Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Multimedya

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #41  
Alt 21-12-2006, 14:09
DreiMalAli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
DreiMalAli DreiMalAli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Feb 2005
Bulunduğu yer: Üstü Açık Köy
Mesajlar: 663
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

hiramusta.
Kerim Balcı yazısında bol bol yalan söylemiş.
Bunlara önümüzdeki günlerde değinirim.

Sevgiler
Alıntı ile Cevapla
  #42  
Alt 25-12-2006, 22:59
DreiMalAli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
DreiMalAli DreiMalAli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Feb 2005
Bulunduğu yer: Üstü Açık Köy
Mesajlar: 663
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

BİR İSLAMCI YAZAR OLAN KERİM BALCIOĞLU YALANLARI VE AYAAN HİRSİ ALİ GERÇEĞİ (DreiMalAli tarafından Ayaan Hirsi Ali'nin kitabı ve biyografisinden derlenmiştir.)



Ayaan Hirsi Ali’nin tam adı Ayaan Hirsi Magan Isse Guleid Ali Wai'ays Muhammad Ali Umar Osman Mahamud.
Doğumu 13.11.1969. Somalya’da Mogadişu’da.

Daha küçük çocukken kuran kursu hocası tarfından dövülerek kafatası çatlatıldı. Tipik İslam pedagojisi.

5 yaşındayken sünnet edildi. Babasının kızların sünnet edilmesine karşı olduğu bilindiğinden, gizlice, babasından habersiz kocakarı usulüyle klitorisi kesildi.

Kerim Balcı’nın iddiasının tersine kızların sünnet edilmesi “İslamiyet'te yeri olmayan bazı ritüeller”den değildir. İslamiyet’de yeri olan çok adi, insanlık dışı bir ritüeldir.
Muhammed az kesilmesini tavsiye eder hadislerde. Nedeni ise, Muhammede göre, “hem kadın için daha çok zevkalma vesilesi, hem de kocası için çok daha hoştur”. *Benzer şeyi Ömer’de söyler çok sonraları. Ayrıca Muhammed’e göre “Sünnet olmak erkekler için peygamber sünneti, kadınlar için ise bir şeref ve onur vesilesidir.”

Hirsi Ali, daha çocuk yaşlarda, ailesi ile birlikte (Babası, Babanın 4 karısı (bu bana bir şeyler hatırlatıyor İslamiyetle ilgili. Ne olabilir acaba?), 5 kızkardeş ve 1 erkek kardeş) Somali’deki kargaşadan kaçarak önce Suudi Arabistan’a, oradan Etopya’ya ve nihayet Kenya’ya yeleşti. Burada bir kız okuluna gönderildi. Ve tabi tipik isalami yaşam olarak hicaplara ve evlere kapatıldı. İsyankar karakterine rağmen.

1992 de babasının zoruyla Kanada’da yaşayan, hiç tanımadığı bir kuzeni ile evlendirilmek üzere Kanada’ya gönderildi. Hirsi Ali, uçağı Almanya’ya iniş yaptığında, kendisini Kanada’ya götürecek uçağa binmdi. Bir kaç gün Düsseldorf’da geçirdikten sonra trenle Hollnda’ya geçti.

Hollanda’da iltica müraacatında bulundu ve ilticası kabul edildi.

Hayatını mahkemelere, sosyal daireler ve yabacılar dairelerinde tercümanlık yaparak kazandı. Gayet iyi tanıdığı Somali kadınlarının islami yaşamları hakkında bu süre içinde ve daha sonraları resmi dairelerde sosyal danışman olarak da çalıştı.
Bu dairelere baş vuran kadınların başvurma nedenlerini tahmin edebiliriz: İslami yaşamdan kaynaklanan dayak, işkence, tecavüz. İtham Ediyorum kitabında bir kaç örnek de veriyor Hirsi Ali (Kitap bu forumda bir yerlerde var).
Bir çok yabancı dil bilen/öğrendiği için (Somalice, Arapca, Amharca, Suahelice, Hollandaca, İngilizce...) Hirsi Ali sadece Somali kadınların davası için değil Hollanda’da yaşayan diğer müslüman kadınların da davalarına çağrılır. Bunlara Türk kadınlarda dahil.

1997’de Hollanda vatandaşlığını aldı.

1 senelik bir meslek eğitiminin peşinden 1995-2000 arası Leiden Üniversitesinde politika okudu.
Eğtüminin peşinden Partij van de Arbeid (İşçi Partisi)’nin Wiardi-Beckmann-Vakfında bilimsel danışman olarak çalışmaya başladı.
İslam’ı eleştirmesi 2002’den sonra yayın organlarında duyulmaya başladı.

Aynı sene içinde VVD-Partisine milletvekili/mebus olarak geçti. Neden olarakda, İşçi Partisinin bazı sosyal çevrelerin yaşam tarzlarının olumsuz etkilerini göz ardı ettiği, önemsemediğini, buna karşılık, düşüncelerini hayata geçirebilmesi için VVD’de imkan bulduğunu öne sürdü (Oğlan Çocuğu Fabrikası kitabından): Müslüman kadınların kocaları/erkekeleri tarafından dövülmesi, işkence görmesi, tecavüze uğraması, namus davaları, erkek ve kız çocuklarının gizlice (kanundan kaçmak için gizlice) sünnet edilmeleri...

Aynı yıl içerisinde hükümetin yabancılarla ilgili entegrasyon politikasını ve Hollanda Anayasası’ının 23. maddesini eleştirdiğinde yer yerinden oynadı.
Bu madde eğitim sebesliğini ayarlıyor. Bu; isteyen istediği okulu seçebilir serbesliğini içerirken, dini kurumlarada içerik yönünden büyük bir tolerans tanıyor. Böylece din adamaları istedikleri gibi at oynatabiliyorlar okullarda. Ve bu din adamları müslüman ise, saçmalıkları ile çocukların beyinlerinin nasıl yakanacağını tahmin etmek için bir kahin olmaya gerek yok.
Bir tarafdan hristiyan partiler, diğer tarfdan hristiyan, yahudi ve müslüman dernek ve kurumlar tarafında topa tutulmuş olmasına ve Ekim 2002’de ilk ölüm tehditini almış olmasına hayret etmeye gerek yoktur herhalde (Kerim Balcı’nın yalanına rağmen.).

Truow gazetesiyle 25.01.2003 de yaptığı röportajda Muhammed’in Ayşe ile evliliği konusunda “Batılıların ölçüsüyle bakıldığında o s apık bir erkektir. Bir zalimdir.” cümlesinden dolayı bir çok müslüman şahıslar ve islami dernekler tarafında mahkemeye şikayet edildi. Fakat savcılık cümlenin içeriğinde, ne şikayet eden şahıslara ne de derneklere hakaret unsuru bulamadığı için takipsizlik kararı verdi.

Kısacası Hirsi Ali Hollanda’ya geldi geleli, müslüman kadınların; islamın kadınları aşşağılayan, kurban eden, onları zorla evlendiren, onları “Erkek Çocuk Fabrikası” seviyesine düşüren yaşam tarzından kurtulmaları için, ve onların eğitim haklarından yararlanmaları, kendi hayatlarını kendileri kurmasını sağlamak için elinden geleni yapmaktadır.
Kerim Balcı’nın Hirsi Ali’yi kendisine “yeni efendiler” bulmakla suçlayıp yalan söylemektadir. Ama Hirsi Ali’nin yaşamına bakarsak, tersine, Hollanda’yı bir kaç sefer alt üst etmiş birisidir; müslüman kadınlara insanca bir yaşam sağalamak uğruna.

Submissyonun senaryosunu yazan Hirsi Ali’dir. Bu senaryoda 4 müslüman kadın başından geçenleri anlatıyor. Başından geçenlerin nedeni olarak da Kuran’ın ayetlerini veriyorlar.

02.11.2004’de Theo van Gogh, Amsterdam’da, bisikletle bürosuna giderken Mohammed Bouyeri tarafından kurşunlanır. Can havliyle caddenin karşısına geçmek isteyen Theo van Gogh katil tarafından bu seferde arkasından kurşunlanır. Ölü olarak yere düştüğünde, katil yanına gelerek van Gogh’un boğazını bıçakla keser. Elindeki 5 sayfalık mektubu yine bıçakla van Gogh’un göğsüne saplayarak kaçmaya çalışır. Fakat polisle giriştiği silahlı çatışmada yaralı olarak yakalanır.

