İbrahim'in Tanrısına Yemek Vermesi
Kitab-ı Mukaddeste İbrahim Peygamber kendisini ziyaret eden üç adamdan bahseder. Bu adamlar arasında bir de Tanrı vardır. Anlaşılan Tanrı insan suretine bürünüp sevgili peygamberi İbrahim'in yanına gelmiştir. Hristiyanlar olayın mantıksızlığını gördüklerinden Tanrı diye geçen yeri "melek" olarak algılıyorlar. Halbuki ayette melek değil konuşan kişinin bizzat Tanrı olduğu görülmektedir.
Tanrının İbrahim'e "dostum" demesi ,insan suretine girmesi ,Hristiyanlar için hiç de kabul edilemeyecek bir şey değildir sanırım.Çünkü Tanrı olarak görülen İsa da gökyüzünde Tanrılık konumunu bir süreliğine terk etmiş ,yeryüzüne insan suretinde gelmiştir. İnanış böyle olunca her türlü mantıksızlık ve tutarsızlık da hoş görülebilmektedir.
Burada "Rab" olarak geçen kelimenin orjinali "
Yah-weh" dir. Yahveh ismi Tanrının en özel ismi olarak geçmektedir. Ayette açıkça görüldüğü gibi İbrahim'i ziyarete gelen kişi Yahveh'dir.
Kendisine görünen tanrısına bu ayette de "
efendim" demektedir. Orijinal kelime Tanrı'nın bir diğer ismi "
A-do-nai"'dir. Tanrı iki insanla İbrahim'in sofrasına da oturmaktadır. İbrahim de Tanrısına bir güzel ziyafet hazırlayıp ,Tanrı'nın karnını doyuracaktır.
Sofraya oturan Tanrı , sevgili peygamberi İbrahim'e bir de müjde verir ; Bir hayli yaşlı olan İbrahim , karısı (ayrıca kız kardeşi ) Sara'dan bir çocuk doğuracaktır. Diyalog şöyledir ;
Tanrı Yahveh yemek yerken İbrahim'le sohbet etmeye devam eder. Konu Sodom ve Gomorre adlı iki kente gelir. Orada birçok kötülükler yaşandığını duymuş,bunun doğruluğundan Tanrı habersiz olarak şunları söyler ;
Olduğu yerden yani Sion'dan her şeyi göremeyen Tanrı o kente gideceğini,üzerine ineceğini ve olayın aslını anlayacağını söylemektedir. O halde Tanrı olduğu yerden her şeyi görememekte, kimin ne yaptığını bilmemekte, ve anlayamamaktadır. Bu nasıl bir Tanrıdır ki hiç bir şeyi bilmiyor !
Kendisi için "
anlamak" söz konusuysa bir beyni de olmalı, tıpkı insan gibi bir vücudu da . Bazı şeyleri anladığı yazıldığına göre biz Onun bazı şeyleri de anlayamadığını , zihinsel yetisinin
yetersiz,kısıtlı olduğunu da söyleyebiliriz.
Olan biteni anlamak için o şehre ineceğini söyleyen bir Tanrı bulunduğu yerden bir şey göremediğini söylemeye çalışmaktadır. Bu da Tanrı kavramıyla taban tabana zıt bir durumdur. Çünkü Tanrı içinde yetersizlik bulundurmayan ,her şeyi gören,bilen, kudret sahibi olmalıdır.
Kusursuz bir Tanrı kusurlu bir duruma düşerse kendisi Tanrılıktan çıkacağından böyle bir Tanrı'nın olmayacağını da idda edebiliriz. Konumuz bu olmadığı için bu konuya daha sonra tekrar değineceğiz.
Tanrı'nın yanındaki adamlar oradan uzaklaşmış ama Tanrı Yahveh hala İbrahimle birliktedir. Daha sonra İbrahim Tanrısıyla bir de pazarlığa girişecek ve Ona akıl verecektir.
Bu kısa çalışmada gördüğümüz gibi Rab dediği Tanrı İbrahim'e görünmüş, İbrahim'in sofrasına oturmuş ve yemeğini yemiştir.
İbrahim'le konuşan kişi bizzat Tanrı'dır. Bunu melek olarak göstermeye kalkanlar sadece çarpıtmaya çalışmaktadır çünkü Onunla konuşan ,sorular soran,cevap veren kişi Rab'dir. Birinci ayette "
Rab İbrahim'e göründü" diye yazmaktadır. Halbuki İncil'de
Tanrı'nın hiç bir zaman hiç kimseye görünmediği idda ediliyor. Tanrıyı gören olmadığı gibi "
sesini işiten de olmamıştır" ( Yuhanna 5:37 )
saygılarımla