ederim ki bana daha önce farkına vardığım bir şeyi tekrar suratıma vurdunuz. Tam da aradığım şeydi bu aslında. Akıllı tasarım binlerce kez tartışıldı ve içinden tanrı çıktı mı? Hayır. Aynı şekilde tanrının yokluğuna dair müslümanlığı bitirecek bir veri çıktımı. Hayır. Kısacası tanrı inancı ister gerçek temellere dayansın isterse insan bilincinin bir uydurması olsun ben bugüne dek çürütülebilirlik adına aklı başında bir yorum görmedim. Aynı durum tanrının yokluğu içinde geçerlidir. Örneğin bigbangin gerçek olduğunu düşünelim. Evren bir yay gibi gerilip gerilip tekrar içine kapanabilir. Tüm kütlesini dar bir hacimde tekrar toplar ve başlangıç şartlarına geri döner. Sonra tekrar yeni oluşumlara yelken açmak üzere bir patlama daha yaşar ve bu sonsuza dek sürebilir. Zaten sonsuzdan geldiğini düşünürsek tanrı inancı ortadan kalktığı gibi ihtiyaç bile duyulmaz. Bu örnekte elbette tanrının yarattığı bir başlangıç modeline de inanılabilir ve inancı mantıklı temeller üzerine inşa edebilirsiniz. Mesela her şey yaratıldı ise tanrıyı kim yarattı? Bizleri bir bilgisayar programı içerisinde ki hayatlar olarak anlar ve tanrının fiillerini değilde mevcudiyetini bu bilgisayar ortamının dışında olarak tanımlarsak ki olmaması için bir neden göremiyorum- o halde tanrının yaratılması veya zamana bağlı kalması için bir sebep kalmaz. Çünkü bilgisayar ortamının dışı için zamanla ilgili durumu bilemeyecek olmamız bir faktör olarak gösterilebilir. İspatı ise mümkün olmayıp inanmak isteyenler için ancak bu ortamda tek başına olan tanrının sözüne itimat etmekten başka da çare yoktur aslında.
Bu genel ve aslında evrenin artan bir hızla genişlediği gerçeğini göz ardı ederek yaptığım bigbang örneğinde (gerçek olarak kabulde bulundum sadece) olduğu gibi elimi attığım her şeyde bu belirsizliği gördüm. Evrim değil konu belki ama evrimde bile tanrı var mı yok mu sorusuna bir cevap bulunamıyor bana kalırsa. Evrimin olması tanrı inancına aykırı düşmediği gibi tanrının gücünü ve sanatını da gölgelemek yerine plancı bir zekayı öne çıkartıyor aslında. Bu sebeple akıllı tasarımın içinden bu seferde bişey çıkmayacak bundan eminim. Ama insanoğlunun asıl uğraşı bilim olmalıdır. Bence bilim hiç bitmeyecek bir serüvendir ve nihai olarak ulaşılabileceği bir son noktası yoktur. Kaldı ki olsa bile buna giden yol tek değildir. Tanrı varsa, eminim mevcudiyetinin tartışılmasının, bilimle uğraşılmasının önüne geçtiğini görmek onu üzerdi herhalde. Bu sebeple (burası benim şahsi inancımdır) varlığını ve yokluğunu hiçbir işe bulaştırdığını düşünmüyorum artık. Orası inanç dünyasıdır. Bilimde inanç olmaz. İçinde azıcık inanç zerresi olan bir bilimsel kabulde bilim olmaz. Bu sebeple bu iki sahayı ayırmamız gerekiyor(du). Bunları sadece şunun için yazdım; hiçbir bilimsel ifade bana şuana kadar tanrının varlığı veya yokluğu konusunda fikir vermedi. Rasyonel sonuçları olan bir kavram zaten reel olarak böyle bir sonuç ortaya koysaydı hep beraber inanır veya inanmazdık. Bilimden bunu beklemiyorum artık.
Akıllı tasarımla ilgili düşüncemi de söyleyim. Birisi bişeyi anlaşılmaz yapmışsa, konforsuz tasarlamışsa, kusurlu ürettiyse bu o ürünün bir yaratıcısı olmadığını açıklamak için yetersiz bir delildir. Ancak tasarımcının becerisi hakkında fikir verir. Bu beceri seviyesini anlamak için ise bu tasarımın ne kadar konforsuz ve kusurlu yapmak istediğini anlamamız gerekmekte. Eğer istediği şey mükemmel olmayan, kusurlu bir ürünse ve aklındakini tam olarak meydana getirmişse bu tasarımcı yada üretici işinin ehlidir denir. Bu kriterleri bilmeden yorum yapmak saçma geliyor. Kur'an dan örnekler yazıp "bak Allah ne güzel yarattım demiş" deyip sonrada güzel yarattım demesine rağmen kusurlar var demeyin sakın.Kur'an ayrı bir tartışma konusu benim için. Ama burada bahsettiğim kavram bir tanrı. Tanrı kim onu bilemem.
Bu siteye üye olduğumdan beri tanrının varlığı veya yokluğu konusunda inanın en ufak bir fikir sahibi olamadım. Ama yorumlarını okuduğum her arkadaşa ayrı ayrı teşekkür ederim ki bana daha önce farkına vardığım bir şeyi tekrar suratıma vurdunuz. Tam da aradığım şeydi bu aslında. Akıllı tasarım binlerce kez tartışıldı ve içinden tanrı çıktı mı? Hayır. Aynı şekilde tanrının yokluğuna dair müslümanlığı bitirecek bir veri çıktımı. Hayır. Kısacası tanrı inancı ister gerçek temellere dayansın isterse insan bilincinin bir uydurması olsun ben bugüne dek çürütülebilirlik adına aklı başında bir yorum görmedim.