Van Gogh’un göğsüne saplı bıçaktaki mektupta Hirsi Ali’ye yönelik ölüm fermanı da vardı (Kerim Balcı’nın yalanını tekrar hatırlatayım burada).

Hirsi Ali sivri diliyle, ortalığı ayağa kaldıran demeçleriyle, açık sözlülüğü ile hem dini dernek ve topluluklar için rahatsız edici bir unsur hem de politik çevrelerin gözüne batan birisidir artık. Hatta koruma polislerinin, oturduğu evde ve evin çevresinde aldığı önlem ev sahibini rahatsız etmektedir; evin piyasa değeri düşüyor nedeniyle.

Kendi partisinin bakan ve milletvekillerinin de gözüne batmaktadır iyice artık Hirsi Ali.

VARA-TV ile yapılan bir röportajda, Hirsi Ali, iltica dilekcesindeki, zaten bilinen, “yanlış bilgiler”den de söz eder (11.05.2006). Daha sonraları Hirsi Ali’nin avukatları bu bilgilerin yine Hirsi Ali tarafından TV ve gazetelere verilen demeç ve röportajlarda 93 sefer yayınlandığını ve hükümet dahil herkesin bildiğini belgeleyeceklerdir.

Kendi partisinin (VVD) Emigrasyon ve Entegrasyon Bakanı (Yabancılardan sorumlu bakan) Rita Verdonk 15.05.2006’da bir demecinde bu yanlış bilgilerden dolayı Hirsi Ali’nin ilticasının, vatandaşlığının geçersiz olduğunu söyler (milletvekilliğinden söz etmez).

16.05.2006’da Hirsi Ali, soruşturmanın selameti açısından, milletvekilliğinden istifa eder. (yolsuzluklarını örtmek için koltuklarına yapışan Türk milletvekillerine ve bakanlarına duyurulur. Ayrıca Kerim Balcı’nın yalanını hatırlatalım.)

Aynı gün Rita Verdonk tarafından yıldırım hızıyla Hirsi Ali’nin hem vatandaşlığı elinden alınır hem de sınır dışı edilir.

17.05.2006 da Hollanda’da kıyamet kopar. Parlamento tarihinde ilk olarak 14 saat boyunca bir konuyla ilgilenmiş olur. Konu tabi Hirsi Ali ve bu “yıldırım hızıyla” vukuu bulan adalet. Bir parlemento canlı yayını Hollanda’da ilk olarak halkın % 18’i tarafından izlenir.

Hükümet güvensizlik önergesinden kıl payı kurtulur. Hükümet önceleri bu sınırdışı etme eyleminin arkasında durmuş/savunmuş olsa da, sonraları kendi Bakanı Rita Verdonk’u yalnız bırakır. Muhalefet tarafından; olaydan bir çok milletvekilinin ve bakanların (bunlara Maliye bakanı Gerrit Zalm’da dahil) senelerden beri haberi olduğu belgelenir, neden aniden bu kararı alıp aynı günde uygulandığı sorulur ve ard niyet aranır.

Parlamento Rita Verdonk’a 6 hafta süre verir. Olayı tekrar gözden geçirmesi için. Ertesi günkü bir gazeteci ile konuşması esnasında Rita Verdonk’un bu görevi ciddiye almadığı izleniminden dolayı başbakan Balkenende tarafından ikili görüşmeye çağrılır.

Protestolar…

20.05.2006: Başbakan Balkenende; Hirsi Ali’nin Hollanda vatandaşı olarak kalcağını söyler. Fakat Hirsi Ali’nin tekrar vatansaşlık müracaatında bulunup bulunmaması gerektiği konusunu açık bırakır.

27.06.2006: Rita Verdonk Hirsi Ali’nin pasaportunun ve vatandaşlığının hala geçerli olduğunu açıklar. “Yanlış bilgiler’den birisi olan “isim” meselesine açıklık getirir. Yani tükürdüğünü yalamış olur.

