Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 04-08-2008, 23:26
bilge bilge isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2006
Mesajlar: 43
Standart

Sahabenin taht kavgasında olduğuna dair iddianızın delillerini merak ediyorum açıkçası. Bu konuda daha önce yazmış olduğunuz birşeyler varsa okumak isterim.

Bazen hakikati görmek için gözleri kapatmak gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 04-08-2008, 23:30
breymin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
breymin breymin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Jul 2008
Bulunduğu yer: Almanya
Mesajlar: 912
Standart

ebubekir ,ömer ve osmanin sirayla örgütün basina gecmesi aralarinda anlastiklarina dair yeterli delil deyilmi?sence?.

Bir dinin tabii olmasi icin akla,fenne,bilime ve mantiga uygun olmasi lazimdir.
M.K.ATATÜRK
Yalan ne kadar büyükse inanani o kadar cok olur.
adolf hitler
Söylesem tesiri yok,sussam gönül razi deyil.Fuzuli
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 05-08-2008, 00:35
bilge bilge isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2006
Mesajlar: 43
Standart

4 halife şura yoluyla, bir nevi seçimle başa gelmişlerdir. Hz. Ali'den sonra Muaviye halifeliği oğlu Yezid'e bırakınca ondan sonra halifelik babadan oğula geçen bir makam olmuştur.

Bazen hakikati görmek için gözleri kapatmak gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 05-08-2008, 00:48
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Sahabenin taht kavgasında olduğuna dair iddianızın delillerini merak ediyorum açıkçası

Sayın bilge

Sa’d b. Ubade’nin Hz. Ebu Bekr’e bi’at etmemesi ve Benî Sâide Sakifesi'nde olanları incelerseniz ne demek istedigimi anlarsınız. Bu konuda epey çalışmam vardı ve bunları bir başlık altında toplamayı düşünüyordum ama bazı şeyler öne geçti ve bu konuyu ertelemek zorunda kaldım.

Bu Sakifede Ensar ile Muhacirin birbirine girmesini bu arada Kureyş ile Haşimilerin mülkiyet ve egemenlik üzerine mücadelelerini görebilmek mümkün, elbette kutsallık perdesinden sıyrılanabildigi ölçüde.

Onlar bu sakifede taht kavgası yaparlarken Muhammedin cenazesi başında olan isimler şunlardı :
Ali b. Ebu Talib (Resulullah'ın amcası oğlu), Abbas b. Abdulmuttalib (Resulullah'ın amcası), Fazl b. Abbas (Resulullah'ın amcasının oğlu), Kasım b. Abbas (Resulullah'ın amcasının oğlu), Usame b. Zeyd (Resulullah'ın azat etmiş olduğu kölesi), Salih (Resulullah'ın azat ettiği kölesi), Evs b. Hulî (ensardan)

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 05-08-2008, 01:03
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Hz. Ebu Bekir, Sakife'de biat edildikten sonra, o, ertesi gün minber üzerinde oturdu. Ömer ayağa kalkarak Ebu Bekir'den önce konuştu. Allah'a, lâyık olduğu şekilde hamdettikten sonra, "Ey insanlar! Ben size dün bir söz söyledim. O söz doğru değilmiş. Onu ne Allah'ın kitabında gördüm, ne de peygamber bana öyle bir şey söyledi. Fakat ben zannediyordum ki, Hz. Peygamber bizi sahipsiz bırakmayacaktır. Hepimizden sonra vefat edecektir. Hz. Peygamber vefat ettiyse de Allah Teâlâ'nın kitabı sizin aranızdadır. O kitap ki, Muhammed'i hidayet etti. Kitaba sarılırsanız Allah sizi hidayet eder, peygamberini hidayet ettiği gibi. Allah sizin işinizi en hayırlınız üzerinde birleştirmiştir. Resûlullah'ın arkadaşı, mağarada oldukları zaman iki kişinin birisi, kalkınız ve ona biat ediniz"dedi. Böylece halk Ebu Bekir'e Sakife biatından sonra genel bir biat yaptı. Sonra Ebu Bekir, Allah'a layık olduğu şekilde hamd ve sena ettikten sonra, "Ey insanlar, ben size emir seçildim. Fakat sizin en hayırlınız değilim. Eğer iyilik yaparsam bana yardım ediniz. Kötülük yaparsam beni düzeltiniz. Doğruluk emanettir, yalansa hiyanettir. Sizin en zayıfınız, hakkını alıncaya kadar benim yanımda kuvvetlidir. Sizin en kuvvetliniz ise, benim yanımda zayıftır. Ta ki başkasının hakkını ondan alıncaya kadar. Herhangi bir kavim Allah yolundaki cihadı terkederse Allah Teâlâ onları zelil kılar. Bir toplumda fuhuş ve fenalık yayılırsa Allah umumi bir belâ gönderir. Ben Allah ve Resûlü'ne itaat ettikçe siz de bana itaat ediniz. Allah ve Resûlü'ne isyan ettiğim zaman, bana itaat etmeniz gerekmez. Namaza kalkınız, Allah size rahmet eylesin"dedi. (1)