İnançlar doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir iddialara dayanmaz ki. O nedenle çürütülmelerinden ziyade zan halinden çıkmaları gerekir.
Noel Baba'ya inanan milyonlar vardır, bizde de evliyalara filan... Noel Baba'nın gerçek olmadığını anlatmaktan başka çare kalmaz, yine de inanan inanır, tanrı inancı da böyle.
Akıllı Tasarım ise ortaya hiç bir argüman sunmuyor, yerine başka görüş ve teorileri hedef alıp, çeşitli açık arıyor, bulsun ya da bulmasın, önce çarpıtıyor sonrada başka teori üzerinden kendisini doğrulamaya kalkıyor, bu da geçerli değil.
Tanrı konusu ise metafizik, haliyle aslında bilim alanının da dışında. Yine de tanrı inancı iddialara baktığımızda bilime de gerek kalmaksızın ciddi mantık yanlışları aleni ortadadır, kişiler bunu göremiyorsa, inanç namına yapacak pek bir şey yok.
Tanrıyı gerekli kılmaya dair öne sürdükleri her bir iddia aslında kendi tanrılarınında gerçekliğini yok ediyor. Misal efendim madde nasıl oldu? Soru bu, o halde Tanrı nasıl oldu? Diğer soruda bu olmalıydı, işte orada çiftestandart uygulayıp, akıl ve mantığı paydos ediyorlar, iyide akıl ve manığı paydos edeceksenz, neden bunu evren açısından da tercih etmiyorsunuz? Hiç olmazsa gördüyor, gözlemliyorsunuz... Neyse inanç doğrulanmamış demektir, o nedenle de adına zan denir, doğrulanan-yanlışlanan bir şey ise zaten zan olmaktan çıkar. Mesela ortada bir fiiliyat olsun ve 3 şüpheli olsun, birisi çıkıp derki B kişisinin bunu yaptığına inanıyorum, inanmıyorum, ne zamanki gerçek ortaya çıkar artık inanıyorum, inanmıyorum faslı, kısaca zan sona erer, bilgi iş başı yapar. Ne kadar az bilgi o kadar çok inanç, ne kadar bilgi, o kadar az inanç.
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
------- Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Akıllı tasarımla ilgili düşüncemi de söyleyim. Birisi bişeyi anlaşılmaz yapmışsa, konforsuz tasarlamışsa, kusurlu ürettiyse bu o ürünün bir yaratıcısı olmadığını açıklamak için yetersiz bir delildir. Ancak tasarımcının becerisi hakkında fikir verir. Bu beceri seviyesini anlamak için ise bu tasarımın ne kadar konforsuz ve kusurlu yapmak istediğini anlamamız gerekmekte. Eğer istediği şey mükemmel olmayan, kusurlu bir ürünse ve aklındakini tam olarak meydana getirmişse bu tasarımcı yada üretici işinin ehlidir denir. Bu kriterleri bilmeden yorum yapmak saçma geliyor. Kur'an dan örnekler yazıp "bak Allah ne güzel yarattım demiş" deyip sonrada güzel yarattım demesine rağmen kusurlar var demeyin sakın. Kur'an ayrı bir tartışma konusu benim için. Ama burada bahsettiğim kavram bir tanrı. Tanrı kim onu bilemem.
Saygılar.
İnanmak isteyen insan her zaman bir yolunu buluyor.
Tasarımın neden mümkün olamayacağını bu başlıkta bir kaç defa söyledim tekrar söyleyeyim:
Evrim, bir nesil geriden gelir. İleriyi göremez.
Tasarım için plan gerekir. Kusurlu bir yapı dahi planlanarak yapılmış ise tasarım vardır. Ancak yukarıda ki olgudan dolayı doğa da tasarım olması mümkün değil.
Doğada ki en gelişmiş canlı veya organda dahi tasarım yoktur.
İnanmak isteyen insan her zaman bir yolunu buluyor.
Tasarımın neden mümkün olamayacağını bu başlıkta bir kaç defa söyledim tekrar söyleyeyim:
Evrim, bir nesil geriden gelir. İleriyi göremez.
Tasarım için plan gerekir. Kusurlu bir yapı dahi planlanarak yapılmış ise tasarım vardır. Ancak yukarıda ki olgudan dolayı doğa da tasarım olması mümkün değil.
Doğada ki en gelişmiş canlı veya organda dahi tasarım yoktur.
Bir kanadin nasil evrimlesdigini o zaman yazacaksin , hangi zaman hangi hayvandan kanat filizlendi ? bunu sana kim acikladi onu da bilmek istiyorum.Bulunan hayvanlarin isminide istiyorum senden. Bu hayvan nasil etki tepki yapti gördü hepsini yazacaksin arkadas.
Areodinamik yapiya nasil sahip oldu bu hayvan, akil yok ise manyakca bir olusum,mu bu kanat ?
ucmaya karar veren hayvan hangi etkiyi gördü de ucmaya karar verdi ?
Havada ne vardi da evrimlestirdi kendisini. Nasil itekledi kendini bu hayvan isteyini .
Akciger solumundan , kemik boslugu olusuna kadar nasil sikti disini. Ucana kadar, ne kadar zaman gecti ?.
Evrime inanan bir insan olarak bunlari bilmen lazim . Buyur seni dinliyorum.
Göz nasil evrimlesdi ? bunu da yaz lütfen. Kör müydü canlilar . Görmek icin neydi tepki , kafalarini bir yerleremi vuruyuorlardi, etki tepki böyle mi basladi , kac yil sürdü bu gözevrimi?. Görmeden önce ne yapti canlilar.
Bütün sorularimi cevaplarsan sevinirim.
Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler