Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kur'an'da Mucize Yoktur

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 14-04-2014, 00:37
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

No comment!!!!!!!!!!

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 08-08-2014, 03:46
Burak92 Burak92 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Jul 2014
Mesajlar: 115
Standart

ALKA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aşağıdaki makale Turan Dursun Sitesi'ne ait MucizeYalanlari.com Sitemizden alıntıdır
ve Mucize Yalanları Sitesi Çalışma Grubumuzun ortak ürünüdür.



Bu yazı Dr. Lactantius'un 1999 tarihli "Embryology in the Qur'an" isimli İngilizce makalesinin Türkçe çevirisidir.
Çevirenler: Neva, Dark_Prince ve ALKA

1. Mucize İddiası
2. Kuran'a Yöre Yaşamın Kökeni
3. Su Veya Meni Damlası
4. Kuran'da Embriyolojik Gelişme
5. Bazı Olası Açıklamalar
6. Gelişim Evreleri – Modern Bir Fikir mi?
7. Yunan Yazarlardan Alıntılara Daha Fazla Örnek
8. Ama Muhammed Bu Şeyleri Nasıl Bilebilir?
9. Sonuç

1. Mucize İddiası

Toronto Üniversitesinde bir dönem anatomi uzmanlığı yapmış olan eski Prof. Keith Moore'ın 1980′lerin başında yazdığı, özel baskı embriyoloji ders kitabı, dünyadaki tıp okullarında yaygın olarak kullanıldı. Anlaşılan, Moore, insan embriyo gelişimine ilişkin neler anlatıldığına bilmek için ilk kez Kuran'ı ele alıp okuduğunda, embriyoloji bilimi oluşmadan önce, insan embriyolojisi gelişimine ilişkin ifadelerin 7. yüzyılda, eksiksiz olarak kaydedildiğini hayretle karşılıyordu [1]. Çok sonradan Müslümanlar, Allah'ın son vahyinin, embriyonun rahim içinde gelişimine dair ifadeler içerdiği ve o dönemde bunun bilinmesinin mümkün olmadığı, bunların Muhammed'e vahyedildiğini ispatlama girişiminde bulundular. Gerçekten yakın zamandaki bu kitap büyük oranda iddiayı teyit ediyordu;
"Dubai tıp okulu son zamanlarda, tüm öğrenciler için zorunlu olan bir İslami tıp kursu başlattı; Program, genetiğin de dahil olduğu tüm modern tıbbın Kuran'a bağlanmasını ve linklenmesini istiyordu. Bu kurslar, Suudi Arabistan'ın dinsel yaratılış doktrinine uygundu. Suudiler, hatırı sayılır ölçüde büyük paralar harcayarak, tıp konferanslarında önde gelen batılı bilim adamlarına, hatta bu meslekten olmayan belirsiz kişilere, modern bilimin prodüktörlerine Kuran ayetlerinin doğru olup olmadığını onaylamak için sordular . Bu konferanslardaki video ve broşürler, Suudiler tarafından İslam dünyasında elden ele dolaştırıldı" [2].
Eğer 7.yüzyılda test edilmesi mümkün olmayan malum ayetler ve bu kehanet, gerçekten doğru ve modern bilimin fikirlerine uygun olsaydı bu, Kuran'ın tanrısal olması gerektiği anlamına gelirdi. Bu sayfanın düzenlenme amacı, Muhammed zamanında insan embriyosuna ilişkin kesin olarak nelerin bilindiğini, Kuran ayetlerinin doğru mu, yoksa gerçekten daha öncesinde (Muhammed öncesinde) pekala bilinip bilinmediğini mi göstermektir.

2. Kuran'a Yöre Yaşamın Kökeni

Kuran'da, insanın çoğalma, yaratılış, ve gelişimine ilişkin açıkça en az 60 ayet vardır. Ancak bu ayetler Kuran'da dağınık şekilde bulunurlar ve bu ayetlere ait temalar, kitabın genelinde yaygın olarak birden fazla kez tekrar edilmişlerdir. Hangi malzemeden yaratıldığımıza ilişkin ayetlerden başlamak konuya girişte faydalı olacaktır. Yeni başlayan biri, Kuran'ın tartışmasız, açıkça yazılmış bir kitap olduğu ümit edebilir ancak ayetler listelendiğinde, insan kökenine ilişkin ifadelerin ne kadar belirsiz olduğu ve kesinlik içermediği görülmektedir. Özel olarak belirtildiği durumlar hariç, kullanılan Kuran mealinin Yusuf Ali'nin (Suudi Revize Edition) çevirisi olduğunu unutmayın (Dipnot: biz burada Türkçe'ye çevirirken Diyanet mealini kullanmayı uygun bulduk).

