Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 28-11-2013, 19:18
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart Kadın savaş ganîmeti midir ?

Sorularlaislâmiyet sitesine şu soruyu sormuştum.

"İslâm tarihinde, savaş sonrası ele geçen müşrik yâhut ehl-i ktap kadınların, savaş ganimeti olarak alıkonulduklarını, câriye yapılıp satıldıklarını biliyoruz. Peki; "Cahiliye"den olan müşrik Araplar, Müslüman kadınları savaş ganimeti yapıp, ırzlarına geçmişler mi? İslam tarihinde buna dair bir kanıt veya bilgi var mı ? Böyle bir hadise vârid değilse, müslümanlar nasıl olmuş da "savunma"(!) savaşları yapmışlar ?"

Bana gelen cevap ise şu şekilde.

Değerli kardeşimiz;

Tarih kitaplarında müslüman kadınların da zaman zaman kaçırılıp cariye edildiği hatta Abbasi Halifesi Mu'tasım'ın kaçırılan bir müslüman kadın için Rumlarla savaşıldığı vardır. Dolayısıyla müslüman kadınların da düşman tarafından esir edilmesi vuku bulmuştur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet


*

Bingo!...
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 28-11-2013, 20:18
dynamin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dynamin dynamin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Nov 2013
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 18
Standart

Ya da şöyle de sorabiliriz..
İslam gelmeden önce cahiliye devrinde savaş esnasında ganimet olarak ele geçirilen kadınların bedeni, emeği, onuru karın tokluğuna sömürülüyor, o kadınlara tecavüz ediliyor muydu?
Cevap evet ise İslam cahiliye diye addettikleri dönemin geleneklerini devam ettirmiştir. Yani kadının onurunu kurtardık yalanları sadece göz boyamadan ibarettir.
Cevap hayır ise zaten bu uygulama ile İslam kadının onurunu ayaklar altına almıştır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 28-11-2013, 22:44
postalmarx postalmarx isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 28 Nov 2013
Mesajlar: 957
Standart

Olayın kadınlarla alakası yok. Savaş esiri herkes köleydi. Sadece kadınlar değil. Bu adet fî tarihinden beri insanlığın standart uygulamasıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 29-11-2013, 11:32
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

sosyalmarx´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Olayın kadınlarla alakası yok. Savaş esiri herkes köleydi. Sadece kadınlar değil. Bu adet fî tarihinden beri insanlığın standart uygulamasıdır.
Yalancılık da "fi" tarihinden beri insanların "satandart uygulamaları" arasında yer alır.
Anacak; teorik olarak İslâm, yalan söylemeyi yasaklamıştır.

Zâten konu "savaş esirleri" değil!...

Müslümanlar savaşlarda Muhammed'e inanmayan diğer Arapların ve de Ehl-i Kitap'ın kadınlarını savaş gânimeti sayıp cariye yaparken, ırzlarına geçerken; aynı "savaş esiri hukûku"nu Muhammed zamanında "müşrik" diye adlandırılan Araplar ve Ehl-i Kitap, müslümünlara karşı uygulayabilmiş midir ?.

Yapamadılarsa eğer; İslâmın yeyılması sürecinde yapılan savaşlar, nasıl olur da müslümanlar adına "savunma savaşı" olur ?

Konu Vefik Sami tarafından (29-11-2013 Saat 11:38 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 29-11-2013, 12:30
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yalancılık da "fi" tarihinden beri insanların "satandart uygulamaları" arasında yer alır.
Anacak; teorik olarak İslâm, yalan söylemeyi yasaklamıştır.

Zâten konu "savaş esirleri" değil!...

Müslümanlar savaşlarda Muhammed'e inanmayan diğer Arapların ve de Ehl-i Kitap'ın kadınlarını savaş gânimeti sayıp cariye yaparken, ırzlarına geçerken; aynı "savaş esiri hukûku"nu Muhammed zamanında "müşrik" diye adlandırılan Araplar ve Ehl-i Kitap, müslümünlara karşı uygulayabilmiş midir ?.

