Keşke tek fark bu olsaydı. Tolga İnci ve Ürün Desen, Ateistler Meclisi tanışma ve tartışma toplantılarının birine katılmış ve neden Atatürk ile ilgili açıklamamız olmadığını sormuştur. Bunun yanında sitelerinden de görüleceği gibi Ateistler Meclisini etnik milliyetçilikle suçlamış, ısrarla kanıt istememize rağmen cevap vermemişlerdir. Ayrıca Ateistler Meclisine katılan farklı 4 kişiden duyduğumuz şey, Ateizm Derneğinin, Ateistler Meclisi'ni PKK sempatizanı olarak suçlamış olmasıdır. Atatürkçü olmadığı için eleştirdikleri Ateistler Meclisi, ısrarla siyaset dışı olduğunu belirtmiştir. Şimdi kendileri siyaset dışıyız demekteler..
Ateistler Meclisi
yayımladığı bildiride duruşunu net olarak belirtmişken, ateizm derneği RTE'nin tutumu için "ayıp bişey" demeyi tercih etmiştir. Tüm bunların dışında, Ateistler Meclisi'nin 1 yıllık çalışması sonucunda ulaştığı kişilerin iletişim bilgilerini de ayrılan bir arkadaş vasıtasıyla edinmiş ve bu bilgileri kullanmışlardır. Meclis idari kadrosu ateistleri müşteri olarak görmediği için bu konuda da ses çıkarmamıştır. Hatta 'isterlerse gelsinler, diğer telefon numaralarını da iletelim' diyebilmişlerdir..
Mantalite olarak iki farklı eğilim var.
Meclis, doğrudan demokrasi işleyişini temel alıyorken, ateizm derneği dernekler masası kanunlarını düstur edinmiştir. Meclis, doğrudan demokrasinin gereklerinin zaman kaybı olacağını biliyor ve öyle hareket ediyorken, ateizm derneği kurucularından biri meclis üyelerine sms göndererek "kahraman olmak istiyorsanız, adınızı altın harflerle tarihe yazdırmak istiyorsanız bize katılın" diyebilmiştir.
Yaşanılan süreç içerisinde, gözlemlerimden sadece kısa bir kesimdir bu. Bilinmesini isterim ki artık Ateistler Meclisi ile resmi ve gayrı resmi hiç bir ilişkim bulunmuyor (lakin bir taraf olmam gerekecekse her daim Ateistler Meclisi'nin yanındayım). Bu açıklamalar da resmi açıklamalar değildir. Gerek görürlerse (ki açıklama yapmaları şarttır) neden ayrı durduklarını açıklayacaklardır.