Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 01-06-2022, 14:11
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart İntihar Etmeli miyiz?

Depresif bir konu gibi görünebilir ama bu önemli bir felsefe sorusudur. İntihara meyilli falan değilim yani.
Albert Camus'a göre felsefenin en önemli sorusudur bu.
Ben kendi felsefi analizimi paylaşacağım.

İntihar etmemiz gerektiğine dair felsefi gerekçe: Hayatın acı üzerine kurulu olması.
Hayatta olan istisnasız her canlı her gün acı çekmektedir. Evet bugün siz de mutlaka acı çektiniz.
Acı tüm evrimsel sürecin otoritesidir. Acıyla kontrol ediliriz, yönetiliriz.
Hayat varsa acı vardır, hayat yoksa acı yoktur. O halde acıyı yok etmenin tek yolu hayatı yok etmektir.

İntihar etmememiz gerektiğine dair felsefi gerekçe:
1- İntiharın kazanç getirmemesi. Ortada bir hayat yoksa kazanç elde etme şansı da kalmaz.
2- Nasıl olsa ölecek olmamız. Hayat zaten çok uzun değil, ölümle illaki kavuşacağız o halde acelenin gereksiz olması.

Hayat sonsuz olsaydı mutlaka ölebilmenin bir yolunu bulmaya çalışmalıydık. Sonsuz hayat er ya da geç işkenceye dönüşürdü. Bu yüzden cennet ve cehennem eşit derecede işkence içerir.

Onun dışında hayatın anlamsız olması bir intihar gerekçesi olarak sunulamaz. Çünkü hayat anlamsızsa ondan kurtulmaya çalışmak da doğal olarak anlamsızlaşır, yani intihar da anlamsızlaşır.

Hayat felsefesi olarak önerim; istediğiniz şeyleri elde etmeye odaklanmak yerine istemediğiniz şeylerden kurtulmaya odaklanmanız. Acıyı minimuma indirmek. Onun dışında hayatı isterseniz bomboş geçirin, acıyı minimize ediyorsanız yeterli.
Acı yoksa oturduğunuz yerden rahat nefes almak bile hayatı dolu geçirmektir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01-06-2022, 14:58
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Çok yerinde ve anlamlı bir konu.
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Onun dışında hayatın anlamsız olması bir intihar gerekçesi olarak sunulamaz. Çünkü hayat anlamsızsa ondan kurtulmaya çalışmak da doğal olarak anlamsızlaşır, yani intihar da anlamsızlaşır.
Zaten esas mesele bu. Hayat o kadar anlamsız ki ondan kurtulmaya çalışarak ona bir anlam katmaya hiç gerek yok.

Öte yandan cennet ve cehennem eşit derecede kötü. Sonsuzluk ve yokluk eşit derecede var veya yok. Kötü neydi? Kötü iyinin varlık nedeniydi. Ölüm, yaşamın varlık nedeni. Varlık, varlığın ve yokluğun varlık nedeni, vsvsvs.

Süreç güzel değil, süreç makul değil. Aksine, süreç art niyetli gidiyor. Ayaklar baş olmuş, başlar ayak olmuş. Sistemin başında adeta ergen bir simülasyoncu varmış'casına (ya da var) her şey alabildiğince ergence ve acemice. Buna herhangi bir noktada dur demek mümkün görünüyor. Peki grçekten böyle mi? Hayat ondan kurtulduğun anda ruh döngüsüne devam edebilmek için yeniden bedenlenen bir formda yeniden oluşuyor olmasın. Bu durumda intihar da anlamsızlaşır. Öncesini hatırlamadığıma göre sonrasında da bugünü hatırlamayacağım manasına gelir. Aslında bu durum ergen simülasyoncu açısından sorun çıkarmaya meyillidir. Bununla beraber kendim de bu süreci kurgulamış ve bunların hepsi içinde kendi kendime bu rolü sürdürme rolünü vermiş de olabilirim. Bu durumda bu süreci kesintiye uğratmak, kendi deneyimlemek istediğim bir hayatı tam o istediğim deneyime ulaşamadan kesmek olur. Bunun bir tık üst komplosu, simülasyonun benim bu şekilde olacağını ön görerek kendi deneyimimi yarıda bırakmak istemeyeceğimden yola çıkarak her şeyin daha kötüye gitmesine izin vermesi. Bu noktada onun haksız çıkması pahasına her şeyi yitirmeye değer mi? Bu kıyaslama aynı zamanda simülasyon açısından bir kurtuluş reçetesi midir?

