15-06-2011, 15:03
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
Natan´isimli üyeden Alıntı
eeee,,? Yani?
Bu ayet neyi açıklıyor?
|
Big Bang döneminden 300.000 yıl sonra, evren şimdiki haline kıyasla bin defa daha sıcak ve bir milyar misli daha yoğunken yıldızlar ve galaksiler henüz mevcut değildi.Bu büyük patlamadan 300,000 yıl sonraki, yani bundan aşağı yukarı 13,5 milyar yıl önceki evrenin ilk görülebilir halinin fotografı çekildi. 1992 yılında NASA’nın COBE uydusunun çektiği bu fotoğrafın astrofizikçilerin hesaplarına tam uyumlu olduğu gözüktü. İşte bu dönem, evrenin yoğunluğunun ışığın yayılabilmesine yeterli olacak düzeye düştüğü dönemdir. Daha öncesinde ışığın yayılabilmesine temel engel “serbest elektronlar”ın varlığıydı. Soğuması sırasında evrende bu "serbest elektronlar" atomları oluşturmak üzere atom çekirdeklerinde bir araya geldiler. Bu yüzden bu döneme "birleşme dönemi" denilir.
Sonra, duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryüzüne: 'İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin' dedi. İkisi de: 'İsteyerek geldik' dediler. (Fussilet 11)
|
15-06-2011, 15:14
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
2) İlk müslüman kimdir?
En’âm 163:
Deki … “O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların (el muslimîne) ilkiyim.”
A’râf 143:
Musa, tayin ettiğimiz (belirlediğimiz) zamanda gelince, Rabbi onunla konuştu. (Musa) şöyle dedi: “Rabbim, bana (Kendini) göster, Sana bakayım.” (Allahû Tealâ): “Beni asla göremezsin. Ve fakat dağa bak! O, mekânını kararlı tutabilirse (yerinde durabilirse); o zaman sen, Beni görürsün.” buyurdu. Rabbi, dağa tecelli ettiği zaman onu paramparça etti. Musa, bayılarak yere düştü. Sonra ayıldığı zaman: “Sen Sübhan'sın (Seni tenzih ederim). Sana tövbe ederim. Ben, mü'minlerin ilkiyim.” dedi.
Âli İmrân 67:
İbrahîm ne Yahûdi'ydi, ne Nasrânî. Dosdoğru Müslüman'dı ve müşriklerden değildi.
Bu 3 ayet kendi aralarında çelişmektedir
.
En’âm 163’te Muhammed’e “Müslümanların (el muslimîne) ilkiyim” demesi söyleniyor.
Âli İmrân 67’de ise İbrahim’in Müslüman (müslimen) olduğu söyleniyor. İbrahim hem Muhammedden, hem de Musa’dan önce yaşamıştır.
A’râf 143’te Musa, müminlerin ilki olduğunu söylüyor. Bu Musa’nın kendi iddiasıdır ve doğru değildir dersek, Musa’nın doğru söylemediği sonucu çıkar ki bu daha beter bir çelişkidir.
BURADA HER PEYGAMBER KENDİ DÖNEMİNDE YAŞAYAN İNSANLARIN İÇİNDE İLK MÜSLÜMAN OLDUKLARINI DİLE GETİRDİĞİ İÇİN ÇELİŞKİ ORTADAN KALKMIŞTIR.
|
15-06-2011, 15:24
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
3) Yunus peygamber boş bir alana atıldı mı, atılmadı mı?
Sâffât 145:
Bunun üzerine onu, bitkin (hasta) bir halde boş bir alana (bi el arâi) attık.
Kalem 49:
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir hâlde ıssız bir yere (bi el arâi)atılacaktı.
Bu iki ayet birbiriyle net olarak çelişir. Hangisine inanmak lazım?
ÇELİŞKİ YOK:
Kalem 49: Eğer Rabbinden ona bir ni'met erişmiş olmasaydı o, mutlaka çırıl çıplak (çıkarıldığı) o yere kınanmış bir halde atılacakdı .
AMA ONU AFFETTİK VE
SAFFAT(145-146) Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O'nun üzerine kabak nev'inden bir ağaç bitirdik.
|
15-06-2011, 15:26
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
4) Kaç tane melek Meryem ile konuşuyordu?
Sadece bir tane mi yoksa birden fazla mı?
Meryem 17:
Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu (rûha-nâ) gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.
Meryem 21:
(Ruh'ûl Kudüs): “İşte böyle” dedi. Senin Rabbin: “O, Bana kolaydır ve onu, insanlara bir âyet (mucize) ve Bizden bir rahmet kılacağız.” buyurdu. Ve emir kaza edilmiştir (yerine getirilmiştir).
