Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Biyoloji

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 23-10-2015, 17:34
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart Akıllı Tasarım

Biz nerden geldik ,neden geldik, bu bolluk , cesitlilik ,neyin nesi, bizler yaratildik mi yoksa tessadüfler sonucu ,mu ortaya ciktik , insanin evren ile iliskisi ne ? gibi sorular her insanin aklindan gecmistir .
Insan bu inanilmaz cesitlilikleri, yasam karmasiklarini gördügü an bu sorulari kendisine sormadan edemiyor.



Darwin iddiasında ,tüm canlıları yönsüz doğal güçlere dayandırıyor , doğal seleksiyonun tesadüf ve zaman denilen bir süreçten geçtiğine inanıyordu. 2500 yıl boyunca Platon newton ve Kepler gibi bilim adamları dünyamızın bir plan ve dizayn üzerine inşa edildiğine inanıyorlardı . Ama Darwinin doğal seçilim fikri bilim felsefesinin temeline bir değişim getirdi. Doğal seleksiyon fikri büyüleyiciydi. Avantajlı zihinsel değişiklikler , ardından gelen kuşaklar tarafından devralındı ve böylece uzun bir zaman içerisinde tüm popülasyonların sadece değişime uğradığınla kalmayıp tamamen yeni organizmaların oluştuğuna da inanılmaya başlandı. Darwin doğal oluşumlar yani planlama ve zeka olmadan hayat tarihini açıklamayı hedefliyordu. Kendisi doğal seçilimin yaşam karmaşıklığını açıklar, akıllı bir nedeni çağırıştırmak için hiçbir zorunluluk yok diye inanıyordu. Ve böylece doğal seleksiyon tasarımcı Fikrin yerine geçti. Doğal seleksiyon gerçek bir süreçtir, prosesürdür küçük değişimleri adımları açıklayabilir ama ilk hücreliler hakkında bir açıklama getirmez. İspinoz kuşunun yapısındaki küçük bir değişiklik kendisinin bir bütün olarak nasıl ortaya çıkmış sorusuna ilişkin cevap değil, bu fenomen başka bir boyuttadır. 19. yüzyılda Darwin'in yaşadığı samanlar, bilim adamlarının hücrenin kendisine ilişkin fazla bir bilgisi yoktu. Bu 1950 lere kadar hiç değişmedi , ama 50 lerden den sonra bu bilim dalında bir patlama yaşandı. Bugünkü teknolojiler sayesinde bu mikroskopik Küçük dünyalara dalıp parmağımızın bir ucunda 4 milyardan fazla mikrobun oldugunu görebiliyoruz. Her bir hücrenin içinde bilgi, montaj talimatları vardır yani bir minyatür makinalardır aslında . Charles Darwin de bu bilgiler yoktu . Hayatın en küçük düzeyinde, noktasında moleküller ve hücreler resmi çiziyor ve orada insanlık artik molekül makineleri keşfetti. Bir hücrenin ucundan başka ucuna besin taşıyan molekül kamyonları var bilmem güneş enerjisini kullanabilir enerjiye döndüren molekül makinelerimi istersiniz her şey var. İnsan vücudunun ne kadar fonksiyonları varsa o kadar moleküler makinalar vardır. Duymak, görmek, koklamak, bir tad almak, kan pıhtılaşması ve bağışıklık sistemi gibi işlevlerin yerine getirebilmesi için ordu dolusu molekül makinelerine ihtiyaç vardır. İnsan bir bakışta bunları görünce bunlar nerden geldi acaba ? sorusu ortaya çıkıyor.
Darwin'in evrim cevabı tamamen yetersizdir bence .