Burada hala çözülmesi gereken problemler var ve intihar bunların içinde en basiti, en ucuzu. Sistemle yüzleşmenin daha iyi planlanabilecek ve bir çok ihtimali göz önüne alacak alternatif yöntemleri var. Bunları denemek lazım. Örneğin frekans üzerinden, enerji üzerinden, sistemin enerji sayesinde çalıştığından yola çıkarak sistemin mekanizması içine sızarark onu içerden ele geçirmek, aranılan cevapları daha kaynağından sana yanıt verecek şekilde yeniden dizayn etmekten... Bu fikirlerden söz ediyorum. Yoka, "intihar etmek" en basit kaçış şekli, onun yerine örneğin "simülasyoncuyu öldürmek" çok daha kaliteli bir final olur.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 02-06-2022, 23:14
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

Evet Levh bugün ne içiyoruz. Ben bira aldım, sıcak havalarda iyi tercih. Bir gün yüzyüze de içebiliriz. Simülasyon kuramını tartışırız.

Soru 1: İntihar etmek kolay bir yöntemle yapılabiliyor olsaydı (örneğin vücudumuzda bir düğme olsaydı ona basınca ölebiliyor olsaydık) intihar oranları ne kadar artardı? Tahminim insan nesli çoktan tükenmiş olurdu. Çoğu zaman stres durumlarından kurtulma arzusu, hayatta kalma içgüdüsüne baskın gelirdi.

Soru 2: Hayvanlar neden intihar etmez? Cevap tabiki bunu yapabileceklerinin farkında olmamaları. Onları kontrol eden güç hayatta kalma güdüsü. Soruyu sorma sebebim intihar fikrinin evrimin aleyhine olduğunu göstermekti. İntihar bir çeşit yan üründür, evrimin yan etkilerindendir.

Keşke hayata mola verebiliyor olsaydık. Şöyle 1 yıllığına gidip sonra geri gelebilseydik. Olayları daha iyi anlardık. Hayatı ve hayatsızlığı daha doğru kıyaslayabilirdik.
Mesela ben işime ara verdim 1 yıldır falan. Bu şekilde çalışmayı ve işsizliği daha doğru kıyaslayabiliyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 02-06-2022, 23:31
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Özgür irade olmadığı için, isteyerek/bilerek intihar etme diye bir şey olmaz.

Yani soru sıkıntılı. İsteseniz de intihar edemezsiniz. Hayat sizi ya o noktaya getirir, ya da getirmez.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 05-06-2022, 10:40
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Soru 1: İntihar etmek kolay bir yöntemle yapılabiliyor olsaydı (örneğin vücudumuzda bir düğme olsaydı ona basınca ölebiliyor olsaydık) intihar oranları ne kadar artardı? Tahminim insan nesli çoktan tükenmiş olurdu. Çoğu zaman stres durumlarından kurtulma arzusu, hayatta kalma içgüdüsüne baskın gelirdi.
"Bilgi" ve "kesinlik" terimleri arasında bir ayrım yapıldığında, bu genellikle bilginin mevcut teoriler, olaylar veya olgular hakkındaki bilgilere dayandığı anlamında olur. Ancak ölüm bizim için bilinmez olduğundan, cehalet korkuya neden olur. Uyku hapı almak da kolay bir çözümdür, hatta belki de düğme seçeneğinden çok daha keyiflidir, çünkü uykuya dalma hissini biliriz. Bu yüzden düğmenin pek bir fark yaratacağını sanmıyorum.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 05-06-2022, 10:55
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özgür irade olmadığı için, isteyerek/bilerek intihar etme diye bir şey olmaz.

Yani soru sıkıntılı. İsteseniz de intihar edemezsiniz. Hayat sizi ya o noktaya getirir, ya da getirmez.
Davranışlarımızın tamamen nöronal süreçler tarafından belirlendiği ve bu nedenle bilimsel bir dünya görüşünde özgür iradeye yer olmadığı tezi doğrudur, ancak yalnızca oğurme refleksi gibi ölçülebilir nesneye ilişkin olarak doğrudur. Oysa diyalektiğe göre ölçülemez olan da mevcuttur. BU mevcuyietin ölçülemez olması, ölçülemez olanın da bir hakikat olmadığı anlamına gelmez.

