 |
|
#1
20-11-2004, 20:51
|
|||
|
|||
BEN NEDEN KAFİR OLDUM?
Evet dinlilere gore ben bir kafirim. Islamı benimsemiyorum ve Tanrıya da inanmıyorum! Ama neden acaba? Bunun nedenleri buraya yazmak imkansız çünkü koskaca bir kitap konusu. Ama en azından genel bir nedeni var.
Ben kendi irademle mi kafir oldum yoksa Tanrı beni kafir mi yaptı? Bakalım Tanrı Kuranda ne diyor?: ENAM 125 "Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. " ARAF 178 "Allah kime hidayet ederse, o doğru yolu bulur; kimi de saptırırsa, hüsrana düşenler de işte onlardır. " ZÜMRE 22 "Demek ki, Allah kimin bağrını islama açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? O halde vay kalpleri, Allah''ın zikrinden (boş kalıp) kaskatı olanlara. Onlar, açık bir sapıklık içindedirler. " NAHL 93 "Allah dileseydi mutlaka hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat O, dilediğim saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir ve herhalde hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu olacaksınız. " YUNUS 100 "Allah''ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir." FATIR 8 "Allah dileseydi bütün insanları doğru yola sevk ederdi." Bu ayetlerde açıkça görüldüğü üzere benim müslüman olmayışımın daha doğrusu kafir oluşumun nedeni Tanrı''dır. Çünkü Tanrı benim iman etmemi dilememiştir.Tanrı benim kalbimi kapamıştır. O halde Tanrı beni suçlayamaz ve bana ceza veremez. Çünkü benim ona inanmamamın nedeni kendisidir. Size delil olarak 1 değil tam 6 tane ayet gösterdim. Ne diyeceksiniz bakalım. Ayetler zorlama yorum yapılamayacak kadar açık ve net. Eğer dininiz Tanrı tarafından gönderilseydi mükemmel olurdu ve bizler bu kadar fazla çelişki bulamazdık ve sizler de bu çelişkileri savunmak zorunda kalmazdınız. 
|
|
#2
20-11-2004, 21:02
|
|||
|
|||
|
Bu ayetler işin bir boyutu..
Diğer taraftan insanları kafir yapan Tanrı, aynı kitapta bu kafirlerin öldürülmesini de emrediyor! Hem insanı kafir yap hem de öldürülmesini iste! "Dalga mı geçiyorsun!" diye sormazlar mı Tanrı''ya? Kafirlerin öldürülmesini emreden ayetlerden biri: TEVBE 5 "Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." Eğer dininiz Tanrı tarafından gönderilseydi mükemmel olurdu ve bizler bu kadar fazla çelişki bulamazdık ve sizler de bu çelişkileri savunmak zorunda kalmazdınız.
|
|
#3
21-11-2004, 04:56
|
|||
|
|||
|
Tevbe kapisi olum anina kadar aciktir...
Onca yil musluman olarak yasayan Turan Dursun, bildigimiz kadariyla kafir olarak oldu ise, bunca yil kafir yasamis olan sen Insallah musluman olarak can verirsin. Allah herkese son nefeste iman ile olmeyi nasip etsin insallah. Amin. Siz ne derseniz deyin, bizim duamiz musluman icin de, kafir icin de aynidir. Gun gelecek, hesap donecek...
|
|
#4
21-11-2004, 06:43
|
|||
|
|||
sen daha suya pu derken beni tanrının var olmadığına dair 1000''lerce kanıt toplamıştım. ve hala da topluyorum. her yaşadığım gün bana tanrının var olmadığına dair yeni deliller sunuyor. Eğer dininiz Tanrı tarafından gönderilseydi mükemmel olurdu ve bizler bu kadar fazla çelişki bulamazdık ve sizler de bu çelişkileri savunmak zorunda kalmazdınız.
|
|
#5
21-11-2004, 16:35
|
|||
|
|||
|
Merhaba Ebu Leheb,
Söylediğin ayetleri bir daha beraber okuyalım: ENAM 125 "Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. " Allah kimi dilerse kalbini imana açar. Fakat iman etmeyenlerin ise murdarlık içinde bırakır. Eğer sen iman etmek istemiyorsan, istediğin sapkınlığın içinde kalırsın. Bu ayette anlatılan budur. ARAF 178 "Allah kime hidayet ederse, o doğru yolu bulur; kimi de saptırırsa, hüsrana düşenler de işte onlardır. " Bu ayetten önceki ayetlere bakarsan Allah’ın ayetleri verildiği halde bundan yüz çeviren bir insan örnek verilir. Allah dilese onu yükselteceğini ama o yere meylettiğinden bahsedilir. Ondan sonra da bu ayet gelir. Kalpler Allah’ın elindedir. Eğer sen sapmak istiyorsan Allah sana sapkınlığın içinde bırakır. Hidayet bulmak isteyenin ise kalbini hidayete açar. ZÜMRE 22 "Demek ki, Allah kimin bağrını islama açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? O halde vay kalpleri, Allah''ın zikrinden (boş kalıp) kaskatı olanlara. Onlar, açık bir sapıklık içindedirler. " Bu ayette de benzer mantık vardır. Allah kişinin tavrına göre onun hidayetini arttırır yada daha büyük bir sapıklık içinde bırakır. Buna en büyük delil aynı Kuran’ı okuyan iki kişi ayetlerden