21-01-2010, 14:34
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
|
|
Nefret ve Kökeni
sevgili yoldaşlar ve kardeşler
insan doğası nefrete uygun değildir.bunu tüm diğer primatlarda da görebilirsiniz.
içinizde öfkelenerek bir dostuna arkadaşına çocuğuna eşine şiddet uygulayanlar olmuşsa şunu da bilir ki hissedecekleri tek duygu acı ve üzüntü olmuştur.
hiç tanımadığınız birinin ayağına kazayla bassanız da yine aynı üzüntüyü yaşarsanız.arabasıyla giderken kazayla bir kediyi ezip de bundan üzüntü duymayacak bir tek kişi olacağını sanmıyorum.
o halde insan böyle bir tür olmasına karşın nasıl olurda sistematik olarak şiddet uygulayabilecek bir varlığa dönüşür.
benim bulduğum teknik anlamda tek mekanizma ötekileştirme mekanizmasıdır.
ötekileştirme bilinçaltında uyguladığınız ve uygulayacağınız her şiddetin size acı verme etkisini ortadan kaldırıyor.nasılını bilmiyorum.sonucu gözlemlerimden çıkartabiliyorum sadece.
bana göre bir sosyalist her yönüyle mükemmel bir insan örneğidir.
akıl insanıdır.nesneldir.duyguları romantik sahtekarlıklara bulaşmamış saf ve güçlüdür.
nefretin değil kesinlikle sevginin yanındadır.hatta sevgiyi bizzat üreten adamdır.
o halde sosyalist; ötekileştirme gibi doğrudan nefret ve şiddete sonuç açan bir tarzdan uzak kalabilmelidir.
aramızda bir çok eski müslüman var.bu demekki şu an müslüman olanlardan gelecekte yan yana olacağımız yoldaşlarımız olacağını unutmamalıyız.
amacım pasifizmin ideolojisine katkı vermek değil.
elbetteki din bize göre hurafedir yalandır ve varolan iktidar ilişkilerinin sonucudur.
ancak dindar; bizim gibi insandır.
dini deşifre ederken dindarı ötekileştirmek ile ideolojik mücadele arasındaki ince çizgiyi korumamız gerektiğini yoldaşlarıma hatırlatmak istedim.
lütfen bunu kimse bireysel anlamda üzerine alınmasın.
|
21-01-2010, 16:03
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 01 Apr 2007
Mesajlar: 643
|
|
sevgi gibi nefrette insan doğasına aittir ...nefret doğamızın gereği bizi bu günkü evrimsel basamağa getirdi ... öfke duyusu olmayan bir tür de rekabet sonucu eleme de olmaz ve dolayısyla o tür doğanın sürekli akan ırmağında boğulmaya mahkum olur ... bugün haala insan diye bir ırk varsa sevgi gibi bunun bir diğer sebebi de öfke duyabilmemizdir ...
''bana göre bir sosyalist her yönüyle mükemmel bir insan örneğidir.
akıl insanıdır.nesneldir.duyguları romantik sahtekarlıklara bulaşmamış saf ve güçlüdür''
söylediklerin ütopik geldi mükemmel bir insanın olamayacağını bilen biri olarak merak ediyorum da sevgiyi üreten bir sosyalist insan örneği verebilirmisin bana tarihten ???
Bir kişiye insan diyorsan onu her yönüyle ele almalısın ...
"Gerçek, inanmayı bıraktığında, çekip gitmeyendir."
|
21-01-2010, 16:19
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 30 Aug 2009
Mesajlar: 2.219
|
|
Sanırım bir çok kişi dindar kişi ile din kurumunu ve temsil ettiği değerleri ayırmakta zorlanıyor. Birey ile kurumlar arasında derin bir farklılık olduğunu unutarak yada atlıyarak bireysel hedefler doğrultusundan hareketle yorumlar ve çıkarsamalar yapılıyor. Bu durum din kavramı ile dinsel inanca sahip kişiyi karıştırma noktasından öteyede geçmeye başlıyor bazen...