Topraktan yaratılmış olabilir miyiz?
Hud Suresi 61: "O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı"

Veya Arapça'da Salsaal olarak geçen kuru çamurdan mı?
Hicr Suresi 26,28,33: "Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan yarattık"
İsra Suresi 61: "Senin çamur halinde yarattığın kimse.."
Secde Suresi 7: "İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı"

Hiç'ten mi geldik?
Meryem Suresi 67: "İnsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattık"

Hayır, yokluktan da yaratılmadık!
Tur Suresi 35: "Yoksa onlar, hiç bir şey olmaksızın mı yaratıldılar?" (Ali Bulaç Meali)

Balçıktan mı geldik? (Arapça: sulâletin min tîn)
Müminun Suresi 12: "Andolsun ki biz insanı, balçık mayasından yarattık" (Abdülbaki Gölpınarlı meali)
Munimun Suresi 12: "And olsun ki, insanı süzme çamurdan yarattık" (Diyanet meali – eski)
Sad Suresi 71: "Rabbin meleklere demişti ki, "Balçıktan bir insan yaratacağım" (Edip Yüksel meali)

Veya sudan?
Furkan Suresi 54: "O, sudan bir insan yaratıp"

Yoksa toz zerresinden mi ? (Arapça turâbin śümme)
Al-i İmran Suresi 59: "Allah onu (İsa'yı) topraktan yarattı."
Rum Suresi 20: "Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir"
Fatır Suresi 11: "Allah sizi topraktan yarattı"

Belki de tek bir nefisten veya ölüden yaratıldık?
Rum Suresi 19: "Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır"
Zümer Suresi 6: "O, sizi bir tek nefisten yarattı"

Bu büyük ölçülerdeki belirsizliği ve tam olarak hangi maddeden yaratıldığımızı çözmek için, yukarıdaki açıklamalar öne sürülerek, aynı yolla bir ekmeğin hamur, un, karbonhidrat ve molekülle yapıldığı da söylenebilirdi. Bununla birlikte, bu kaçamak ifadeler bir sorundur. Allah'ın insanı yaratırken, kullandığı toz zerresi ve toprak gibi metaforik tanımlamalar, Kuran'dan önceki binlerce yıllık antik dönemlerden kalmadır ve aynı ifadeler İncil'in, Genesis (yaratılış) 2:7 bab'ında da bulunmaktadır. Bu ifadeler tam olarak, yaşamın okyanusların dışında karada başladığını ve kendiliğinden devam ettiğini ileri süren, bilimsel evrim teorisi/ya da bunu savunanlarla ile çelişiyorsa, Müslümanlar da hem okyanuslardan, hem de karadan (hem sudan, hem topraktan) yaratıldığımızı söylüyor.

3. Su Veya Meni Damlası

Kuran'da bir çok yerde insanın bir damla sıvıdan (meni, tohum ya da spermden) oluştuğu bildirilir:
Nahl Suresi 4: İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı (Diyanet meali)
Nahl Suresi 4: O, insanı [sadece] bir sperm damlasından yarattı (Muhammed Esed tefsiri)
Secde Suresi 8: Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.
Fatır Suresi 11: Allah sizi .. sonra da az bir sudan (meniden) yarattı.
Necm Suresi 46: bir sudan (meniden) yaratmıştır.
Vakıa Suresi 58: Attığınız o meniye ne dersiniz?!
Kıyame Suresi 35: O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?
İnsan Suresi 2: Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan (meniden) yarattık
Mürselat Suresi 20: Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
Abese Suresi 19: Az bir sudan (meniden).
Tarık Suresi 6-7: Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.
Bunlardan her biri altıncı yüzyılda, Muhammed zamanında Müslümanlar tarafından da bilinebilir miydi? Şüphesiz ki, üremenin bir damla sıvı emisyon içerdiği uygarlığın ilk günlerinden beri bilinmektedir. Eski Ahit, Yaratılış 38:9′de "Ama Onan ne zaman kardeşinin karısıyla yatsa, kardeşine soy yetiştirmemek için menisini yere boşaltıyordu" demekte. Dolayısıyla dışarı atılan sıvı damlasından yaşamın kökenini açıklayan ayetler, cinsel ilişki esnasında serbest bırakılan şeylerin doğrudan gözlemlenmesi olayından başka bir şey değildir. Bu basit gerçeği bilebilmek için herhangi bir vahiye veya ilahi bir bildirime ihtiyacımız olmadığı da açık.