[1] Bidâye, V/248 (İbn İshak, Enes'den)

Bu yazıyı islamcı bir siteden aldım. Neydi Ömer bin Hattab'ın bir gün önce söylediği ? Kim
Muhammed öldü derse kılıcımın tadına bakacaktır. demişti. Ne zaman ? Öldüğü gün. Muhammed Mustafa'nın öldüğü gün Beni Saide Sakifesinde toplanıp halife seçimi yapılmış
ve ertesi gün beyat merasimi yapılmış. Cenaze mi ? Boşverin, önemli olan İslam devletinin
bekaasıdır(!) ve daha önemlisi onu kimin yöneteceğidir.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 13-08-2008, 22:53
mhmd mhmd isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Dec 2005
Bulunduğu yer: sonsuzluktan
Mesajlar: 3.328
Standart

Bulduk.
Bahsetmiş olduğumuz kaynağımızı bulduk.
Birkaç gündür iş yerimizin altını üstüne getirmiştik, bu kitap için.
Evdeki kitaplarımızın altında çıktı.

Kitabın adı, "Hazreti Muhammed'in Hayatı"
Yazarı, Sn. Emile DERMENGHEM
Çeviren, Sn. Reşat Nuri GÜNTEKİN

"24
Peygamberin Ölümü
"Muhammet ölmüştür. Fakat Allah ebedidir."
O tarihte Yemende El Esved isminde birisi; -Bana da gökten vahiyler gelmeğe başladı, diye söylenmeğe başlamıştı. Bir ay içinde Arabistanın bütün cenub-i garbisi müslümanlığı bırakarak bir hokkabazın peşini kovalamağa başladı. El Esved, hıristiyan Necrani çiğnedi ve San'aya girdi. O gece, meşale aydınlıkları ve coşkun çalgı sesleri içinde birçok hayvanın kanı şehir meydanının kızarttı. El Esved, kulağını yere koydu ve kendine ilham genderen cinin sesini dinledi.
Bütün müslüman memurları acele acele Medine'ye kaçıyorlardı.
Derken Basra Körfezi kıyılarında Yemamedee bir başka peygamber çıktı ve yarımadanın cenub-i şarkisini fethetti. Müseylime ismindeki bu beygamber de Cebrailden sureler aldığını söylüyor ve halka gösterdiği Kuran taklidi birtakım garip parçalarda büyük hortumlu, küçük kuyruklu fili tasvir ediyor ve ruh için gayet zelil mesken gösteriyordu. Bunlardan başka Beni Temim Kabilesi de bir kadın peygamber yetiştirmişti. Fakat Müseylime, peygamber kadını kendine metres yapmak suretiyle tehlikeli bir rekabetin önünü aldı.

Müslümanlık binası çöküyor muydu? Bedeviler müslümanlığı bırakarak iki yalancının peşine mi takılacaklardı? Müseylime, Muhammede bir mektup göndermek küstahlığında bulundu.
-Biz ikimiz de Allah'ın resulüyüz. Dünyayı paylaşalım. Dedi.
Muhammet, yalancı peygambere bir cevap göndererek dünyanın yalnız Allah'a ait olduğunu söyledi.

Peygamber o vakit çok hastaydı, bu yalancı peygambere haddini bildirmeğe iktidarı yoktu, El Esvede gelince, o karısı yardımıyle katledilmişti. El Esved, yatağında öldürülürken boğa gibi bağırmağa başlamış, karısı nöbetçilere;
-Ehemmiyet vermeyin. Ona yine ilham geliyor. Demişti."


Yazarın geçmişine baktığımızda;
Emile Dermenghem (1892-1971) Hz. Peygamber'in hayatını yazan Batılı ilim adamlarının en iyi niyetlilerinden biri olarak kabul edilir. Uzun müddet Kuzey Afrika'da bulunmuş, bir süre de Cezayir Kütüphanesi'nin müdürlüğünü yapmıştır.
Dermenghem'in önemli eserlerinden bazıları şunlardır:
1. La Vie de Mahomet (Paris 1929, 1950, 1979). En tanınmış eseridir. Arap âleminde, Muhammed Hüseyin Heykel'in es-Siyâse gazetesinin ilavelerindeki tenkit ve yorumlarından sonra dikkatleri çeken kitap ayrıca Reşat Nuri Güntekin tarafından Muhammed'in Hayatı adıyla çevrilmiştir.
2. Vies des saints musulmans (Paris 1942, 1981). Müslüman velilerin biyografisini ele alan bir kitaptır.
3. Mahomet et la tradition islamique (Paris 1955, 1975) Hz. Peygamber'in faaliyetleri, İslâm geleneği, savaşlar, fetihler, ibadetler ve mezhepler gibi konuları işler.
4. Contes fassis, Nouveaux contes fassis (Paris 1926, 19837.
5. Le Culte des saints dans I'Islam Maghrebin (Paris 1954, 1982).
6. Contes kabyles (Paris 1945)
7. Les Plus beaux textes arabes (Paris 1951)