imanı artar, Allah’a daha çok yakınlaşırken, başkası tam tersi bir tepki verebilir. Örnek şekil 1-a da görüldüğü gibi NAHL 93 "Allah dileseydi mutlaka hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat O, dilediğim saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir ve herhalde hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu olacaksınız. " Yukarıda dediğim gibi kalpler Allah’ın elindedir. Allah dilediğine hidayet verir dilediğini de saptırır. Fakat bu saptırdıklarının kalbinde sapma isteği olması bir ölçüdür. Yukarıdaki ayetlerde de bu ölçü anlatılır. YUNUS 100 "Allah''ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir." Yine burada kalplerin Allah’ın elinde olduğu bildirilir. Allah’a yakınlaşmak isteği olana Allah hidayet verir. İnsan ne kadar istese de Allah hidayet vermezse Allah’a yaklaşamaz. İman edenler kendi hidayetlerinin Allah’ın dilemesiyle olduğunu, bu ayetin işaretiyle bilirler. FATIR 8 "Allah dileseydi bütün insanları doğru yola sevk ederdi.", Bu ayette de yukarıdaki ayetlerdeki mantığı aynısı vardır. Allah eğer dileseydi herkese hidayet verirdi. Fakat sapmak isteyenleri O sapıklığı içinde bırakmıştır. Sen bir konuda haklısın, Allah senin kalbini İslam’a kapamış ve sapkınlığını arttırmıştır. Sen inançsızlığı seçtiğin için Allah’ta senin kalbini kapamış anlayışı ve kavrayışının bozmuştur. Onun için bu konuyu gerektiği gibi değerlendiremez ve doğruyu göremezsin. Sonuç olarak bu inançsızlığın üstüne ölürsen de kendi tercihinden dolayı gideceğin yerin cehennem olması büyük muhtemeldir. Muhakemen bozuk olduğundan dolayı haram aylarla ilgili tevbe suresindeki ayetini de tam kavrayamıyorsun. Sadece işine geldiği için belli kısmını alıp öyle yorumlamak istiyorsun. O ayetlerin öncesine bakarsan burada savaş durumu söz konusudur. Savaş esnasında haram aylar boyunca ara verilen savaşa devam edildiğinde saldırgan olanlara karşı en iyi şekilde savaşılması gerektiği o ayette söylenir. Yoksa savaşmayan kendi halinde insanlarla bir çatışma söz konusu değildir. Tövbe konusunu da son derece yanlış muhakeme etmişsin. İnsan hatalıdır. Her zaman hata yapabilir. Müslümanlar hata yaptıklarında bunda diretmezler. Örneğin yanlış bir konuda iddia ettiğinde sırf altta kalmamak için bu iddiasını sürdürmez ve hatasını kabul edip kendilerini düzeltirler. İşte tövbe insanın hatasını kabul edip bundan diretmemesidir. Özellikle inkarcı düşünceye sahip olan insanlarda görülen bir ruh halidir bu. Büyüklenme ve gurur nedeniyle hatalarını görüp bunları düzeltme isteği göstermezler.
|
|
#6
21-11-2004, 17:47
|
|||
|
|||
|
GARP CEPHESINDE YENI BIR SEY YOK!!!
Ella da yeni bir sey soylemiyor.. Guya aciklama yapmis! Ayet''leri aynen soyluyor... Kardesim sen suna cevap ver; Her seyi bilen Allah, sonsuza kadar herseyin kaderini de kendi belirlemismidir? Evet.. O halde neden seni imanli, beni imansiz yaratmis? Neden benim sapmama izin vermis? HER SEYI YARATAN, HER SEYI BILEN ALLAHIN IRADESI DISINDA BENIM OZGUR BIR IRADEYE SAHIP OLMAMDAN SOZ EDILEBIR MI? Allah''in arzusu disinda bir sey yapmam mumkun mu? Degil.. "Sapmayi istemek, sapmayi secmek" de onun arzusu.. O halde bu secim sanki bana aitmis gibi, bu sucu nasil olur da bana atarsin? Allah yarattigi kullar arasinda "ayri, gayri" yapan adil bir yaratici degil.. Benim ne sucum vardi da beni imansizliga yonlendirdi? Nedeni acik; Araf-179 And olsun ki biz cin ve insanin bir cogunu cehennem icin yaratmisizdir....... Goruldugu gibi Allah yemin etmis; cehenneminin bos kalma ihtimalini goz onune alarak, yarattiklarinin bazilarini cehennem icin yarattigini pesinen soylemistir... Cehennemlik kullar agizlariyla kus tutsalar bile cehennemliktir... Is pesinen bitmistir... Hal boyleyken Ella, karsisinda musluman oldugunu ve bu muslumanlari kolayca kandirabilecegini sanarak, "maval" okumaktadir...
|
|
#7
21-11-2004, 22:55
|
|||
|
|||
|
Merhaba Oguz.
Mademki butun bunlarin farkindasin o zaman iman et gitsin.  Saka yapiyorum.Bence kuranin tamami okundugunda insanlarin ozgur iradeye sahip oldugu cok net bir sekilde gorulur.Hatta insanlari meleklerden ustun kilan sey ozgur iradeye sahip olmalaridir.Her zaman bir ayet veya bir ayetin bir parcasini ele alarak yapilan yorumlar biraz yanlis olur diye dusunuyorum. Eger ozgur irade(secme ozgurlugu) olmasaydi peygamber neden gonderildi ve kutsal kitaplar neden indirildi? SAYGILAR.
