Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 17-09-2016, 08:11
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart C.Taslaman, Allah Felsefe Bilim

İlgili kitap, daha başlar başlamaz, ciddi bir safsata ile başlıyor. dakika 1 bile değil, hakem daha maçın başlama düdüğünü çalmadı, sahaya 1-0 hükmen gol yemiş girdik, birbirine bağlanmış safsatalar zinciri, okuyucuyu alıp götürdü, baştan teslim aldı, akıl-mantık bitti...
Robin Collins Diyor ki
Farzedin ki bir görevle Mars'a gittik ve içerisinde bütün her şeyin, hayatın var olmasına elverişli bir tarzda düzenlenmiş olduğu bir kubbeli yapı bulduk. Örneğin, sıcaklık 21 °C civarında, nem oranı ise %50'ye ayarlanmış; ayrıca, bir oksijen geri-dönüşüm sistemi, bir enerji toplama sistemi ve tam tekmil bir yiyecek üretim sistemi vardı. Daha basit bir ifadeyle, kubbeli yapı, tümüyle işlevsel bir biyosfer gibi gözüküyordu. Bu yapıyı bulmuş olmaktan nasıl bir sonuç çıkarırdık? Onun tesadüfen oluştuğu sonucunu mu çıkarırdık? Kesinlikle hayır. Bunun yerine, biz ittifakla, onun akıllı bir varlık ( intelligent being ) tarafından tasarlandığı sonucuna varırdık. Neden böyle bir sonuç çıkarırdık? Çünkü bir akıllı tasarımcı, o yapının varlığı için tek makul açıklama olarak ortaya çıkmaktadır. Yani, düşünebileceğimiz tek alternatif açıklamsı -o yapı doğal bir süreç tarafından oluşturulmuştur açıklaması- oldukça ihtimal-dışı gözükmektedir. Elbette mümkündür ki, örneğin, bir vol - kanik patlama vasıtasıyla çeşitli metaller ve diğer bileşimler oluşmuş olabilir ve daha sonra tam da bu "biyosfer"i üretecek bir tarzda ayrış - mış olabilir; fakat böyle bir senaryo bize fevkalade ihtimal-dışı gelir, dolayısıyla bu, alternatif açıklamayı akıl almaz kılar.
Bu safsatayı Noel Baba olarak işleyeceğiz, ikincisi safsatayı, yani olasılık hesabının özele indirgenmişliğini, buradan yapılan mantıksal çıkarımın da safsata olduğu konusunu, (açık alanda isem ve yağmur yağıyorsa, milyar yağmur damlası düşüyorsa, bir damlanın bana denk gelme olasılığı ile herhangi bir damlanın denk gelme olasılığını ele alacağız, zira denk gelen 1 damlanın olasılığı, ayrıcalıklı kıldığımız için yani diğer tüm damlaları hesap dışı tuttuğumuz veya 1 damlayı kalan milyar damlaya kıyslamaya kalktığımız için, milyarda bir iken, herhangi birinin denk gelme olasılığı ise 100% çıkacak. haliyle yukarıdaki paragrafta 2 tür sorun var, birincisi ahmakça seçilmiş olması, belkide okuyucuyu kandırmak için ve bu konuda hayli başarılılar, ikincisi ise olasılık hesabı yaparken bütünün reddi-yani 1 milyar damlanın sadece 1 damlaya indirgenmesi, her zamanki klişemiz indirgegeme yönteminin nelere kadir olduğu. Birde, kendi kendine safsata üretip, ardından da tek mantıklı açıklama yaratıcı diye şartı koyan da kendisi, düşünebileceği başka hiç bir mantıklı açıklama kalmamışmış, sasataya başvurup, yanlış olasılık lafzıyla kandırıp, düşünme şansı bırakmadın ki... Oysa önermeler safsataya dayalı, yani bir mantığı yok ki, mantıklı açıklama bekleniyor olsun.

