Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 15-04-2016, 14:42
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
Standart

Felsefeci değilim ama merak ettiğim için geçen sene felsefeden yüksek lisans yapmayı düşünmüştüm. Konumu bana uygun olduğu için Yıldız teknik üniversitesini tercih etmiştim. Orada Caner Taslaman'dan felsefeye giriş dersi almıştım. Derste genelde Karl Popper'ın bilim felsefesi görüşleri üzerinde durduk. Bu dönem derslere devam etmedim.

Caner Taslaman kendi dini görüşlerini öğrencilerine de aktarmaya çalışıyor. Kitaplarını ücretsiz dağıtıyor, o kitaplardan ödevler veriyor. Mesela bana da ''allahın varlığının 12 delili'' kitabından ödev vermişti. Ateist olmama rağmen ödevi teizmi savunacak şekilde hazırlamıştım.

Kendisi genelde derslere Calvin Klein kıyafetleriyle gelir ve maddi durumu iyidir. Tanrı argümanlarının tamamı evrendeki gizemler üzerine kurulu. Dünyada zaten böyle bir akım var ve Türkiye'deki temsilcisi de bu adam. Muhtemelen birkaç tane daha bu adamlardan çıkacaktır. Çünkü popüler bir akım.

Aslında yaptıkları bir bakıma dinlerin yok edilmesine katkı sağlıyor olabilir. Çünkü dinlerin yok olabilmesi için öncelikle dindarların reforme edilmesi lazım. Sahte bilim veya sahte felsefe bile olsa en azından dindarları bu alanlara yöneltebilir. Devamında gerçeğini de keşfedebilirler.

Caner Taslaman'ın göremediği çok şey var. Dinlerdeki problemleri göremiyor, görse bile kendini avutacak çözümler
üretmeye çalışıyor.

12 delil kitabından verdiği ödevin 6 delillik hazırladığım kısa ödevi duruyor hala, paylaşayım
Ateist olmama rağmen teizmi savunacak şekilde hazırlamıştım. Sözde deliller tabi. Dersten geçmek için.

1. YASALARIN VARLIĞI DELİLİ

Bu bölümde ‘’Neden doğa yasaları var’’ sorusuna teizm ve ateizm görüşlerinden hangisinin daha geçerli bir cevap sunduğu tartışılmıştır. Ayrıca evrenin her yerinde neden aynı yasaların geçerli olduğunun da ayrı bir açıklamaya ihtiyacı vardır.
Bilim, evrendeki oluşumları fizik yasalarıyla açıklamaya çalışır. Fakat bu yasaların varlığı, yasaların kendisinin bir açıklaması değildir. Örneğin kütleçekimi yasası galaksilerin oluşumunda etkin bir role sahiptir, fakat kütleçekimi neden vardır ve galaksilerin düzenli oluşumunu sağlamaktadır? Evrende hiçbir yasa var olmak zorunda değildi. Kuantum, izafiyet, bigbang gibi oluşumlar evrenin şu anki mevcut halinde olabilmesi için gereklidir fakat bu yasaların varlığı neden gerekliydi? Bu soru için teizmin ve ateizmin cevaplarına bakıldığında teizm açısından üç argümanla cevap verilecektir.
1- Akıllı, bilinçli ve iradeli bir yasa koyucu varsa evrendeki yasaların varlığı mümkün hale gelir. Bu durum teizm açısından hiç de şaşırtıcı değildir.
2- Tek bir yasa koyucu varsa evrenin her yerinde aynı yasaların geçerli olması mümkün hale gelir. Teizmin bu cevabı ise evrenin her yerinde aynı yasaların var olmasını açıklar.
3- Dinlerdeki imtihan anlayışının var olabilmesi için yasaların olduğu bir evren modeli gerekliydi. Bu anlamda imtihan etmek isteyen tanrı, yasaların kontrolünde bir evren yaratmıştır.

Kısaca materyalist ateizm açısından evrende hiçbir yasanın varlığı zorunlu değilken var olmalarının tatmin edici bir açıklaması mevcut değildir. Teizm açısından ise bir yasa koyucunun bu yasaları koymuş olması açıklaması vardır. Bu yüzden teizm ateizmden daha geçerlidir.

2. EVRENDEKİ KEŞFEDİLEBİLİRLİK DELİLİ

‘’Biz sıradan bir yıldızın etrafında dönen ufak bir gezegendeki gelişmiş maymun türleriyiz, fakat biz evreni anlayabiliyoruz ve bu bizi özel kılıyor.’’ (Stephan Hawking)

Bu bölümde, evrendeki keşfedilebilirlik delili incelenmiştir. Nasıl oluyor da evrende önemsiz bir değere sahip olan insan, tüm evreni anlayabilecek potansiyeldedir?
Burada önemli olan, hem evrenin anlaşılabilir oluşu hem de insan zihinin onu anlayacak şekilde oluşu ve ayrıca evren ve insan mantığının birbiriyle uyuşuyor oluşudur.