Yapamadılarsa eğer; İslâmın yeyılması sürecinde yapılan savaşlar, nasıl olur da müslümanlar adına "savunma savaşı" olur ?

Biraz dağınık olacak uzun da olabilir ama o dönem ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak gerek;

Burada şöyle bir durum var. Muhammed döneminde kimler ile savaşıldı? Bir çoğunun kardeş, amca, kuzen akraba olduğu kabilemsi bir savaştır yaşanılanlar.

Dönemin arapları için kabile anlayışı hep önemli olmuş. Fidye amaçlı kullanmış olabilirler ya da köle olarak ama cinsel içerikli cariye statüsünde kullandıklarına dair bir hikaye okumadım. Temelde arapların savaş kültürü, belirlenen bir bölgede cenge tutuşmaktır. Müslümanlık ile bu olgu değişmiş.

Bunu daha önce de dillendirmiştim ama, bu putperest mekke tabanlı kabileciler 12 yıl boyunca fiili bir savaşı Muhammed'e karşı başlatmamışlar. İlk savaşın nedeni bilindiği gibi, hicretten sonraki kervan baskınıdır.

Araplar için cinsel amaçlı cariye kavramı o bölgenin tanınan ve diyalog halinde olan kabileleri dışında gerçekleşiyor. Ticari anlamda satın alma, ya da kabile hiyerarşisi dışında yabancı uyruklu, herhangi bir arap kabilesinden eman almayan kervan baskını sayesinde gerçekleşiyor.

Kabilelerin kendi içlerindeki çatışma kuralları ise oldukça farklı işliyor. Mesela iki kabilenin savaştığı yerin yanına başka bir kabile çadır kuruyor. Savaştan belli bir süre sonra kaçanlar o çadıra girdiklerinde 3. kabilenin emanı altına geçiyorlar. Onlara dokunmak demek 3. kabileyi de savaşa dahil etmek demek oluyor. Genelde iş-ticaret-akrabalık ilişkileri ile donatılmış bu kabileler için dış savaşların sonuçları savaşta ele geçirilenlerin fidye karşılığı bırakılmasıdır. Savaş ortada bir anlaşmazlık olduğunda belli bir hakem eşliğinde icra ediliyor.

Mesela Mekke doğal eman mekanı olarak belirlenmiş. Mekkeye giren eman dileyen yoksul-fakir-yabancı her kimse güçlü bir kabilenin ferdi olarak görülüp ona yapılan herşey kabileye yapılmış gibi algılanırmış. Kureyşli Muhammed'in Mekke topraklarında doğal eman ile onca zaman boyunca söz söyleyerek dolaşmasının altında da önemli bir yer tutar. Hem doğal kabile üyesidir. Hem doğal eman bölgesindir.

Arapların cariye uygulamalarının kaynağının içsel değil dışsal olduğu noktasından sonra önemli kriterimiz daha var.

Kitap-ehli ile putperest araplar arasında çatışmalardan bahsedilmez. Özellikle yahudiler korunaklı kalelerde yaşarlar ve ticari anlamda medinede yoğunlukta olup söz sahibidirler.

Müslümanlık, hicret ve sonrası; akrabalık ve kabilecilik yerine, Allah ve din kardeşi olma kriterlerini yoğun bir şekilde aşılamaya başladıktan ve kabile kervanı vurulduktan sonra işin rengi tamamen değişmiş.

Tabi burada da ciddi bir durum var. Müslüman dedikleriniz hala diğer kabilelerin eşi, dostu, kuzeni, babası, oğlu, kardeşi, komşusu v.s. Bu bağlamda tarihe geçen 3 ciddi müslümanlık savaşı aslında bir yıldırma ve vazgeçirme savaşıdır.

Bedir savaşı kervan baskını adına müşriklerin kervanı korumaya yönelik hareketleri üzerine gerçekleşmiştir. Ama orada da ciddi bir durum açığa çıkmıştır. Kabile kültürü ile hala akraba bağları içinde bulunan müşriklerin, savaşçı yanları ile, cennet vaadi altında tamamen gözleri kararmış, müslüman erlerin karşısında yenik düşmüştür. (aslında bu olay islamın etkisi ve ilerde uygulamadaki artıları adına araplara ciddi bir bilgi vermiştir.)