Şahsen ben; bireylerin şahsına yönelik her türlü hakaret, ötekileştirme, bireysel özgürlüklerini kısıtlama, aşağılama, dışlama, red etme yada yok sayma vb. gibi basit İnsani değerlere haiz basit kavramları esas alarak tüm bu olumsuzlukların yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda bir kişinin kılık/kıyafetine, dil/din/ırk'ına, inancına, ideolojisine vb. İnsani değerlere dayanarak herhangi bir yaptırıma uğramasına karşıyım, sınırları bireylerin özgürlük ve yaşamlarında biten bir sınırsız özgürlükten yanayım özetle.
Kişilere yönelik hakaret, aşağılama vb. tüm kötü şeyler zaten gerek TCK gerekse site tüzüğünde suç olarak tanımlanmakta ve cezalandırılmaktadır, bu yüzden anarchist'in tanımladığı şekilde bir kötü uygulama ile karşılaşan arkadaşımız hemen ''!'' butonuna basarak şikayette bulunabilir. En kötü şey bir kişinin diğerine karşı üstünlük taslaması ve aşağılamasıdır kanaatimce...
Dinler ve dinlerin temsil ettiği değerlerle mücadele edilirken unutulmaması gereken birinci şey asla ama asla kişilerle değilde esas olarak bir sistemle mücadele ettiğini unutmamaktır, bu şekilde bir ayetin içindeki çelişkiyi ortaya koyarken yada o ayete dayanarak oluşan bir dini değeri eleştirirkende aynı mesafeden ve saygı çerçevesinde yapmalıdır...
|
22-01-2010, 06:22
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
|
|
Saygideger arkadaslar;
Psikoloji ve tum psikolojik degerler; insanoglu urunudur ve soyuttur. Bu soyut kavramlar, yani nefret; bir somutla ozdeslesir, yani baska bir insanoglu. Sonucta, birisinin size olan bir dusunce ve davranisinin yansimasi, sizin alginiza nefret olarak yansidigindan, sizde bunu bu icerikte yansitirsiniz.
Bunlar, tamamen soyut, inancsal ve sezgi ya da duyumlardir. Duygu ile nefreti algilayamazsiniz.
Sonucta insanoglu tarihler boyu, bu hisleri kavramlastirmislar ve nesilden nesile aktarmislardir. Sonucta nefret te bir his ve duyum oldugundan, birinin aldigi nefret duyumunu, baskasi almayabilir. Sonucta bir hissi inanctir ve sadece algilayan icin, dogrulugu ve varligi gecerlidir.
Saygilarimla;
evrensel-insan
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
|
22-01-2010, 13:17
|
|
Aday Üye
|
|
Üyelik tarihi: 11 May 2008
Mesajlar: 3
|
|
nefretin kökeni yoktur, sevginin kökeni olmadığı gibi, birbirini doğurur bunlar.
|
22-01-2010, 15:09
|
Yasaklandı
|
|
Üyelik tarihi: 12 Nov 2009
Mesajlar: 311
|
|
evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı
Psikoloji ve tum psikolojik degerler; insanoglu urunudur ve soyuttur. Bu soyut kavramlar, yani nefret; bir somutla ozdeslesir, yani baska bir insanoglu. Sonucta, birisinin size olan bir dusunce ve davranisinin yansimasi, sizin alginiza nefret olarak yansidigindan, sizde bunu bu icerikte yansitirsiniz.
|
Azizim Üstad'ın değindiği bu noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor. Bir bireyin sizden nefret ettiğini düşündüğünüzde veya sezdiğinizde bu durumun nedenini kendinizde arayacaksınızdır. Kendinizde bu nedeni bulamadıysanız veya bulup kabullenmediyseniz, kendinizde bulamadığınız nedeni bulmak veya karşılık vermek için karşınızdaki bireyden nefret edeceksinizdir. Kendinizde bir neden aramamayı tercih ederseniz karşınızdakine sevgiyle karşılık vermeye veya karşılık vermemeye karar verirseniz nefretin karşılıklı bir olguya dönüşmesini önlemiş olursunuz. Bir diğer durum olarak bir olguya bağlı olarak yaratılan nefrettir. Bir olguda yer alan olumsuzluklara karşı oluşturulan nefret nedeniyle o olguyu savunanlara karşı da savunusundan kaynaklı olarak nefret uyanır.