Bu konuyu teizm ve ateizm açısından ele alırsak, dört nedenden ötürü teizm daha iyi açıklama sunmaktadır.
1- Evrenin matematiğe uygun oluşunun açıklaması materyalist ateizm açısından tatmin edici değildir. Ancak teist paradigma açısından bunu tanrının gerçekleştirdiğini düşünürsek evrenin matematiğe uyması hiç de şaşırtıcı değildir.
2- Evreni keşfetmemizi sağlayan yasaların varlığı da aynı şekilde materyalist görüşte geçerli bir açıklamaya sahip değilken, teizm açısından bir yasa koyucunun bu yasaları koyması ve keşfedilebilir özellikte yaratması, tatmin edici bir açıklama sunar.
3- Keşfetmemiz için gerekli aletlerin yapılabilir olması da şarttır. Örneğin mikroskop ve teleskop gibi aletlerin icat edilemediği bir evrende insanlar evreni anlayabiliyor olamazdı. Tanrı, yarattığı evreni anlayabilmemiz için bu tarz aletlerin kullanılabileceği bir evren modeli tasarlamıştır.
4- Evreni keşfetme aracı olarak delillerin olması gerekirdi. Örneğin bigbang teorisinin doğruluğunu keşfedebilmemiz için kozmik fon radyasyosunun var olması gerekirdi. Bunu da teizm açısından tanrının bu delilleri sunduğunu ve böylece evreni ve tanrıyı daha iyi keşfedebilmemizi sağladığı şeklinde ele alabiliriz.


3. EVRENİN POTANSİYELİ DELİLİ

Modern bilimin bize söylediğine göre evrenimiz büyük patlamayla başlamıştır. Daha sonra enerji ve madde ortaya çıkmıştır, devamında galaksiler, yıldızlar, gezegenler, canlılık, insan bilinci ve iradesi gibi oluşumlar ortaya çıkmıştır. Aslında bütün bunların hepsi evrenin ilk anlarında potansiyel olarak mevcuttu. Öyle olmasaydı şu an bu oluşumları gözlemliyor olmazdık.

Evrenin özünde güzellik diye bir değer olmamasına rağmen, insan zihinine güzel görünen bir değerin ortaya çıkması da evrendeki potansiyele bir örnektir. Örneğin kapı gıcırtısındaki çirkin ses ile Beethoven melodilerindeki güzel sesin değerini ayıran unsur evrende potansiyel olarak vardı.
Ayrıca evrendeki önemli fenomenlerden biri de bilinç ve özgür iradenin ortaya çıkmış oluşudur. Evrenin kendisinde herhangi bir bilinç ve irade var olmamasına karşın bu özelliklerin daha sonradan insanla birlikte ortaya çıkmış olması da evrendeki potansiyelin göstergesidir.

Evrenin kendisinde bir gayesellik olmamasına karşın, insanda bu gayesel davranışları görebiliriz. Evrendeki yasalar determinist veya rastlantısaldır. Fakat insandaki irade gayeseldir. Evren, kendi varlığının farkında da değildir, fakat bilince sahip olmayan atomlar bir araya gelerek bir bilinç ortaya çıkarırlar ve bu da evrenin geniş potansiyelini gösterir.
Sonuç olarak evrende bu kadar geniş bir potansiyelin var olması, materyalist ateizm açısından zorunlu bir durum değilken, teizm açısından kudretli bir tanrının potansiyeli olarak ele alınabilir. Dolayısıyla teizm ateizmden daha tatmin edicidir.

4. CANLILARIN TASARIMI DELİLİ

Modern bilim bize canlılar hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Özellikle canlıların hücresel yapıları incelendikçe ne kadar da karmaşık oldukları ve cansız madde ile canlı madde arasında ne kadar da büyük farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır.
Özellikle Dna’nın keşfedilmesiyle birlikte canlılığın cansızlıktan kendiliğinden oluşmasının zorluğu görülmüştür. Hatta eski ateist filozoflardan Antony Flew de Dna’daki bu karmaşıklığı, tanrının delili olarak görmüştür ve daha sonrasında tanrının varlığını kabul etmiştir.

Canlılığın başlangıcından sonra tüm canlı türlerinin evrimle oluşması, tanrının varlığına dair bir tehdit içermemektedir. Zira birçok bilimci ve felsefeci tanrıya ve evrime birlikte inanmaktadır. Burada önemli olan, evrim sürecinin rastgele mi yoksa tanrının kontrolünde mi ilerlediğidir. Özellikle evrimsel süreçteki değişimin kaynağı olan mutasyonları tanrının kontrolünde gerçekleşen bir araç olarak düşünebiliriz. Hatta kuantum belirsizlik ilkesinden yola çıkarsak mutasyonlardaki belirsizliklerin, tanrının müdahalesiyle belirli hale gelmiş olabileceği bile düşünülebilir.