Modern ezberlerin sonu
Kitabından alıntı yapıyorum

""Michael Behe'nin kitabında indirgenemez kompleks sistemlere verdiği ilginç örneklerden biri, bakteri kamçısı.
Bakterinin Kamçısı
"Kamçı" olarak Türkçe'ye çevrilen "flagella" isimli organ, bazı bakteriler tarafından sıvı bir ortamda hareket edebilmek için kullanılır. Organ, bakterinin hücre zarına tutturulmuştur ve canlı ritmik bir biçimde dalgalandırdığı bu kamçıyı bir palet gibi kullanarak dilediği yön ve hızda yüzebilir. Bakterilerin kamçısı, uzun zamandır biliniyordu. Ancak son 10 yıl içindeki gözlemler, bu kamçının detaylı yapısını ortaya çıkarınca bilim dünyası şaşkına döndü. Çünkü kamçının, önceden sanıldığı gibi basit bir titreşim mekanizmasıyla değil, çok karmaşık bir "organik motor" ile çalıştığı ortaya çıktı.
Bakterinin hareketli motoru, elektrik motorlarıyla aynı mekanik özelliğe sahiptir. İki ana bölüm söz konusudur: Bir hareketli kısım (rotor) ve bir durağan kısım (stator).
Bu organik motor, mekanik hareketler oluşturan diğer sistemlerden farklıdır. Hücre, içinde ATP molekülleri halinde saklı tutulan hazır enerjiyi kullanmaz. Bunun yerine kendine özel bir enerji kaynağı vardır: Bakteri, zarından gelen bir asit akışından aldığı enerjiyi kullanır. Motorun kendi iç yapısı ise olağanüstü derecede komplekstir. Kamçıyı oluşturan yaklaşık 240 ayrı protein vardır. Bunlar kusursuz bir mekanik tasarımla yerlerine yerleştirilmiştir. Bilim adamları kamçıyı oluşturan bu proteinlerin, motoru kapatıp açacak sinyalleri gönderdiklerini, atom boyutunda harekete imkan sağlayan mafsallar oluşturduklarını ya da kırbacı hücre zarına bağlayan proteinleri hareketlendirdiklerini belirlemişlerdir. Motorun işleyişini basitleştirerek anlatmak amacıyla yapılan modellemeler bile, sistemin karmaşıklığının anlaşılması için yeterlidir.
Bakteri kamçısını kitabında detaylı olarak anlatan Michael J. Behe, sadece bu kompleks yapısının dahi, evrimi "yıkmak" için yeterli olduğunu savunmaktadır. Çünkü kamçı hiç bir şekilde basite indirgenemeyecek bir yapıdadır. Kamçıyı oluşturan moleküler parçaların tek bir tanesi bile olmasa, kamçı çalışmaz ve dolayısıyla bakteriye hiç bir faydası olmaz. Bakteri kamçısının ilk var olduğu andan itibaren eksiksiz olması gerekmektedir. Bu gerçek karşısında evrim teorisinin "kademe kademe gelişim" modeli anlamsızlaşmaktadır.""





Yahu bu nasıl bir sistemdir, nasıl bir evrimdir? anlamadım gitti.

Resimdeki gördüğümüz kamçı( flagel) bir motordur , titreşim ile değil bildiğimiz 360 ° dönmekte olup ileri geri gitmektedir. Bu nasıl bir evrimdir anlamadım gitti.
Bu indirgenemez kompleks sistemler, moleküler makineler, doğal seleksiyon geçerlilik iddiasına ilişkin ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Flagelmotoru gibi bir şey nasıl oluşsun? Bu bakteri popülasyonunun içinde tüm ilişkili parçacıklar nasıl gelişebilir, kaldı ki bu bu motoru nasıl oluşturacaklarını nereden bilsinler. Hadi diyelim ki kuyruk oluştu ama kuyruğu döndüren motor mekanizması yok, o zaman Darwin'in teorisine ,doğal seleksiyona göre bu kuyruğun faydası olmadığından dolayı atılması gerekmezmi?.
Doğal seleksiyon dediğimiz olay bunu gerektirir benim bildiğim. Bu Kuyruğun atılmaması ve bunun motorlu hali günümüze kadar gelmesi bence akıllı tasarımın en büyük kanıtıdır. Bu motorun tüm parçacıkları başlangıçtan beri yerine oturması lazım ki doğal seleksiyon işbaşına geçebilsin. Bilimadamlarının 150 sene öncesine kadar indirgenebilir kompleks moleküller makinalardan haberleri dahi yoktu.
Charles Darwin'in şu sözünü hatırlamakta fayda var sanıyorum.
"Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilirse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır."


Evrim teorisinin en büyük sorunu bence, bu akıllı tasarım dediğimiz bilinc ihtimalini dikkate almamasıdır.
Darwin'in türlerin kökeni yazısından sonra bilim tanımı bilimsel bir açıklama olarak bilinçli tasarımı açıklama olarak dışlamıştır. Bu konvansiyonuna metodolojik materyalizm denir.

