10-03-2016, 02:31
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
|
|
Paylastigin icin tesekkur ederim.
Huzur evine dair bilgi ve deneyim sahibi gibisin.
Bir yakinin yada tanidigin var mi orada?
Benim yasli dedem de boyle bir yerdedir.
degisik ya,
Yani ne bileyim..
|
10-03-2016, 02:42
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 31 Jul 2008
Mesajlar: 745
|
|
Rica ederim. hiç kimseye önermem. oraya vereceği paraya onun bakımına yardımcı birini bulmak ve evinde bakılmasını sağlamak en ideali. tek istedikleri şefkat yapmacık olmayan zoraki olmayan şefkat. hem bakımını yapmak hem şefkat göstermek zordur bıkar insan dediğim gibi insan eti ağırdır evde bir yardımcı bunu kolaylaştırır
|
10-03-2016, 03:35
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
|
|
Biraz önce bir kadınla seviştim ve şu an yatağımda uyuyor. Ona karşı en ufak bir duygusal his barındırmıyorum. Sevişirken bile aklımda cinselliğin evrimsel süreci vardı. Bir an önce orgazm olup bilimsel kitaplar okumak istedim.
Duygulardan arınmaya başladığım için memnunum. Zorla arınmaya çalışmadım aslında kendiliğinden oldu. Gerçeklik tektir ve bu gerçekle karşılaşınca tercih durumu kalmaz, gerçek neyse onu kabul edersin.
Sonuç olarak uzun zamandır sorguladığım bir konuyu burada tartışmaya açtım, hala sorguladığım ve emin olamadığım kısımlar var.
Şimdilik elimdeki çıkarımlar şunlar;
1- Duygularımız var ve inkar edilemez.
2- Duygularımızın bir kısmı engellenebilir ama tamamen engellemesi mümkün değildir.
3- Duygular insan açısından iyi bir şeydir, ama bu iyilik insan türüne ait göreceli bir değerdir. İnsanı dışardan izleyen insan üstü varlık için bu duygular komiktir, acıklıdır, küçük düşürücüdür.
Dolayısıyla bu kötü özelliğimizle yaşamak zorundayız. Mesela tuvaleti yapmak zorunda olmak da kötü bir özellik, ama yapmak zorundayız. Duyguların da her türlüsü kötüdür, istisnasız her türlüsü kötüdür, ama bununla yaşamak zorundayız, bu yüzden zevk almaya bakalım.
İdeal insan tanımlamamda duygulara hiç yer yok, ama mevcut insanlıkta duygular kaçınılmaz.
|
19-03-2016, 11:37
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı
İdeal insan tanımlamamda duygulara hiç yer yok, ama mevcut insanlıkta duygular kaçınılmaz.
|
Sevgili Yildiztozu;
Ideal insan taniminda, hormonlari nasil yok etmeyi/etkisiz hale getirmeyi dusunurdun, yani hormonsuz insan modelini ..?
|
19-03-2016, 12:29
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
|
|
Neva´isimli üyeden Alıntı
Sevgili Yildiztozu;
Ideal insan taniminda, hormonlari nasil yok etmeyi/etkisiz hale getirmeyi dusunurdun, yani hormonsuz insan modelini ..?
|
Bilinçli robotlar mesela. Hormonsuz ama bizim gibi bilince sahip.
Buradaki önemli soru, bilincin varlığı duyguları kaçınılmaz olarak ortaya çıkarır mi? Bence çıkarması gerekmiyor.
|
19-03-2016, 13:51
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı
Bilinçli robotlar mesela. Hormonsuz ama bizim gibi bilince sahip.
Buradaki önemli soru, bilincin varlığı duyguları kaçınılmaz olarak ortaya çıkarır mi? Bence çıkarması gerekmiyor.
|
Guzel, ama yukarda ideal insan demissin, simdi bilincli bir robot demektesin!? Hangisi??? Once bunu bir acimlamalisin. Bir robot icin, yine insana ihtiyacin var cunku.
Bak ideal insan demiyoruz burada dikkat edersen, zira mukemmel(kusursuz) diye bir kavram gercekte yok, mukemmellik bizim icinde bulundugumuz sartlara iliskin, ortama dair, ortalama atifta bulundugumuz bir olcudur.Bu sebeple, mevcut duygularimiz sence neden kusurlu ki bilincli(hormonsuz) bir robotu tercih edelim? Gucsuzluk de, mantiklilik/mantiksizlik, acziyet vs. de, insana, canliya ozgu tanimlar, kavramlar.. Bizi bu konuda nasil ikna edersin?
|
19-03-2016, 19:53
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 151
|
|
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı
Duyguların da her türlüsü kötüdür, istisnasız her türlüsü kötüdür
|
Duyguların her durumda kötü olduğunu nereden çıkardınız;
Mesela, başarma duygusu kötü müdür?
Sevmek ve sevildiğini hissetmekte hangi kötülükler vardır?
Veya seyahat ederken harika bir manzara karşısında hissettiğimiz çoşkuda kötü olan nedir?
Bir soru: Eleştirmenini, ölüm ve sonsuz işkenceyle tehdit edecek kadar çaresiz bir kitabın yazarı, bilgili ve adaletli biri olabilir mi...?
|
19-03-2016, 20:55
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 151
|
|
İnsanı değerli kılan en önemli özelliklerden biri de duygularıdır. ama sevgi, şefkat, çoşku, neşe, özlem gibi pozitif duygular.
Mutluluk da, bu duygulara bağlı olarak gelişen bir durum. Sanat da ancak duygular ve hayallerle yaratılabilir.
Burda önemli olan, duyguları akıl ve mantığın kontrolü altına alabilmek.