Tanrı’nın yaratma eylemini belirli süreçlerle gerçekleştirmiş olması da gayet mümkündür. Örneğin hepimizin yaratılışında bazı süreçler geçmiştir. Önce sperm ve yumurta hücrelerinin bir araya gelişi, sonra hamilelik dönemi gibi süreçler geçtikten sonra insanlar oluşmuştur. Doğadaki her olayda bu süreçleri görebiliriz. Yağmurun yağmasında bile birçok süreçsel oluşum geçerlidir. Benzer şekilde canlıların ve insanın oluşumunda da pekala tanrı bu tarz süreçler kullanmış olabilir ve evrim teorisi tanrının varlığıyla çelişmemiş olur.

Evrim teorisinin tanrının varlığıyla çelişmediğini göz önünde bulundurursak, canlılardaki tasarımı da inkar etmememiz beklenir. Buradaki tasarım hem canlılığın başlangıcındaki protein olasılıklarında ve hücrenin karmaşık yapısında vardır hem de canlılar oluştuktan sonra onların yapılarında vardır. Bu karmaşık yapıların en iyi açıklamasını ise teizm görüşü verir. Çünkü materyalist ateizm açısından bu tarz karmaşık yapıların ve düşük olasılıkların gerçekleşmiş olması beklenmeyen şaşırtıcı bir durumdur.

Özellikle canlılardaki bazı yapıların birbirlerinden bağımsız olarak birden fazla canlıda ortaya çıkmış olması da enteresandır. Örneğin uçma özelliği birbirinden bağımsız olarak dört kez ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu dört canlı ortak bir atadan gelmemelerine rağmen uçma özelliğine sahip olmuşlardır. Bu durumda teizm açısından şaşırtıcı olmazken, ateizm açısından beklenmedik bir durumdur.


5. İRADE DELİLİ

Evrenin işleyişinde iki temel kural geçerlidir. Bunlar; rastlantısallık ve zorunluluktur. Fakat insanı incelediğimizde bu iki kuralın dışına çıkarak gayesel eylemlerde bulunduğunu görürüz. Gayesellik ilkesi olmayan evrende nasıl oluyor da gayesel çalışan bir beyne sahip olan insan canlısı ortaya çıkmıştır? Bunu ateizm ve teizm açısından değerlendirelim.

Materyalist ateizm anlayışına göre iradenin ortaya çıkması, fazla şaşırtıcı bir durumdur. Çünkü insan, evrenin bir parçasıdır ve evrenin kendisinde irade yoktur. Bu yüzden bazı ateistler iradenin varlığını inkar etme yoluna gitmişlerdir. Onlara göre özgür irade bir illüzyondur ve kendimizi irademiz varmış gibi hissederiz ve bu sezgisel hislerimiz yanıltıcıdır. İrademizi varmış gibi zannetmemizin nedenini ise evrimsel süreçte hayatta kalmamımızı sağlayan bir etken gibi görerek açıklarlar. İrademizi varmış gibi zannetmek bizim hayatta kalmamızı kolaylaştırmıştır ve bu yüzden bu his bizde içgüdüsel olarak güçlü bir şekilde mevcuttur. Bazı ateistlerin bu görüşünü doğru kabul ettiğimiz takdirde ortaya saçma sonuçlar çıkacaktır. Örneğin, bu yazıyı kendi irademle yazmıyorumdur veya hiçbir felsefeci hiçbir görüşünü kendi tercihleriyle ve iradesiyle söylememiştir. Evrendeki bir taş parçasından farkımız yoktur. Sadece rastalntısallıklara veya zorunluluklara bağlı olarak hareket ediyoruzdur. Bu durumda anlamsız sonuçlar ortaya çıkmış olur. Tabi bir şeyin anlamlı veya anlamsız olması, onun doğru veya yanlış olmasını etkilemez. Belki de gerçekler bizim açımızdan anlamsızdır. Fakat iradenin yanılsama olduğuna dair yeterli delil yoktur. Belki de evrende keşfedilmeyi bekleyen yasalar vardır ve onlarla iradeyi açıklamak mümkün olacaktır. Kuantum fiziğinin bize gösterdiklerine göre evrende mutlak bir determinizm yoktur. Bu durum en azından özgür iradenin mümkün olduğuna dair kapı aralamaktadır. Fakat henüz iradeyi açıklayacak fiziksel bir yasaya sahip değiliz. Bunun için insan beyninin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve anlaşılması gerekmektedir.