Oyun böyle işliyor bence . Bilimsel olmak istiyorsanız belli hususlar içerisinde tutulursunuz ,misal zeka ,akıl gibi olayı işin içerisine katamazsınız, açıklamalarınız'da sadece doğal nedenlere başvurabilirsiniz . Akıl ve zekanın bu araştırmaları yapmasına rağmen bu iki arkadaşın nasıl dışlanıyor olması bana çok gülünç geliyor nedense ?

Sanki burnumuzu ariyoruz ama burnumuza bakmak yok gibisinden . Varmi böyle bir oyun.

hani mucize yok diyoruz ya bazen , belki etrafimiz mucizeler ile dolu da bizler görmüyoruz, olabilir mi cocuklar ??????.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23-10-2015, 18:17
Predator Predator isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 17 Aug 2015
Bulunduğu yer: Dünya Vatandaşı
Mesajlar: 181
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yahu bu nasıl bir sistemdir, nasıl bir evrimdir? anlamadım gitti.
Anlamak istiyor musun ?
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23-10-2015, 18:26
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Predator´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlamak istiyor musun ?
Tabiki, ama mantikli bir anlatim olmasi lazim.

Anlayamadigim icin zaten deist oldum.

Ateistler dinleri cok mantikli anlatiklari icin dinden ciktim ama tanri meselesine gelince olmuyor iste .

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23-10-2015, 19:33
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili Dine mine ne

Bu yazı H.Yahya kaynaklı, ikincisi evrim teorisi böyle zavazingo şeylerle çökmez, evrim gözlem veren bir olgu. Lafla çökmez hele böyle H.Yahya, daha doğrusu ABD Evrim Karşıtı Enstitütülerin yöntemleriyle bakabileceği bir olgu değildir.

Uzatmayacağım, verdiğin yazı, bildik safsata yöntemidir, hani nasıl söyleyim, sen bir cümle kur ben içinde geçen kelimeyle bir dolu şey çürütüyor olayım, anlamı olur mu? Olmaz, bu da öyle, cümleyi değil, içindeki kelimeleri esas alan yöntemdir ki, nereye çeksen oraya gelir. (misal bu cümlemde "çürütüyor" kelimesi geçti, buradan yola çıkıp bu anlatımımda çürükten ve nasıl oluşuğunu bahsettiğimi iddia etmek gibi, böyle bir yöntemdir ellerindeki)

Baktığın evrende, doğada hareket ve değişimi gözlemliyor musun? (bırakalım bakterinin bilmem nesini, kompleksliği, yok hayatın karmaşıklığı gibi alakasız ifadeleri, taş yerinde ağırdır, böyle alakasız şeylerle bulandırmaya gerek yok. H.Yahya gibi sitelerden bilimsel hiç bir veri-bilgi edinme şansın yok, yok illa bakteri düzeyi diye tutturacaksa, o halde antibiyotik direncini araştır ya da daha bir dolu örnek sunulabilir, eğer evrim olgusu böyle subjektif iddialarla anlam kazanıp, kaybediyorsa.)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 23-10-2015, 21:00
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

bazı arkadaşlar HY sitelerinden başını kaldırsın da Michael Behe'nin akıllı tasarım/indirgenemez karmaşıklık iddiasından nasıl çark ettiğini bi zahmet araştırsın.


"Örneğin, hem insanlar hem de şempanzelerde diğer memelilerde C vitamininin üretimini sağlayan genin kırık bir kopyası bulunmaktadır. Şempanzeler ile insanların ortak bir atadan geldiklerine dair nasıl daha güçlü bir kanıt bulunabileceğini hayal etmek güçtür. Yapbozun kalan bazı parçaları olmasına rağmen, Darwin'in Dünya'daki bütün yaratıkların biyolojik olarak akraba oldukları konusundaki açıklamasının isabetli olduğundan şüphe duymak için hiçbir neden bulunmamaktadır." (Evrimin Sınırı, Michael Behe, sayfa 71-72)
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 23-10-2015, 23:07
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Dine mine ne