Duygular olmazsa, insan bir robota dönüşür.
Ve insan asla bir robot veya maddeden ibaret değildir.
Bunu sadece evrimle açıklamaya çalışmak yeterli değil. bu yüzeysel bir bakış tarzı.
Başlıkta, anlam arayışının gereksiz olduğu, sevginin insanı acizleştirdiği, kadının ikinci plana atılmasında duygusallığın etken olabileceği gibi iddialar var.
Bu tarz görüşler, nihilist inançların sebep olduğu düşünceler olabilir.
Mizah veya ironi anlamında değil ise, doğru olanın tam tersi olduğunu belirtmek isterim;
Anlam aramayı gereksiz hale getirmek, insanın düşünce gücünü, insan zihninin yaratıcı etkinliğini, sorgulama ve keşfetme yetisini yoksayıp bir kenara atması anlamına gelir.
Sevgi ise, insandaki en güçlü duygu ve en etkili motivasyon aracıdır.
Bilimsel ve mantıksal açıdan sevginin değerini gösteren pek çok bulgu var.
Kadının ikinci plana atılmasına sebep olan ise, tersine duygusuzluktur.
İnsanlar kadına sevgiyle bakabilseydi, çocuk doğurma yeteneği olmasa bile kadın değerli olacaktı.
Cinsellik zaten karşılıklı bir paylaşımdır. arada sevgi varsa menfaat ilişkisi olmaktan çıkar.
Kadına gerçekten dürüstçe değer veren bir insan, kadının üzerinde hiçbir elbise olmasa bile ona aynı saygıyı gösterecektir.
Bu düşünceye ulaşabilmek için temel etken ise, duygusal zekadaki gelişmedir.
Dinler, insanlardaki negatif duygularla yaratılabildi. teslimiyetçi ve gerçekleri düşünmekten kaçan toplumlar da buna zemin hazırladı.
Pozitif duygular ise dinleri yaratmak değil, ancak dinlerden özgürleşmede pay sahibi olabilir.
Bir soru: Eleştirmenini, ölüm ve sonsuz işkenceyle tehdit edecek kadar çaresiz bir kitabın yazarı, bilgili ve adaletli biri olabilir mi...?
|
19-03-2016, 21:26
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
|
|
Odyssey´isimli üyeden Alıntı
Duyguların her durumda kötü olduğunu nereden çıkardınız;
Mesela, başarma duygusu kötü müdür?
Sevmek ve sevildiğini hissetmekte hangi kötülükler vardır?
Veya seyahat ederken harika bir manzara karşısında hissettiğimiz çoşkuda kötü olan nedir?
|
Başarma duygusu bile aslında iyi bir duygu değil. Başarma duygusuna sahip olan kişi başaramamış kişidir. Başaramadığı birşeyler var ki bu duyguya sahip. Sevgi duygusuna sahip kişi sevgiye muhtaç ki bu duyguya sahip. Muhtaçlık kötü bir şey.
Bunlara iyi duygular desek bile bütün iyi duygular, kötü duygularla birlikte var olmak zorunda. Başarma duygusunun var olabilmesi için başaramama duygusunun da var olması gerekli.
Sevgi için nefret de gerekli.
Bütün duygular zıtlıklarıyla mümkün.
İyi ve kötü duyguları birarada zorunlu olarak yaşamak yerine sıfır duyguyla ve sadece mantıkla yaşamak daha mantıklı görünüyor. Zaten adı üstünde mantık.
Gelişmiş bir uzaylıyı ağlarken veya üzülürken düşünemiyorum. Sevgi ve üzüntü ancak birlikte var olabildiği için ideal varlıkta duygular nötr seviyede olmalı.
|
19-03-2016, 21:37
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
|
|
Neva´isimli üyeden Alıntı
Guzel, ama yukarda ideal insan demissin, simdi bilincli bir robot demektesin!? Hangisi??? Once bunu bir acimlamalisin. Bir robot icin, yine insana ihtiyacin var cunku.
Bak ideal insan demiyoruz burada dikkat edersen, zira mukemmel(kusursuz) diye bir kavram gercekte yok, mukemmellik bizim icinde bulundugumuz sartlara iliskin, ortama dair, ortalama atifta bulundugumuz bir olcudur.Bu sebeple, mevcut duygularimiz sence neden kusurlu ki bilincli(hormonsuz) bir robotu tercih edelim? Gucsuzluk de, mantiklilik/mantiksizlik, acziyet vs. de, insana, canliya ozgu tanimlar, kavramlar.. Bizi bu konuda nasil ikna edersin?
|
Aslında bu konuyu sorgulamaya şu soruyla başladım: ''bilince sahip zihnin ulaşabileceği zirve noktası ne olabilir?''
İnsanlık hep ilerledi, gelişti, dinler üretti, bir kısmı dinleri yok etti... hep bir aşama var, peki bunun sonu ne olabilir? zirve neresi?
İşte o zirveyi bulmaya çalışıyorum, benim ulaşmam mümkün değil, sadece zihnimde kurgulayabilirim.
Benim de duygularım var maalesef ve bunu kötü bir şey olarak tanımlıyorum. Uçma özelliğim de yok mesela bu da kötü bir şey. Ama kendimi ben yaratmadım, kendimi fazla değiştiremem de. Ancak ben zihnimde ''ideal bilinci'' tasvir edebilirim. Buna ideal canlı/robot/insan yerine ideal bilinç diyelim.
Yaptığım veya yapmak istediğim şey ''en üstteki ideali tanımlamak.'' Bu ancak ütopya olabilir tabiki.
Mevcut insanlıkta duygular kaçınılmaz, zaten mevcut insanlık ideal bilince sahip değil ki..
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:21 .
|