Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Biyoloji > Evrim

 
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 22-08-2008, 09:17
ozedonus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Yaratılışçı Evrim Gerçeği

Konumuz iki yönlüdür

1.İnsanın kökeni
2.İnsanlık Tarihi

1.İnsanın kökeni

O (Allah) her şeyi güzel yaratan ve insanı başlangıçta çamurdan yaratandır." (es-Secde, 32/7)ayeti insan yaratılmasının çamur ile başladığını çok açık bir şekilde ele almaktadır.

Yani su ve toprağın karışımı.İnsan türünün kökünde bu karışım vardır.

Biz onları bir cıvık ve yapışkan çamurdan yarattık. " (es-Sâffât, 37/Iayetine göre çamurun bu gibi özelliği de vardır. Toprağın su ile karıştırılıp çamur olmasından sonra, üzerinden geçen merhalelerden sonra cıvık ve yapışkan olur.

Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, suretlenmiş ve değişmiş bir çamurdan yarattık." (el-Hicr, 15/26-28ayetine göre cıvık ve yapışkan çamurdan sonra şekil verilmiş, değişmiş ve kokmuş bir haldeki balçık olmuştur.

O Allah insanı bardak gibi (pişmiş gibi) kuru çamurdan yaratmıştır. " (er-Rahmân, 55/14, ayetiyle insanın önceki halde olan kokmuş ve değişmiş çamuruda kurutarak "fahhâr" (kiremit, saksı, çömlek) gibi tamtakır kuru bir hale getirdi.

"Insanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?"
(Insan, 76/1)ayeti de insanın insan sayılabilecek özellite olmasa da yapıtaşlarının oluşmasında uzun bir süreçolduğunu göstermektedir.

Buraya kadar anlatılanlardan anlaşılmaktadır ki çamur sürecinde bir anlık bir olay olmamıştır.Günümüz biyolojik kanunlarının dahi kabul ettiği çamurun canlılaşana kadar geçtiği süreçler anlatılmaktadır.Biz bu kanunlara Sünnetullah yani evren vermiş olduğu düzen ve yasa diyoruz.

Şimdi anılmaya değer olmadığı bu uzun süreden sonra insanoğlunu anılmaya değer hale getiren sürece bakalım. Ayetin deyimiyle bunun ruh üflendikten sonra olduğunda şüphe yoktur.Çünkü ruh üflenmeyene kadar meleklerden kendisine saygı göstermeleri istenmemiştir.Ancak bir ruh ileride söyleyeceğimiz gibi can verme değildir.

Eğer aşamalı olarak evrimle oluştuğunu varsayarasak Beşerin öz suyu ki Allah her canlıyı su orjinli yaptık buyurıyor.- ve ilk hücre yani tek nefis kötü kokulu kara balçığın içinde oluştu. Geçmişte yerin ısısı bugünkünden daha fazla olduğundan bataklıklar tıpkı annenin rahmi gibi sabit ısıya sahipti. Sonuç itibariyle burada hücre gelişmeye başladı ve aşamalı olarak bu hale dönüştü diyeceğiz.Bu görüş o kadar da uzak bir ihtimal değildir. Çünkü Ahiret gününde de yerin ısısı değişecek ve Allah’ın iradesiyle tıpkı anne rahmi gibi ölülerin kurumuş hücrelerini besleyip geliştirebilecektir.


Burada en önemli nokta İnsanın vücudunu teşkil eden topraktaki inorganik elementlerin nasıl organik bir hayat biçimine dönüştüğüdür.İşte burada ruhu tanımlamadan geçmek mümkün değilidir.

Hicr..29- Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."ayetinde maddi yaratılış tamamlandıktan sonra üfürülmenin başladığını vurgulamaktadır.Ki insan türünün önce madde sonra manevi gerçeklerle tanıştığını göstermektedir.Bu bile ruhun Türkçeye geçtiği anlamıyla can anlamında olmadığını göstermesi bakımından yeterlidir.

Üfleme de diğer kavramlar gibi semboliktir.Yaratıcının yarattığı bir varlığa ,hayat vermesi için üflemeye, püflemeye ihtiyacı yoktur.İşte bu üflemenin kesinlikle mecazi olduğunu ortaya koymaktadır.Allâh Teâlâ'nın, rûhundan üflemesi, temsîlî bir ifâdedir.Üfürme, mecaz olarak bir insanın bir başkasına vereceği şeyin en azını ifade eder. Türkçede bu eylem “koklatmak” olarak yer alır. Bu anlamla “bilgi koklattık” yani “az bir bilgi verdik” demektir Bu, büyük bir gerçeğin, gelişmesini henüz tamamlamış bir çocuğa anlatılmasındaki zorunlu olarak mecazi bir anlatımın eseridir ve Allahın kendisindeki bâzı özellikleri kuluna onun gücü nisbetinde vermesi demektir.Her çağa ve seviyeye seslenen Kur'anın böyle bir tabir kullanması kaçınılmazdı.Gerçek anlatım biçimi zaten anlatılanı daha çok anlaşılmaz hale bazen getirebilmektedir.


Sizi tek bir nefisten yaratan (nisa1)dan maksat ilk kök hücre olduğunu söyledik.Ardından ise ondan onun eşini yaratan tabiri geçmektedir.Kök hücrenin eşi kavramını açmakta fayda vardır.

Tefsirciler eş kavramını hanımı kavramıyla tercüme etmişlerdi..Burada hanımı anlamı çıkması diğer ayetlerle çelişiyor.Zira hucurat 13 te orjinimizin bir dişi ve bir erlikten olduğuna değinmiş.
Alıntı ile Cevapla
 

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:43 .