|
|
#8
22-11-2004, 02:25
|
|||
|
|||
|
Merhaba Oğuz,
Özgür irade konusu hep tartışılmış bir konudur. Burada yapılan hata Allah’ın iradesini insanın iradesi gibi düşünmektir. Allah tüm zamana hakimdir. Zamanın üstündedir. İnsanlar ise zamana tabi bir varlıktır. Bizler zaman boyutu içinde yaşıyoruz. Bunu anlatmak için küçük bir örnek vermek istiyorum. Şimdi bir yüzey üzerinde yaşayan iki boyutlu canlılar düşün. Mesela bir A4 kağıdır olsun. Bunlar üçgen şeklinde canlılar olsun. Bu canlılar bu yüzeyde yaşıyor olsunlar. Bunlar için iki boyut vardır. Önlerini arkalarını sağını solunu görürler fakat yukarıyı ve aşağıyı bilemezler onlar için böyle bir kavram yoktur. Kare şeklinde bir ev düşün. Bunun içinde üçgen şeklinde bir canlı olsun. O iki boyutlu evinin içinde tek başınadır. O kimseyi göremez. Onun gibi iki boyutlu olan canlılar da onu göremezler. Çünkü etrafı kare şeklinde evle çevrilidir. O kendisini tek başına zannederken üç boyutlu olan sen, ona yukarıdan bakarak onu görebilirsin. O kendisini tek başına zannetse de, kimsenin onu görmediğini düşünse de sen onu görebilirsin. Allah tüm boyutların üstündedir. Herşeyi kuşatandır. Biz kapalı bir odada da olsak Allah herşeyi görür. Zaman da bir boyuttur. Allah için geçmiş gelecek yada şu anki zaman yoktur. O tüm zamanı kapsayan mutlak andır. Bizim için zaman akarken onun için böyle bir şey söz konusu değildir. Evren yaratıldığı an Allah katında son da bulmuştur. İki boyutlu bir canlının üçüncü boyutu kavramasının imkansızlığı gibi, bizim de zamansızlığı kavramamız imkansızdır. Çünkü biz zamanlı varlıklarız. Fakat zamnın da bi rboyut olduğunu bilebiliriz. Allah mutlak güç sahibi ve zamanı yaratandır. Allah insanları yaratığında onun cehehnneme gidip gitmeyeceği bellidir. Çünkü o zamanın geçmesini beklemez. İnsan da zamanlı bir varlıktır ve zaman içinde yaşar. olarak yaptıklarından sorumludur ve bundan dolayı hesaba çekilecektir.
|
|
#9
22-11-2004, 06:50
|
|||
|
|||
seni allah kafir etmedi sen kendin kafir oldun
bak güzel kardeşim. sen bu yazıyı yazarken birisi seni zorladımı sen yazmak istemedinde ellerin seni dinlemedimi kendi iradenle yazdın değilmi. tabiki evet diyeceksin bak kuranda öyle diyor. allah seni yaratmadan seni yarattıktan sonra senin ne igbi ameller işleyeceğini biliyordu. allah senin işleyeceğin amellere karşı gelmediki sen diledin o verdi. kader ve kaza nedir sen bilirmisin. ben sana inancıma göre tanımlayayım. kader: allahın yerde ve gökte ne varsa daha onlar yaratılmadan onlar yaratıldıktan sonra ne olacağını senin neler yapacağını tabiki kendi iradenle neler yapacağını önceden bilip takdir etmesidir. yani seçimi sen yapacaksın o takdir eder.yani senin isteğini onaylar. Kaza: sen yaratıldıktan sonra yine kendi iradenle yapmak istediğin şeyleri (allahın önceden bildiği ve takdir ettiği şeylerin kaderinin her fiilinin vakti zamanı geldiği zaman o yaratır. mesela benim bu mesajı sana kendi irademle yazmak isteyeceğimi allah daha beni yaratmadan önce biliyordu. bunu takdir etmişti bu kaderdir. dünyaya gelmek benim isteğimle olmamıştır bu da allahın iradesiyle benim için önceden takdir ettiği kaderimdir. yani bazı ameller benim irademle bazı ameller benim iradem dışında gerçekleşmiştir. vakti zamanı gelince benim dünyaya gelmem allahın benim için önceden kendi iradesiyle takdir ettiği kaderin kazaya dönüşmesidir. bu mail i sana yazmamda benim irademle allahtan istediğim ve onun taktir ettiği kaderimdir allahın bunu önceden bilmesi ve takdir etmesi kaderim sana vakti zamanı gelince bu maili yazmam da kaza dır. ama sana maili yazmam benim isteğimle oldu. allah bana istediğimi verdi.buda kaderimin kazaya dönüşmesidir. senin inanıp inanmaman kendi iradenle olan bir şeydir. allah sana düşünme kabiliyeti akıl fikir vermiştir sen bunları kullanarak allahı bulursun ayrıca ömrün boyunca milyonlarca fiillerde bulunursun. yanlış yollara sapmaman için allah peygamberler ve kitaplar göndermiştir bu kitapları tarafsızca okur ve değerlendirirsen baktığın her şeyde allahın tecelliyatını görürsün. saten seni allah niye dünyaya geldin diye sorumlu tutmaz çünkü seni o yarattı. ve sebebinide bildirdi bak kuran ne diyor. ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yarattım. kulluk etmek. sahibini tanımak onun emir ve yasaklarına uymaktır. yaradıldığına kimse pişman olmaz bundan dolayı hiç ölmek istemezsin. bu büyük nimetin karşılığı olarak sadece ona teşekür edecek onu sahibin olarak bileceksin ve onu büyükleyecek ve ondan isteyeceksin.ondan başkasına kulluk etmeyeceksin. senin elinde olmadan ondan gelen kötü durumlarda ona isyan etmeyip bir hayır vardır allah zulm etmez diyecek ona döneceğini unutmayacaksın. tersini yaparsan nankörlük etmiş olursun. sen kendi iradenle yaptıklarından sorumlusun. farzedelim kendi iraden dışında hastalandın yani sağlığına her şekilde dikkat ettin ama hastalandın. ne suçum vardı allahım deyip isyan etmen senin iradenle olmuştur sorumlusun. vardır bir hayır deyip dua etmen acizliğini bilip allahtan şifa istemendende sorumlusun biri seni allahın sevgisine götürür.diğeri allahın öfkesine. seçim senin. allah noksanlıklardan münezzehtir. sen ona küçük aklınla hesaba çekemezsin bu sorunun cevabı kuranı kerimde defalarca geçer. mesela şöyle biten ayetlere dilkkat et. demekki biz insanlara zulmetmiyoruz- onlar kendilerine zulmediyorlar- işet bak ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz. - hiç akıl erdirmiyormusunuz. gibi biten ayetler üzerinde tarafsızca düşünürsen alahın nimetlerine karşı nankörlük ettiğini seni onun kafir etmediğini kafirliği senin kendinin istediğini anlarsın. bak kuran ne diyor (bir toplum kendini değiştirmedikçe biz onları değiştirmeyiz.) sen iyilik sahibi bir insan olduğunu farzet. sonra nefsinin çıkarlarına uyarak iyiylikten uzaklaşmaya karar ver sonrada bunu eyleme dök. hemde hatalı olduğunu bile bile ve bile bile topluma ve allaha kerşı kötülüğe ısrarla devam et. bu senin isteğin. işte isteğine karşılık allahta seni o kötülüğün içinde bırakıverir. sen kötülüğü istedin o da seni iyilikten kötülüğe değiştirdi. sorumlusun. tam tersinide düşün .birinde kaybedersin birinde kazanırsın. bak kuran ne diyor. biz gerçekleri (yani hakkı )bir topluma bildirmediğimiz sürece ona zulmedecek değiliz. ilk insandan bu yana insanlara allah peygamberler ve onlar aracılığı ile kitaplar göndermiştir.peygamberlerin peygamber olduklarının isbatı içinde onlara mucizeler vermiştir. insanların birçoğu nefsi çıkarları için peygamberlerini mucizelerine şahit oldukları halde yalanlamışlar birçoğunuda öldürmüşlerdir. bu bir nevi allah beni yarattı ama bana yasa kural koymasın bana ihtiyacım olan herşeyi yaratmaya devam etsin ancak asla sorumlu tutmasın bende ona teşekür bile etmeyeyim.armut piş ağzıma düş derler. bu ne kadar mantıklı sizce böyle bir varlık değerli olabilirmi. yoksa sahibini tanıyan ona nankörlük etmeyen ona teşekürü bir borç bilen birimi değerli olur. allah cehennemi insan ve cinlerle dolduracağına gelince kurana dikkatlice göz atarsan bütün insanların değil kötülük ve nankörlük yapan insanların cehenneme gireceklerini görürsün biraz daha dikkat edersen. o cehenneme gideceklerin gerçekten cehennemi fazlasıyla hakettiklerini görürsün. kuranda bir mucizedir. bütün bilimlerin ana hükümleri onda vardır kıyamete kadar zamana göre delilleri vakti zamanı geldikçe ortaya çıkacaktır. şimdiki insanlar için birkaç delil göstereyim sana hacı ya yazdığım şu cevabı iyi oku Gönderildi :: Mesaj Kimden: thtbsbdllh Kime: haci Tarih: Pzr Ksm 21, 2004 4:05 am Konu: inançlarımızı sorgulamalıyız sevgili kardeşim haci. allahın selamı üzerine olsun sende onun kulusun bende. yani ikimizde onun kölesiyiz. önceki yazında komik olmuşsun. hz. muhammet zamanındaki arap toplumları hakkında birşeyler okumuş fakat okuduklarınızı anlayamamışsınız.veya dini saptırmak isteyen birinin taraflı saptırılmış bir yazısını okumuş ve bana (Al-lah) kavramını öğretmeye çalışmışsınız. kelime oyunlarıile insanları kandıramazsınız.allah (al-lah) rabbimizin arap dilindeki genel ismidir.yahudiler de yehova derler. onun isimleri sonsuzdur. bunlardan 99 tanesi kuranda geçmektedir.ama sonuçta aynı ilahi varlık kastedilir.yazımın sonunda bu isimlerinden bir kısmını ayzacağım. lütfen kelime oyunu oynamayalım.ayrıca kabe ibrahim (as) zamanında onun tarafından allah adına inşa edilmiş olup daha sonrada çeşitli tahribatlara uğramış ve zaman zaman tamir edilmiştir.cahiliye dönemindeki araplar putlara ,sizin tabirinizle taşa toprağa tapmıyorlardı. onlar için allah da taş ve toprak değildi. onlar ibrahim (as) dan gelen din üzere idiler ve bugünkü müslümanların inandığı tek bir ilaha tapıyorlardı. hubel,lat,uzza,menat,ve diğer heykeller yani putları allaha ortak koşuyorlardı ibrahim (as)ın getirdiği dinin yasalarını iman ve inanç esaslarını çıkarları uğruna değiştiriyorlardı.o putlar, onlar için daha önce yaşamış atalarından olan allahın sevgili kullarıydı. , o putlar o kulları simgeleyen heykellerdi. atatürkün heykelinin önüne geçip heykele karşı konuşuyormuş gibi onu öven birisini düşünün.o kişi heykelemi bir taş parçasına mı seslenir acaba . hayır sesleniş onu8n ruhaniyetinedir heykel o ruhu temsil eden sadece bir simgedir. ayrıca onlar allaha değil meleklere dişi diyorlardı. din tamamen saptırılmıştı.onlarda biz müslümanlar gibi haç yapar kabeyi tavaf ederlerdi.