Jean Paul Sartre'nin 'Bulanti' adli kitabini okudunuz mu? Begendiginizi umuyorum. Aslinda epey dusundukten sonra buraya yazmaya karar verdim. (Evet, kendime sakliyordum...) yer yer kitabi birakip da dusundugum oldu.
Bir yerlere, birilerine goturup durdu. Sonra gercekligime dondum, sigarami yakip okumaya devam ettim. Asagida paylasmak istedigim bazi alintilar;
Yapayalnızım, ama kentin üzerine yürüyen bir ordu gibiyim.
Yalnızım, insanların çoğu yuvalarına döndü. Radyoyu dinleye dinleye akşam gazetelerini okuyorlar. Sona eren bir pazar buruk bir kül tadı bıraktı damaklarında, şimdiden pazartesiyi düşünüyorlar. Değişen hiç bir şey yok, ama yine de her şey başka bir biçimde varlığını sürdürüyor. Nasıl anlatsam bunu;
Bulantı gibi bir şey,
Bu sozler uzerine devam ediyor;
Bir kadin goruruz, ihtiyarlayacagini dusunuruz ama ihtiyarladigini gormeyiz...
Patron kadin oradaydi. Bu yuzden onunla sirf kibarlik yuzunden yatmak zorunda kaldim..
..
Dunya hergun ayni yuzle ortaya cikiyorsa bunun nedeni tembelliktir sanirim
.
Son olarak
Deniz de bir dua kitabıdır. Tanrı'dan söz eder. Hafif renkler, hafif kokular, ilkbahar ruhları...