panteidar";p="´isimli üyeden Alıntı
Ondan sonra bu soruların cevabı verilemez..Verilse de inandırıcı olmaz ;
değişti mi? değişmedi mi? , Tevbe süresinin son iki ayeti var mıydı ? yok muydu ?
Recm ayetini keçi mi yedi? İlk Kur'an yakıldı mı? Niçin kanıt olarak saklanmadı?Hadiste Ayşe'nin dediği doğru mu?Niçin uzun sure kısaldı? Kısa sure uzadı? 6666 ayet vardı da , 400'ün üzerinde ayet atıldı mı?Neden nuzül sırasına göre toplanmadı.İlk ayetlerin yazıldığı deri , kemik , yaprak , kağıt parçaları neden kutsal emanet olarak saklanmadı deforme olsa da ? Ali halife olunca varsa yanlışları niye düzeltmedi? Artık çok mu geçti?İş işten geçmiş miydi?Halka kabul ettiremezmiydi?
Muaviye tehlikesi ve muhalefet doğruları uygulamasını engellemiş miydi? Yoksa herşey doğru muydu?
|
Bu ve benzeri *sorular hep sorulmuştur.Hatta Hz.Peygamber hayattayken bile .Kur'an uygun bir uslüpla bunlara cevaplarını vermiştir.Bu cevaplardan biz müslümanlara da çokça hisse düşmüştür. Yani Kur'an bir nevi lisan-ı hal ile biz müslümanlara demek istiyorki;bırakın bu tartışmaları siz işinize bakın.Bu tür sorular hep olmuştur ve olacaktır bunu engelleyemezsiniz.Biz Kur'anla ilgili tartışmalaragirenleri 1400 sene önceden gerekli cevabı zaten verdik.
Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir. (Yunus: 10/37)
Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır. (Hud: 11/1)
Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Yusuf: 12/111)
Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır. (Kehf: 18/54)
Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım. (Yunus: 10/15)
Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. (Hicr: 15/9)
De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. (İsra: 17/88)
Rabbinin Kitab'ından sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın. (Kehf: 18/27)
Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı. (Ankebut: 29/48)
Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir. (Mü’min: 40/56)
Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler. (Şura: 42/35)