Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı
Ben cehennemden korktuğum için sabah namazına koştura koştura gitmiyordum,kendimi iyi hissettiğim için gidiyordum..Niye iyi hissediyordum?Biz sosyal bir hayvanız..Yalnızlık bizim doğamıza aykırı..Haliyle birileriyle aynı safta yer almak,sizi mutlu kılar..Hepsi bu..
|
İnsan yaşadığı toplumsal grupla bağlarını koparırsa
tam bir yalnızlığa itilmekten korkuyor, bu korkusu nedeniyle de «düşünülmemesi gerekli olan şeyleri» düşünmek yürekliliğini gösteremiyor. Ama insan bir yandan
da kendi içinde varlığım sürdüren vicdanının simgelediği insanlığından da uzaklaştırılmak istemiyor. Bütün
bütün insanlığından soyutlanmak da gerçekten ürkütücü bir şey. Gerçi tarihsel kanıtlar gene de toplumun
dışına sürülmekten daha az ürkütücü olduğunu ortaya
koyuyor. Yeter ki tüm toplum insanlık dışı davranış
ilkelerini benimsemiş olsun. Bir toplum insancı yaşam
ilkelerine yaklaştıkça toplumdan ya da insanlıktan
uzaklaşmak durumlarından ya biri ya ötekiyle karşılaşmak gibi çelişkiler azalmış olur. O toplumun amaçlarıyla insancı amaçlar arasındaki karşıtlık çoğaldıkça
iki çekinceli kutup arasında yalnızlığa itilmek korkusu
içinde insan kendini paralar durur.
Söylemeye bile gerek olmayan bir nokta da şu; bir kimse aydın olma
ve ruhsal gelişme durumuyla insanlıkla bir bütünleşme
sağlayabildiği oranda toplum dışına itilmeye daha kolay katlanma gücü gösterebilir. Bunun tersine, insanlıkla bütünleşmeyi sağlayamayanlar, toplum dışına itilmeye katlanamazlar.
--
Konuya biçimsel açıdan bakınca bilinçli olan ve bilinçdışı olan şeyler (bireysel ve aile koşullamalarıyla ve insancı vicdanın etkileriyle birlikte) toplumun yapısına ve o toplumun örneklediği düşünce ve duygulanma kalıplarına göre şekil almış oluyor.
--
Erich Fromm - Psikanaliz ve Zen Budizm
Sayfa 56 / 57