28.06.2006 da muhalefet yine bir güvensizlik önergesi sunar. 58 tane ilticacının anlaşılmaz nedenlerle sınır dışı edilmeleridir bu sefer konu. Hükümet yine kurtulur. Ama Verdonk düşer. Ayrıca 2 milletvekili ve 1 müsteşar istifa etmek zorunda kalır. Bir kaç saat sonra parti başkanı Lousewies van der Laan koalisyondan çekildiklerini açıklar. Hükümet istifa eder.

Kerim Balcı’nın yazısında “1969 Somali doğlumlu Ayaan Ali Hırsi, yalanlarının anlaşılması üzerine milletvekilliğini ve Hollanda vatandaşlığını kaybetti.” diye yalan söylemesine neden olan bu “yanlış bilgiler” neymiş diye bir de biz bakalım:

1. Hirsi Ali iltica dilekçesinde Kenya’da zaten ilticacı olduğunu bildirmemişti. Hollanda kanunlarına göre, bir ülkeye iltica etmiş olan birisi Hollanda’da iltica talebinde bulunamaz.

2. Hirsi Ali Hollanda’ya gelmeden önce bir kaç gün Almanya’da kalmış olduğunu bildirmemeişti dilekçesinde. Yine Hollanda kurallarına göre bir ilticacı geldiği ilk ülkede iltica talebinde bulunması gerekiyor.

3. Hirsi Ali’nin tam ismini yukarda vermiştim. Tekrarlayalım: Ayaan Hirsi Magan Isse Guleid Ali Wai'ays Muhammad Ali Umar Osman Mahamud. *
İltica talebinde geçen isim: Ayaan Hirsi Ali.
Somali kurallarına göre ise ismini Ayaan Hirsi Magan olarak vermesi gerekiyormuş.
Bu karmaşıklıklıklıklıklıkdan tek anladığım, “Magan” Hirsi Ali’nin annesinin isminden “Ali” ise büyükbabasının (babası tarafından) isminden kaynaklanıyor.
Kavganın nedeni ise; neden Büyükbabasının değilde annesinin ismini vermiş olması.
Hirsi Ali’nin açıklaması: Dilekçeyi verdiği zamanlardakii can korkusu. Namus davası yüzünden kaynaklanan can korkusu.

Sadece erkeklerle olmuyor maalesef. İslam; toplumuzun beyin gücünün yarısını temsil eden kadınlarımızı çarşaflara bürüyüp dört duvar arasına hapsetmeye çalıştığı şu zamanlarda ülkemizde de bir kaç tane
Ayaan Hirsi Magan Isse Guleid Ali Wai'ays Muhammad Ali Umar Osman Mahamud *veya nam-ı diyar Ayaan Hirsi Ali’nin yetişmiş olmasını can-u gönülden isterdim.

Mutlaka vardır.
Belki de bu forumdadır.
Yazıyordur.
Ama isminin yanlış olduğunu henüz fark etmemişizdir.


Sevgiler
Alıntı ile Cevapla
  #43  
Alt 26-12-2006, 02:39
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

DreimalAli, eline sağlık, çok güzel bir çalışma olmuş. Şimdi bir karşı çalışma da Hiramusta'dan bekliyoruz artık. Belki de Hırsi Ali hakkında söylediklerini ispatlayacak karşı argümanlar getirecektir.

Kerim Balcı'nın yazısını merak edenler şu adresten okuyabilirler
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=24755

İyi bir entellektüel birikimi olan biri olduğu belli. Ancak yazısı hiç hoşuma gitmedi, tersine beni oldukça irrite etti. Neden mi? Bu tarz yazılar sağından soluna her tür sekter anlayışın yayınlarında görmeye alışık olduğumuz bir içerikte. Sadece ansiklopedik bilgi haznesi daha derin Kerim Balcı'nın. Yazınınbaşlığı "Sen de mi Brütüs". Gerçekte ise hainliğin psikolojisi ile uğraşıyor. Kendine göre psikanalaitik tespitler yapıyor. Hainler şöyle davranır, böyle davranır, yok lider tutkunu olan kişiler grupsal sadakatlarını kaybedip hain olur vb. Bunlar yıllardır davadan dönenlerin ne kadar büyük alçaklar olduğu üzerine yazılan hakaret dolu düzeysiz yazılardan farklı değil. Tek farkı Kerim Balcı'nın bir psikiyatrist'in kitabından da alıntılar yapmış olması.

