Nüfusun gücünü de yiyecekler belirliyor, yiyecek yoksa nüfus istediği kadar katlama gücüne sahip olsun, bir üstünlüğü kalmıyor.
Yiyecek yoksa artışta yok, normali bu.
Zaten bu mesele Darwin ve Wallace'ye ilham olmuş, dolayısıyla "doğal seçilim" denen şeyin adı da böylelikle konmuş. Yoksa Malthus zaten insanlar için bir takım hesaplamalar yapıyor, ama bu fikir Darwin ve Wallace'ye de ufuk açıyor.
Neyse Celal hoca
şurada değinmiş, ben ondan cevabımı aldım sayılır.
Alamayacağım cevap ise yiyecek ve kaynaklara bu kadar ayar çekilerek yapılan, "insan istilâsı" denen şeydir ki, nüfus artsın diye herşey yapılıyor, bunun mantığı yok. Üremek için üremek, tüketmek için tüketmek, amaçsız ve gayesiz.
İstila da böyle bir şey zaten.
Pazara gidiyorsunuz, her türlü sebze meyve yığınlarla var, mevsim diye bir ayırım kalmamış. Bu kadar yiyecek çokken, nüfus katlamaya devam eder, zemin müsait. Bunun sağlıklı artması ise (video bu yönde) sağlıklı istilâ edin mi demek ne demek, bilemedim.
Tabii Malthus onları normal şartlarda değerlendirmiş, başka değerlendirmeleri de vardı Malthus, "
doğanın hastalıklar, açlık, savaş ve kazalarla da" insan nüfusunu kontrol altında tuttuğunu da söylemiş. Tüm bunlar doğal seçilimle alakalı şeyler, yapay seçilim denen şeyle alakalı değil, burada bi savaş kalmış ama o da nüfusları kıran bir şey değil, bilakis savaşlarda insanlar daha çok çocuk üretme derdine de düşüyorlar ki tür yok olur diye endişe ile daha fazla çocuk yapıyorlar.