Görünür evrende minikler hariç tutulduğunda 300 milyar galaksi öngörülüyor, irili, ufaklı ayrılmadığında bu rakam 3 katına çıkabiliyor. Öngörülen galaksilerde ise, ortalama 100-500-üstü milyar arası rahat yıldız sayısı mevcut, ortalama rakamla 300 milyar alsak, 300 milyar x 300 milyar yaptığımız da da tahmini yıldız sayısına erişiyoruz, kısa yoldan 3*3=9, ardına ekle 22 sıfır. Rakamla;

90.000.000.000.000.000.000.000 adet yıldız! (9e+22)

3. Olarak ise, olasılığın sözde insana göre kurgulanması, oysa bazı yosun bataklıkları yoğun asit içermesine rağmen, sadece o asit ortamında yaşayan canlılar da mevcuttur, bu durumda canlılığın oluşmasının o bir garip olasılığını birde asitli bataklık ve canlıları olarak düşünürsek? Sularda yaşayan canlıalr için %50 nemin önemi ne? canlılığın oluşması için gerekli şartlar aslında o kadar da çetrefilli bir durum teşkil etmiyor, eğer lazım olan 10 koşul olacaksa, yukarıda yıldız sayısı ifade edildi, bir tahmin yapılacaksa, o rakamla, 10 faktörü barındırabilirliğin yüzdesi alınmalı... O rakam için sonuç %0,1 bile çıksa bu binlerce gezegen eder...

Daha kitabın girişindeyiz ve ilk golü, daha hakem düdüğü çalmadan yedik, eminim sonrasında TESADÜF safsatalarını da işleyeceğiz...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 17-09-2016, 11:23
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.730
Standart

En büyük yatırım, milyarlarca insanı binlerce yıl esaret altına alan dini safsatadır.
Bir safsata yaratırlar insanların bütün değerleri avuçlarına dökülüverir.
Hatta safsata yeteneğini arttırmak için ilahiyat fakültelerinde, kurân kurslarında okurlar. Her biri kendine düşen payı almak için safsata uzmanlığı diploması alır...
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 17-09-2016, 12:53
NickMickyok NickMickyok isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Sep 2016
Mesajlar: 343
Standart

Aslında burda dinciler, insanları şu açıdan yanlış yönlendiriyorlar. Mesela diyelim elimizde 1 den 100 e kadar numaralandırılmış 100 tane top var.Herhangi bir sayıdaki topun gelme olasılığı 100 de 1 dir.Kapalı sistemde olasılığı hesaplıyoruz.
Ama evrende bunu yapamayız.Böyle bir kapı sistem değil.Sayısız değişken var.Bunun olasılık hesabı yapılamaz,çünkü olasılığa uygun değil.Hangi veriyi Hagi koşullarda neden alacaksın, neyi baz alacaksın...
Sonra torbadan top çekmek gibi stabil ve herşeyi belli, kuralları önceden belirlenmiş birşey değil ki evren.
Olasılık hesaplarında veriler sabittir, evren de sürekli değişim var.

Bu yüzden, olasılık hesapları kullanılarak evrenin tesadüfen olup olmadığı kanıtlanamaz.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 18-09-2016, 22:52
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

İman etme arzusunu akla oturtmaya çalışarak delil bulma çabaları. Bu insanların bilinçaltında ''aciz arzularımdan dolayı değil de aklımı kullanarak tanrıyı buldum'' diyerek tatmin olma psikolojisi var.

Taslaman'ın 12 delil kitabı var bir de. Kendisine sormuştum, delil derken neyi kast ediyorsunuz zira tanrının delili olamaz diye, fakat yeterli bir açıklama getirmemişti.

Tanrı uzay-zamandan bağımsız bir şeyse ve insan uzay-zaman koşullarını kıyaslayarak delil üretmeye çalışıyorsa, tanrının tanımı gereği bu zaten mümkün değil. Bir inançlı iman edebilir, fakat delil gösteremeyeceğini kabullenmeli.

O kitabındaki 12 delile bakalım.

1-KELAMIN KOZMOLOJİK DELİLİ

2-YASALARIN VARLIĞI DELİLİ

3-EVRENDEKİ KEŞFEDİLEBİLİRLİK DELİLİ

4-EVRENİN POTANSİYELİ DELİLİ

5-YASALARIN VE SABİTLERİN
HASSAS AYARI DELİLİ

6-FİZİKİ OLGULARIN HASSAS AYARI DELİLİ

7-CANLILARIN TASARIMI DELİLİ

8-DOĞAL ARZULAR DELİLİ

9-DOĞUŞTAN AHLAK DELİLİ

10-AKIL DELİLİ

11-İRADE DELİLİ

12-BİLİNÇ VE BENLİK DELİLİ


Mesela evrim diye bir olgu varken hala ''canlıların tasarımı delili'' sunmak nedir. Ya da evreni keşfedebiliyor olmamız bir tanrı yaratmamızı mı gerektiriyor. Ya da uzay bükülüyor demek ki tanrı var mı diyelim.
Bunların neresi delil.