Bu nedenle kuantum mekanığının atomların ve atom altı parçacıkların olasılıklar çerçevesinde hareket ettiği gerçeğine dayandığını hatırlamak önemlidir. Bedenimizin hareketini iradesiz, rastgele bir zamansal-mekânsal hareket olarak düşünemeyiz. Bu hata kader inancına yol açar.

Örneğin, zihinsel içme ihtiyacı bir bardak suya uzanmamıza, dolayısıyla kol hareketine neden olur. Ancak, zihnimizin fiziksel bedenimiz üzerinde bir etkisi olduğu fikri ile beynin her durumunun tamamen fiziksel nedenlerle belirlendiği nöronal determinizm arasında sezgisel bir çelişki vardır.

Bu çelişki en iyi şekilde, nöronal süreçlere ilişkin deterministik anlayışımızın diyalektik bir şekilde tersine çevrilmesiyle çözülebilir. Başka bir deyişle, bilimsel olarak ölçülemeyen soyuttan somuta doğru hareketi tersine çevirerek. O zaman her şey diyalektik olarak da birbirine uyum sağlıyor.

iradeyi zihnin bir titreşimi olarak düşünmeliyiz, tıpkı zihnin bilinçli olarak beyne ve oradan da bedene titreşmesi gibi, yukarı ve aşağı titreşimleriyle bedenimizi ileri geri hareket ettiren bir bisiklet pedalı gibi de düşünebiliriz.

Kant'a göre determinizmin yalnızca yönlendirici bir kural, yani yalnızca bir fikir olduğu ve bu nedenle kanıtlanamayacağı ve doğa bilimlerinde basitçe varsayıldığı da herkes için anlaşılır olmalıdır.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 05-06-2022, 14:05
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yoka, "intihar etmek" en basit kaçış şekli, onun yerine örneğin "simülasyoncuyu öldürmek" çok daha kaliteli bir final olur.
Simülasyon, mevcut gerçek bir zamansal sistemi temsil eden bir modelin oluşturulmasıdır. Ölüm de dahil olmak üzere bu modeldeki tüm süreçlerin ortaya çıkışı ve yok oluşu bu anlamda yalnızca zamansal bir gerçeklik olduğunu gösterirdi. Diyalektikte bu model ölümüyle birlikte, gerçek zamansız kökenine ulaşabilir ve yaratıcısıyla da yüzleşebilirdi.

Diyalektikten sonra ise Sonsuz ve dolayısıyla zamansız bir gerçeklikte ölüm, söze konu olamazdı. Eğer olabilseydi, ölümsüzlük, zamansal simülasyonda diyalektiğin açığı olurdu. Ancak bu zamansal uzamdaki cümlem bile bize diyalektiğin ölümsüzlükten de söz edebileceğimizi bize göstermiş oluyor.

Eğer bu bir simülasyonsa, diyalektiğin bize burada söze konu ettiği şeyin gerçekliğini zamansızlıkta yaşayabilirdik.

Düsüncede bile simülatörün ölmesine izin vermek, o gerçeklikte gerçekten bir sorun. Bir şekilde her zaman bizden bir adım önde ve her şeyi enine boyuna düşünmüş gibi görünüyor. Sanki aptalca fikirlere sahip olmamıza bile izin vermiyormuş gibi.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 05-06-2022, 17:25
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Sn. dine mine ne; ''rastgele hareket ediyoruz'' demiyorum. Özgür iradenin olmaması, bizi bir boşluğa filan düşürmez. Ergen değiliz sonuçta.