çünkü ibrahim (as)nin dini de bunu emrediyordu.onlar zamanla ticari çıkarları için allaha ortak koştukları atalarının putlarını kabeye doldurarak bütün arap kavimlerini mekkeye çakip mekkeyi bir ticaret şehri yapmayı amaçladılar ve bunda başarılı oldular. yani dini yasalarını ticari kazançları için saptırdılar. hristiyan din büyükleride dünyevi çıkarları için dinlerini saptırmışlardır. isa nın bakire meryemden doğduğu ayrıca ölüleri dirilttiği çamurdan kuşlar yapıp bunları dirilttiği hastaları iyileştirdiği için (tabiki bunlar isanın şahsi marifetleri değil allahın ona peygamberliğinin bir kanıtı olması için verdiği mucizelerdir) ona yani isaya allahın oğludur yakıştırmasını yapıp kendilerininde onun adına görev yapan aracılar olduğunu ve onun izniyle insanları hristiyan yapmakla veya dinden çıkarmakla ve insanların vavtiz gibi bir törenle günahlarını bağışlayacaklarına inandırmışlar isayı bir günah keçisi yapmışlar isa çarmıha gerilerek bizim günahlarımızı üslendi çünkü tanrı isa biz kullarını çok seviyor ayaklarına yatarak dini hükümleri saptırmışlar namaz oruç zekat gibi mecburi ibadetleri nafile yapmışlar ve böylece dünya hayatında rahata ermişlerdir. insanlarıda buna inandırmışlardır.böylece bu hristiyan din büyükleri kendilerini insanların gözünde kutsallaştırarak dokunulmaz olmuşlardır. kilise adına özellikle orta çağda halktan çok ağır vergiler almışlar veremeyenleri öldürmüşler çeşitli işkencelere maruz bırakmışlardır. işte avrupada fransız ihtilali ile başlayan halk ayaklanmalarının sebebide bu barbarca tavırlarıdır. çıkarları uğruna isanın dinini de tahrif etmişlerdi. bu allaha isyandır bu nedenle de cehennemi hakedenler oldular.daha sonra geçmiş ilahi dinleri doğrulayan saptırdıkları kısımları insanlara haber veren ve allahın yoluna doğru yola çağıran kuranı kerimi allah hz muhammet aracılığı ile insanlara göndermiştir. kuranı tarafsızca okursanız onda hiçbir çelişki olmadığını görürsünüz siz şurası çelişkili deyin ben size çelişki olmadığını isbatlayayım. bana yazmaya devam edin., hz muhammet in kendisine davasından vazgeçmesi için mekke büyükleri ,zenginleri tarafından rüşvet olarak çeşitli servet ve makamlar teklif edildiği halde o alahın peygamberi olduğu için bunları reddetmiştir. o kendine inananlarla birlikte birçok işkencelere hakaretlere tehtitlere maruz kaldığı halde davasından vazgeçmemiştir. hristiyan din büyüklerinin yaptığını yapmamıştır.o saraylarda değil halktan biri olarak saraylarda değil mütevazi bir evde ikamet etmiş ipekten elbiseler değil basit sıradan elbiseler giymiştir ihtiyacının fazlasını hep fakir halka dağıtmıştır. toplanan zekatları hortumlayıp saraylar yaptırmamıştır. halkın gözü önünde hep fakirlere dağıtmıştır.ölüm dahil her türlü tehlikeyi göze almıştır.sahte peygamber olsaydı bunları yapmaz hriztiyan din büyükleri gibi krallar gibi yaşardı. sahte peygamber olsaydı her gün beş vakit namazı emretmezdi emretse bile kendini müstesna sayabilirdi ve kendini hristiyan din büyükleri gibi kendini allah ile insan arasında aracı kılar insanları kendisine taptırabilirdi o bunu yapmadı hep bende sizingibi bir insanım derdi. hristiyanların yaptığı gibi peygambere değil allaha ibadet edin derdi. kendi önünde saygı olsun diye insanların eğilmesine bile izin vermezdi. üşenmeden beş vakit namaz haricinde gece ve gündüz nafile namazlar kılardı. o allahın peygamberi olmasaydı her yıl 30 gün ramazan orucunu farz kılmazdı hristiyanlargibi isteyen oruç tutar isteyen tutmaz der halkın gözüne girerdi düşmanlarını bile o zaman kendisine dost edebilirdi. her yıl mekke medine gibi hava sıcaklığının 40-50 dereceyi bulduğu çöl sıcağında her yıl otuz gün arka arkaya oruç tutup senenin diğer aylarındada sık sık nafile oruçlar tutmazdı.sizler ağustos sıcağında mekkede değil türkiyede 50 derecede değil 35 derecede otuz gün oruç tutunda görelim delikanlılığınızı.oruç halinizle çalışın bakalım açlık ve susuzluk insanı nasıl kavuruyor. allah fakirin halini işte böyle yaşatarak öğretir insanlara işte böyle terbiye eder insanları. o açlık ve susuzluğu çektiğin zaman en vijdansız insan bile yumşayıverir ve elini fakire açmaya başlar.o dayanılmaz sıcaklarda oruç tutmak zekat vermek namaz kılmak gibi insanın nefsine zor gelen bu ibadetleri fazlasıyla yapan bir insan ya delidir ya da gerçekten allahın peygamberidir.eğer o deli olsaydı kız çocuklarının diri diri topraga gömülmesini engellemek için savaşmazdı öyle bir toplumun içinde hayatını tehlikeye atarak köle ile efendisini her ikiside insan olduğu için eşit saymak gibi güzel bir şey yapmazdı. hırsızlık, zina, içki kumar faiz gibi toplum ahlakını çökerten toplumda birçok çıkar ve fitneler doğuran bu pislikleri yasaklamazdı.kadını aşağılayan bir eşya gibi alıp satan bir toplumun karşısına geçip sizi 9 ay karnında taşıyan annenize hiçmi saygınız yok demezdi bir deliden bunlar beklenemez .kendini akıllı sanan bir çıkarcıdan