07-01-2020, 07:19
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2017
Mesajlar: 1.822
|
|
Evcil hayvan diye bir şey yoktur
Eğer evcil hayvan varsa oda memeli sınıfından insandır. Evcil hayvan diye bir şey yoktur, hibrit üretilmiş ve esir edilmiş hayvanlar vardır.
50 kiloluk Golden cinsi köpek evcil değildir. Bu hayvan evde koşamıyor, tepişemiyor ve sosyalleşemiyor.
Evcil hayvan özgürlüğü elinden alınan hayvandır. Ne kadar evde doğurtup bakılsa da, hepsinin güdüsel olarak geniş alanlara, toprağa ve sosyalleşmeye ihtiyacı vardır. Bu hayvanları tuvalet için sokağa çıkarıyorlar, avlanmak için sokağa çıkarmıyorlar. Birde kısırlaştırıyorlar. Bizim bir kedimiz vardı çok cambaz, çocukluğu dışarıda geçmişti ve her gün sokağa çıkar gece eve geri gelirdi. Onu kısırlaştırdık. Hayvanın sosyal güdüleri zedelendiği gibi hayat sevinci de yok oldu. Yanıma uzanıp uyurdu ama sevmeye kalktığım zaman kaçardı. Buna bizzat şahit oldum, hayvan kısırlaştırmak o hayvana fayda değil zarar verir. Sosyal statüsünü yok eder.
Sokakta sakat kalmış, açlıktan ölmek üzere olan hayvanları eve almayı konudan muaf tutuyorum.
Düşünün, ufacık kuşlar Marmara Denizi üzerinden Bursa-İstanbul arası göç edebiliyorken el kadar kuşu tutup 40x40 cm kafeslere koyup seyir zevki yapıyor insanlar. Sırf kuşun diğer kuşlarla diyaloga nasıl girdiğini duymak için. Bazı kuş türleri cikciklemesi bozulmasın diye harici tür kuşlarla yan yana bile konulmuyor. Bu kuşlar göç mevsiminde azat edilseler mevsimleri ve yönleri bile bulamazlar. Açın bir BBC veya National Geographic belgeseli, el kadar kuşların ne kadar detaylı ve sosyal yaşadıklarını görün.
Her türlü hayvan bir şekilde paraya dönüştürülüyor, karga dönüştürülemiyor. Onunda adını çıkartmışlar. Mitolojilerde bile karga bet sesli ve çirkin olarak anılır. Karga bu saatten sonra çirkinliğin ve betliğin sembolü değil özgürlüğün sembolüdür benim için.
Buradan toplumcu, mücadeleci, insana boyun eğmeyen bütün kargalara selam olsun. Gark gark garrrrkkk karga kardeşler. Ne kadar evcil hayvan bakıp da, elinden bütün doğal güdüleri ve yetenekleri çalınmış olduğu halde "özgürleştirmek" adına hayvanları sokaklara atanlar varsa, alayına sortiler yapın karga kardeşler.
Evcil hayvanlara örnekler;
Aslan
Kaplan
Timsah
Köpek
Kedi
Kuş
Iguana
Yılan
Hepside esir edilmiş ve ezilmiş hayvan halklarıdır.
Dolayısıyla evcil hayvan diye bir yoktur olamazda. Bütün beden ve güdüleri doğaya uyarlıdır, insan ilişkileri gibi ilişkiler geliştiremezler. Evcil hayvan=Köle ticareti.
"İçinde ışığı olmayan insanlar, kalabalığa karışıp ışık edinmeye çalışırlar."
Arthur Schopenhauer
-
"İtin kuyruğuna basma, arkandan havlar durur."
Tecrübe
|
07-01-2020, 08:42
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.734
|
|
Ben konuya farklı bir bakış açısı getireyim, belki konuya ek de olabilir.
Bana göre asıl evcilleşemeyen insanlardır.
Toplumsal yaşama alışamayan insan asla evcilleşemez, ya birileri tarafından güdülür ya da sadece bireysel yaşam tutkusunu karşılamaya çalışır.
Her şeyden önce toplumsal yaşamın ne olduğu bilinmelidir, lakin bu konuda bazı detaylar dışında kesin bir görüş yok ama varsayımlar çok.