Yazıya konu olan karakterlerin çoğu da bekleneceği gibi İslamiyetten kopan ve onu eleştirenler. Örneğin İbn Ebî Serh, Müseylime, İbn Warraq, Hıris Ali *"Brütüs"lerdir, yani hainler. Araya Filistin davasından bazı itirafçı örnekleri de katar. En yüzsüz Brütüs'ler ise soldan çıkmıştır diyerek biraz da sola vurmuş olur.

Kerim Balcı herşeyi birbirine karıştırmış durumda. Belki 15-20 yıldan beri bu tür yazılardan rahatsız olduğumu söylerim. Ama sıradan militan tavırlısından derin entellektüeline kadar ısrarla böyle yazılar yazılmaya çalışılıyor. Ve bu kişiler genellikle psikanaliz falan bilmiyorlar. Amaçları birilerini karalamak, çamur atmak ve davalarının inanırlarının imanlarını diri tutmak.

İnsanlar fikirlere sahip olurlar, bunları değiştirebilirler, bir dönem düşündüklerinin bir başka dönem tam karşısına geçebilirler. İslam dünyasında böyle örnekler pek çoktur. Son günlerde tartışılan Ebu Süfyan'ın karısı Hind, Muhammed'i öldürmeye yemin edip kılıcını sallaya sallaya sallaya gelen sonra müslüman olan Ömer gibi de sayısız örnek vardır. Bunlar Brütüs değiller mi. Ama Kerim Balcı'nın amacı üzüm yemek değil, bağcı dövmek. Aslolarak ezmek istediği İslam karşıtlarıdır, ama olaya entellektüel derinlik katmak için Roma tarihinden, soldan ve edebiyat dünyasından da eklemeler yapar yazısına.

Kerim Balcı'nın örneklerinin hepsi "davadan dönme", "grup aidiyetini yitirme" retoriğine de uymaz aslında. Müseylime için sahte peygamber der (sahtesi nasıl oluyor bunun bilmiyorum ama) ve ama İslam tarihinin Brütüs'lerinden ilan eder. Halbuki bu kişi hiçbir zaman müslüman olmuş değil, nasıl Brütüs (yani hain) olur? Hırsi Ali de daha çocuk yaşta İslam'ın ona çektirdiklerinden kaçmaya başlamış. Bu insanın neresi Brütüs? *Ibn Warraq hakkında ise bildiğimiz şey müslüman bir ailenin çocuğu olduğu sadece.

Filistin'den verdiği örneklerle kafa yapısını, kafasının içindekileri çok güzel anlatıyor Kerim Balcı. İsrail ihanete meyilli olan kişilikleri baştan tespit eder ve onlar üzerinde çalışır. Sonra da bunlardan işbirlikçiler yaratır. Kerim Balcı'nın kafasındaki şartlanma şudur: Aslında insanlar fikirlerini değiştirmiyorlar, psikolojileri onları farklı düşünmeye itiyor. Bu kişiler hainliğe uygun karakter özelliklerine sahiptir. Zaten bu anlayışını yazısının daha il cümlesinde ortaya koyuyor: "Dostlarını, davalarını, saflarını terk edenler düşmanların ağına düşüyor."

Kerim Balcı sapla samanı birbirine karıştırmış durumda. Güzel bir anlatım dilinin ve bilgi hazinesinin arkasında öz itibarıyla insani değerlerden uzaklaşmış, şartlanmış kafalar üretmeye yarayacak bir bakış taşıyor. Bizi kandırmaya ve şartlamaya çalışıyor.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #44  
Alt 26-12-2006, 16:33
DreiMalAli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
DreiMalAli DreiMalAli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Feb 2005
Bulunduğu yer: Üstü Açık Köy
Mesajlar: 663
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

Sevgili sargon.
Verdiğin linkdeki Kerim Balcı'nın yazısını okumaya çalıştım. Fazla ilerleyemedim.
Bu kadar zırvayı bir araya getşrmek büyük bir marifet. :?
İlk başdaki cümlesi Kerim Balcı'nın ne kadar sığ düşündüğünün kısa özeti:
Dostlarını, davalarını, saflarını terk edenler düşmanların ağına düşüyor. Grubunu terk eden eski günlerine, eski büyüklerine, eski kutsallarına saldırıyor.

