Olaylara mehter marşıyla müdahale edilen ekip 1 isimli stv dizisinden, gezi parkı olaylarının gerçek yüzü(!) anlatılmış. Polisin ne kadar sabırlı, ülke gençlerininse aklı havada heyecanlı gençler olduğu gösterilmiştir.
Samanyolu TV'de yayınlanan 'Ekip 1' dizisinde Gezi Parkı eylemleri konu edildi. Dizide polisin mağdur, eylemcilerin dış güçlerin oyununa gelen provakatör olarak gösterilmesi dizinin 'gerçeği çarpıtmakla' eleştirilmesine neden oldu.
Samanyolu TV'de yayınlanan Ekip 1 isimli dizide, Gezi Parkı'nda yaşananların gerçek yüzü deşifre edildi. Buna göre olaylar, psikopat eylemcilerin mazlum ve asla şiddet uygulamak istemeyen polise, tuhaf aksanlı dış mihraklar tarafından kışkırtılarak saldırmasıyla başlamış!
İşte Samanyolu TV'de yayınlanan Ekip 1 dizisinin o görüntüleri:
(Oyuncular: Mazlum polisler, çılgın provokatör eylemciler, doğrucu davut teyze, dış mihraklar)
***
Kedi eti yeyip, kedi kanı içen, ağaçlara tapan, polislere attıkları taş başı çocuklara beşer milyon veren, tomanın önünde duran çocuğa uzaktan kumandalı araba alan gezicilerin gerçek yüzleri(!)...
Kadın oyuncuyu da kırmızı giydirmişler ki bu diziyi izleyen, olayların iç yüzünü bilmeyen ama kulaktan dolma fikirlerle meşgul edilen halk kitlelerinin beynindeki belirsiz figürler kendi istedikleri şekilde hatırlansın.
Türkiye'nin batısında gösteriler olduğunu, gösterilerin ilk günlerinde "Kırmızılı" bir kadına gaz sıkıldığını duyanlar, bu dizi sayesinde kırmızılı kadının gerçekte kim olduğunu anlayacaklar(!)
---
Ve şimdi bu kirli manipülasyonu yapan cemaat, TV kanalı; şeref, namus, haya, ahlak ve iyilikten bahsedip duruyor iyi mi...
Shubimi, kırmızı elbiseli kadın figürünü de, çok yerinde tespit etmiş...
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
------- Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Protestoların sembollerinden biri olun kırmızı kıyafetli kadın İtü'de araştırma görevlisi. Ancak ne cast ajansına bağlı bir oyunculuğu kaldı ne de dış mihraklarla işbirlikçiliği kaldı.
Demek Türkiye'de siyaset böyle oluyor. Rakibiniz olmayan, kendi halinde sade vatandaşları bile karalayıp kendinize prim kazandırmaya çalışabiliyorsunuz.
Ali Şimşek Gezi Direnişi’nden sonra AKP’nin yandaş medya aracılığıyla kedili, satanistli, kanlı bıçaklı hedef gösterme kampanyasını ve ülkeden gelen tıkırtılar eşliğinde “yetmez ama evet” cephesinin dönüşümünü yazdı.
(...)
Geçtiğimiz günlerde Melih Gökçek’in Beyaz televizyonunda yayımlanan ve sosyal medyada fazlasıyla paylaşılan bir program esprili yorumları da beraberinde getirdi. Türütvari cevval bir sunucunun ebeveynlerinin yanında bir çocuğu sorguya çektiği program, aslında ciddiye alınacak kadar önemli yönler taşıyor. Özellikle de AKP’nin Gezi ile kaşımaya çalıştığı sünni duyarlılığı anlamak açısından önemli. Videoda çocuğa sorulan ve alınması beklenen cevaplar, uzun rastalı gençler, kızlı erkekli oturanlar, allahın olmadığına inandırmaya çalışanlar, uzun saçlılar, satanistlere benzeyen siyah tişörtlüler, bira içenler diye uzayıp giden bir listeyle taçlanıyor. Şu an bir cemaat yurdunda olması temenni edilen temiz Adıyamanlı çocuk sonra bombayı patlatıyordu. Allaha inanmayan, doğaya ağaca ve kendine inanan Gezici gençler kedi eti yiyor, hatta kanını içiyorlardı.
Çocuğun söylediklerini dikkatle incelediğimizde aslında zengin bir toplumsal kodlama ve ihbar vardı. Kimler yok ki bu kodlarda. Rastalı renkli saçlı hipsterlar, siyah tişörtlü uzun saçlı rocker ve metalciler, çevreciler ve feministler, doğaya inanan animistler, bohemler, sanatçılar, at kuyruklu üniversite öğrencileri, indie ve salaş giyimli gençler. Yani Gezi’ye kamp kuran, direnişin vitrininde yer alan çok geniş bir profil. Çocuk sadece LGBT ve entelleri dahil etmemiş listeye. Galiba unutmuş aç gözlü sunucunun hezeyanları karşısında. Yani karşımızda çok planlı bir hedef gösterme listesi duruyor. Gülüp geçilemeyecek ya da sadece alaya alınmayacak kadar ciddi bir hedef gösterme. Elbette etkisi çok güçlü olmasa da muhafazakar sünni duyarlılıkta bir “mahalle baskısı” olarak hâlâ taze olan bir refleksi göstermesi açısından önemli.
Geçmişte sağ zihniyet sosyalistleri viski gibi zengin imgelerle eşitlemeyi seviyordu. Aynı imge hâlâ başbakanın dilinde Bodrum’da teknede ya da Boğaz’da viski içen solcu Geziciler olarak yaşıyor. Fakat Beyaz TV’de yayımlanan program daha kapsamlı ve sinsi bir ihbarcılık yapıyor. Çünkü sezgisi verilen tipleri hemen her şehirde görmek mümkün ve direnişin en ön saflarında yer alıyorlar ve alacaklar da... Kedi kanı içtiler efsanesi bana 90’lı yıllarda metalci ve rock müzik dinleyen, uzun saçlı siyah tişörtlü gençlere karşı yöneltilen Satanist suçlamasını hatırlattı. Narkotik sosa da bulanan şeytana tapıyorlar, Bakırköy’de metruk binalarda kedi kurban ediyorlar haberleri birbiri ardına gazete sayfalarını süslüyordu o yıllarda. Arkasından Kadıköy’deki Akmar Pasajı’na ve rock dinleyen gençlere karşı polisiye operasyonlar geliverdi. Halk isyanını anlamamakta direnen iktidar işte bayatlamış bu söyleme sığınıyor. Bir taraftan ebeveynleri seferber etmeyi düşünürken, hayat tarzlarının altını çizip onları daha da görünür kılmaya çalışıyor.