Nufta hakkında yukarıda sırlanan ayetler, cinsel ilişki sırasında fışkırtılan sıvıyı tanımlamak için kullanılır ve açık bir şekilde meniye atıfta bulunmaktadır. Ancak, Prof. Moore İnsan Suresinin 2. ayetinde geçen "nufta"yı "karışık sıvı" olarak çevirmeyi yeğlemektedir ve bu Arapça terimin, gametleri (erkek spermi ve dişi yumurtası) içeren erkek ve dişi sıvılarına atıfta bulunduğunu söylemektedir. Eski Yunanlıların sadece mikroskop altında gözlemlenebilecek olan sperm ve yumurtaları tek tek gözleriyle görmüş olmaları ihtimal dışı olduğu gibi Kuran ayetleri de özel olarak sperme veya yumurtaye vurgu yapmamaktadır; basitçe ‘nufta' demektedir. Makul olarak bu ‘meni' olarak da çevrilebilir, veya Hipokrat'ın da daha erken bir zamanda kullanmış olduğu [4], bununla erkek ve dişi üreme sıvılarını kast ettiği, oluşum aşamasındaki "jerminal sıvı" olarak da çevrilebilir (ama açıkçası Hipokrat da bu sıvıların içinde hücreler olduğunu bilememiştir). Eğer Moore nufta kelimesini germinal sıvı olarak çevirmek isterse, aynı zamanda Kuran'ın bu terimi Yunanlılardan aşırmış olduğunu da pekiştirir.

Tarık Suresinin 6. ayeti, insan oluşmadan önce gerçekleşen cinsel ilişkide "fışkıran suyun" veya meninin, bel ile kaburga kemikleri arasından çıktığını iddia ettiği için ilginçtir. Görünüşe göre, meni, böbrek ve bel arasında kalan bir bölgeden çıkmakta ve bu da gerçek bir sorun teşkil eder, zira spermlerin -bu konuda eski Yunanlılar ikna olmasa da- testislerde üretildiğini biliyoruz . Örneğin Aristotales, matrak bir şekilde testislerin cinsel ilişki sırasında seminal geçişleri açık tutmak için ağırlık olarak işlev gördüklerine inanıyordu [5].

Sure içinde yer alan bu garip ifadenin Müslümanlar tarafından sunulan açıklaması ise [6], spermin fışkırdığı erkeğin kendisi henüz embriyo iken testislerin başlangıçta böbreklerin yer aldığı bölgelerdeki dokulardan oluştuğu gerçeği ile ilgilidir. Diğer bir deyişle, hem de çok dolambaçlı bir yoldan, başlangıçta spermlerin üretildiği testisler o bölgede olduğu için spermin bel ile kaburga kemikleri arasındaki bölgeden kaynaklandığı söylenir.

Elbette bu, bahsedilen ayet için çok daha az karmaşık olan bir açıklamadır. Yunan hekimi Hipokrat ve onun öğrencileri M.Ö. beşinci yüzyılda, meninin tüm vücut sıvılarından geldiğini ve meninin beyinden omurilik içine dağılmadan önce böbreklerden ve testisler aracılığıyla da penisten geçtiğini öğretiyorlardı [7]. Bu görüşe göre, doğal olarak spermlerin böbreklerin olduğu bölgeden kaynaklandığı düşünülür, bu artık günümüz bilgilerin besbelli bir maddesi olmadığı halde, Muhammed döneminde iyi biliniyordu ve Kuran'ın bu tür hatalı bilgiler içerebileceğini de göstermektedir.


Görsel: Hipokrat'ın bir büstü

Tabi ki tüm bunlara karşı, meninin belden geldiği ile ilgili bağ aslında mecazi bir anlam taşıyor gibi argümanlar da ileri sürülebilir. Buna dair Araf Suresi 172. ayette "hem Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini alıp…" ve Nisa Suresi 23. ayette "size şunlarla evlenmek haram kılındı; kasıklarınızdan gelen oğullarınızın eşleri.." örnekler bulabiliriz. Ama eğer öyleyse, o zaman bu mecazlı anlatım tarzının Orta Doğu kültürleri için ortak bir kullanım tarzı olduğu da kabul edilmelidir [8]; Tevrat'ta Tanrı Yakup peygambere (Yaratılış 35:11), "…senin sulpundan ve belinden krallar çıkacak" diye vaat veriyor. Daha sonra Eski Ahit'te benzer bir vaad Davud'a yapılır, "senin sulpundan (belinden) gelecek oğlun…" (1. Krallar 8:19) ve İncil'de Yeni Ahit'te Peter aynı kişiye "onun sulpundan ve belinden gelen birisi…" diyerek ona atıfta bulunuyor (Yunanca osphus). Ancak, bu "bel" (Arapça; sulp) kelimesinin mecazi anlamdaki kullanımları için örnekler vardır. Tarık Suresi, 6. ayeti açıkça fiziksel olarak cinsel birleşimden bahseder, ‘fışkıran su' ve ‘bel ile kaburga kemikleri arası' (Arapça; tar a'ib) her ikisi de çok fiziksel olgulardır ve bu ayetteki bağlamıyla açıkça Hipokrat tarafından yanlış öğretilen bilgi olan meninin üretildiği bölgeye atıfta bulunurlar. Böylece Kuran'da yeniden ortaya çıkan yanlış bir antik Yunan fikrinin ilk örneği de bulmuş olduk.


bir damla su dısında kı ayetlerı bırde ılk ınsanın yarıtılması olarak oldugunu dusunerek okumalsın bırde bır damla su kısmının spermın hepsının degıl spermın ıcınde kı oz su bır damla su anlamını tasıdıgını bılerek okumalısın modern tıp dıyor kı spermın hepsı degıl o spermden BİR DAMLA yumartıyı dollemekte ??? neden ısrarlar bır damla su denıldıgını eskı ahıtte yazılan sadece sperm olan kısımla bır damla suyun arasında asırlar ve mıkro duzeyde bır bılgının gerektıgını goz onunde bulundurmalısın yoktan var ettı dıyor bakıyorsun adem ıle havva da yoktan var olmus ılgınc cokta mantıklı yeryuzunden toprak cennetın aslında dunya uzerınde olabılcegınıde dusunmelısın sonucta ınsanlar olmasa dunyanın guzellıgı bıze anlatılan ornek verılen cennet kadar guzel kı geecmıs araastırıldıgında ınsandan once dınazorlar vardı yeryuzunden toprak cennetın belkıde dunya uzerınde oldugu mantıgına mantıkla bakıldıgında ulasılmayacak bırsey degıl
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 17-09-2017, 13:35
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart

Kuran'ın Tarık 5 ila 7nc ayetleri arasında, erkekte sperm'in ve kadında yumarta'nın, Bel ile Kaburga kemikleri aralarından çıktığı iddia edilir! Bu yanlış bilginin nedeni, Muhammed'in 610 yılında erkeklerde 2 tane testis, yine kadınlarda da 2 tane yumurtalık bulunduğunu bilmemesiydi. Zamanın cehaletinden faydalanan bir peygamberdi Muhammed.

Tarık 5, 6, 7; İnsanların yaratımında kullanılan su, insanların bel ile kaburga kemikleri arasından fışkırıp çıkar.



Male reproductive system.
Female reproductive system.

Ey Muhammed, Hadi diyelimki kadınların genital üreme sisteminin anatomik yapısı yörebinde cahildin, allah da bilgi göndermedi sana, peki sen, kendinde olanlara da mı cahildin? Testis nedir, taşak nedir bilmiyor muydun?

