İnsanoğlu içinde yaşadığı doğanın bir parçasıdır sözü, ilk etapta her zaman duyageldiğimiz, çok geniş anlamları ifade eden kalıplardan biridir. Bu iletide ''parçası olmak'' halinin ilginç benzerliklerle karşımıza çıktığı iki olgudan bahsetmek istiyorum.
İnsanların dünyasında siyasal sistemler vardır.Bu sistemlerin benzerlerini hayvanların dünyasındada görmekteyiz.
Mesela arıların ,karıncaların yaşama şekilleri faşist toplumlara benziyor.
Bir tek kraliçenin yönettiği belli sınıfları olan (İşçi, savaşçı) ,
üreme (oğul verme )gibi özel haklardan az sayıda bireyin faydalandığı ,
her bireyin kraliçenin genleriyle kendini gelecek kuşaklarda temsil ettiğini düşündüğü bir topluluk.
Bunun tam zıttı sosyalist sistemleri andıran yaşam şekilleri olan canlı topluluklarıda vardır.
Mesela kırlangıçlar ve sardalya balıkları (küçük bir balık türü) gibi.
Bu canlı topluluklarında tüm bireyler eşittir belli sınıflar yoktur.
Üreme ,yiyecek bulma faliyetlerinde eşittirler.Herkes ancak kendisi için çalışır.
Mesela sardalya balıkları toplu olarak göç ederler.Okyanusta hareket halindeki dev bir kara buluta benzerler, avcı balıklar sürüye saldırdığında hep beraber dönme hareketi yaparlar. Milyonlarca sardalya adeta tek vucut şeklinde hareket ederler.
Doğa bu iki yaşam şeklininde milyonlarca yıl dünyada kendi halleriyle devam edip gittiğini gösteriyor.İki sistemde doğanın çetin şartlarına karşı başarılı olmuş.Varlığını devam ettirmiş.
Bu durum bana Mao Zedong' un bir özdeyişini hatırlatıyor.''Önemli olan kedinin rengi değil, fareyi yakalayıp yakalamamasıdır.''
Insanoglu; ozde insan fakat dusunce ve davranisiyla; ozde olan insan olmasini ve insanligini yakalayamamis, hayvan ile insan arasi bir gecis donemidir. Belki evrimsel olarak; kendini gorunuste insanlamis ama devrimsel olarak; ozde insanlastiramamistir. Bu da bize insanoglunun, insana gecisinin evrimle degil; devrimle olmasi gerektigini gosterir. Cunku bu devrim dusuncenin devrimidir. Ustelik bu devrim; insanoglu turunun tumunden degil; en kucuk ve bolunemez uyesui olan, bireyden baslayacaktir. Bireyler, dusunce ve davranistaki insansal devrimlerini tamamladikcada, insanoglunun ortaya sekillendirdigi duzen ve ve sistem bu devrime boyun egmek zorunda kalacaktir. Tabi ki bireylerin dusunceleri, robotlasmadan ve bireyi olmayan toplumlar cemaatlesmeden. Bu yukaridaki yazilanlara, isteyen istedigi "yakistirmayi" yapabilir.
✔ Endonezya'da tecavüz edilen dişi orangutanlar var, fahişe orangutanlar diye anılıyorlar!
✔ Fahişe olarak kullanılan orangutanlar ilginçtir islam yasaları ile yönetilen Malezya ve Endonezya'da bu orangutan fahişeliği şaşılası aslında ama şaşırmıyorum nedense.
✔ sex with humans orangutan females, orangutan sex slave in indonesian.
islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir