gordion´isimli üyeden Alıntı
bu forumda japonya'nın yerli dini şinto tercihlerini okumak isterdim, malüm japonya bilimde ileri falan hani gelişmemişliği müslümanlıkla bir tutan zeki ateistler var ya o bağlamda.
|
Gelişmemişliği müslümanlıkla bir tutmak mı?
İslamiyet gelişime engel oluyor zira muhafazakar ve stotükocu olmak zorunda. Zaten yapısı gereği hem tüccar hemde günümüzden 3.000 yıl öncenin kültürüyle, 1200(9.yüzyıl) yıl önce harmanlanmış.
Şimdi o günün yaşam koşulları ve hukukuyla bu gün yaşamak nasıl mümkün olabilir? İki biçimde;
1.) Ya bu günü ret edersiniz, illa o günün hukukuyla yaşamak istersiniz(bu halde gelişim olmayacaktır ve taliban kültürü buna canlı bir örnek)
2.) Ya da dinsel tutuculuğun zaman yenik düşeceğini kabullenirsiniz.
Üçüncü bir yol var mı bilmiyorum varsa da o yolu Avrupa 500 yıl önce açmaya çalıştı ve kendileri adına bunu başardı, yani reform...
Biz sürekli balık tutup vermemeliyiz, biraz da kendiniz düşünün din neden gelişimi törpülüyor diye.
Zira biz demiyoruz ki din geriletiyor diye, reel durum bu, bizimki kral çıplak demek.
Kral'ın çıplağından bizi sorumlu tutmanız dahi bir hayli garip...
Bilim ve teknolojide ilerlemenin yolu 3.000 yıl öncenin hukuku, felsefe ve bilim anlayışıyla, o dönemlerden kalma dünya görüşleriyle yolları ayırmaktır, bu yollar uazlaşır mı? Uzlaşabiliyor lakin bunun içinde dinde köklü reformlar yapılması gerekir.
ben bu ankete oy kullanmam, zira gaye net değil. Eğer amaç bu dinler arasında bir tercih olacak ise, soru herhangi bir dinin hakim olması olarak işlenmemeli. Bırakın toplumları, dinlerin inançlar üzerindeki hakimiyetinin de son bulmasını istiyorum, zira dinlerin temeli de, işlevide inanç istismarına dayalı politik, ekonomik ve sosyal çıkarlar çerçevesindedir.
Günümüz insanı önce koyun olmadığını ve ne idüğü belirsiz zamanlardan sözde gökten buyruk olarak indiğini iddia ettikleri şeyleri artık irdelemeli ve kendilerinin çobana ihtiyaçları olmadığını kavramaları gerekir. Bu kavranmadıktan sonra hakimiyet yalnız dinin olmaya devam edecek. İnsan kitleleri, topluluklar halinde politik, ekonomik ve sosyal çıkarlar adına gayet kolay biçimde, tereyağından kıl çeker gibi kullanılmaya devam edecektir. Arada bir HOOOOOO, HOHA diyenler çıkacak, onlarda malum haberlerde gördüğümüz gibi, genelde ya küçük çovuklara cinsel istismarları ortaya çıkacak, ya ahlaksızlıkları, ya soyguncu oldukları...
Tabi insanlar hep bu çobanları suçlayacaklar, bu din bezirganlarını, halbuki asıl suçlu kendileri, 21.yüzyılda kendi adına düşünmeyi başaramayan bir insan güdülmeye mahkumdur.
Dinler insanların önce inançlarını, sonra da korku yada arzularını kullanan siyasi oluşumlar.
Uzakdoğu dinlerine gelince, onalrı da övmek doğru değil, zira o dinler din olamzdan evvel, temelindeki filozofların görüş ve bakış açısından, dünya görüşünden oldukça uzaktırlar. uzaktırlar çünkü kısa sürede onlarda iktidarların(saltanatın) güdümüne girdiği gibi, meşruiyeti de olmuştur....
En güzel din, olmayan dindir, işte insanlar asıl o zaman inançlarını saf bir biçimde yaşayacaklar. Dileyen inanır dileyen inanmaz, dileyen güneşe tapar, dileyen zeus'a, dikleyen allah'a bundan kime ne? Dileyen de bu masallara artık kanmaz, yine bundan kime ne? Adı üstünde inanç ve KULLANILAMAZ!! KULLANILMAMALI! peki inançları kullanan kurum ne? DİN! İnancını kullandıran her insan bunun yükü, sorumluluğu altındadır o kadar. İnanç kullanıldığı an zaten, inanan kişi kendi inancının saygınlığını kendi elleriyle bitiriyor demektir...
madem inandın şunu yap! madem inandın bunu yapacaksın! Madem inandın ne dersek yapacaksın! madem inandın.... Hastırın lan! İnandıysam size kul mu olacam!