sahte peygamberden bunlar beklenemez o allahın peygamberidir. o ve kuranı kerimde allahın varlığına bir delildir. o hristiyan papazlar gibi yapmadı isada yapmadı musada yapmadı diğer peygamberlerde yapmadılar. insanlar zevk ve çıkarları için allaha isyan etmektedirler.isyan edenler. kendilerini yoktan varedip ihtiyaçlarını gidermeleri için her türlü rızkı yaradan ve emrimize sunan yüce allaha karşı yaptıkları bu nankörlüklerinden dolayı cehennemde yanacaklardır. allah kullarına zulmetmez. insanlar kendilerine zulmederler. oysa allah insanlardan hiçbir şey istemiyor. o insanı değerli bir varlık olarak yarattı.yeryüzünü insanın emrine verdi,ona akıl verdi fikir verdi.insanı terbiye etti. namaz kıl dedi sahibine teşekür etsin de nankörlük etmesin diye. namazınızda bana dua edin vereyim dedi. mülkün sahibini tanısın diye.orucu emretti. nefsini kötülüklerden arındırıp cömertliği yardımı sabrı nimetlerin değerini bilsin diye. zekatı ve sadakayı emretti yardımlaşmayı öğrenelim birbirlerimizin mallarına haksız yere göz dikmelelim diye. insanlara vijdan verdiki suç işlediklerinde vijdan azabı çekip tövbe etsinler diye tövbe etsinlerde bağışlayayım allahın rahmetini acımasını allahın zulmetmediğini insanın kendisinin kendisine zulmettiğini görsünler diye................!!!!!!!!! sevgili kardeşim haci insanların koydukları hiçbir kanun toplumda huzuru sağlamamış ve sağlayamayacaktır. doğru kanunlar allahındır. insanlar kanunlarını sürekli değiştirirler çünkü hep bir eksiklik ve yanlışlıklar vardır. insanlar suçlarını örtbas etmek için hep insan hakları diye bağırır dururlar. insanların özellikle sözde çağdaş avrupanın koyduğu kanunlara bir bakın.evinize hırsız girer hırsızla evinde karşılaşırsın yakalanmamak için size saldırır kendinizi korumak için ölümüne sebebiyet verirsiniz veya onu yaralarsınız siz suçlu olursunuz hırsız suçlu olur. üç beş gün yatar ve çıkar sizin yıllarca birikiminiz olan tasarruflarınızı çalar ama bunu devlet engelleyemez.olan size olur hırsızın hakkı varda sizin hakkınız yokmu. sizin verdiğiniz vergiler dolandırılır. yani resmen hırsızlık yapılır ama hırsız görevi kötüye kullanmaktan yargılanır üç beşgün yatar çıkar sizin vergileriniz uçar gider sizde nerde hastane nerde okul nerde su nerde elektrik nerde eğitim diye bağırır durursunuz bumu insan hakları hırsız haklı halk haksız. halk sadece coplanır. halkın hakkı coplanmaktır.ananıza bacınıza tecavüz edilir. tecavüzcü içkiliydim ne yaptığımı bilmiyordum baenimle gönüllü yattı der üç beşgün yatar çıkar birdaha tecavüz eder . kapkaççılar defalarca yakalanır tekrar aynı suçu defalarca işler. birileri tirilyonları götürsün diye ırakta afganistanda filistinde sözde demokrasi getirmek adına masum sivil halk katledilir. bumu insan hakları. bak şeriata bak kardeşim allahın kurandaki şeriatı hırsızların haklarını savunmaz. tecavüzcülerin haklarını savunmaz. senin bacına tecavüz edilse eminimki bu adamı asın kesin diye bağırırdın.senin yıllarca dişinden tırnağından arttırdığın birikimlerin bankalarda dolandırılırsa kapkaççılar tarafından bacın sadece bir bilezik veya üç kuruşluk bir cep telefonu için öldürülse eminimki bu adamı asın diye bağırır çırpınırdın o zaman insan hakları demokrasi adına insanları yozlaştıran sahtekar din düşmanlarına sende düşman olurdun çağdaşlık adına çıkan yasaların ne kadar saçma olduğunu görürdün. bak allah kuranı kerim de ne diyor. hırsızlık yapanın eli ve ayağı çaprazlama kesilir. hadi bir hırsızlık yapsınlarda görelim delikanlılıklarını. zina eden tecavüz edenin suçu 4 şahitle ispatlandığı zaman ( dört şahit istenmesinin sebebi masum kadınlara iftirayı önlemektir) 100 sopa vurulur bu sopaya dayanacak delikanlı varsa hadi bacılarımıza tecavüz etsinde görelim delikanlılıklarını . bilirsiniz kadınlar güçsüzdür toplumlarda hep ikinci plana atılmışlardır.onlara kolaylıkla zina suçu atılabilir. bu nedenle bir kadına zina isnat eden bunu isbatlayamassa ona 80 deynek vurulur. hadi dayansın bu acıyada birdaha bu suçu işlesin bakalım. kapkaççıların yaptığı gibi hırsızların yaptığı gibi menfaat için adam öldüren allahın kitabı kurana göre öldürülür.