''Ölçülemez'' dediğiniz şey nedir?
Mesela, benim intihar edip etmeyeceğimi ölçemezsiniz, bunu bilemezsiniz.
Çok sağlıklı insanların bir anda intihar ettiği de oluyor, çok sağlıksız insanların defalarca deneyip intihar edemediği de. Bu bilinemezlik ile determinizm arasında tabi ki çelişki var.
Determinizm ile bir yere varılamaz.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 05-06-2022, 19:43
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Soru 2: Hayvanlar neden intihar etmez? Cevap tabiki bunu yapabileceklerinin farkında olmamaları. Onları kontrol eden güç hayatta kalma güdüsü. .
.
İnsan hayvan değilmi ?
" intihar " diye isimlendirdiğin eylemin bilinçli diye iddia ettigin insanlar tarafından yapılması ile bilinçsiz diye iddia ettigin hayvanların yapması arasındaki fark nedir ?
Hayvanlarda hayatlarına öyle yada böyle son veriyorlar.
Koyunlar , balinalar , akrepler , arılar , filler v.s

İntihar dedigin hayata son vermekse , hayvanların hayatlarına son vermesine ne diyelim? Evrimdi bilinçdi ile buna cevap veremedigin gibi " intihar" diye kavramsallaştırdığin bir isimlede cevap veremezsin.

İnsanda bir hayvandır.
Bu konuda durup dururken açilmazki ! Coinlerin gümledigi bir dönemde ve senin coinci olman ile bir ilişkisi varmı ?

İintihar etme ( hayatına son verme) eylemi öyle çokda ilginç bir durum değil. Gayet sıradan bir durum.
İntihar olayını " aşırı " ciddiye alan birisinin durumu ise ; hayatı anlamlandırmaktan ve yaşamı fazla ciddiye almasından gelir diye düşünüyorum.

İntiharın ciddiye alınması Din düşünceli insanların takıntisı olabilir.
İntiharın insanlar arasında ciddiye alınacak bir tek istisnası vardır. " ölüm orucları " diyebiliriz.

Yıldız coinlere sebep intihar falan etme , edersende çokta önemli olmuyacak , gömün deriz.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 05-06-2022, 19:51
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sn. dine mine ne; ''rastgele hareket ediyoruz'' demiyorum. Özgür iradenin olmaması, bizi bir boşluğa filan düşürmez. Ergen değiliz sonuçta.

''Ölçülemez'' dediğiniz şey nedir?
Mesela, benim intihar edip etmeyeceğimi ölçemezsiniz, bunu bilemezsiniz.
Çok sağlıklı insanların bir anda intihar ettiği de oluyor, çok sağlıksız insanların defalarca deneyip intihar edemediği de. Bu bilinemezlik ile determinizm arasında tabi ki çelişki var.
Determinizm ile bir yere varılamaz.
İrade kavramı birçok farklı başlık altında farklı yorumlanmaktadır. Genellikle zihinsel fikirleri eylem yoluyla gerçekliğe dönüştürme arzusu olarak anlaşılır.

Koşullar ve şartlar nedeniyle bir şeyi yapamıyor olmamız, irademizin olmadığı ve özgür olmadığımız anlamına gelmez. Dünyevi şeyler tarafından durdurulamaz. Çünkü şekilsizdir, ölçülemez, titreşen bir vakum gibi özgürdür. İntihar etmek istediğinizi bildiğim için sizi bağlarsam, sadece harekete geçmenizi engellemiş olurum, ancak zorlamamla isteme özgürlüğünüzü elinizden alamam.

Uyuşturucu söz konusu olduğunda durum farklıdır. Bir reseptörün rol oynadığı her yerde, maddelerin potansiyel bir etki noktası vardır. Bu durum, çok sayıda reseptörü ve bağlantı noktası bulunan sınır sistemi için de geçerlidir. Bu alternatif maddeler, bir ilaç veya ilaç olarak etkilerine, sınıflandırmalarına ve kimyasal yapılarına bağlı olarak, dozajları yoluyla organizma üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilirler.

Ama organizma derken sadece maddi olarak değil, diyalektik olarak boşluğu da kastediyorum, çünkü boşluk her yerdedir. Bunun çocuk olmakla hiçbir ilgisi yok.

Fiziksel hareketimiz nedensel olarak etki ve tepki ile açıklanırsa, ne irade ne de direnme gücü varlığını sürdürebilir. Nedensellik ve tesadüf varlığımızı şekillendirir. Tesadüf zamansal odaklı, nedensellik ise değildir: Tesadüf geçmiş ve gelecek arasındaki temel farktır. Özgür irade ve insan davranışının ""öngörülebilirliği"" (yani saf nedensellik) birbiriyle bağdaşmaz.

Bu, senin "rastgele hareket etmiyoruz" ama özgür irademizde de yok demen gibi bir şey. Bu nedenle seni tam anlayamadım.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:57 .