Kerim Balcı'dan neyim eksik. Ben de biraz psikoanalizcilik oyunu oynayayım:
Bir eşşek dahi yanlış yolda yürüdüğünü görünce yolunu değiştirebildiği halde...


Hirsi Ali örneğini göz önüne alırsak:

Şu garip halimden bilen işveli nazlım
Göynüm hep seni arıyor nerdesin sen
Sivri dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Göynüm hep seni arıyor nerdesin sen

Müslüman kadınlara yapılan insanlık dışı işkencelere karşı çıkan kim?
ve
Müslüman kadınlara eğitimin olanaklarından faydalanmasını ve kendi ayakları üstünde durmasını öneren kim?
ve
İnanç uğruna müslüman kadınların vaginalarının kesilmesine önlemeye çalışan kim?

Kerim Balcı değil. Onun öyle bir derdi yok.
Hacı-hoca, imam-molla değil.
Diyanet işleri hiç değil (O fetvalarında dayak yiyen kadınlara dua etmeleri önerisinde bulunur sadece * ).
Tekkeler değil. Şeyhler-müridler de değil.
Peygamberler de değil!
Halifeler de.
Peşinden gelen Şeyhül-İslamların da öyle sorunları yoktu.
Kuran yorumcuları, İslam Alimleri...
Değil! Değil! Değil!
Kısacası; Müslümanlar değil!
Tam tersine. Müslümanlar çoğunluğu kadınlarımızın durumunu kötüleştirmek, pekiştirmek, resmileştirmek için ellerinden geleni yaptılar tarih boyunca. Hala da yapıyorlar.

Ama bir Hirsi Ali yapar.
Dostlarının (müslüman kadınların) insanca bir yaşama kavuşması için. Başına buyruk, kendi kararlarını kendisi veren, özgür bir yaşamı tadabilmeleri için.
Daha da önemlisi, İslamın onlar için öngördüğü bağımlılıkdan kurtulmaları için. Bağımlı oldukları içinde değersizliklerinden, kısacası asalak bir yaşamdan kurtulmaları için.
İslam adına zorla, bağırta-bağırta, çoğu yerde çok ilkel usullerle cinsel organlarının kesilmesini engelemek için.
Hollanda'yı ayağa kaldırmak pahasına da olsa, Hirsi Ali yapar.

Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor
Hiç bir imam şu yarama merhem olmuyor
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen

Şu kadına bakınca gözüm gönlüm açılıyor yav.
Hele bir daha bakayım. *
http://de.wikipedia.org/wiki/Bild:Ay...-1200x1600.JPG

Hirsi Ali'den bahsetmişken...

Folkpartiet liberalerna (Liberal Halk Parti. İsveç.) tarafından ona "Demokrasi, İnsan- ve Kadın-Hakları için cesaretli çalışmalarından dolayı" Demokrasi Ödülü verildiğinden bahsetmezsek olmaz(29.08.2005).

Venstre Partisi (Danimarka) tarfında ona "Özgürlük Ödülü 2005" verdiğinden bahsetnezsek olmaaz. (Danimarkanın islami örgütleri epeyce protesto etmişlerdi)

Time Magazine tarafından "Dünyanın en Etkili 100 Kişiliği"ne seçtiğinden (18.04.2005) bahsetmezsek olmaaaz.

2004 de Hollnda'nın en tanınan kadınları seçiminde 2. sırada yer aldığından, 2005de bir çok medya tarafından "Yılın Kadını" seçildiğinden bahsetmezsek olmaaaaz.

Reader’s Digest Deutschland tarafından "Yılın Avrupalısı" layık görüldünden ödülünü 23.01.2006da Hollanda AET-Komisyon başkanı tarafından verildiğinden bahsetmezsek olmaaaaaz.