Bütün sözde deliller, bazı sorular sorup cevapsız gibi göstererek ''işte tanrının delili'' demekten başka bir şey değil.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 19-09-2016, 10:16
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İman etme arzusunu akla oturtmaya çalışarak delil bulma çabaları. Bu insanların bilinçaltında ''aciz arzularımdan dolayı değil de aklımı kullanarak tanrıyı buldum'' diyerek tatmin olma psikolojisi var.

Taslaman'ın 12 delil kitabı var bir de. Kendisine sormuştum, delil derken neyi kast ediyorsunuz zira tanrının delili olamaz diye, fakat yeterli bir açıklama getirmemişti.
Getiremez.

Cevirisinden faydalanilan kisinin gorusleri kismen islam inancina terstir cunku, bunu okuyucuya aksettirmek istemez. Zaten kendisinde ozguven olsa, oncelikle kendisini elestiren inancli kitleye cevap verebilmesi gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 19-09-2016, 12:46
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

NickMickyok´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aslında burda dinciler, insanları şu açıdan yanlış yönlendiriyorlar. Mesela diyelim elimizde 1 den 100 e kadar numaralandırılmış 100 tane top var.Herhangi bir sayıdaki topun gelme olasılığı 100 de 1 dir.
Eğer mesele herhangi bir nokta olacaksa, heleki uzay'da 100%'dür(herhangi birisinin, herhangi bir noktaya denk gelmesi), varsayılan belirli bir noktaya denk gelme olasılığıda evet, bu da 1/100 değildir, öyle ki bu limitlenmiş alana konmuş nokta sayısına göre %1-%100 arası olabilir(vakit ölçüsünde, bir basit program yapıp bunu gösterebilirim), ama 1/100 diye yapılan hesap satıhın, gerçeğin, olay'ın değil, özneleştirilmiş-iradi özel seçimin, bir top'un şahsınadır, bunlar ayrı, örneklersek;

Teologlar, bazı felsefe-mantık yoksunları şunu yapar, özele indirgenmiş yani öznele çekilmiş, çerçevelenip, limitlendirmiş, ayrıclıklı kılınabilir olasılığı, esas olasılığın yerine koyar. Böylece düşünürsek, sayısal lotonun birine denk gelme olasılığı 1/10.000.000 dersek, sizce sayısal loto çıktığı günden bugüne 1 kez olsun, -üstelik bazen birden fazla kişiye- denk gelme şansına erişir miydi? devretme ve devretmeme oranına bakar mısınız? 1/10.000.000 mu yoksa %50-60 civarı mı? Üstelik bu oranı arz-talep etkilerken? Kısaca bana denk gelme oalsılığı başka, herhangi birine denk gelme olasılığı başkadır ve esas olasılık bana denk gelme değil, herhangi birine denk gelme olasılığıdır, diğeri ayrıcalıklı kılınmış ve açısı salt bana göre ölçeklenmiş, muazzam darlaştırılmış satıhtır.

http://www.millipiyango.gov.tr/sonuclar/_cs_sayisal.php

Kısaca böyle kandırıyorlar, cahil insana öyle bir şamar atıyorlar ki, kişiler yediği şamarla bir daha ayıkamıyor. Bu konu başlığınının atılmasına sebep olan kitap ise daha başlar başlamaz, okuyucuyu kandırma, sahteciliğe başvuruyor, Caner Taslaman'ın ve saz arkadaşalrının bugüne kadar okuduğum veya incelediğim kitaplarında henüz sahtakarlığa, yalana, safsataya başvurma esası taşımayan bir eserine denk gelmedim, kısaca bir alanda, teoloji alanında, sözdebilim üerinden(bilim alandı da da) şarlatanlık yapıp parsa topluyorlar...

Samanyolunda yarımtrilyon gezegen olabileceği düşünülüyor, o halde belirli sayıda koşulun denk gelme olasılığı yarımtrilyon'da bir midir? Hayır! Bu %0.1, %1, %10 gibi ondalıklı rakamlar arasında seyredebilir, ama asla, bireye indirgenmiş(yani yarım trilyon gezegenden diğerleri tamamen dışlanmış olasılıkla) yarımtrilyon'da 1 olmaz ve bu olasılık hesaplanmış, öngrüler %0.1 civarı seyretmiştir... Böylece evrende tahmini, canlılığa müsait gezegen sayısı ifade edilmiştir.