Baktığın evrende, doğada hareket ve değişimi gözlemliyor musun? (bırakalım bakterinin bilmem nesini, kompleksliği, yok hayatın karmaşıklığı gibi alakasız ifadeleri, taş yerinde ağırdır, böyle alakasız şeylerle bulandırmaya gerek yok. H.Yahya gibi sitelerden bilimsel hiç bir veri-bilgi edinme şansın yok, yok illa bakteri düzeyi diye tutturacaksa, o halde antibiyotik direncini araştır ya da daha bir dolu örnek sunulabilir, eğer evrim olgusu böyle subjektif iddialarla anlam kazanıp, kaybediyorsa.)
Sevgili spartacus


bak ben ne demisim


dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Avantajlı zihinsel değişiklikler , ardından gelen kuşaklar tarafından devralındı ve böylece uzun bir zaman içerisinde tüm popülasyonların sadece değişime uğradığınla kalmayıp tamamen yeni organizmaların oluştuğuna da inanılmaya başlandı. Darwin doğal oluşumlar yani planlama ve zeka olmadan hayat tarihini açıklamayı hedefliyordu.

Evrim kelimesinin anlamı gelişim değil mi? Misal olarak antibiyotik direncini neden verdin ki?.

Antibiyotik direnci vücudumuzdaki yaşayan mikroskopik canlılara zarardır ve buyüzden insanı ölüme dahi götürebilir.
Antibiyotik direncin de avantajlı zihinsel değişiklikler yok yani evrim teorisine aykırı olmuş olur.

Bu yazdiklarimi da görmemisin

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Doğal seleksiyon gerçek bir süreçtir, prosesürdür küçük değişimleri adımları açıklayabilir ama ilk hücreliler hakkında bir açıklama getirmez.


Senin bu Antibiotik direnc bu adama benziyor


Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 23-10-2015, 23:12
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

Evrimin çalışmalarının doğrudan "ilk hücreyi aramak" gibi hedefleri yoktur.
Hatta evrimsel mekânizmaları zamanının bilgisiyle ortaya koymak dışında da bir amaç atfedilemez.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 23-10-2015, 23:31
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

Akılsız Tasarım var aslında.

Organizmaların tasarımını bir yaratıcıya atfetmekle ilgili güçlüklerden biri, canlılar dünyasına nüfuz etmiş kusurlardır.

İnsan çenesini ele alalım. Çenemizin büyüklüğüne göre çok fazla dişimiz vardır, bu yüzden yirmilik dişin çekilmesi gerekir. Bu kusur yüzünden Tanrı'yı suçlamak ister miyiz? İnsan bir mühendis daha iyisini yapabilirdi. Evrim bu kusura dair iyi bir sebep ortaya koyar. Beynin büyüklüğü atalarımızda zaman içinde artmıştır; kafatasımızın geniş bir beyne uyacak şekilde değişmesi, çenenin küçülmesine yol açmıştır, böylece yeni doğan bir bebeğin başı, annesinin doğum kanalından geçmesini engellemeyecek bir şekil almıştır.

İnsan gözünü düşünelim. Gözdeki görsel lifler birleşerek optik siniri oluşturur, bu da retinayı aşarak beyne ulaşır ve böylece kör bir nokta oluşur, bu küçük bir kusurdur, ama yine de tasarım kusurudur; ahtapotlarda ve mürekkep balıklarında bu kusur yoktur. Çünkü gözün evrimi suda başlamıştır. Tanrı ahtapotları insanlardan daha mı çok seviyordu da onların gözlerini tasarlarken bizimkinden daha fazla özen gösterdi?

Akıllı tasarım açısından daha rahatsız edici bir durum da; insanlarda fark edilen tüm hamileliklerin yaklaşık yüzde 20'si, hamileliğin ilk iki ayında kendiliğinden düşükle son bulur. Bu talihsizlik bugün dünyanın her yerinde her yıl 20 milyonu aşkın kendiliğinden kürtajla sonuçlanmaktadır. Hamilelik sürecindeki kusurlar yüzünden tanrıyı suçlamak ister miyiz? Yoksa Allah kürtaj yapanların en hayırlısı mıdır? Bu durumu tanrının beceriksizliğinden çok, evrimin sakarlığıyla açıklayabiliriz.

Organizmalar dünyası, tuhaflıkların yanı sıra zalimlik denebilecek niteliklerle de doludur. Avcıların avlarını canlıyken ısırarak parçalaması, parazitlerin işlevsel organlara zarar vermesi, bazı türlerde çiftleşme sonrası dişinin erkeği yemesi veya öldürmesi gibi zalimce davranışlar. Filozof David Hume bu sorunu özlü bir biçimde şöyle ifade etmiştir; '' Tanrı kötülüğü engellemeyi istiyor da engelleyemiyor mu? o zaman güçsüz demektir. Engelleyebilir de istemiyor mu? o zaman kötü niyetlidir. Hem engelleyebilir hem istemiyor mu? o zaman bu neden kötülüktür?''