Âli İmrân 42:
Ve melekler (el melâiketu) şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki Allah, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı."
Âli İmrân 45:
Melekler (el melâiketu) şöyle demişlerdir: "Ey Meryem,! Muhakkak ki Allah, Kendinden bir kelime ile seni müjdeliyor. Onun ismi "Mesih, Meryem oğlu Îsâ'dır. Dünyada ve ahirette şereflidir ve mukarrebinlerdendir."
Meryem 17 ve 21. ayetlerde Cebrail Meryem’le konuşmuştur denirken, Âli İmrân 42 ve 45. ayetlerde birden fazla melek Meryem’le konuşmuştur deniliyor.
Burada bir çelişki olduğu açıktır. Durumu kurtarmak için Meryem’le birden fazla kez görüşme olmuş denilebilir. Birinde sadece Cebrail konuşmuş, diğerlerinde melekler konuşmuştur denilebilir.
|
15-06-2011, 15:31
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
5) İçki Allah'ın bir nimeti olarak sadece iyi midir, hem iyi hem kötü müdür, yoksa sadece kötü müdür?
Nahl 67:
Hurma ve üzümden, şeker (hurma şerbeti, üzüm suyu, şıra) ve güzel bir rızık edinirsiniz. Muhakkak ki bunda, akıl eden bir kavim için elbette bir âyet vardır.
Bakara 219:
Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: “O ikisinde de hem büyük günah hem de insanlar için faydalar (ve menâfiu)vardır. (Fakat) onların günahları, faydalarından daha büyüktür.” Ve sana (Allah için) neyi infâk edeceklerini (vereceklerini) soruyorlar. De ki: “Afv ettiklerinizi (vazgeçtiklerinizi, ihtiyaç fazlasını) (infâk edin).” Allah, âyetleri size işte böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz tefekkür edersiniz (bunlardaki hikmetleri düşünürsünüz).
Mâide 90:
Ey inananlar, şarap, kumar, tapınmak için dikilmiş olan taşlar, fal için kullanılan oklar, ancak Şeytan'ın işlerindendir ve birer pisliktir bunlar. Bunlardan kaçının da muradına erenlerden olun.
Mâide 91:
Oysa ki şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve, sizi Allah'ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Siz artık (bunlara) son verdiniz mi?
Hadisler incelendiğinde, islamın ilk yıllarında şarabın günah olmadığı, sonradan yasaklandığı bilgisi edinilir. Bu ayetlerdeki çelişkiler de bundan doğmuştur. Muhammed, zaman içinde kesin kararını vermiştir.
içkiye müptela olmuş o dönemin insanlarına ve de henüz zararı bilinmiyorken üstelik içki satımından ve üretiminden kazanç elde edenlerin olduğu bir dönemde içkiyi birden yasaklamak ve bu yasağı o dönemin insanlarına kabul ettirmek zordur. Aşama aşama yapılması daha yerindedir.
|
15-06-2011, 15:37
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
6) "Allah her şeyi bilir, gaybı bilen yalnızca Allah'tır" ayetlerine rağmen Allah, bir müslümanın kaç düşmana bedel olduğuna ancak savaştan sonra karar verebiliyor.
Enfâl 65:
Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.
Enfâl 66:
Şimdi ise, Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah, sabredenlerle beraberdir.
Peş peşe gelmiş olan bu iki ayet arasındaki çelişki çok dikkat çekicidir. Bu sözleri söyleyen Cebrail de olsa (ki Allah’ın sözünü doğrudan iletir, yorum katmaz) savaştan önceki öngörünün tutmadığı gerçeği değişmiyor. Savaş kaybedilince, bir sonraki ayette düzeltme yoluna gidiliyor. Bu ayetler, hadislerdeki anlatımlarla da birleştirilince, Muhammed’in sıkışınca nasıl her yolu denediği ortaya çıkıyor.
İLK AYET MÜMİNLER İÇİNDİR.
2. AYET İSLAMA YENİ GİRENLER İÇİNDİR.
|
15-06-2011, 15:45
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
7) Tebbet suresinin 1. ayeti, Kur-an’ın tanrı sözü değil, insan sözü olduğunu ispatlayan ayetlerden biridir.
Tebbet 1:
“Ebu Leheb'in iki eli kurusun! (zaten) Kurudu da.”
Allah’ın, bir kuluna beddua etmesi son derece gereksiz ve anlamsızdır. Zaten bedduası da tutmuyor. Ebu Leheb (muhammedin öz amcası) bu ayetten sonra uzun yıllar normal bir yaşantı sürmüş ve 624 yılında hastalanarak ölmüştür.