Alıntı yaptığımız eserin ilk yayın tarihi 1929!
Yazar uzun süre Kuzey Afrika'da görev yapmış!
Eserleri İslam dünyası tarafından oldukça ılımlı ve insaflı kabul ediliyor!

Bu bilgileri üst üste koyunca değişik duygular içine girmediğimizi söyleyemiyoruz. Oryantalizm hakkında bir başlık şart oldu.

Aktardığımız ve aktaracağımız alıntıların güvenilirliğini de yukarıdaki bilgilerimizle birlikte değerlendirmek lazım. Bir de bizim "Gri propaganda" başlığına ara sıra göz atmakta fayda görmekteyiz.

Devam edebilir.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 14-08-2008, 14:43
bayraktaro1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
bayraktaro1 bayraktaro1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jun 2007
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 639
Standart

Benim anlamadığım; muhammedin cenazesini neden Ayşe'nin odasına gömdüler. Muhammed'in en sevdiği karısı olduğu için mi? Araplarda mezarlık kavramı yok ama, neden araziye bir gömme işlemi olmamışta, bütün insanları bir odaya şıkıştırmaya çalışmışlar.

Ölüm haberini alır almaz; Ömer ve Ebu Bekir'in hemen cenazeye koşması gerekirken, çok politik bir insan olmadıklarının göstergesidir. Tayyip amcam, Abdullah Gül ve diğerleri böyle bir haberi alır almaz, feryat figan cenazeye koşarlardı.

Ayşenin psikolojisi de pek düzelmez herhalde, düşünsenize odada mezarlıkla ile beraber yatıyorsun, oldu. Cinsel hayatı ölmüştü zaten, şimdi hepten kaçmıştır.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 14-08-2008, 23:57
mhmd mhmd isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Dec 2005
Bulunduğu yer: sonsuzluktan
Mesajlar: 3.328
Standart

"Suriye'ye gitmek üzere bir ordu teşkil edilmiş ve kumandanlığı pek güçlükle Zeydin oğlu Usameye kabul ettirilmişti. Bu ordunun harekete hazırlandığı sıralarda Muhammedin bir zamandan beri çekmekte olduğu bir hastalık birdenbire arttı. Bu hastalığın menşeini fena sularda arayanlar olduğu gibi Hayberdeki zehirden kalma olduğunu iddia edenler de bulunmuştur.

Muhammet, sayıklıyor, büyüye uğradığını söylüyor, acayip cinsiyet bersamlarına kapılıyordu. Bir kabus gecesinin sıkıntısı içinde bir hizetçinin yardımıyle mezarlığa gitti ve ölüleri, sükuna kavuştuklarından dolayı, tebrik etti...

Amcası Abbas'ın baldızı olan zevcesi Meymunenin odasında bulunduğu bir gün hastalığı daha ağırlaştı. Yedi gün olduğu yerde kaldı. Bu hastalık daha ziyade devam, etseydi dünya tarihi belki başka türlü olurdu. Hastanın etrafında sessiz, sinsi, fakat son derece şiddetli bir mücadele başlamıştı. Beni Abdül Muttaliblerin yüzüne çöken ölüm alametlerini gayet iyi bellemiş olan... Abbas, yeğeninin, pek yakında dünyadan gideceğini biliyordu. Onun Meymune'nin odasında kalması Haşimilerin menfaatine pek ziyade uyacağını biliyor ve bunu şiddetle istiyordu. Fakat öbür fırka da gözlerini açmıştı. Ebu Bekir ile Ömer, pek mümkün olduğu üzere aralarında ittifak etmiş de olsalar, böyle bir şey bulunmasa da her halde kızları Ayşe ve Hafsadan çok yardım görüyorlardı. Hususiyle Ayşe ile Hafsa arasında öteki zevcelere kerşı bir anlaşma da vardı.

Ayşe, Muhammedin en kıymetli karısı olduğu için hastayı Meymune'nin odasından onun odasına nakletmek pek güç olmadı.

Peygamber, öteki zevcelerinden izin istedi, onlar nöbet haklarından vazgeçtiler ve hasta, bir yorgana sarılı olarak Ayşe'nin odasına nakledildi.