Samanyolunda Güneşimsi yıldız sayısı milyar rakamlarla ifade ediliyor, yani birisinin sadece 1 ama 1 güneş'i esas alıp, oturup olasılık yapması, özünde ahmaklıktan gelir, zira satıhı, olasılığın tüm bileşenlerini yok sayıp, bir sadece 1 adet özel seçilmiş olana endeksleyerek, kendisini kandırma, ahmaklığa hitap eder, ahmakça kandırır, zira milyarlarca güneş olduğu halde kişi olasılığı bizim güneşimiz ve dünyamıza daraltır, kısaca suyu görüp, okyanusu görmemek ahmaklığını oluşturur...

Şimdi bile sadece ama sadece gözlem yapılabilir satıhta, bize en yakın yıldız sistemlerinde, dünya benzeri 4.000 adet gezegen bulunmuştur, bu Samanyolunda minicik bir alanda yapılmış gözlemi temsil eder(okyanusun küçük bir satıhı gibi), hani olasılık yarım trilyon da birdi(bu sadece ahmaklık-sözüm meclisten dışarı, genel ve herhangi şahsa göreli olmayan bir tespit-, ister bilim insanı olsun, ister prof, ister bilmem ne, ahmaklığın adamına göresi olmuyor ve bu da bir olasılık eğrisi çiziyor)

Kısaca piyasada sıkça dolaştırılan sözde olasılık hesapları, ya ahmaklıktan ya da art-niyetli adilikten, sahtekarlıktan ibaret.

Örneğin ozon için oksijen gerekir, bir sahtekar olasılıkçı, 3 oksijenden kalan 2 adedini dışta tutup, ozonun 1 sadece 1 oksijen atomuyla oluşma olasılığı yapması, birde ciddi, ciddi, katriyon sıfırlı olasılık çıkartması, ya ahmaklık, ya da bilinçli bir adiliktir. Ozon 3 oksijen atomu bileşiğidir, 1 tanesini alıp, diğerlerini yok saydığımızda, ozonun olasılığı katrilyonlarca sıfırlı bir rakam değil, aksine sıfırdır. peki atmosferde, belirli bir satıhta toplam oksijen atomu sayısı hesaba katılırsa? Birde ciddi, ciddi matematiği de kötüye kullanıyorlar, matematiğin o zihinsel, hayali, kurgulanabilir ve keyfiyete açık dünyasında, kafalarına göre çarpılar, bölmeler, karekökler yapıp, ciddi, ciddi birde olasılık değeri çıkartmıyorlar mı? Tümüde insanları matematiği, bilimi alet etmek vasıtasıyla kandırmak için, etkili yöntemler kullanma üzerinedir, bunlar salt matematiği değil de aynı şekilde bilim lafzını da okuyucuyu "hmmm demekki bilimde böyle söylüyor" dedirtme noktasında kandırıyorlar... Örneğin bilim, üzerinde hayat barındıran gezgen olasılığını %0.1 gibi, katrilyonlarca, katrilyon da bir olasılık olarak almamıştır(e hani bilimden söz ediyorlardı?), birde şu konuya başlık olan kitaba bakın, Dünyayı, 1 sadece 1 mars ile kıyaslayıp, dünyayı tüm evrene ayrıcalıklı kılıyor, yani ykarıda belirttiğim gibi, ozon'u parçalayıp, 1 sadece 1 oksijen atomuna indirgiyor ve koca evrendeki toplam oksijen atomu sayısı da 1 ama sadece 1 taneymşişçesine darlaştırılıyor, haydi ozon oluşsun nasıl oluşacaksa deniyor... Sahtekarlık başka bir şey değil.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kepler-186f (500 sadece 500 ışık yılı uzaklıkta, üstelik evren de değil Samanyolunda ve üstelik bize komşu satıhta, daha komşu olmadığımız güneşimsi milyarlarca yıldız ve milyarlarca gezegen var, ama sahtekar olasılık hesabı diye illa Mars ve dünyayı yani 2 gezegeni kıyaslayacak, geriye kalan koca okyanus yok sayılacak, iyi de, o halde bu neyin olasılığı, keyfiyetin, ahmaklığın)
Bir başkası, Kepler-62 güneş sistemi, bkz: 62-f(hatta kutup bölgelerine de bakılabilir, genel ısı ise 31 derece)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 19-09-2016, 14:03
morrigan morrigan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Feb 2016
Mesajlar: 407
Standart

Caner Taslaman'ın 12 delil kitabındaki argümanların tümü delil niteliği taşıyor, bu doğrudur.

