Biz nerden geldik ,neden geldik, bu bolluk , cesitlilik ,neyin nesi, bizler yaratildik mi yoksa tessadüfler sonucu ,mu ortaya ciktik , insanin evren ile iliskisi ne ? gibi sorular her insanin aklindan gecmistir .
Insan bu inanilmaz cesitlilikleri, yasam karmasiklarini gördügü an bu sorulari kendisine sormadan edemiyor.
Darwin iddiasında ,tüm canlıları yönsüz doğal güçlere dayandırıyor , doğal seleksiyonun tesadüf ve zaman denilen bir süreçten geçtiğine inanıyordu. 2500 yıl boyunca Platon newton ve Kepler gibi bilim adamları dünyamızın bir plan ve dizayn üzerine inşa edildiğine inanıyorlardı . Ama Darwinin doğal seçilim fikri bilim felsefesinin temeline bir değişim getirdi. Doğal seleksiyon fikri büyüleyiciydi. Avantajlı zihinsel değişiklikler , ardından gelen kuşaklar tarafından devralındı ve böylece uzun bir zaman içerisinde tüm popülasyonların sadece değişime uğradığınla kalmayıp tamamen yeni organizmaların oluştuğuna da inanılmaya başlandı. Darwin doğal oluşumlar yani planlama ve zeka olmadan hayat tarihini açıklamayı hedefliyordu. Kendisi doğal seçilimin yaşam karmaşıklığını açıklar, akıllı bir nedeni çağırıştırmak için hiçbir zorunluluk yok diye inanıyordu. Ve böylece doğal seleksiyon tasarımcı Fikrin yerine geçti. Doğal seleksiyon gerçek bir süreçtir, prosesürdür küçük değişimleri adımları açıklayabilir ama ilk hücreliler hakkında bir açıklama getirmez. İspinoz kuşunun yapısındaki küçük bir değişiklik kendisinin bir bütün olarak nasıl ortaya çıkmış sorusuna ilişkin cevap değil, bu fenomen başka bir boyuttadır. 19. yüzyılda Darwin'in yaşadığı samanlar, bilim adamlarının hücrenin kendisine ilişkin fazla bir bilgisi yoktu. Bu 1950 lere kadar hiç değişmedi , ama 50 lerden den sonra bu bilim dalında bir patlama yaşandı. Bugünkü teknolojiler sayesinde bu mikroskopik Küçük dünyalara dalıp parmağımızın bir ucunda 4 milyardan fazla mikrobun oldugunu görebiliyoruz. Her bir hücrenin içinde bilgi, montaj talimatları vardır yani bir minyatür makinalardır aslında . Charles Darwin de bu bilgiler yoktu . Hayatın en küçük düzeyinde, noktasında moleküller ve hücreler resmi çiziyor ve orada insanlık artik molekül makineleri keşfetti. Bir hücrenin ucundan başka ucuna besin taşıyan molekül kamyonları var bilmem güneş enerjisini kullanabilir enerjiye döndüren molekül makinelerimi istersiniz her şey var. İnsan vücudunun ne kadar fonksiyonları varsa o kadar moleküler makinalar vardır. Duymak, görmek, koklamak, bir tad almak, kan pıhtılaşması ve bağışıklık sistemi gibi işlevlerin yerine getirebilmesi için ordu dolusu molekül makinelerine ihtiyaç vardır. İnsan bir bakışta bunları görünce bunlar nerden geldi acaba ? sorusu ortaya çıkıyor.
Darwin'in evrim cevabı tamamen yetersizdir bence .
Modern ezberlerin sonu
Kitabından alıntı yapıyorum
""Michael Behe'nin kitabında indirgenemez kompleks sistemlere verdiği ilginç örneklerden biri, bakteri kamçısı.
Bakterinin Kamçısı
"Kamçı" olarak Türkçe'ye çevrilen "flagella" isimli organ, bazı bakteriler tarafından sıvı bir ortamda hareket edebilmek için kullanılır. Organ, bakterinin hücre zarına tutturulmuştur ve canlı ritmik bir biçimde dalgalandırdığı bu kamçıyı bir palet gibi kullanarak dilediği yön ve hızda yüzebilir. Bakterilerin kamçısı, uzun zamandır biliniyordu. Ancak son 10 yıl içindeki gözlemler, bu kamçının detaylı yapısını ortaya çıkarınca bilim dünyası şaşkına döndü. Çünkü kamçının, önceden sanıldığı gibi basit bir titreşim mekanizmasıyla değil, çok karmaşık bir "organik motor" ile çalıştığı ortaya çıktı.