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 06-12-2017, 01:35
BATIRALP - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BATIRALP BATIRALP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Nov 2017
Mesajlar: 135
Standart

Bilim demek Tanrının öncedne yarattıklarını insanın sonradan keşfedip öğrenmesidir ! kuranda geçen yaratılış ve embiriyoloji konusunu bu gün ki tıp bilimi de aynen onaylamaktadır ! insanın ilk yaratılışında ki toprakdan olması ve insan bedeninde ki maddelerin toprakda da bulunması yine insanın anne rahminde gelişim evlerinin kuranda anlatıldığı gibi aynen tıp bilimininde onaylaması kuranın ve ayetlerin insan uydurması olamayacağının en büyük kanıtır .... Akıl ve mantık çerçevesinde okuma yazma bilmeyen sonradan öğrenen bir peygamberin içinde yaşadığı zır cahil bir kavim ve o arap kavmi erkek çocuk doğuramıyor diye kadınları aşağılayıp suçlarken kuranın çocuğun cinsiyetini erkeğin menisinde ki spermlerin belirlediğini söylemesi ! Tanrı sözü değilde nedir ? şimdi kuranda bebeğin gelişim evreleri ayetlerde ne diyor bakalım

'' Sonra Nutfeyi bir alaka(embriyo) yarattık, derken o alakayı bir mudga (Çiğnenmiş et parçası halinde) yarattık.Derken o mudgayı bir takım kemik haline getirdik, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak yarattık. ''

Bu 1980' lerin başlarında o zamanlar Toronto'nun yeni şehrinde embriyolojinin anatomisi alanında yetkili olan Dr. Keith Moore'a gösterildi.

Dedi ki , Kuranın tanımı günümüzde embriyolojinin 1-3 safhalarındaki tanımından çok daha ileridir.Ve herhangi bir insanın bunları Kuran'da bahsetmesi mümkün olmadığını söyledi.


o dönem ulturasonmu varmışda bunları bilmişler yada nasıl bir atmsyonmuş ki direk atıp tutturmuşlardır

Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa Yaratıcı Biz miyiz? (Vakıa Suresi, 57-59)

Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık.
Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
(Müminun Suresi, 12-14)

Dr Keith Moore

Keith L. Moore anatomi bölümü (cerrahi bölge), 1974 1984 anatomi eski Başkanı ve ortak bir emekli profesör olan dekan da Temel Tıp Bilimleri (Tıp Fakültesi) Toronto Üniversitesi , Ontario, Kanada. O Ayrıca Cidde, Suudi Arabistan Kral Abdülaziz Üniversitesi'nde çalıştı. Ayrıca, o bir kurucu üyesi Klinik Anatomistler Amerikan Derneği (AACA). 1989 ve 1991 yılları arasında AACA Başkanı oldu. O anatomi ve insan embriyoloji konularında yaptığı ders kitapları için en bilinmektedir.

O (profesör Arthur F. Dalley II) birlikte yazmıştır Klinik Yönelik Anatomi dünya çapında bilim adamları, doktorlar, fizyoterapistler ve öğrenciler tarafından kullanılan dünyanın en popüler İngilizce anatomi ders kitabı, bir,. Metin geçişleri mavi fon üzerinde insan hastaların tanı ve tedavisinde gerçek dünya kavramları klasik anatomi ilgili - kitap nedeniyle 'mavi kutu' özellikle popüler. Kitap birden fazla dilde tercüme edilmiştir. Ayrıca (profesör Anne MR Agur ile) birlikte yazdığı Temel Klinik Anatomi .

Ödüller

Klinik Anatomistler Amerikan Derneği kendi onur Üye Ödülü (1994) ile Dr Moore verdi. 2007 yılında, Anatomistler Amerikan Derneği ilk Henry Gray / Elsevier Seçkin Eğitimci Ödülü ona verdi.

Embriyoloji ve Kuran

Moore "içinde embriyoloji başvurular üzerine yazmıştır Kuran için bir makalede, örneğin, " İslam Tıp Derneği Dergisi , Vol. 18, Ocak-Haziran 1986, s 15-16.

Dr Moore CV inceledikten sonra Onun makaleyi okuyun olacaktır
" bir Ascientist yorumuna içinde embriyoloji başvurular Kur'an "
Insan üreme ve gelişme atıfta Tablolar Kuran dağılmış. Bu ayetlerin bazı bilimsel anlamını tam olarak takdir edildiğini ancak son zamanlarda. Bu ayetlerde yorumlarken uzun bir gecikme doğru özellikle yanlış çeviriler ve yorumlar gelen ve bilimsel bilginin bilinç eksikliği kaynaklanmıştır.

