ilahimasal´isimli üyeden Alıntı
Yahove denilen isim , musa denilen masalın ardından türemiş. Bu musa denilen masal kahramanı nereden kenan a geldiydi ?
Mısır dan
Mısır uzmanı upuaut bu aralar yok. Olsaydı mısır medeniyetinde yehova nasıl türetildiyi ögrenirdik.
Yehova Belkide spartaküs ün dedigi gibi abidik gubidik bir yahudi uydurmasıdır.
El ile yehova birbirinden farklı tipler .
İslam bu ikisini harmanlayıp ALLAH ı türetmişler.
El
Yehova
Allah
Eşhedüenlàaaaa ilahe ........el mi , yehove mi , allah mı ? ☺
İslamiyete baksan içinde
El var .... ismael
Yehova var ...yahya
Allah var... abdullah
Hangisine taptıkları belli degil.
|
Yakup => Jakopel
Örneğin İsmail => Jismael, İsmael. Anlamı tanrı bana gülsün gibi...
El bir tip değil, sadece bir kelime "tanrı" demek..
Yehova ayrıcalıklının üfürüğü, sözde özel isim...
Rab, Allah, İlah derken müslümanların günümüzde Allah'ı kastetmesi gibi...
El, kelime olarak tanrı anlamına geliyor, ama hangi tanrı dendiğinde önüne veya ardına ek alıyor. Baştanrı, Göktanrı, Kraltanrı, Yücetanrı(en yücede olan, tanrılar panteonunun başındaki, tacı kafasında olan, Enlil o tanrıdır, sonra bu tanrı, sonraki uygar olmayan sözde uygarlıklarda reenkarnosyona uğruyor, reforma, deforme veya devrişme işte ve tabi birlikte kadim Mısır, kadim Hint, Anadolu tanrıları, harman oluyorlar, kim kimin hikayesinde, masalında rol alıyor önemi kalmıyor)...
Kısaca el, al, ul, il tanrı demek, ama özel isim değil, kelime.
El-lat, El-menat, El-uzza, Elohim, farklı işaretalan betimlemeler...
Binlerce yıllık insan siyetinin, temel yasa yapıcı kurumu olan dinler, elbette birbirinden ve birikiminden, geçmişinden yalıtılmaz, ancak sistemler ve iktidar biçimleri değiştikçe, güncel siyaset, siyaset gerekçeleri, ekonomi-politik-sosyal hayattaki değişimlerle, ilişkiler, yeni meselelerle birlikte, oyunların, masalların, yasaların da değişmesi kaçınılmazdı.
Yasa koyuculuğun esası ZORA yani güce dayanır. Yasa koyucu güçlü olmalıdır ki, sözünü geçirebilsin veya yasaları uygulayabilsin.
O zamanın sistemleri köleci sistemler, hukuk direk zorlamaya, korkuya, iradeyi yok saymaya dayanıyor -her zaman zora dayanır, zor aygıtlarınca yürütülür, ama ozamanlardaki tamamen güce, korkuya, güce tapmaya ve iradeyi yok saymaya dayalı-. Bu koşulda yasa koyucunun tanrı buyruğu demesinden daha iyi sonuç alıcı ne olabilirdi? İsyan eden dahi aynı yolları kullanmak zorunda kalırdı, çünkü ve zaten edinim bu yönde, başka türlü, alternatif siyaset tanımıyorlar, ne görmüşlerse, o yöntemleri, araçları kullanıyorlar...
Hem çok etkili, sırlanmış bir dünya, insan ve bilimin katettiği mesaje henüz burnunun ucuna kadar, ufuk boylarında gördkleri hiç bir şeyi henüz tanımlayamıyorlar, köleci sistemler gereği de artık her bir şeylerine hayret içinde kalmış, şaşkın ve sürüleştirilmiş insan toplulukları.. Böylesi toplulukları ilahi buyruklar adıyla yönlendirmeye çalışmak, tombaladan liderlik, çobanlık kapmak, hele bir de bu servet sahibi egemenlerin ve saraylarının gözüne girmeyi de sağlıyorsa, her biri de birer siyasetçi olup çıkıyor.
zaten bu siyaset kelimesinin, o zamanlarda "HAYVAN TERBİSEYİLE" ilgili bir temeli vardır. Yine diğer biçimde de esasında yasa ile de ilişkilidir.
Esasında bu ve benzeri keliemelerin temeli, neolotik çağda anlam kazanıyor, siyaset, yönlendirme, liderlik gibi kelimeler, insanın evcilleştirdiği hayvanlara dair veya sahip olduğu, işlediği toprağa dairdir. Köken olarak yaptıkları işi, en normal haliyle üretim ilişkilerini esas alıyorlar, başka örnek yok ellerinde, çünkü henüz insan, insanı gütmüyor, ama insanın, insanı gütmediği ve hayvan terbiyesi gibi, insan terbiseyinin, insanın evcilleştirilemsinin (köleleştirmek, kullaştırmak) anlam kazanmadığı dönemde, yönlendirmeyi, buyuk vermeyi, ödül, ceza yağdırmayı vb elbette hayvanlar üzerindeki hakimiyeti-siyasetinden miras alacaktı. Örneğin peygamber, lider vb, ÇOBAN demektir, çobanlık vasfından türetilir, öyleyse çoban nyin çbanı ise, peygamberde o'nun, yani sürünün çobanıdır.
Örneğin motivasyon kelimesini kullanırız, halbuki bu kelime, bildiğimiz çobanlıkla ilgilidir, ne kadar motivasyon, o kadar mallık.
örneğin koç kelimesi kullanılır, yaşam koçu vs, bu kelimede bildiğimiz koyun sürüsün başındaki gerizekalıdan gelir.
Yine KOÇ ilkel toplumlarda önderliğin (sürüye önderlik ediyorsa, hani sürününde gidip kendisini uçurumdan atarsa, ardındakilerde onla birlikte kendini atıyor ya), o koç. Bu sebeple baş tanrılarda Koç veya Boğadırlar, adamı çarparlar, kafa atarlar, geriye kalanın -sürünün- payı, itirazsız peşinden gitmektir.
Neyse, 21. Yüzyılda bu alanda, insanın henüz insanlaşması yürüşüyünde değişen pek bir şey yok. İnsan önce insandı, paleolitik çağda her haliyle insandı, sonra sınıflı toplumlarla heleki koyun vb evcilleştirilmesi, tarlaların mülkiyeti davaları ortaya çıkıp, bu mal benim malım, bu koyun benim koyunalrımız, sizde benim koyunlarımızsınız, tanrı beni sizlere üstün kıldı... vs, vs, vb, vb süreçleriyle birlikte koyun haline geldi... Şimdi de, sıkışık şehirlere istiflenmiş balıkları andırırken, edinim ve hipnoz hali, sürü piskolojisinde... Böylesi toplumların çoban gereksinimi, meselenin salt çobanda olmadığı anlamına da geliyor, çoban varsa sürü var demektir...