Bakterinin hareketli motoru, elektrik motorlarıyla aynı mekanik özelliğe sahiptir. İki ana bölüm söz konusudur: Bir hareketli kısım (rotor) ve bir durağan kısım (stator).
Bu organik motor, mekanik hareketler oluşturan diğer sistemlerden farklıdır. Hücre, içinde ATP molekülleri halinde saklı tutulan hazır enerjiyi kullanmaz. Bunun yerine kendine özel bir enerji kaynağı vardır: Bakteri, zarından gelen bir asit akışından aldığı enerjiyi kullanır. Motorun kendi iç yapısı ise olağanüstü derecede komplekstir. Kamçıyı oluşturan yaklaşık 240 ayrı protein vardır. Bunlar kusursuz bir mekanik tasarımla yerlerine yerleştirilmiştir. Bilim adamları kamçıyı oluşturan bu proteinlerin, motoru kapatıp açacak sinyalleri gönderdiklerini, atom boyutunda harekete imkan sağlayan mafsallar oluşturduklarını ya da kırbacı hücre zarına bağlayan proteinleri hareketlendirdiklerini belirlemişlerdir. Motorun işleyişini basitleştirerek anlatmak amacıyla yapılan modellemeler bile, sistemin karmaşıklığının anlaşılması için yeterlidir.
Bakteri kamçısını kitabında detaylı olarak anlatan Michael J. Behe, sadece bu kompleks yapısının dahi, evrimi "yıkmak" için yeterli olduğunu savunmaktadır. Çünkü kamçı hiç bir şekilde basite indirgenemeyecek bir yapıdadır. Kamçıyı oluşturan moleküler parçaların tek bir tanesi bile olmasa, kamçı çalışmaz ve dolayısıyla bakteriye hiç bir faydası olmaz. Bakteri kamçısının ilk var olduğu andan itibaren eksiksiz olması gerekmektedir. Bu gerçek karşısında evrim teorisinin "kademe kademe gelişim" modeli anlamsızlaşmaktadır.""
Yahu bu nasıl bir sistemdir, nasıl bir evrimdir? anlamadım gitti.
Resimdeki gördüğümüz kamçı( flagel) bir motordur , titreşim ile değil bildiğimiz 360 ° dönmekte olup ileri geri gitmektedir. Bu nasıl bir evrimdir anlamadım gitti.
Bu indirgenemez kompleks sistemler, moleküler makineler, doğal seleksiyon geçerlilik iddiasına ilişkin ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Flagelmotoru gibi bir şey nasıl oluşsun? Bu bakteri popülasyonunun içinde tüm ilişkili parçacıklar nasıl gelişebilir, kaldı ki bu bu motoru nasıl oluşturacaklarını nereden bilsinler. Hadi diyelim ki kuyruk oluştu ama kuyruğu döndüren motor mekanizması yok, o zaman Darwin'in teorisine ,doğal seleksiyona göre bu kuyruğun faydası olmadığından dolayı atılması gerekmezmi?.
Doğal seleksiyon dediğimiz olay bunu gerektirir benim bildiğim. Bu Kuyruğun atılmaması ve bunun motorlu hali günümüze kadar gelmesi bence akıllı tasarımın en büyük kanıtıdır. Bu motorun tüm parçacıkları başlangıçtan beri yerine oturması lazım ki doğal seleksiyon işbaşına geçebilsin. Bilimadamlarının 150 sene öncesine kadar indirgenebilir kompleks moleküller makinalardan haberleri dahi yoktu.
Charles Darwin'in şu sözünü hatırlamakta fayda var sanıyorum.
"Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilirse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır."
Evrim teorisinin en büyük sorunu bence, bu akıllı tasarım dediğimiz bilinc ihtimalini dikkate almamasıdır.
Darwin'in türlerin kökeni yazısından sonra bilim tanımı bilimsel bir açıklama olarak bilinçli tasarımı açıklama olarak dışlamıştır. Bu konvansiyonuna metodolojik materyalizm denir.
Oyun böyle işliyor bence . Bilimsel olmak istiyorsanız belli hususlar içerisinde tutulursunuz ,misal zeka ,akıl gibi olayı işin içerisine katamazsınız, açıklamalarınız'da sadece doğal nedenlere başvurabilirsiniz . Akıl ve zekanın bu araştırmaları yapmasına rağmen bu iki arkadaşın nasıl dışlanıyor olması bana çok gülünç geliyor nedense ?
Sanki burnumuzu ariyoruz ama burnumuza bakmak yok gibisinden . Varmi böyle bir oyun.
hani mucize yok diyoruz ya bazen , belki etrafimiz mucizeler ile dolu da bizler görmüyoruz, olabilir mi cocuklar ??????.