Norveç Parlamentosundan Christian Tybering-Gjedde Hirsi Ali'yi "2006 Nobel Barış Ödülü"ne aday gösterdiğinden bahsetmezsek olmaaaaaaz.

Kassel Şehri'nin (Almanya) geleneksel "Glas der Vernunft" (Kelime kelime tercüme: Aklın camı) ödülü 2006 için Ayaan Hirsi Ali'ye layık görüldüğünden bahsetmezsek olmaaaaaaaz.
...

Ayaan Hirsi Ali'nin kitapları:
. Mein Leben, meine Freiheit. Die Autobiographie. (Hayatım Özgürlüğüm. Otobiyografi)
. Itham Ediyorum. Müslüman Kadinlara Baski Bitsin!
. De zoontjesfabriek. (Erkek Çocuğu Fabrikaları)

Web sayfası: http://ayaanhirsiali.web-log.nl/ayaa...sch/index.html


Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim anlayıp göynümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen


Neşet Ertaş'ın kulakları çınlasın.
Umarım ufak değişikler yapmama kızmamıştır.

Sevgiler
Alıntı ile Cevapla
  #45  
Alt 26-12-2006, 18:03
boşluk boşluk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2006
Mesajlar: 1
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

+Bazen kendi kendime;Tanrının görüntüsünü bozmak amacıyla dinleri esinleyenin şeytan olup olmadığnı düşünüyorum+ *Amin Maalouf (ışık bahçeleri) MANİ
Alıntı ile Cevapla
  #46  
Alt 23-01-2007, 11:48
mumumu mumumu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Dec 2006
Mesajlar: 2
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

oradaki transparan elbiseye takılmıs birileri ki zaten cok da fazla birşey beklenemez.Bİr arkadas avrupa nın ensestle,es değiştirmeyle dolu oldugunu soyluyor ancak ensestin islam toplumlarında nasıl yaygın oldugu ve hasır altı edildiğini bilmiyor,zannedilenin aksine 4 es alabilme ruhsatının bir anlamda threesome and foursome yapılmasının da ruhsatı değil mi,ya da sayısız cariye hakkı fantezilerin onunu acmıyor mu,oh dogru ya onlar helal ve zor durumdaki kadını kurtatmak için.Zaten tecavuz hiç edilmiyor islam ulkelerinde zaten mısırda cocuklar (6 yaslarındakiler bile) satılmıyor fuhus amaclı zaten islam ulkelerinde tecavuz oranı hiç yuksek değil hiçte hasır altı edilmiyor,musluman kadınların buyuk bir cogunlugu zaten dayak yemiyor sümmehaşa...Ahlaksızlık değil konumuz ama daniskası merak etmeyin muslumanlarca yapılıyor,kadını asagılamak ve kadına sadece cinsel organdan ve iki adet gogusten ibaret muamelesi yapan kimler acaba merak ediyorum.Submission gerçekten birşeylerin altını cizmiş cok tesekkur ediyorum paylasım için
Alıntı ile Cevapla
  #47  
Alt 03-03-2007, 13:30
Saleyte Saleyte isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Feb 2007
Mesajlar: 7
Standart