Bir sonraki Uhud savaşı, iki temel nedene dayanır. İlkin, kervanların güvenliğidir çünkü kervan baskınları devam etmiştir. İkincisi ise Bedir'in intikamıdır.

Burada da önemli bir kriterimiz var. Bu sefer daha sonra müslümanlık adına çok ciddi savaşlar verecek Halid Bin Velid komutasında müşrikler üstün geldiği halde, savaş devam etmemiş, müslümanların üzerine gidilmemiştir. Bedirin intikamı alındı diyerek cenk alanını terk edilmiştir. (Bunların nedenlerini iyice düşünmeniz gerekir.)

Hendek savaşı: İşte bu savaş bölgesel cenk değil doğrudan şehir kuşatmasına gidecek kadar müşrikleri harekete geçiren savaştır. Asıl nedeni mekke kervanlarının önemli gidiş yollarının kapanmasıdır.

Burada önemli bir hadise gerçekleşmiş. Bu sefer kararlı bir şekilde hareket eden müşrikleri salman-ı Farisi'nin hendek fikri durdurmuş ve savaş pasif bir kuşatmaya dönüşmüştür. 1 aylık kuşatma sonunda kuşatma kaldırılmış ama hemen arkasından çok önemli bir olay yaşanmıştır.

Daha önce Uhud sonrası sürgün edilen beni nadir ve onların malına el konulmasından sonra, bu sefer yine yaklaşık bir aylık kuşatma ile beni kureyza kalesi mecbur anlaşma yolları aramış ve sonucunda bir gecede 3 savaşın total kaybından daha fazla kellenin alınması, kitap ehli'nden esirler ve cariyeler elde edilmiştir.

İşte bu arap milliyetçiliğine giden ve ona ışık tutan en önemli adımlardan biridir.

Bildiğiniz gibi, kitap ehli'nin fiili olarak müslümanlığa karşı gösterdiği bir savaş olmamış. Muhammed'e yakın dönemde Putperestlerin de kitap ehline karşı bir savaş başlattıkları ile ilgili bir kaydımız yok.

O zaman şöyle bir analiz yapmamız gerekiyor. Cariye hukuku nedir?

Arapların cariye uygulamaları çeşit çeşit. Kimisi ev hizmetine adanır. Kimisi ticari işlerde yeteneğine göre kullanılır. Kimisi de cinsel ihtiyaçları karşılama görevi ile bağlanır v.s.

Peki bu cariyelere görevleri verilirken hangi kriterlere bakıyorlardı? Görülen o ki, kitap ehli yahudiler adına müslümanlar cariye hukukunda bir incelik tanımamışlar.

Putperest araplarında bu tarzda bir baskını olmadığı için aynı zamanda, medine kuşatmasında zafere ulaşamadıklarından hangi tavrı sergileyeceklerini kestirmek zordur. Kabile bağları ve mazi hakkında neler düşünürlerdi? Öznel olarak yorum katmak gerekirse kabile bağları onlar için herşeyden öteydi yine de Medine kuşatması sonrası fidyelik-hizmetçi-statüsüne göre cinsel amaçlı cariye uygulamaları gözlenebilirdi.

Bildiğiniz üzere bedir savaşı sonrası esirlere yapılan fidye uygulamaları Muhammed tarafından kınanmıştır. Oysa fidyelik olanlar ya mal ya da akraba gönül adına bırakılmak istenilmiştir. Arapların bu geleneği Muhammed'in ideallerinde olan değildir.