Teizm paradigmasından yaklaşacak olursak iradenin varlığı şaşırtıcı değildir. Zira iradeyi yaratan kişi bizzat irade sahibi olan tanrıdır. Tanrının varlığı ezeli olduğu için onun sahip olduğu irade de ezelidir ve bu durumda irade sonradan ortaya çıkmış bir şey değildir. Kutsal kitaplarda yazdığına göre Tanrı insanı kendi suretinde yaratmıştır ve kendi ruhundan insana üflemiştir. Burada kast edilen anlamda belki de tanrının kendi iradesinden insanlara da verdiğini düşünebiliriz.
Sonuç olarak ateizm açısından iradenin varlığı beklenmedik bir durumken, teizm açısından irade sahibi tanrının insanlara irade vermesi beklenen bir durumdur ve bu yüzden teizm ateizmden daha mantıklıdır.

6. BİLİNÇ VE BENLİK DELİLİ

Materyalist ateizm açısından beklenmedik şaşırtıcı durumlardan birisi de bilincin ortaya çıkmış olmasıdır. Evrenin kendisinde veya atomlarında herhangi bir bilinç var olmadığı halde atomlardan oluşan insanda bilinç vardır. Teizm açısından bu durum, tanrının sahip olduğu ezeli bilincin bir sonucudur. Tanrı’nın kendisi de bilinçli olduğu için, doğal olarak bilinçli canlılar da yaratabilir.

Bazı ateistler tarafından yine iradede yapıldığı gibi bilincin varlığının da inkar edildiği görülmüştür. Halbuki insanlar kendi bilinçlerinin farkındalığına sürekli şahit olmaktadırlar. Her birey kendi varlığının farkındadır ve çevresindeki olayınların da bilincindedir. Bunun yanında bilincin varlığını kabul eden ve materyalist düşünceyle açıklamaya çalışan ateistler de vardır.

Bilinç ve yapay zeka ile ilgili John Searle’ün düşünce deneyinden bahsedelim. Deneyde Çince bilmeyen birisinin bir odaya kapatıldığı varsayılır. Bu kişi mektupla gelen Çince yazıları, odadaki bir kitabın talimatlarına uyarak cevaplar. Fakat bu kişi Çince bilmiyordur. Gözlemciler ise bu kişinin eylemlerinden Çince bildiğini sanacaklardır. İşte yapay zekanın da durumu buna benzerdir. Hakkındalığa sahip değildir. Sadece öyle görünür.
Ayrıca bilinçteki birlik de önemlidir. Yani bilinçli kişi, birçok şeyin aynı anda bilincinde olabilir. Aynı anda araba kullanırken, yanındakiyle konuşabilir veya müzik dinleyebilir. Bunların hepsini de eş zamanlı olarak bilincinde hisseder.

Kısaca materyalist ateizm açısından bilincin sonradan ortaya çıkmış olması sıkıntılı bir durumken, teizm açısından bilinçli tanrının insanlara bilinç yüklemiş olması beklenen bir durumdur. Bu yüzden teizm, ateizmden daha geçerli bir açıklama sunar.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 15-04-2016, 14:42
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
Standart

tekrar.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 15-04-2016, 14:46
Save The Day Save The Day isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 20 Feb 2016
Mesajlar: 859
Standart

world´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Neden çağırıyoruz ki? Görmek istemeyeceğimiz kadar televizyonda şu an.Celal ve İlber Hoca'yı kaldırıp Taslaman'ı koydular.
Caner taslaman teizmi çok iyi savunuyor ve gördüğüm kadarıyla bilgili ve de kültürlü. Forum üyeleriyle tartışması güzel olacaktır. Sonuçlar kayda değer ve merak uyandırıcı olur. Hem birçok insan bilgilenmiş olur. Yani hiç fena olmaz.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 15-04-2016, 14:49
Save The Day Save The Day isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 20 Feb 2016
Mesajlar: 859
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Geçen sene felsefeden yüksek lisans yapmayı düşünmüştüm. Konumu bana uygun olduğu için Yıldız teknik üniversitesini tercih etmiştim. Orada Caner Taslaman'dan felsefeye giriş dersi almıştım. Derste genelde Karl Popper'ın bilim felsefesi görüşleri üzerinde durduk.
Caner Taslaman kendi dini görüşlerini öğrencilerine de aktarmaya çalışıyor. Kitaplarını ücretsiz dağıtıyor, o kitaplardan ödevler veriyor. Mesela bana da ''allahın varlığının 12 delili'' kitabından ödev vermişti. Ateist olmama rağmen ödevi teizmi savunacak şekilde hazırlamıştım.

Kendisi genelde derslere Calvin Klein kıyafetleriyle gelir ve maddi durumu iyidir. Tanrı argümanlarının tamamı evrendeki gizemler üzerine kurulu. Dünyada zaten böyle bir akım var ve Türkiye'deki temsilcisi de bu adam. Muhtemelen birkaç tane daha bu adamlardan çıkacaktır. Çünkü popüler bir akım.

Aslında yaptıkları bir bakıma dinlerin yok edilmesine katkı sağlıyor olabilir. Çünkü dinlerin yok olabilmesi için öncelikle dindarların reforme edilmesi lazım. Sahte bilim veya sahte felsefe bile olsa en azından dindarları bu alanlara yöneltebilir. Devamında gerçeğini de keşfedebilirler.

Caner Taslaman'ın göremediği çok şey var. Dinlerdeki problemleri göremiyor, görse bile kendini avutacak çözümler
üretmeye çalışıyor.

12 delil kitabından verdiği ödevin 6 deliilik hazırladığım kısa ödevi duruyor hala, paylaşayım
Ateist olmama rağmen teizmi savunacak şekilde hazırlamıştım. Dersten geçmek için.

1. YASALARIN VARLIĞI DELİLİ

Bu bölümde ‘'Neden doğa yasaları var'' sorusuna teizm ve ateizm görüşlerinden hangisinin daha geçerli bir cevap sunduğu tartışılmıştır. Ayrıca evrenin her yerinde neden aynı yasaların geçerli olduğunun da ayrı bir açıklamaya ihtiyacı vardır.
Bilim, evrendeki oluşumları fizik yasalarıyla açıklamaya çalışır. Fakat bu yasaların varlığı, yasaların kendisinin bir açıklaması değildir. Örneğin kütleçekimi yasası galaksilerin oluşumunda etkin bir role sahiptir, fakat kütleçekimi neden vardır ve galaksilerin düzenli oluşumunu sağlamaktadır? Evrende hiçbir yasa var olmak zorunda değildi. Kuantum, izafiyet, bigbang gibi oluşumlar evrenin şu anki mevcut halinde olabilmesi için gereklidir fakat bu yasaların varlığı neden gerekliydi? Bu soru için teizmin ve ateizmin cevaplarına bakıldığında teizm açısından üç argümanla cevap verilecektir.
1- Akıllı, bilinçli ve iradeli bir yasa koyucu varsa evrendeki yasaların varlığı mümkün hale gelir. Bu durum teizm açısından hiç de şaşırtıcı değildir.
2- Tek bir yasa koyucu varsa evrenin her yerinde aynı yasaların geçerli olması mümkün hale gelir. Teizmin bu cevabı ise evrenin her yerinde aynı yasaların var olmasını açıklar.
3- Dinlerdeki imtihan anlayışının var olabilmesi için yasaların olduğu bir evren modeli gerekliydi. Bu anlamda imtihan etmek isteyen tanrı, yasaların kontrolünde bir evren yaratmıştır.
Kısaca materyalist ateizm açısından evrende hiçbir yasanın varlığı zorunlu değilken var olmalarının tatmin edici bir açıklaması mevcut değildir. Teizm açısından ise bir yasa koyucunun bu yasaları koymuş olması açıklaması vardır. Bu yüzden teizm ateizmden daha geçerlidir.

2. EVRENDEKİ KEŞFEDİLEBİLİRLİK DELİLİ

‘'Biz sıradan bir yıldızın etrafında dönen ufak bir gezegendeki gelişmiş maymun türleriyiz, fakat biz evreni anlayabiliyoruz ve bu bizi özel kılıyor.'' (Stephan Hawking)
Bu bölümde, evrendeki keşfedilebilirlik delili incelenmiştir. Nasıl oluyor da evrende önemsiz bir değere sahip olan insan, tüm evreni anlayabilecek potansiyeldedir?
Burada önemli olan, hem evrenin anlaşılabilir oluşu hem de insan zihinin onu anlayacak şekilde oluşu ve ayrıca evren ve insan mantığının birbiriyle uyuşuyor oluşudur.
Bu konuyu teizm ve ateizm açısından ele alırsak, dört nedenden ötürü teizm daha iyi açıklama sunmaktadır.
1- Evrenin matematiğe uygun oluşunun açıklaması materyalist ateizm açısından tatmin edici değildir. Ancak teist paradigma açısından bunu tanrının gerçekleştirdiğini düşünürsek evrenin matematiğe uyması hiç de şaşırtıcı değildir.
2- Evreni keşfetmemizi sağlayan yasaların varlığı da aynı şekilde materyalist görüşte geçerli bir açıklamaya sahip değilken, teizm açısından bir yasa koyucunun bu yasaları koyması ve keşfedilebilir özellikte yaratması, tatmin edici bir açıklama sunar.
3- Keşfetmemiz için gerekli aletlerin yapılabilir olması da şarttır. Örneğin mikroskop ve teleskop gibi aletlerin icat edilemediği bir evrende insanlar evreni anlayabiliyor olamazdı. Tanrı, yarattığı evreni anlayabilmemiz için bu tarz aletlerin kullanılabileceği bir evren modeli tasarlamıştır.
4- Evreni keşfetme aracı olarak delillerin olması gerekirdi. Örneğin bigbang teorisinin doğruluğunu keşfedebilmemiz için kozmik fon radyasyosunun var olması gerekirdi. Bunu da teizm açısından tanrının bu delilleri sunduğunu ve böylece evreni ve tanrıyı daha iyi keşfedebilmemizi sağladığı şeklinde ele alabiliriz.


3. EVRENİN POTANSİYELİ DELİLİ

Modern bilimin bize söylediğine göre evrenimiz büyük patlamayla başlamıştır. Daha sonra enerji ve madde ortaya çıkmıştır, devamında galaksiler, yıldızlar, gezegenler, canlılık, insan bilinci ve iradesi gibi oluşumlar ortaya çıkmıştır. Aslında bütün bunların hepsi evrenin ilk anlarında potansiyel olarak mevcuttu. Öyle olmasaydı şu an bu oluşumları gözlemliyor olmazdık.
Evrenin özünde güzellik diye bir değer olmamasına rağmen, insan zihinine güzel görünen bir değerin ortaya çıkması da evrendeki potansiyele bir örnektir. Örneğin kapı gıcırtısındaki çirkin ses ile Beethoven melodilerindeki güzel sesin değerini ayıran unsur evrende potansiyel olarak vardı.
Ayrıca evrendeki önemli fenomenlerden biri de bilinç ve özgür iradenin ortaya çıkmış oluşudur. Evrenin kendisinde herhangi bir bilinç ve irade var olmamasına karşın bu özelliklerin daha sonradan insanla birlikte ortaya çıkmış olması da evrendeki potansiyelin göstergesidir.
Evrenin kendisinde bir gayesellik olmamasına karşın, insanda bu gayesel davranışları görebiliriz. Evrendeki yasalar determinist veya rastlantısaldır. Fakat insandaki irade gayeseldir. Evren, kendi varlığının farkında da değildir, fakat bilince sahip olmayan atomlar bir araya gelerek bir bilinç ortaya çıkarırlar ve bu da evrenin geniş potansiyelini gösterir.
Sonuç olarak evrende bu kadar geniş bir potansiyelin var olması, materyalist ateizm açısından zorunlu bir durum değilken, teizm açısından kudretli bir tanrının potansiyeli olarak ele alınabilir. Dolayısıyla teizm ateizmden daha tatmin edicidir.

4. CANLILARIN TASARIMI DELİLİ

Modern bilim bize canlılar hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Özellikle canlıların hücresel yapıları incelendikçe ne kadar da karmaşık oldukları ve cansız madde ile canlı madde arasında ne kadar da büyük farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır.
Özellikle Dna'nın keşfedilmesiyle birlikte canlılığın cansızlıktan kendiliğinden oluşmasının zorluğu görülmüştür. Hatta eski ateist filozoflardan Antony Flew de Dna'daki bu karmaşıklığı, tanrının delili olarak görmüştür ve daha sonrasında tanrının varlığını kabul etmiştir.
Canlılığın başlangıcından sonra tüm canlı türlerinin evrimle oluşması, tanrının varlığına dair bir tehdit içermemektedir. Zira birçok bilimci ve felsefeci tanrıya ve evrime birlikte inanmaktadır. Burada önemli olan, evrim sürecinin rastgele mi yoksa tanrının kontrolünde mi ilerlediğidir. Özellikle evrimsel süreçteki değişimin kaynağı olan mutasyonları tanrının kontrolünde gerçekleşen bir araç olarak düşünebiliriz. Hatta kuantum belirsizlik ilkesinden yola çıkarsak mutasyonlardaki belirsizliklerin, tanrının müdahalesiyle belirli hale gelmiş olabileceği bile düşünülebilir.
Tanrı'nın yaratma eylemini belirli süreçlerle gerçekleştirmiş olması da gayet mümkündür. Örneğin hepimizin yaratılışında bazı süreçler geçmiştir. Önce sperm ve yumurta hücrelerinin bir araya gelişi, sonra hamilelik dönemi gibi süreçler geçtikten sonra insanlar oluşmuştur. Doğadaki her olayda bu süreçleri görebiliriz. Yağmurun yağmasında bile birçok süreçsel oluşum geçerlidir. Benzer şekilde canlıların ve insanın oluşumunda da pekala tanrı bu tarz süreçler kullanmış olabilir ve evrim teorisi tanrının varlığıyla çelişmemiş olur.
Evrim teorisinin tanrının varlığıyla çelişmediğini göz önünde bulundurursak, canlılardaki tasarımı da inkar etmememiz beklenir. Buradaki tasarım hem canlılığın başlangıcındaki protein olasılıklarında ve hücrenin karmaşık yapısında vardır hem de canlılar oluştuktan sonra onların yapılarında vardır. Bu karmaşık yapıların en iyi açıklamasını ise teizm görüşü verir. Çünkü materyalist ateizm açısından bu tarz karmaşık yapıların ve düşük olasılıkların gerçekleşmiş olması beklenmeyen şaşırtıcı bir durumdur.
Özellikle canlılardaki bazı yapıların birbirlerinden bağımsız olarak birden fazla canlıda ortaya çıkmış olması da enteresandır. Örneğin uçma özelliği birbirinden bağımsız olarak dört kez ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu dört canlı ortak bir atadan gelmemelerine rağmen uçma özelliğine sahip olmuşlardır. Bu durumda teizm açısından şaşırtıcı olmazken, ateizm açısından beklenmedik bir durumdur.