Kuran ayetleri açıklamaları ilgi yeni değildir. İnsanlar peygamber sormak için kullanılan Muhammedinsan üreme atıfta ayetlerin anlamı ile ilgili sorular her türlü. Havari en cevapları Hadis edebiyatının temelini oluşturur.

Bu yazıda yorumlanır Kur'an'dan ayetlerin çevirileri tarafından verilmiştir Şeyh Abdul Majid Zendani , İslam Araştırmaları Profesörü Kral Abdulaziz Üniversitesi Cidde, Suudi Arabistan.

"O karanlık üç peçe içinde, aşamaları, birbiri ardına içinde annelerin karınlarında size yapar." (Kur'an 36:6)

Bu ifade Sure 39:6 değil. Biz insan uterus (rahim) gelişme geçirdiği gerçekleşmiştir zaman bilmiyorum, ama rahim bir fetüsün bilinen ilk resimde tarafından çizilmiş Leonardo da Vinci 15. yüzyılda. MS 2. yüzyılda, Galen "Dölüt Oluşumu On." kitabında plasenta ile fetal membranların tarif Sonuç olarak, MS 7. yüzyılda doktorlar olasılıkla insan embriyosu rahim gelişmiş biliyordu. Onlar bile, bu aşamada gelişmiş biliyordu olası değildir Aristoteles insan embriyosu 15. yüzyıla kadar ele ve resimli değildi aşamada gelişir bu gerçekleştirilmesi M.Ö. 4. yüzyılda civciv embriyo gelişim aşamaları tarif etmişti.

Mikroskop tarafından 17. yüzyılda keşfedildi sonra Leeuwenhoek açıklamaları civciv embriyo erken dönemlerinde yapılmıştır. İnsan embriyosunun geçirdiği evreler 20. yüzyıla kadar tarif değildi. Streeter(1941) şimdi tarafından önerilen daha doğru bir sistem yerini almıştır evreleme ilk sistem geliştirdiO'Rahilly (1972).

"Karanlığın üç peçe" anlamlara gelebilir: (1) karın ön duvarı, (2) rahim duvarı ve (3) amniochorionic membran (Şekil 1). Bu ifadenin diğer yorumlar olmasına rağmen, burada sunulan bir bakış bir embriyolojik açıdan en mantıklı görünüyor.


Şekil 1. Utero bir fetus gösteren bir dişinin karın ve pelvis bir sagital bölümü çizimi. "Karanlığın peçe" şunlardır: (1) karın ön duvarı, (2) rahim duvarı, ve (3) amniochorionic membran.


"Sonra Biz dinlenme yeri bir düşüş olarak belirledi." (Kur'an 23:13)

Bu ifade Sura 23:13 değil. Bırakma veya nutfah sperm veya sperm olarak yorumlanmıştır, ancak daha anlamlı bir yorumu ("dinlenme yeri") rahim implante bir blastosist oluşturmak için ayıran zigot olacaktır. Bu yorum, devletler Kuran'da bir ayet tarafından desteklenen "bir insan karışık bir damla oluşturulur." Sperm ve yumurta ("karışık bırak") bir karışımı birliği ile zigot oluşur.

"Biz de bir sülük benzeri bir yapı içine damla yaptı." (Kur'an 23:14)

Bu ifade Sura 23:14 değil. Kelime "Alaqah" bir sülük veya kan emici ifade eder. Bir sülük cilde tutunur aynı şekilde, rahim endometrium yapışan bu gün 7-24 gelen insan embriyosu uygun bir açıklamasıdır.Sülük ana kan elde gibi, insan embriyosu desidua veya hamile endometrium kan kaynaklanmaktadır. Bu 23-24 gün embriyo bir sülük (Şekil 2) ne kadar benzediğini dikkat çekiyor. Hiçbir mikroskoplar veya 7. yüzyılda mevcut lensler vardı gibi, doktorlar insan embriyosu bu sülük gibi bir görünüm olduğunu bilinen olmazdı. Bu buğday bir çekirdek daha az olduğu için dördüncü haftanın başlarında, embriyo çıplak gözle sadece görülebilir.


Şekil 2. Top , 24 günlük eski insan embriyo çizimi. Bu aşamada insan embriyosunun sülük gibi bir görünüm unutmayın. Aşağıda , bir sülük veya kan emici bir çizim.