Konu mrdragon tarafından (29-11-2013 Saat 12:39 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 29-11-2013, 12:40
Psiko Psiko isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 16 May 2008
Mesajlar: 2.222
Standart

Musevilik ve hıristiyanlığa ve bu din ile sömürü arasındaki ilişkiye geri dönelim.
Kutsal Kitabın taslağını hazırlayan ve daha sonra Hıristiyan dünya görüşünün biçimlenmesine yardım eden erkeklerin birçoğu, büyük olasılıkla ve samimi olarak, bir kadına tecavüz etmenin kendilerine Tanrı tarafından verilmiş hak ve tüm kadınları susturmanın kutsal görevleri olduğuna inanırlardı.
Bu konuda benim sözlerime inanmayın.
Bırakın rahipler kendileri anlatsınlar.
Tertullian, kadınların "şeytanın bir şeyi elde etmedeki anahtarı" olduğunu belirtirdi ve tüm kötülüklerin kadınlardan ileri geldiğini düşünen Ambrose ile aynı kanıdaydı.
Alexandrian kilisesinin rahibi Origen, bedensel isteklerden öylesine nefret ediyordu ki, St. Matthew'un ifadesiyle "cennetteki krallığın harem ağalarından" biri olmak için kendisini hadım etmiş ve'"Yaradan'ın gözleriyle görülen ne varsa erkeğe aittir, kadına değil; Tanrı için kadına ait ve bedensel isteklerle ilgili olana bakmaya tenezzül etmeyin," demişti.

Hıristiyanlığın kadın düşmanlığı konusundaki örnekleri çok fazladır:
Aziz Chrysostom, "Kadın, arkadaşlığın düşmanından, kaçılamaz bir cezadan, gerekli bir kötülükten, doğal bir günaha davetten, istenen bir felâketten, dahili bir tehlikeden, zararlı bir şeyden, doğanın kötülüğünden başka bir şey değildir," demişti.
Aquino'lu Thomas şunları söylemişti: "Bir kadının sesi şehvete yapılmış bir çağrıdır ve bu yüzden kilisede duyulmaması gerekir."
Aziz Augustine ise doğruca asıl konuya gelmişti: "Bir kadının okşaması dışında erkeğin aklını en yüksek dereceden aşağılara düşürecek nitelikte başka bir şey bilmiyorum."

Devamı : http://www.turandursun.com/forumlar/...+ESK%DD&page=4

Dünya üzerinde din diye nitelediğimiz inanç sistemlerinin tamamı,kendi bağlayıcı kutsal yazıları ve kendi tarihinin yarattığı bir model üzerine kuruludur.
Bu din, Kurucusunun bağlayıcı sözlerinden bir meşruiyet türetme yoluyla kendi sistemini yeniden biçimlendiremediği için, benzer şekilde toplumsal ve akli evrim sürecinin yönelttiği bir çok soruyu cevaplayamamaktadır.

Bugün insanlığın geldiği noktada elbetteki "Kadın-Erkek eşitliği" bağlamında varılan nokta geçmişe göre çok çok ileridedir.
Ancak,konu eğer din ise o zaman "İnsaf ve merhamet" sahibi birisi için yadsınamayacak olan şey ise şudur :
Yahudilik ve Hıristiyanlığın kadını bir "HİÇ" mesabesinde tuttuğu noktada,İslamda kadın bu ikiliye göre "Yarım" da olsa bir "Hak" üzeredir.

Günümüzdeki yaşam ile Kadınlar ve hakları konusu adına İslamiyet pek konuşma hakkına sahip değilse,Yahudi ve Hıristiyanlar hiç konuşmayıp yazılıp çizilenleri "Utanç" ile izlemeleri gerekmektedir.
Ama illa bir diyecekleri var ise "Kendileri suçlu iken başkalarının suçunu ağzına almak" yerine,
kendilerini diğerlerinden daha iyi tanıdıkları için "Kendi suçlarını sayıp dökmeli"dirler.......

Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 29-11-2013, 12:55
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Sn. mrdragon;

Anlayabildiğim kadarıyla gerek kabileler arası hiyerarşi ve dönemin hâkim kültürünün etkisi; gerekse, "müşrik" denilen kesimin Uhud savaşı dışında müslümanlara karşı net bir zafer elde edemiyişeri, müslüman kadınların cariye yapılmasını sağlayacak uygun ortam oluşmasına mâni olmuş. Muhammed'in değişik kabileler üzerine düzenlettiği âni baskınlar da - seriye - yapılmamış Mekke'li putpersetlerce.

