Ülkemizde Gericilik Aydınlar Eliyle Koyulaştı
11 Temmuz 1984 İstanbul
Sayın Oktay Akbal,
11.7 1984 günlü Cumhuriyet'teki yazınızı ve Nokta'daki görüşlerinizi okudum. Benim de görüşlerim aynı doğrultuda.
Ne var ki, karanlıkçı aydınlar ve ileri gericiler pek yenilecek gibi değil. Çünkü dünyada ve ülkemizde egemen olanlar da onlardan yana.
Ben hiç okul görmedim. İlkokulu da dışardan bitirmiş sayıldım.
Ama Arapça'yı öğrendim. En ağır metinleri kolaylıkla anlayıp dilimize çevirecek ölçüde. Çevirilerim de var. (Mukaddime'yi de çevirmişim, birinci cildini Erdost'lar 1976'da yayımladılar. Ekonomik güç sağlanırsa öteki ciltler de yayımlanacak. M.Erdost öyle diyor)
Uzun yıllar müftülük yaptım. Sonra girip yapımcılık yaptığım TRT'de dinsizlik suçundan oraya buraya atıldım, itildim. Sonunda da emekli oldum. Şimdi, bir yıla yakın süredir İstanbul'dayım. Bir çalışma için...
Arapça öğrendim. Biliyorum bu dili. Ama bugün okullarda Arapça okutulmasını istemenin nedenini de biliyorum. Biliyorum ki, bunu savunanlar, gerçekte karanlığı savunmaktalar.
Sayın Akbal,
Bence şu bir gerçek: Ülkemizde gericilik ve karanlık, aydınlar eliyle koyulaştı. Okuru olduğum Cumhuriyet Gazetesi bile, zaman zaman bu doğrultudaki çabalara yardımcı olmuştur. Anımsayın: Cumhuriyet bir yıl, Ramazan nedeniyle, İslamiyet eki çıkarmıştı. Bu ekte yalnızca kıyafetleriyle çağdaş olan kişiler boy göstermiş, İslam Uygarlığı adı altında. İslam propagandası yapmışlardı. Aynı ekte, Doğan Avcıoğlu gibi saygın kişilerin doğru bakışlı yazıları çok azınlıkta kalmıştı. Yine Cumhuriyet, ünlü birtakım sahtecilerin Müslüman olduklarını duyuran ve İslam yararına yorum yapan basının içinde, dahası başında yer almıştır.
Cengiz Çandar gibi din ve Arap kokan yazarları aracılığıyla da dinsel tabanlı kültüre dönüş özlemleri yansıtılmakta, H.V Velidedeoğlu bile, Velidedeoğlu'na ihanet edercesine 22 Ocak 1984 günü Cumhuriyet'e şunları yazabilmiştir.
Bütün mezhep, tarikat, fırka adı altındaki ayrılıkları kökünden kaldırıp, İslam'ın ilk doğuşundaki kurallara dönmek. Bunun olanak dışı olduğunu biliyorum, ama aklım ve gönlüm böyle istiyor.
Velidedeoğlu'nun aklının ve gönlünün istediğini, din kurallarından yana nice dinciler de gönülden istiyor.
Kendisine hemen yazdığım bir mektupla bu isteğindeki korkunçluğu belirtmeye çalıştım.
Örnekler çok.
Aydın görünümlü karanlık elçilerinin ülkemizde yapageldikleri, bir mektup içinde anlatmakla bitirilemez. Siz çok daha iyi bilirsiniz. Çok daha çarpıcılarına tanık olmuşsunuzdur. Şu örneği birlikte düşünelim. Kendini sosyalist diye tanıtabilmiş olan bir İsmail Cem, TRT Genel Müdürü olunca, dinsel yayınları beş katına çıkarmıştır. Elinden gelseydi daha da arttıracaktı bu yayınları. Dünün Mümtaz Soysal'ını düşünün! Dün hangi görüşteydi, şimdi nerelerde ve neleri savunuyor Ve ötekiler...
Geriye dönemeyiz diyorsunuz yazınızın başlığında.
Dönemeyiz ne demek! Çoktan dönmüşüz bile. Dahası geride büyük bir hızla ilerliyoruz bile diyebiliriz.
Saygılarımla
Turan Dursun, Ünlülere Mektuplar
Yorumcahaber.com