Örneğin, toplumsal yaşamı paylaşımcılık olarak adlandırıyoruz ama paylaşımcılığın kendisini net olarak belirleyemiyoruz. Çünkü paylaşımcılığı nicelikten niteliğe dönüştürecek süreci henüz yaşamadık, şimdilik ortalardayız.
Neden ortalardayız?
Çünkü bireycilikle toplumculuk çatışma içinde, her ikisinin de kendine göre haklı-haksız tarafı bulunuyor.
Bunu ayıklamak için yüzyıllar süren çatışma ve farklı yaşam biçimleri gerekiyor.
Dolayısıyla insanın evcilleşmesi de bu süreçle orantılıdır.
Bu yüzden kendini dahi evcilleştirememiş insanın diğer canlıları evcilleştirmeye çalışması kendi zevkini veya at yarışlarında olduğu gibi maddi çıkarını tatminden ibarettir.
Bir defa insanın gerçek yüzünü net olarak görmek isteyenlere Yılki Atlarının ne şekilde kullanıldıklarını incelemelerini öneririm.
|
07-01-2020, 13:02
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28 Aug 2015
Mesajlar: 135
|
|
Merhaba;
Açıkçası ben daha farklı bakıyorum. Bence evcilleştirilebilen hayvanlar vardır ve hayatlarından memnundurlar.
Bir keresinde, tanıdığım biri köpeğini bir ormana bıraktı. Köpek bir süre sonra yaklaşık 60 km lik mesafede ki evine tekrar döndü.
Vefa deyin, mecburiyet deyin bilemem ama ben sevgi ve mutluluk görüyorum. Belki türün bazı içgüdüsel özelliklerini bastırdık veya bozduk emin değilim ama özellikle köpekler ile insanların çok barışçıl ve uyumlu yaşadıklarını görüyoruz. Birazda köpek popüler bir evcil hayvan olduğu içindir elbette.
Ama gel gelelim kafeste kuş, akvaryumda balık, fanusta kaplumbağa bakılmaz. Bu büsbütün eziyettir, hapsetmektir, türe işkencedir. Kapınızı ilk açtığınızda kediniz dışarı kaçıyorsa ve gelmiyorsa, bu zamana dek ona eziyet etmişsiniz demektir. 120 m2 evde, sadece sabahları 15 dk dışarı çıkartılarak köpek bakmak eziyettir.
Ama şu gerçek ki insan tüketmeyi seviyor. Üretirken bile fazlasını tüketiyor. Bunu başka hayvanlara da yapıyoruz. Yumurta yiyerek, tavuk yiyerek, süt içerek, deri ayakkabı giyerek...
Bizden başka her şeyin rahatı için bizim var olmamamız gerekli bence.
|
07-01-2020, 18:02
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
|
|
Benim bi kedim var. 4-5 aydır birlikteyiz.
İnsan dışında başka bir canlıyı yakından tanımış olmak bana yaşamla ilgili yeni şeyler fark ettirdi.
Onların da düşünebildiğini, hissedebildiğini, öğrenebildiğini, duyguları olduğunu fark ettim.
Hatta kedi yavrusunun, insan yavrusundan daha üstün olduğunu gördüm. Birçok açıdan daha üstün ve güçlü. Ama biz kendimizi üstün sanmışız hep.
Özgürlük sadece sokakta serbestçe dolaşmak anlamına gelmemeli. Evde konforlu bir şekilde tutulan kedi, sokakta zor şartlar altında yaşayan kediden daha özgür sayılabilir.
En basit örnek sokak kedileri veterinere uğramıyor, sağlık sorunlarıyla, parazitlerle boğuşuyor. Evde sahiplenilen kedi aşıları ve bakımı yapıldığı için daha sağlıklı yaşıyor. Bu da onun özgürlüğünü artıran bir etken.
|
07-01-2020, 22:21
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2017
Mesajlar: 1.822
|
|
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı
Özgürlük sadece sokakta serbestçe dolaşmak anlamına gelmemeli. Evde konforlu bir şekilde tutulan kedi, sokakta zor şartlar altında yaşayan kediden daha özgür sayılabilir.