"Sonra bu sülük benzeri yapısı, Biz bir yumru çiğnenmiş yaptı." (Kur'an 23:14)

Bu ifade Sura 23:14 dan da. "Mudghah" anlamına gelir Arapça bir kelime "madde çiğnenmiş veya götürü çiğnenmiş." Dördüncü haftanın sonuna doğru, insan embriyosu biraz etten bir çiğnenmiş yumru (Şekil 3) gibi görünüyor. Diş izleri benzer Somitlerin gelen görünüm sonuçları çiğnenmiş. Somitlerin vertebra başlangıcı veya taslakları temsil eder.


Şekil 3,. Top, sola gösterilen modelde diş izleri benzer birkaç boncuk gibi Somitlerin gösteren bir 28 günlük eski insan embriyo çizimi.


"Sonra Biz çiğnenmiş yumru, kemik yapılmış ve eti kemik giyinik." (Kur'an 23:14)

Sura 23:14 Bu devam çiğnenmiş yumru aşamasında, kemiklerin ve kasların form olduğunu gösterir. Bu embriyolojik gelişme uygundur. İlk kıkırdak modelleri ve daha sonra kas olarak kemik formu (et) somatik mezoderm onları etrafında gelişir.

"Sonra Biz başka bir yaratık geliştirdi." (Kur'an 23:14)

Sura 23:14 Bu sonraki bölüm kemiklerin ve kasların başka bir yaratığın oluşumuna neden anlamına gelir. Bu sekizinci hafta sonunda oluşturan insan gibi embriyoya sevk edebilir. Bu aşamada, ayırt edici insan özellikleri vardır ve tüm iç ve dış organların ve parçaların primordia sahiptir. Sekizinci hafta sonra, insan embriyosu bir fetus olarak adlandırılır. Bu ayet başvurduğu yeni yaratık olabilir.

"Ve O, ve görme ve duygu ve anlayış işitme verdi." (Kur'an 32:9)

Sure 32:9 bu bölümü işitme özel duyular, görme, ve gerçek olan, bu sırada geliştirmek duygu olduğunu gösterir. Iç kulak taslakları gözlerin başlamadan önce görünür ve beyin (anlayış site) son ayırır.

"Sonra dışarı çiğnenmiş bir et parçasının, kısmen oluşmuş ve kısmen oluşmamış." (Kur'an 22:05)

Sura 22:05 bu bölümü embriyo farklılaşmış ve farklılaşmamış doku hem de oluştuğunu işaret gibi görünüyor. Örneğin, kıkırdak kemiklerin ayırt zaman, çevrelerindeki embriyonik bağ dokusu ya da mezenşimin farklılaşmamış olduğunu. Daha sonra kas ve kemiklere bağlı bağ içine ayırır.

"Ve Biz seçilmiş bir dönem için karınlarında dinlenmek için kime neden." (Kur'an 22:05)

Sura 22:05 Bu sonraki bölüm Tanrı embriyo tam süreli kadar rahim kalır belirler ima etmektedir.Bilindiği gibi pek çok gelişmenin ilk ayında embriyo iptal, ve bu form, doğuma kadar hayatta fetus haline bu zigot sadece yaklaşık 30%. Bu ayet aynı zamanda Allah'ın embriyo bir erkek ya da kız dönüşecek belirler anlamına yorumlandı.

Insani kalkınma atıfta Kuran'da ayetlerin yorumlanması 7. yüzyılda mümkün, hatta yüz yıl önce olmazdı. Modern Embriyoloji bilimi bize yeni bir anlayış sağladığı için şimdi bunları yorumlayabilir.Kuşkusuz bilgimiz arttıkça gelecekte anlaşılacaktır insani kalkınma ile ilgili Kuran'da diğer ayet vardır.

Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor.ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kuran'daki Mucizeler ateist.bakış Konu-dışı 1 12-03-2018 21:02
Kuran'daki '19' mucizesi.. Kur'an'da Mucize Yoktur 93 20-03-2017 16:16
Kuran'daki Bilimsel Mucizeler(!) Rawden İslam 6 10-07-2011 12:28
Kuran'daki çelişkiler... İslam 37 28-06-2008 22:03

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:51 .