ölenin varisleri suçluyu affederse suçlu varislere diyet öder. buda allahın bağışlaytıcılığından merhametindendir. göze göz dişe diş. işte allah böyle suçluların değil zarara uğrayanların hakkını korur. yine allah acıyandır merhametlidir.senin öldürün bu adamı diye bağırdığını o sadece sopa cezası veriyor. ama inanmayanlar buna gaddarlık diyor allah zulmediyor diyor. senin bacına tecavüz edilirse allahın zulmetmediğini anlarsın. kapkaçcılar senin anne veya bacına saldırır bir cep telefonu için onu öldürürse allahın zulmetmediğini anlarsın. bu sitede islama allaha karşı öyle suçlar işleniyorki bunu bilerek yapanlar allah katındaki akibetlerini düşünemiyorum allah onları doğru yola getirsin tevbe ediniz kurtuluşa geliniz allah samimi tevbeleri kabul edendir o terbiye edendir. fizik yasalarınıda sizleride yaratan odur. o iman eden kulunu koruyandır, o selamete erdirendir, eyyyyy doktor hacı fizik yasalarından bahsedersin herşeyin mantıklı bir açıklaması vardır dersin fizik yasalarını allaha inanmaya engel edersin fizik yasalarınıda o yarattı senide madem doktorsun herşeyin bir açıklaması vardır dersin bana dolaylı darvinizmi savunursun hadi bakalım bir insan organı yapsana insanlar niye organ bekliyorlar. değil bir organ bir hücre yaratsana allahın yarattığı gibi organ demedim sadece bir hücre dedim. evet hücre alahın yarattığı hücre kendini yeniliyor çoğalıyor milyon sayfa tutacak bilgileri içinde barındırıyor çoğalıyor ve et oluyor kamik oluyor kan olutor kalp oluyor göz oluyor.... bütün bunlar bir ahenk içinde dizilerek birbirleri ile sürekli bilgi alışverişi yaparak bir insan oluyor sen oluyosun hacı sen.bak hacı kuran ne diyor biz insanı bir meniden yarattık( öğle değilmi haci ) biz insanı bir alaktan yarattık (alak, asalaktır bir yere asılıp tutunan ve ondan beslenen et parçasıdır. kene gibi ( sen annenin karnında göbek bağı ile ondan tutunup beslenmedinmi haci öğle değilmi haci) biz her canlıyı sudan yarattık biz insanı bir damla sudan yarattık ( sen babanın testisinde bir damla su değilmiydin haci) biz insanı üç karanlık bölgede yarattık ( doktor haci bunlar yumurtalık ,döl yatağı ve rahim değilmi haci) önce kemiklerini yarattık ( çocuğun anne karnında önce kemikleri oluşturan kıkırdak dokusu oluşmuyormu haci sen doktorsun daha düne hadar önce et oluşur sonra kemikler diyordu bilim adamları şimdi ise tam tersini söylüyorlar cihazlar sayesinde kuranı doğruluyorlar) sonra ona nasıl et giydiriyoruz bir bak ( bakmıyormuyuz haci kıkırdağın çevresinden seçilen doku ile kaslar oluşmıyormu ( doktor haci öyle değilmi)bunları 1400 yıl önce hiçbir teknoloji yokken muhammet kafasından attıda tutturdumu haci bak kuran ne diyor ay ve güneşte bir yörüngede akıp giderler.( daha düne kadar dünya tepsi gibidir öküzün boynuzları üzerindedir diyenler nerde haci güneşte ....... yıldızı doğrultusunda bir karara doğru akıp gider ( daha dün ben lisede iken dünya güneşin etrafında dönüyor güneş yerinde sabit duruyor diye öğretiyorlardı. ama şimdi güneşte bağlı bulunduğu galaksinin merkezinde döndüğünü bilim adamları söylemiyormu haci galakside başka bir merkezin etrafında dönmüyormu haci bak kuran ne diyor biz evreni genişletiyoruz ( bilim adamları bütün galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını ve evrenin bir balonun şişmesi gibi genişlediğini söylemiyorlarmı haci ah haci ah bütün bunları muhammet kafasından uydurduda tutturdumu yoksa 1400 yıl önce günümüzden daha iyi bir teknoloji vardıda muhammet o zamanın nasa sındamı çalışıyordu. ah haci ah bak kuran ne diyor biz göğü yedi kat yarattık yerdende benzerini haci sana okulda atmosferin yedi kattan oluştuğunu yerinde 7 katmandan oluştuğunu öğretmedilermi bak kuran ne diyor sen dağları yerinde durur sanırsın onlar bulutların hareket ettiği gibi hareket ederler. (kıtalar kaymıyormu haci bunun sonucunda sert tabaka aşağı doğru yumşak tabaka yukarı doğru şişme yaparak dağlar oluşmuyormu hareket etmiyorlarmı haci okulda bunları öğretmenlerin anlatırken sen hastalandında rapormu almıştın yosa hoca ceza verdide dışarımı çıkardı) bak kuran ne diyor sizleri sarsmasın diye dağları yarattık yukardaki anlattığım olayda kıtaların kaymasından dolayı dağlar oluşmasaydı depremler 100 150 şiddetlerinde olmazmıydı hemde hergün. sen boşuna okumuşsun haci eğitim sana bilim sana birşey veremeniş darvinislerin saçmalamalarını sen din edinmişsin allah insana akıl vererek hayvanlardan üstün kılmadımı akıl gibi büyük bir nimeti değerlendiremiyorsun. seni yaradana nankör olma o insana zulmetmez insan kendine zulmeder. daha ne anlatayım yazda bende yazayım ben bıkmam allah bizlerledir. hadi iste de allah senide doğru yola iletsin. thtbsbdllh@mynet.com işte kardeşim bu deliller sadece bir kısmı unutma fizik kanunlarını da o yarattı. allah kuranda bizi bir fıtrat üzere yarattığını söyler ve fıtrata dönmemizi fıtratın dışındaki batıl felsefelere kanmamamızı bildirir. tağut batıldır. fizik kuralları bir diğer ifadeyle doğa kanunları dediğimiz bütün ilimler fıtrattır. su 2 hidrojen 1 oksijen molekülünün kimyasal yolla birleşmesiyle oluşur. işte bu yasa gibi bu yasa fıtrattır fıtrattan bir parçadır. suyu başka şekilde oluşturamazsın. fıtratı bozarsan dengeler bozulur. dikkat et şimdi fizik kanunlarını tanrılaştıranların komikliklerine bir bakalım. sözde onlar uzay çağındalar. daha çok ürün almak için birçok bitki