Nonteist üyelerimizden bir kısmının İslam ve/veya İslam'a inanan bireylere/üyelere karşı nefret duyması da bu nedenlere bağlanabilir.
Konu AhbAp tarafından (22-01-2010 Saat 15:16 ) değiştirilmiştir.
Sebep: alıntı düzenlendi.
|
22-01-2010, 18:18
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
|
|
Saygideger arkadaslar;
Tum duyumlarda oldugu gibi, nefretin tarihi de insanoglunun tarihiyle esdegerdir. Insanoglu bulundugu cografya ve o cografyanin tarihi kulturel gelisimi temelinde dogumdan itibaren aldigi degerler, tabular ve veriler; genelde nefreti dogurabilir. Bu tabularin basinda; dini degerler, milli degerler ve ideolojik inancsal dogrular gelir. Irkcilik, milliyetcilik, bir dini degerin, diger dini degere bakisi, bir komunistin, fasizme bakisi veya tersi v.s. genelde kisilerde cok guclu yer ettiyse nefrete donusebilir.
Kisisel duzeyde de; nefret algisi mumkundur. Bunun en guzel ornegi 60 lara kadar turrkce filmlerde islenen konudur. Erkegin tek tarafli sevgisi ve sevdigini elde edememesi, erkegin sevdigine karsi dusunce ve davranisini nefrete donusturebilir. Bazi insandisi hareketlerden, iskence, katliam v.s. nefret dogabilir. Bunu uygulayan kisilere, mesela Hitler, nefret duyulabilir.
Sonucta, nefret; ya toplumsal bir ideolojik inanc, ya da bir deger, mesela kan davasindaki rakibe duyulan nefret, ya da; kisisel bir duyum olarak yansiyabilir.
Nefretin en tehlikeli yonu, intikama donusmesidir. Iste eger bir nefret intikama donusurse ve kisi bunun tamamen inancsal etkisine girerse, o zaman intikam kacinilmazdir. Sonucta, kisi nefretinden intikam ile kurtulacagini zanneder, halbuki intikam, hem kisiyi baska sorunlara surukledigi gibi, nefretin de panzehiri degildir.
Nefret guclu bir histir ve kisinin psikolojisini dusunce ve davranis olarak etkiler.
Nefreti veren neden, sorgulanir ve gereksizligi algilanirsa; ancak o zaman bu duyum dusunceden gider.
Sonucta duyum olarak zayif olanlar, bunu aliskanlik haline getirip, en yakinindan bile nefret edebilir ve intikam pesine duserler. Buradaki intikamin anlami, kisinin adaleti kendi eline alma istemidir.
Saygilarimla;
evrensel-insan
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
|
22-01-2010, 23:22
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 05 Apr 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 355
|
|
Sevgi ve nefret birbirinden bağımsız olarak düşünülemez.
Her ikiside duygulara yöneliktir.
Sevginin varlık sebebi nefrettir yada tam tersi durum söz konusudur.Nefret olmasa yaşadığımız duygu durumunun sevgi oldugunun farkında olamayız.
Nefret duygusunun temelinde kızgınlık vardır. Nefret kızgınlığa göre çok daha güçlü bir duygudur.
İnsanlıkla ilgili idealize edilmiş şekilde,belli bir kesimle ilgili genellemelerin dogruluğu mümkün değildir.
Bu tür söylemler iyi dilek ve temenniden öteye gitmeyecektir.
İnsan kendini yalnızca insanda tanır. GOETHE
|
03-03-2010, 04:31
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
|
|
evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı
Saygideger UlulElbab;
İyilik ve Kötülük Evrenseldir-U.E.
Iyilik ve kotuluk, kavramsal olarak evrenseldir. Cunku tum kavramlar evrenseldir. Ama; kavramin, algi ve ifadesi, kisinin ideolojik inancsal dogrusu temelinde gorecelidir. Kavramlar; dusuncenin secim olanagini veren sabitleridir. Sahiplenile de bu sabitin, karsitlardan birinin secimidir.
Yani kavramin ifadesi, kisaca neyin iyi neyin kotu oldugu algi ve aciklamasi; evrensel degil; kisinin kendi degerlerinin algisi ve ifadesi temelindedir. Oyuzden bir dusunce veya davranisa;iyi kavram sabit temelli iyi de kotu de denebilir.