En basit örnek sokak kedileri veterinere uğramıyor, sağlık sorunlarıyla, parazitlerle boğuşuyor. Evde sahiplenilen kedi aşıları ve bakımı yapıldığı için daha sağlıklı yaşıyor. Bu da onun özgürlüğünü artıran bir etken.
|
Özgürlüğü insan değil kedi gözüyle görebiliyor musunuz? Bizim burada sokak kedilerine mama verilen bir yer var, oturanlar oraya mama+yemek artığı koyuyorlar. Ama kedileri evlerine almıyorlar. O kediler ağaçlara tırmanıyor, birbirlerinin dışkılarını koklayıp sosyal statüleri tanıyorlar. Evde ki kediler aşı oluyor diye daha özgür oluyor olamaz. Yıllarca yaz-kış aylarında yaşayan kediler daha sağlıklı olabilirler. Kediye aşı yaptırmak özgürlük değildir, diyelim ki onu hastalıktan korumak için aşı yaptırdık ve onun sağlığına fayda sağladık, buraya kadar tamam. Ancak onu ev ortamında tutuyorsak bu onu kısıtlayan bir yaşam tarzı oluyor. O pençeler laminant parke, halıfleks veya fayans zemin için ideal değil. Koltuklar tırmanmaları için yeterli değil. İnsanların hayvanlarla olan sevgisi ve bakımı bence çiftlik köpekleri ve kedilerinden daha öteye gidemez. Yani hiç bir kedi ve köpek daire kapısı içerisinde tutulmalıdır. Onların doğal yaşam alanları ile insanlar ancak köylerde ve çiftliklerde diğer hayvanlarla aynı ortamı paylaşabildikleri yerlerde olabilir.
Kuşların kafese kapatılmaları tam bir esaret hayatı, hapishanede artı suç işleyenlerin hücre odalarına kapatılmaları gibi. Evcil hayvan alınıp satılması duygu sömürüsü, ben bu hayvanı almazsam ölür gider mantığı yerleştirilmiş insanlar. Kıtalar arası göç eden papağanları kafeslemeye ne demeli? Kedi olmuş kuş olmuş benim için hiç bir farkı yok. Kuşun doğal yaşam alanı ağaç dalı ve sürüsüdür, kedinin yaşam ortamı diğer kedilerin yaşadığı ve dışkıladığı toprak zemindir.
"İçinde ışığı olmayan insanlar, kalabalığa karışıp ışık edinmeye çalışırlar."
Arthur Schopenhauer
-
"İtin kuyruğuna basma, arkandan havlar durur."
Tecrübe
|
07-01-2020, 22:31
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2017
Mesajlar: 1.822
|
|
dolekbas´isimli üyeden Alıntı
Ama şu gerçek ki insan tüketmeyi seviyor. Üretirken bile fazlasını tüketiyor. Bunu başka hayvanlara da yapıyoruz. Yumurta yiyerek, tavuk yiyerek, süt içerek, deri ayakkabı giyerek...
|
Bunların hepsine bir artı bir fayda bulabiliriz. Yumurta B vitaminleri ve protein açısından insan için değerli bir temel gıda kalemidir. Deri giyinmek ise bizi soğuğa karşı korur. Besin zincirine dahil bir canlıyız bunları anlayabilirim, lüks tüketim için yapılan katliamı anlamam. Evcil hayvan diye bir şey tanımıyorum. Evcil hayvan demek insanların geliştirdikleri ev ortamına herhangi bir hayvanı hapsetmek demek. Bir diğer canlının bir insanı yemesini ve besin gereksinimini gidermesi çok anlaşılır bir şeydir, ama bir köpeğin bir insana tasma takıp kapısında bekletmesini, bir kedinin bir insanı kedi ortamında zorla tutmasını ve oraya mecbur kalacak şekilde büyütmesini anlayamam. Balık insanoğlu için bir besin kaynağıdır, canlı canlıyı yer doğada. Ama kocaman köpek balığını alıp bir akvaryuma hapsetmeyi anlayamam.
"İçinde ışığı olmayan insanlar, kalabalığa karışıp ışık edinmeye çalışırlar."
Arthur Schopenhauer
-
"İtin kuyruğuna basma, arkandan havlar durur."
Tecrübe
|
07-01-2020, 23:13
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.586
|
|
Eve alınan hayvana kedi-köpek deyip geçmemek lazım. Evin bir bireyi oluyorlar, sizi ebeveynleri olarak görüyorlar. Yokluğunuzda sizi çok özlüyorlar. Ben de eşim de köpeğimizi köpek olarak değil evladımız olarak görüyoruz. Şehir dışına çıktığımda, gün boyu evden uzak kaldığımda çok özlüyorum. Gelir gelmez sarılıyoruz, yuvarlanıyoruz, kaçışıp kovalaşıyoruz, uzak kalma süresine göre küçük-büyük çaplı hasret giderme faslı yaşıyoruz.