ve hayvanlar hormonlu ilaç ve yemlerle beslenirler genetik yapıları değiştirirler. yeni özellikte allahın koyduğu fıtrata aykırı iş yapmaya kalkarlar sonuç nedir zehirlenmeler kanserler ve daha nice hastalıklar bizim yakamıza sarılmıyormu. fizik kurallarını sanki kendileri koymuş gibi allahın fıtratını değiştirmeye kalkanlar yine allahın fıtratıyla kendilerine doğaya ve başka canlılara zarar verirler. fıtrata karşı gelmenin cezasıda yine fıtratla cezalanmaktır. demekki allah zulmetmez.o sana fıtrata yönel diyor kazançlı çıkarsın diye yol gösteriyor sen tersini yapıyorsun . demekki allah zulmetmiyor. o allah seni yaratıp başıboş bırakıvermedi şuraya dikkat et çocuğun varsa beni daha iyi anlayacaksın. çocuğunu çok seversin çünkü o senden bakıma muhtaç sen onu korumazsan kendi başına yaşayamaz.sonu ölümdür. onu besler büyütür bilmediklerini öğretir kendi kanatlarıyla uçmasını sağlarsın. buna karşılık ondan saygı beklersin. çocuğum bu ateştir sakın dokunma dersin. o dokunur ve eli yanar. sen fıtratı ona söyledin o dinlemedi cezasını çekti. sonra çocuğun yokken eminimki onların yaramazlıklarına sabredemezdin. allah sana bir çocuk verdikten sonra sende öyle bir değişme olurki o çocuğun için kendini her tehlikeye atar oldun onun yaramazlıkları sana tatlı gelir oldu. onun yaramazlıklarına sabreder oldun. hatta birçok yaramazlıklarından zevk bile alırsın. hiç çocuğun yokken ki duygularınla çocuğun olduktan sonraki hızla bir anda değişiveren duygularını bana fizik yasaları ile anlatabilirmisin. işte allahın delillerinden biri daha. belki yüz yıl sonra teknoloji sayesinde allahın vucudumuza duygularımıza yön veren bu sırlar delilleri ile ortaya çıkacak. yüz yıl sonraki insan şimdi bizim göremediğimiz veya görüpte tam manasıyla anlam veremediğimiz bir ayeti görecek ve diyecekki işte şu ayete bir bakın daha bu sır yüz yıl önce bile çözülememişken sadece pisikoloğların sosyolokların felsefi zanna dayanan farklı farklı tezlerle anlatılmaya çalışılırken.allah bunu 1500 yıl evvel bizim için kuranda yazıvermiş. o günkü insan içinde bu örnek bir mucize olacak daha yazmaya kalksam galiba ansiklopedileri sana doldurabilecekkadar yazabilirim aklına takılan yer varsa bana özel mesaj at tartışalım fikirlerine saygı duyarım tercih senindir.cennet de seni bekliyor cehennemde istediğine gitmekte serbestsin verdiğim örnekler üzerinde biraz geniş düşünürsen çok uzayıp kafa karışmasın diye yazmadıklarıma hatta benim bilmediğim birçok gerçekleride görebilirsin. hadi allah yolunu açık etsin. nefsini öldürde arın tertemiz pak ol. allah temizi sever. çünkü o temizdir.
|
|
#10
22-11-2004, 12:40
|
|||
|
|||
|
ella nın yorumlarına cevap:
ENAM 125 Allah kimi dilerse kalbini imana açar. Fakat iman etmeyenlerin ise murdarlık içinde bırakır. Eğer sen iman etmek istemiyorsan, istediğin sapkınlığın içinde kalırsın. Bu ayette anlatılan budur. --> Enam da anladığımız şudur ki : Allah dilediği bir insanın (inanan yada inanmayan) gönlünü islama açar.Dilediğini de sapıklığa iter. Buradaki kaçırdığın nokta şart koşulu.Her kim kelimesi burada tüm insanları kapsıyor.Ayetde şöyle deseydi senin açıklaman yerinde olurdu: ENAM 125 Allah, inanmayanlardan her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. İman etmeyenlerden her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır ---------------------- YUNUS 100 Yine burada kalplerin Allah’ın elinde olduğu bildirilir. Allah’a yakınlaşmak isteği olana Allah hidayet verir. İnsan ne kadar istese de Allah hidayet vermezse Allah’a yaklaşamaz. İman edenler kendi hidayetlerinin Allah’ın dilemesiyle olduğunu, bu ayetin işaretiyle bilirler. --> Ayet gayet açık olduğu halde sen yine anlatınana eklemeler yapmışsın.Kalbi karıştırmışsın sürekli.Allah’a yakınlaşmak isteği olana Allah hidayet verir demişsin ancak orada yine şart eki şart kelimesi hiç bir şey yok.Allah orada yakınlaşma isteği olana değil yakınlaşma eyleminin ta kendisine izin vermeyceğini söylüyor. Sonrada aynı yerden yanlış yorumlarla devam etmişsin. ----------------------- Diğer ayetlerde hep aynı yolda ilerlemişsin.Ancak şart koşullarını dilediğin gibi eksiltip arttırmışsın. Ayetlerden anlatılan: -Allah bir insanı seçiyor(bu insanın inanan yada inanmayan olduğu farketmiyor.Belik bir müslüman,hristiyan,yahudi,satanist,budist,ateist.T üm insanları kastediyor) -Onun nefsini(kalbini) bağlıyor.Ve o inanamıyor,i iman edemiyor. Senin anlattığın: -Allah inanmayanlardan bir insanı seçiyor -O ne yaparsa yapsın hidayete eremiyor.Ve allah isterse sonsuza kadar onu öylece sapkınlıkla bırakabiliyor.
|
 |
| Önerilen Siteler |
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
| Başlık Düzenleme Araçları | |
| Stil | |
Normal
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:11 .