Bulent";p=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Beyler, eğer İslam düşmanlığı yapacaksanız yapın. Buna gereken ilmi cevapları alırsınız. Zaten, İslam'la savaşmak, okyanusu kirletmek için farenin okyanusa işemesi gibi bir şeydir. Yani başarmanız mümkün değil. İslamla savaşmanıza ve fikir özgürlüğünü kullamanıza bir diyeceğim yok. Ama, bunu yaparken "namuslu" bir şekilde yapmanız lazım. Şunu söylemek istiyorum. Bu filmin islamdaki "çelişki" lerle *(!) ne gibi bir alakası olduğunu anlayamadım. Çok saçma ve tamamen çamur atma mantığıyla hazırlanmış bir film.
Namaz kılarken transparan elbise giymiş. Ne alaka? (kel alaka!)
Theo van gogh denen piçin mensubu bulunduğu Avrupa toplumlarında *tecavüz, ensest, eş değiştirme, çocukların cinsel istismarı, aids, *eşcinsellik, hayvanlarla seks vb. sapkınlıklar ve gayri insani olaylar yaşanmıyor mu? Filmde anlatılan kötülükleri İslam destekliyor mu yani? Bunların *islamla ne alakası var? İslama mensup kişiler de kötü şeyler yapmış olabilirler; bunun bedelini (islamın kuralları gereği) ahirette ödeyecekler. islamda tecavüz ve transparan tavsiye mi ediliyor yani (haşa!)
Eğer Müslüman olmasaydık, Theo van gogh piçinin toplumu gibi olacaktık. Bunu görmemek kör olmaktan öte hem kör hem sağır ve hem de fesat olmak anlamına geliyor.
Neyse, siz okyanusu kirletmek için işemeye devam edin bakalım, başarabilecek misiniz? )))
Aslinda cok acikli bir film.
Insan yegenin irzina gecermi be.
Yazik olmus kiza.
Böyle toplumlar kendilerine bosuna zulum ediyor diyebilirim.
Islamiyet konusuna gelince ne kadar islamiyet koruyacagini zannederlere
diyecegim su ki. Artik Türkler islamin korumaya mecbur degil
Laik demokratik bir devlet sistemimiz var. Allah varsa dinini korusun insanlari rahat biraksin

BARIS ISTERSEN SAVASA HAZIR OL
-Si vis pacem, para bellum-
Alıntı ile Cevapla
  #48  
Alt 11-03-2007, 15:31
impious - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
impious impious isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2007
Mesajlar: 3
Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

bende kendi mi cahil görüyordum bu tür kadınlar gerçekten böyle düşündükleri için mi katlanıyorlar herşeye ne acı bir durum yazık ..çocukluğumdan beri annemin baskılarıyla müslüman olmaya itildim o direttikçe ben aksini gördüm sanırım annem farkın da olmadan bana çook büyük bir iyilik yapmışş iyiki de yapmış.
Alıntı ile Cevapla
  #49  
Alt 04-04-2007, 14:13
zarok zarok isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2007
Mesajlar: 3
Standart THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

Arkadaşlar merhaba ben foruma daha yeni üye oldum.


Öncelikle şunu belirtmek isterimki transparan kıyafetle namaz kılınması olayı başlı başına zaten islama küfürdür vede hakarettir.
Aslında sizin sorununuz sadece islamı karalamak için bütün dünyadaki pislik kusurlu şeyleri islama yamamak için uğraş vermek ama sadece kendi çevrenizde kendiniz inana bilirsiniz buna çünki arkadaşlar gerçekten saçmalık bunlar şimdi ordaki birey kıskançsa karısını dövüyorsa suçlu islammı oluyor sanki sadece müslümanlarmı kıskanç sadece onlarmı karısını dövüyor genel olarak psikolojik bir hastalıktır bu karısına güvenmez şüpeci olur bu psikolojik bir hastalıktır dinli dinsiz sorunu değilki bu bu bireyin psikolojik sorunu amcasının ona tecevüz olayına gelelim bunu hiçbir inanç hiçbir toplum kabul etmez bütün toplumlarda ve inançlarda bu ahlaksızlık olarak belirtilir peki siz nasıl kalkıp burda islamın dayağı tecevüzü desteklediğini ima ediyorsunuz hatta öyle diyorsunuz sizi gerçekten gülünç buluyorum ordaki yönetmenin öldürülmesi olayınıda doğru bulmuyorum öyle pislikler kahraman oluyor böylelikle siz böylelerini filozof ilan ediyor ve ordan pirim yapmaya çalışıyorsunuz siz öyle insanlardan pirim kazanmaya devam edin sizi tebrik ederim arkadaşlar.
[b]
Alıntı ile Cevapla
  #50  
Alt 04-04-2007, 14:20
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart Re: THEO VAN GOGH' UN "SUBMISSION" ADLI FİLMİ

Merhaba zarok dinlerden özgürlük sitesine hoş geldin. Yalnız merak ettiğim bir şey var.
Son dönemde üye olan inançlı arkadaşlarımızın hepsi "kalın" yazılar yazmanın söylediklerinin
önemini artırdığını düşünüyor. Anlaşılan siz de onlardansınız. Eğer bu bir kimlik değilse
kalın harflerle yazmamanızı rica edeceğim.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:09 .