Bunu bir örnekle açıklayalım,

bir yemeğin yapılabilmesi için milyarlarca yağ, tuz, biber, salça, tencere, ateş, su, sebze, gibi malzemeler var diyelim.

Bu kadar malzeme arasında bir tanesi hazır bir şekilde yemek halini almış, siz buna kendi kendine oluşmuş diyebilir misiniz, aklınıza ilk gelecek şey bu yemeği kim yaptı olacaktır. Yani bu yemeği yapanı hiç kimse görmese bilmese bile bir insanın yaptığını düşünmek en mantıklı ve muhtemel düşüncedir.

Bu yemeğin kendi kendine oluştuğunu söylemek düşünmek ne kadar mantıksızsa evrenin belli aşamalardan geçip Dünya'yı kendi kendine oluşturması da o kadar imkansız mantıksızdır. Yemeğin nasıl yapıldığı bilinebilir önemli olan o yemeği kimin yaptığıdır.

Sizde bilimi kullanarak bilim bunları açıklıyor öyleyse tanrı yoktur diyorsunuz.

İş evrene gelince kıvırta kıvırta bir hal oluyorsunuz, illa tanrı görünecek, onun yaptığı gözlemlenecek.

Ondan sonra da Caner Taslaman'a çamur atarsınız. Sizde mantık yoksa adam ne yapsın.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 19-09-2016, 14:58
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

morrigan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu kadar malzeme arasında bir tanesi hazır bir şekilde yemek halini almış, siz buna kendi kendine oluşmuş diyebilir misiniz, aklınıza ilk gelecek şey bu yemeği kim yaptı olacaktır. Yani bu yemeği yapanı hiç kimse görmese bilmese bile bir insanın yaptığını düşünmek en mantıklı ve muhtemel düşüncedir.
"Yemegi yapan insan" nedir ki, "kim" diye soruyorsun, kerameti kendinden menkul, saltik bir varlik mi. Bedeninin hangi bolgesi yemegi yapiyor insanin, eli mi, ayagi mi, burnu mu? Yoksa bedensel fonksiyonlarinin anlik toplami mi.

Yemek tabi ki kendi kendine yapilmiyor, fakat yemegin alacagi formu olusturan kosullar var. Sendeki 'insan' dusuncesini tureten de ayni kosullar.

Kisacasi; soyutladigin dusunce formunun ontik temeline inmedigin icin, ("kim" soyutunu varliksal iceriginden izole ederek) asli gerceklikten kopuyorsun; "yemegi kim yaptiysa, evreni de oyle biri(¿) yapmis olmali". Fakat yemegin yapilmasi, insan denilen form sahibi varligin biyolojik gereksinimlerine sartli bir hadise. Peki ya evren?


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte

Konu pianola tarafından (19-09-2016 Saat 16:57 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 19-09-2016, 15:46
Sundance Sundance isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2014
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 590
Standart

morrigan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Caner Taslaman'ın 12 delil kitabındaki argümanların tümü delil niteliği taşıyor, bu doğrudur.
morrigan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Dikkat ederseniz bu argümanın mantıksal açıklaması diyorum, tanrının mutlak kanıtı ya da ispatıdır diye bir iddiam yok.
Delil mi, değil mi?

Konu Sundance tarafından (19-09-2016 Saat 16:04 ) değiştirilmiştir. Sebep: Fazlalıklar gitti
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 19-09-2016, 15:59
Dusunen adam Dusunen adam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Sep 2015
Mesajlar: 379
Standart

Ateizm de mantiksiz zaten. Acaip iddiali, bir o kadar da sacma ateist argumanlar goruyoruz her yerde. Bilimin evrenin kendiliginden olustugunu kesin olarak ispatladigini falan soyluyorlar. Hic alakasi yok halbuki ama sonucta ateistler zararsiz insanlar; sorun dinlere inanan, ozellikle dunya hakimiyeti iddiasindaki Islam'a inanan kitleler. Islam zaten bir din degil; dunya hakimiyeti icin savasan kanli bir ideoloji. Evreni yaratan olsa ne, olmasa ne? Tanri'ya inansan ne, inanmasan ne? Hic farketmez. Olunce gorecegiz ya da gormeyecegiz.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:49 .