5. İRADE DELİLİ

Evrenin işleyişinde iki temel kural geçerlidir. Bunlar; rastlantısallık ve zorunluluktur. Fakat insanı incelediğimizde bu iki kuralın dışına çıkarak gayesel eylemlerde bulunduğunu görürüz. Gayesellik ilkesi olmayan evrende nasıl oluyor da gayesel çalışan bir beyne sahip olan insan canlısı ortaya çıkmıştır? Bunu ateizm ve teizm açısından değerlendirelim.
Materyalist ateizm anlayışına göre iradenin ortaya çıkması, fazla şaşırtıcı bir durumdur. Çünkü insan, evrenin bir parçasıdır ve evrenin kendisinde irade yoktur. Bu yüzden bazı ateistler iradenin varlığını inkar etme yoluna gitmişlerdir. Onlara göre özgür irade bir illüzyondur ve kendimizi irademiz varmış gibi hissederiz ve bu sezgisel hislerimiz yanıltıcıdır. İrademizi varmış gibi zannetmemizin nedenini ise evrimsel süreçte hayatta kalmamımızı sağlayan bir etken gibi görerek açıklarlar. İrademizi varmış gibi zannetmek bizim hayatta kalmamızı kolaylaştırmıştır ve bu yüzden bu his bizde içgüdüsel olarak güçlü bir şekilde mevcuttur. Bazı ateistlerin bu görüşünü doğru kabul ettiğimiz takdirde ortaya saçma sonuçlar çıkacaktır. Örneğin, bu yazıyı kendi irademle yazmıyorumdur veya hiçbir felsefeci hiçbir görüşünü kendi tercihleriyle ve iradesiyle söylememiştir. Evrendeki bir taş parçasından farkımız yoktur. Sadece rastalntısallıklara veya zorunluluklara bağlı olarak hareket ediyoruzdur. Bu durumda anlamsız sonuçlar ortaya çıkmış olur. Tabi bir şeyin anlamlı veya anlamsız olması, onun doğru veya yanlış olmasını etkilemez. Belki de gerçekler bizim açımızdan anlamsızdır. Fakat iradenin yanılsama olduğuna dair yeterli delil yoktur. Belki de evrende keşfedilmeyi bekleyen yasalar vardır ve onlarla iradeyi açıklamak mümkün olacaktır. Kuantum fiziğinin bize gösterdiklerine göre evrende mutlak bir determinizm yoktur. Bu durum en azından özgür iradenin mümkün olduğuna dair kapı aralamaktadır. Fakat henüz iradeyi açıklayacak fiziksel bir yasaya sahip değiliz. Bunun için insan beyninin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve anlaşılması gerekmektedir.
Teizm paradigmasından yaklaşacak olursak iradenin varlığı şaşırtıcı değildir. Zira iradeyi yaratan kişi bizzat irade sahibi olan tanrıdır. Tanrının varlığı ezeli olduğu için onun sahip olduğu irade de ezelidir ve bu durumda irade sonradan ortaya çıkmış bir şey değildir. Kutsal kitaplarda yazdığına göre Tanrı insanı kendi suretinde yaratmıştır ve kendi ruhundan insana üflemiştir. Burada kast edilen anlamda belki de tanrının kendi iradesinden insanlara da verdiğini düşünebiliriz.
Sonuç olarak ateizm açısından iradenin varlığı beklenmedik bir durumken, teizm açısından irade sahibi tanrının insanlara irade vermesi beklenen bir durumdur ve bu yüzden teizm ateizmden daha mantıklıdır.