Müslümanlar bir devr-i sâbık üretip adına "Cahiliye dönemi " dediler. Fakat bu dönemin putperestleri "savaş" görüntüsünde başkalarının mahremine/nâmusuna tasalutta bulunup, karısına kızına sarkmamışlar. Evlatlıığına hanımını boşatıp "cillop" gibi hâtunu koynuna alan da yok aralarında. Çünki böyle bir davranışı çirkin bulup, insanlık anlayışları ile bağdaştıramamışlar.

Bu putperestler de gerçekten pek "Câhil" imişler "Azizim".
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 29-11-2013, 19:20
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Psiko´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ama sizin gibi kadına bakışı konusunda bırakın sınıfta kalmayı okuldan atılmayı haketmiş bir inancın müntesibinin bu konuda fikir beyan etmesi insanı ister istemez "İrrite" ediyor.
Mesajınızın "ana fikri" diyebileceğim kısmını aldım kasden.
Gereksiz yer israfı yapmayayım diye.

Mesajınızda önce benim mevcut inanç sistemleri üzerine farklı bir bakış açısı, yeni bir algı getiremeyeceğimi çünki her şeyin "tarih tarafından kayıt altına alındığını" yazarken, diğer taraftan inançarına katılmadığım insanların kadın hakkındaki yargılarını bana "fatura" edip üzerine ağzınıza geleni sayıyorsunuz.

Bütün bunları gerçekten, samimi olarak yazıyorsanız sizin adınıza üzülürüm.
Yok eğer muhatabının zekâsını hafife alıp ufaktan "ti"ye alma BAĞLAMINDA ağzınıza geleni yazıyorsanız; benim üzüntüm genelde insan olanlara yöneliktir.

Siz bu üzüntümü dikkate almayınız lütfen!...

Benim "entellektüel" tarafım pek olmadığı için "irrite olmak" gibi entelijansiya kelamları etmeyi pek beceremem. İnternetten baktım şimdi. Aşağı yukarı "Rahatsız olmak" gibi bir anlam içeriyormuş. İnancım da dahil inglizlerle pek fazla teşrik-i mesâim olmadığı için bu tip kavramları ancak öğrendikten sonra yazılarımda kulanabiliyorum.

İrrite kelimesi için biraz vakit harcadım.
Mesajınıza cevabım bu sebeple gecikti.
Bu gecikme için özür dilerim.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 29-11-2013, 21:02
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Bu arada elimde olmayan nedenlerden ötürü mesjalar başlık ile "kel alâka" bir noktaya geldi.
Bunun sorumluluğu bana âit değil.
Neden böyle yapıldığını da bilemem tabii.
Niyet okuyucusu değilim.

Moderasyondan, MESİH inancı ile ilgili yazıların uygun bir başlığa taşınmasını arz ve talep ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 29-11-2013, 22:35
murted - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
murted murted isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Moderator
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Sep 2008
Mesajlar: 2.848
Standart

İncilin kısımlarının kabulüne dair kısmı şuraya taşıdım. "Hristiyanlığın Kaynakları" şeklinde uyduruk bir başlık attım, firatb84 ile Vefik Sami'nin farklı bir başlık önermeleri halinde başlığı değiştiririz.

http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=34190

No Religion No Cry

Ateizmi Anlamak için tıkla!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Türklük Toplumsal/Kişisel Bir Kimlik midir, Yoksa Milli Bir Köken midir? evrensel-insan Politika 21 21-04-2017 21:09
Reenkarnasyon bilimsel midir , dinsel midir? multima İslam 15 25-10-2012 06:34
İslam'da Savaş hiramusta İslam 51 08-07-2012 01:34
Savaş Tanrısı AhbAp İslam 13 19-04-2011 15:58
dinde savaş fox961 İslam 1 13-04-2008 01:26

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:36 .