Ebu Bekir ile kızı, Muhammede gayet iyi nöbetçilik ettiler. Peygamber, ailesinden birini, mesela Ali veya Abbası görmek istediği zaman Ayşe, babasını, yahut da yeni müslüman, kardeşi Abdürrahman getiriliyordu.

Genç kadın, peygamberin büyüyü bozmak, cinleri defetmek için kendi ellerini vücudu üzerinde gezdirmesine yardım ediyor ve tılsımlı sureler okuyarak kocasının yüzüne üflüyordu. Sonra, onun ateşini teskin etmek için vücuduna tulum tulum su döküyordu."


Bu satırları yazarken bir kez daha kadınlar ve yapıları hakkında düşünme fırsatımız oldu.
Herhangi bir tartışmayı başlatmak için değil.
Biri diğerinden üstündür, fikrini savunmak için hiç değil.
Son yazılanları gözümüzün önünde canlandırmaya çalıştığımızda, özellikle eşleri arasındaki çekişme ve gelecek kaygısının şiddetini hissedebiliyoruz.

Bir başka hissimiz de peygamberin kendisini toplumdan soyutlamadığıdır. O tüm hatları ile toplumun bir parçası ve üyesidir. Ne o toplumu ötelemiştir ne de toplumu onu tabulaştırmıştır.

Değerli ağabeyimiz Sn aldostu'nun başlığı ile;
Ne şeyh uçmuştur, ne de müridleri onu uçurmuşlardır...

Devam edebilir...
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 15-08-2008, 20:20
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili mhmmd ilginç yazıyı okudum. İlginç diyorum çünkü Muhammed Mustafa'nın ölümü
ile kimsenin "islamın yüce değerlerine" sarılmadığını ancak bu kadar açık anlatabilirdi. Ne
küçük yaşta evlenip 'islamı en iyi öğrettiklerinden' Aişe, ne mağarada ki "iki kişiden" biri
olan Ebubekir ne Ömer bin Hattap ne de diğerleri...

Hadi allahın resûlünün ".... büyüyü bozmak, cinleri defetmek için kendi ellerini vücudu üzerinde" gezdirmesini es geçelim. Peki 23 yıl boyunca ondan ders ve feyz alanlar İslâmı
hiç mi öğrenmemişlerdi ?

Yine bu kişilerin tevatür yoluyla senin inandığın dinsel anlayışı bu güne taşıyanlar olduğunu
düşünürsen durumun vehametini daha iyi görür müsün ?

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 15-08-2008, 21:18
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

Benim anlamadığım; muhammedin cenazesini neden Ayşe'nin odasına gömdüler. Muhammed'in en sevdiği karısı olduğu için mi? Araplarda mezarlık kavramı yok ama, neden araziye bir gömme işlemi olmamışta, bütün insanları bir odaya şıkıştırmaya çalışmışlar.
Muhammed'in hastalığının ağırlaşması sırasında Meymune'nin yanından Ayşe'nin odasına geçme sebebinin Ayşe'nin hastalığını bilebileceği ve yardımcı olabileceğini düşünmesidir. Ama Ayşe'nin yanına vardığında Ayşe "Off başım!" der. Bunun üzerine Muhammed "Off benim başım!" der.
Ayşe'nin yüzünü ölümcül bir emare ararcasına inceler. Böyle birşey göremeyince:
" Onun (Ayşe'nin ölümünün) ben hayatta iken olmasını isterdim"
"O zaman senin için bağışlanma diler, sana rahmet diler, seni kefenler, namazını kılar ve gömerdim." der.
Ayşe, onu teselli etmeye ve neşelendirmeye çalışır ama Muhammed " Off benim başım!" diyerek Meymune'nin yanına döner.

Bu anlatılanlar doğruysa Muhammed'in Ayşe'ye değer verdiğini ve kıskandığını, ölümünden sonra Ayşe'nin genç bir dul olarak kalmasına üzüldüğünü gösteriyor ve bundan dolayı kendinden evvel Ayşe'nin ölümünü istiyor.

Daha sonra hanımları önceki zamanlarda olduğu gibi sırasını Ayşe'ye bırakıyor ve Muhammed, son günlerini Ayşe'nin yanında geçirecek şekilde onun odasına geçiyor.

Ayşe'nin odasına gömülmesinin nedeni Muhammed'in isteği değildir. Bu konuda bir vasiyeti de yoktur. Ölümünden sonra ashabı nereye gömülmesi gerektiği konusunda ihtilafa düşmüştür. Kimisi çocuklarının yanına gömülmesini, kimisi bir mescide gömülmesini istemiştir. Ama siyaset devreye girmiş, Ebubekir;
"Resululah, 'Öldüğü yere gömülmeyen hiçbir peygamber yoktu' derdi." diyerek onun Ayşe'nin odasına gömülmesini sağlamıştır.
Bu iktidar mücadelesinde (Ali'ye karşı) çok önemli bir hamledir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:02 .