Biz üzgünsek o da mutsuz oluyor, sevinçliysek o da mutlu oluyor. Misafir gelse yüzümüze bakıyor, geleni seviyorsak o da seviyor, mesafeliysek o da mesafeli duruyor. Son derece nazik, içten. Bir şey isterken çok sevdiği oyuncaklarından birini getirip kucağımıza bırakıyor. Çocuklara karşı çok hoşgörülü ve şevkatli. Biz yemek yerken o da yemek yer, başka zaman versek yemez. Biz yerken vermesek küser. Küsünce barışmak için en az 1 saat maskaralık yapmamız gerekir.
Bazen gelenler korktuklarını söyleyip odaya kapatmamızı isterler, onlara evladımı kendi evinde hapsetmeyeceğimi açıkça söylerim. Giden gider, umurumda olmaz.
Anlatması zor, yaşamak gerek.
Veteriner prostat olmaması için kısırlaştırmamızı söylüyor ama ben direniyorum. Evladımı sakatlamak istemiyorum. Öte yandan dişi bulmakta zorlanıyoruz. Biraz da onun için bahçeli bir yere-araziye taşınma planlarını öne aldık.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
08-01-2020, 00:11
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2017
Mesajlar: 1.822
|
|
Şüpheci Dinsiz ben sizi gittiniz zannediyordum.
Sizin bu köpek ile olan bağınız boyut atlamış. Bizde çocuklukta yaşamıştık bu duygusallığı. Sizde biliyorsunuz ki bu o köpek için doğal değil. Çiftliğe kavuşursanız yapacağınız ilk iş o köpeğe arkadaş bulup dairenin kapısından içeri sokmamak olsun. Hem doğasında kalır hemde sizden ayrılmamış olur.
"İçinde ışığı olmayan insanlar, kalabalığa karışıp ışık edinmeye çalışırlar."
Arthur Schopenhauer
-
"İtin kuyruğuna basma, arkandan havlar durur."
Tecrübe
|
08-01-2020, 00:49
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.586
|
|
Turdur´isimli üyeden Alıntı
Şüpheci Dinsiz ben sizi gittiniz zannediyordum.
Sizin bu köpek ile olan bağınız boyut atlamış. Bizde çocuklukta yaşamıştık bu duygusallığı. Sizde biliyorsunuz ki bu o köpek için doğal değil. Çiftliğe kavuşursanız yapacağınız ilk iş o köpeğe arkadaş bulup dairenin kapısından içeri sokmamak olsun. Hem doğasında kalır hemde sizden ayrılmamış olur.
|
Her gün foruma giriyorum, hiç ara vermedim. Moderasyon varsa yapıyorum, işlerim yoğun, çok yoruluyorum ve epeydir mesaj yazmak içimden gelmiyor.
--/--
Boyut atlama konusunda haklısın. İnsanın 'özel' olduğu dogmasını yıkınca boyut atlamış olduk. Çiftlikte Dost'u (adı Dost) eve almama konusunda belki şunu yapabilirim, ben de eve girmeyebilirim. Sonuçta ben de konfor içindeki evde doğamı yaşayamıyorum.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
06-03-2020, 18:30
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
|
|
kedimi kısırlaştırmak zorunda kaldım, hüzünlendirdi beni.
24 saat aç susuz kaldı, ameliyat oldu falan.
en önemlisi arzularını ve duygularını çalmışım gibi hissettim.
bir sevgilisi vardı apartmanın önünde yaşayan, kokusunu falan alıyordu, evden çıkmak istiyordu sürekli.
şimdi benden de soğumuş gibi.
yanıma gelmiyor, okşarken kaçıyor.
onun için en doğrusu buymuş gibi geliyor, kısırlaştırmasaydım evde tutamazdım.
dışarı bıraksam daha zorlanırdı.
ayrıca evcil hayvan konusunda kuşları eve almayı uygun bulmuyorum ben.
kuşun sahip olduğu en önemli özellik uçmak.
evde kafese hapsetmek bu özelliğini alıyor elinden.
kuşlar uçsunlar, evde tutmayalım onları.
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:58 .
|