6. BİLİNÇ VE BENLİK DELİLİ

Materyalist ateizm açısından beklenmedik şaşırtıcı durumlardan birisi de bilincin ortaya çıkmış olmasıdır. Evrenin kendisinde veya atomlarında herhangi bir bilinç var olmadığı halde atomlardan oluşan insanda bilinç vardır. Teizm açısından bu durum, tanrının sahip olduğu ezeli bilincin bir sonucudur. Tanrı'nın kendisi de bilinçli olduğu için, doğal olarak bilinçli canlılar da yaratabilir.
Bazı ateistler tarafından yine iradede yapıldığı gibi bilincin varlığının da inkar edildiği görülmüştür. Halbuki insanlar kendi bilinçlerinin farkındalığına sürekli şahit olmaktadırlar. Her birey kendi varlığının farkındadır ve çevresindeki olayınların da bilincindedir. Bunun yanında bilincin varlığını kabul eden ve materyalist düşünceyle açıklamaya çalışan ateistler de vardır.
Bilinç ve yapay zeka ile ilgili John Searle'ün düşünce deneyinden bahsedelim. Deneyde Çince bilmeyen birisinin bir odaya kapatıldığı varsayılır. Bu kişi mektupla gelen Çince yazıları, odadaki bir kitabın talimatlarına uyarak cevaplar. Fakat bu kişi Çince bilmiyordur. Gözlemciler ise bu kişinin eylemlerinden Çince bildiğini sanacaklardır. İşte yapay zekanın da durumu buna benzerdir. Hakkındalığa sahip değildir. Sadece öyle görünür.
Ayrıca bilinçteki birlik de önemlidir. Yani bilinçli kişi, birçok şeyin aynı anda bilincinde olabilir. Aynı anda araba kullanırken, yanındakiyle konuşabilir veya müzik dinleyebilir. Bunların hepsini de eş zamanlı olarak bilincinde hisseder.
Kısaca materyalist ateizm açısından bilincin sonradan ortaya çıkmış olması sıkıntılı bir durumken, teizm açısından bilinçli tanrının insanlara bilinç yüklemiş olması beklenen bir durumdur. Bu yüzden teizm, ateizmden daha geçerli bir açıklama sunar.
Argümanlar güzel kayda değer. Forum üyeleriyle güzel bir tartışma olur eğer gelirse. Onu nasıl davet edebiliriz ya da sen edebilir misin?
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 15-04-2016, 14:50
world world isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 21 May 2010
Mesajlar: 3.123
Standart

Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Caner taslaman teizmi çok iyi savunuyor ve gördüğüm kadarıyla bilgili ve de kültürlü. Forum üyeleriyle tartışması güzel olacaktır. Sonuçlar kayda değer ve merak uyandırıcı olur. Hem birçok insan bilgilenmiş olur. Yani hiç fena olmaz.
İyi savunduğunu sanmıyorum keza iddialarının hepsine forum içinde yanıt verildi.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 15-04-2016, 14:53
Save The Day Save The Day isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 20 Feb 2016
Mesajlar: 859
Standart

world´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İyi savunduğunu sanmıyorum keza iddialarının hepsine forum içinde yanıt verildi.
Caner taslaman konuya çok hakim. Bizzat onunla forum üyelerinin tartışması daha iyi olacaktır kanımca. Yani gelmesini istemiyor musun gerçekten? Çok bomba bir tartışma olur tadından yenmez fakat sen tereddütlü gibi duruyorsun.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 15-04-2016, 14:56
world world isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 21 May 2010
Mesajlar: 3.123
Standart

Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Caner taslaman konuya çok hakim. Bizzat onunla forum üyelerinin tartışması daha iyi olacaktır kanımca. Yani gelmesini istemiyor musun gerçekten? Çok bomba bir tartışma olur tadından yenmez fakat sen tereddütlü gibi duruyorsun.
Gelmesini istemiyor değilim gelmez.

Korkuyor olsam adını anmaz yok sayardım argümanlarını biliyorum bu işi ondan daha iyi yapan William Lane Craig'in gelmesini tercih ederim ama Taslaman da gelse tartışırız sorun değil ama gelmeyecektir.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 15-04-2016, 14:56
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
Standart

Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Argümanlar güzel kayda değer. Forum üyeleriyle güzel bir tartışma olur eğer gelirse. Onu nasıl davet edebiliriz ya da sen edebilir misin?
Ben onun bütün argümanlarını çürütebilirim.

Buraya gelmez çünkü kaliteli ateistlerle karşılaşınca geriliyor.

Ne kadar argümanlarını çürütsek bile bir yerden gizemler/bilinemezlikler üretip ''işte bunu açıklayamadın allah var'' diye bağlayacaktır konuyu.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 15-04-2016, 14:59
world world isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 21 May 2010
Mesajlar: 3.123
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben onun bütün argümanlarını çürütebilirim.

Buraya gelmez çünkü kaliteli ateistlerle karşılaşınca geriliyor.

Ne kadar argümanlarını çürütsek bile bir yerden gizemler/bilinemezlikler üretip ''işte bunu açıklayamadın allah var'' diye bağlayacaktır konuyu.
Senin yazdığın tez bu kadar kısa mıydı açıklamalar falan hiç tatmin edici ve ikna edici değil ayrıca hepsi argumentum ad ignerantiam ve tutarsızlıklarla dolu.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 15-04-2016, 15:05
Sundance Sundance isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2014
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 590
Standart

Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evet şimdi baktım var. Ama videoların hepsi yoruma kapalı değil. Yorumlarda kavga çıkmış ya da hakaretler etmiş olabilirler bu yüzden sadece belirli videoları yoruma kapalı olabilir. Kibar bir şekilde davet etsek neden gelmesin ki? Çekineceği birşey mi var?
En son kontrol ettiğimde videoların çoğu yoruma kapalıydı. Son zamanlarda yayınlanan videoların yoruma açık olduğu görülüyor. Yine de karşı görüşe rastlamadım.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
caner, caner taslaman, felsefe, taslaman, turandursun

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:06 .