Saygilarimla;
evrensel-insan
|
Saygideger evrensel-insan,
İYİlik ve KÖTÜlük insanın Doğasında vardır.Kavramlar ise Evrensel değildir.
Kavram insanın Beyninde doğar..Anlamlandırılır ve karşı tarafa İletişim ile aktarılır.
Ortak Kavramlara insanlar,aralarındaki iletişim sayesinde sahib olurlar...
Yerel olarak bir Toplumun veya şahsın İYİ-KÖTÜ ayrımı ve Kavramlaştırması vardır ve inkar edilemez...Ancak bu Subjektif olan yerel kavramlardır...
Oysa benim bahsettiğim Evrensel olan insanla birlikte doğar.Ancak insanların ölmesi ile yok olmaz.
Mağarada yaşayan insan dahi Kavram olarak İyilik ve Kötülük hakkında bir fikir sahibi olur. Nasıl olur?
Örneğin Öldürmek...İnsan başka bir insanı öldürmenin KÖTÜ olduğunu bilir.
Bunu nasıl bilir?
|
03-03-2010, 05:52
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
|
|
Saygideger UlulElbab;
Konuyu buraya tasimakla, iyi etmissin.
İYİlik ve KÖTÜlük insanın Doğasında vardır.Kavramlar ise Evrensel değildir.
Iyilik ve kotuluk soyut kavramlardir. Insanoglu kavramla ve dusunceyle degil; dusunme yetisi ile dogar. Ustelik, insanoglunun kendi dogasinin da ne oldugunu ortaya koyan, yine insanogludur. Kavram ile ifade farkinin iyi algilanmasi gerekir. Cunku kavramlar evrenseldir ve sabittir. Ayni alfabe gibi.
Kavram insanın Beyninde doğar..Anlamlandırılır ve karşı tarafa İletişim ile aktarılır.
Kavram; insanoglunun yasamdaki seyleri algilamasini yansitmasi icin, yani monologu icin; beyninin fonksiyonu dusuncesinin bir yaratimidir. Soyut yani kavramla ozdeslestirme yetisi, bir tek tur olarak insanoglunda vardir. O da sadece kendi turu adina ve kendi turu icin, bu kavramsal monologu kurar. Insanoglu 0 dusunce ile dogar, yani tabulu rasa.
Ortak Kavramlara insanlar,aralarındaki iletişim sayesinde sahib olurlar...
Yerel olarak bir Toplumun veya şahsın İYİ-KÖTÜ ayrımı ve Kavramlaştırması vardır ve inkar edilemez...Ancak bu Subjektif olan yerel kavramlardır...
Bu kavramlastirma degil; algilanan ve sabitlenen kavramin ne oldugu ve neyin iyi kotu oldugunun ifadesidir ve degiskendir. Tum ifadeler subjektiftir.
Oysa benim bahsettiğim Evrensel olan insanla birlikte doğar.Ancak insanların ölmesi ile yok olmaz.
Insanogluyla birlikte, hic bir soyut dogmaz.
Mağarada yaşayan insan dahi Kavram olarak İyilik ve Kötülük hakkında bir fikir sahibi olur. Nasıl olur?
Insanoglu hayvanin bes duyusu yerine; tecrubesini deneme/yanilma yoluyla saglar ve soru/cevap temelli kavramlastirma ozelligine sahiptir.
Örneğin Öldürmek...İnsan başka bir insanı öldürmenin KÖTÜ olduğunu bilir.
Bunu nasıl bilir?
Insan oldurmenin kotu oldugunu bilse, ya da dusunseydi; biribirini savasarak, iskenceyle, katliamla, soykirimla, psikolojik olarak v.s. nedenlerle oldurmez; ustelik olumu hukuksal temelde "kanuni" kilmazdi.
Oyuzden birisini oldurmenin, altinda; insanoglunun kendini tatmin ettigi bir ideolojik inancsal dogru yatar. Savas, hak, ozgurluk, nefsi mudafa, veya kanuni bir gerekce gibi.
Saygilarimla;
evrensel-insan
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:22 .
|