ASIL BU AYET KURAN'IN İNSAN KELAMI DEĞİL DE ALLAH KELAMI OLDUĞUNA BİR DELİLDİR. ÇÜNKÜ EBU LEHEB'İN YILLAR ÖNCEDEN BİR MÜŞRİK OLARAK ÖLECEĞİ BİLDİRİLMİŞTİR. HA EĞER EBU LEHEB MÜSLÜMAN OLUP DA ÖLSEYDİ O VAKİT SİZİN ELİNİZE BÜYÜK BİR KOZ GEÇERDİ.
|
15-06-2011, 15:45
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
|
|
cubbeli´isimli üyeden Alıntı
içkiye müptela olmuş o dönemin insanlarına ve de henüz zararı bilinmiyorken üstelik içki satımından ve üretiminden kazanç elde edenlerin olduğu bir dönemde içkiyi birden yasaklamak ve bu yasağı o dönemin insanlarına kabul ettirmek zordur. Aşama aşama yapılması daha yerindedir.
|
Bu yazdıklarınıza cidden inanıyor musunuz?
Allah'tan ve kitabından bahsediyoruz, bir siyasal partinin icraatlarından değil.
saygılar...
|
15-06-2011, 15:51
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
|
|
cubbeli´isimli üyeden Alıntı
...
ASIL BU AYET KURAN'IN İNSAN KELAMI DEĞİL DE ALLAH KELAMI OLDUĞUNA BİR DELİLDİR. ÇÜNKÜ EBU LEHEB'İN YILLAR ÖNCEDEN BİR MÜŞRİK OLARAK ÖLECEĞİ BİLDİRİLMİŞTİR. HA EĞER EBU LEHEB MÜSLÜMAN OLUP DA ÖLSEYDİ O VAKİT SİZİN ELİNİZE BÜYÜK BİR KOZ GEÇERDİ.
...
|
Büyük harflerle yazınca, fikriniz doğrulandı anlamına gelmez. Lütfen yazım kurallarına dikkat edin.
Her müsibetten bir nasihat çıkarmaya o kadar şartlanmışsınız ki, Allah'ın kuluna beddua etmesini es geçip, mucize arayışına girmişsiniz.
Ebu Leheb müslüman olarak da ölseydi, sizler için durum değişmezdi.
"Alahın bedduası işe yaradı, başka türlü bu Lehebi döndüremezdi" derdiniz.
Bu kafayla kendiniz çalar, kendiniz oynarsınız. Devam...
|
15-06-2011, 15:57
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
|
|
8) Ganimetler (savaştan sonra elde edilen mallar) nasıl paylaşılmalı?
Enfâl 1:
Sana ganimetleri sorarlar. De ki: “Ganimetler(İN NASIL DAĞITILACAĞINA KARAR VERMEK), Allah'ın ve Resûl'ündür.”. Artık Allah'a karşı takva sahibi olun ve aranızdaki durumu (sahip olduğunuz hali) ıslâh edin (düzeltin)! Eğer mü'minlerseniz, Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat edin.
Ubâde b. es-Sâmit, rivayetle der ki: Rasulullah (sav) Bedir'e çıktı. Orada düşmanla karşılaştılar. Allah düşmanı hezimete uğratınca, müslümanlardan bir gurup peşlerine takılıp onlanfn arasından yakaladıklarını) öldürdüler. Bir kesim de Rasulullah (sav)'in etrafını çevirmişlerdi. Bir başka kesim ise karargâhın etrafını dolanmış ve talana koyulmuştu.
Allah, düşmanı uzaklaştırıp onları takip edenler döndüklerinde şöyle dediler: Nefel (ganimet) bizimdir. Çünkü düşmanı takip edenler bizler olduk. Allah bizim vasıtamızla onları uzaklaştırdı ve bozguna uğrattı.
Rasulullah (sav)'ın etrafını çevirenler de şöyle dedi: Bu ganimetteki hakkınız bizden fazla değildir. Bilakis bu ganimet bizimdir. Rasulullalı (sav)'a düşman ansızın herhangi bir zarar veremesin diye onun etrafını kuşatanlar bizler olduk.
Bu sefer askerlerin karargâhını arkadan dolananlar ve talanda bulunanlar da şöyle dediler: Siz ona bizden daha bir hak sahibi değilsiniz. O bizimdir. Çünkü onun etrafını kuşatan ve onu ele geçirenler bizler olduk.
Bunun üzerine yüce Allah: "Sana enfali soruyorlar de ki: Enfâl Allah'ın ve Rasûlünündür. O halde Allah'tan korkun ve aranızı düzeltin. Eğer mü'mlnler iseniz Allah'a ve Rasûlüne itaat edin" buyruğunu indirdi. Rasû-lullah (sav) da aradan bir devenin iki sağımlığı arasındaki süre kadar bir zaman geçmeden ganimetleri aralarında paylaştırdı.
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:26 .
|