Francisco J. Ayala - Evrim sayfa 211-212
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 23-10-2015, 23:39
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

sayın dmn

konuya akıllı tasarım/indirgenemez karmaşıklık bağlamından giriş yaptınız M.Behe'ye atıfla.
sözkonusu geveziliğin hiçbir değeri olmadığını süreç içinde Behe kendisi dile getirdi.
bir anlamda saf değiştirdi, evrim gerçeğine metodolojik olarak daha bilimsel yaklaşmaya başladı ve bu konuda da hem kitap ve hem de değişik yazılar yayımladı.

antibiyotik direnci (her ne kadar doğal değil insan eylemi sonucu ise de) en azından seleksiyon nedir bunu anlatır.
siz ise anlamamış olmalısınız ki kalkıp arnold'un resmini koyup işi zevzekliğe vurmuşsunuz.

evrimi anlamaktan aciz ya da inançları ile evrime peşin yaklaşanların son kalesi, evrim üzerine konuşacak zırva bulamayınca peki o zaman ilk hücre falan filan diye söze devam etmeleridir ki; bunu da peki büyük patlama nasıl olduya kadar getirirler. hiç şaşmaz. errata'nın da vurguladığı gibi abiyogenez başka bişey, darwinin evrim teorisi başka bişey, evrim olgusu ise daha başka bişey.
önce olgu ve olguyu açıklama (teorize etme) ilişkisini bi düşünün.
evrim olgusu/gerçeği ve bu gerçeğin mekanizmalarını açıklama girişimlerini ayırd etmeyi öğrenmeli önce

sonra da abiyogenez mesela miller deneylerini konuşuruz.

yukarda bi yerlerde, birileri anlamak istiyor musunuz diye sorduğunda olumlu cevap vermişsiniz.
ancak bana pek inandırıcı gelmedi.

başa dönerek, bizzat atıf yaptığınız Behe'nin son kitabından alıntıladığım kısmı tekrar alıntılıyorum.
Behe'nin paragrafı üzerinde biraz düşünün.

"Örneğin, hem insanlar hem de şempanzelerde diğer memelilerde C vitamininin üretimini sağlayan genin kırık bir kopyası bulunmaktadır. Şempanzeler ile insanların ortak bir atadan geldiklerine dair nasıl daha güçlü bir kanıt bulunabileceğini hayal etmek güçtür. Yapbozun kalan bazı parçaları olmasına rağmen, Darwin'in Dünya'daki bütün yaratıkların biyolojik olarak akraba oldukları konusundaki açıklamasının isabetli olduğundan şüphe duymak için hiçbir neden bulunmamaktadır." (Evrimin Sınırı, Michael Behe, sayfa 71-72)
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 24-10-2015, 00:32
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

errata´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evrimin çalışmalarının doğrudan "ilk hücreyi aramak" gibi hedefleri yoktur.
Hatta evrimsel mekânizmaları zamanının bilgisiyle ortaya koymak dışında da bir amaç atfedilemez.
Sevgili errata

Asil sorun da burda zaten, bu ilk hücrelerde ne oldu ne gitti meselesi.

Bu yüzden zaten Michael Behe bu konuyu akilli tasarim ile acikliyior .

Evrim teorisi avantajli degisimden bahs ettigi icin zaten akil veja zakayi
kabulenmis oluyor bence, öyle degilmi ?.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
BİLİNÇLİ TASARIM pante İslam 18 27-07-2016 17:09
Akilli Hayvanlar !!! Lynx Multimedya 6 02-10-2010 19:27
Evrim mi?, yoksa Yaratim ve Akilli Tasarim mi? evrensel-insan Evrim 13 07-04-2010 22:48
Birbirinin ziddi olan tasarimlar: Akilli Tasarim-Evrimsel Tasarim simply a good person Evrim 2 06-01-2010 01:09
Hem akilli hem gÜzel kadina tahammÜl yok parmis Konu-dışı 10 09-06-2009 13:31

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:36 .