*KAZDAĞLARI, İKİZDERE, KOZAK YAYLASI, ISTRANCALAR, ERGENE NEHRİ, CANIM ANADOLU VE TRAKYA….
*CAN ÇEKİŞEN MARMARA, YAKIN TEHLİKEDEKİ KARADENİZ, KİRLENEN VAN GÖLÜ VE KURUYAN GÖLLERİMİZ…
*ZEHİR SAÇAN TERMİK SANTRALLER
*HES'LERLE KELEPÇE VURULAN DERELER…
*"ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR" DİYE VERİLİP AÇILAN YÜZLERCE TAŞ OCAĞI
*YANLIŞ YER SEÇİMİYLE KÖYLERİN ORTASINA KURULAN RES'LER…
*EN GÜZEL KOYLARDA KURULAN BALIK ÇİFTLİKLERİ..
*BETONLARLA ÇİRKİNLEŞTİRİLEN KENTLER…
*CİĞERLERİMİZİ YAKAN ORMAN YANGINLARI…
*ÖNLEMSİZ VE ÖZENSİZ DİKİLEN VE TEHLİKE SAÇAN BAZ İSTASYONLARI…
*GDO'LU ÜRÜNLER CENNETİ ÜLKEMİZ…
SAYMAKLA BİTMİYOR ÇEVRE DÜŞMANI UYGULAMALAR…
*VE… GÖZÜMÜZE SOKULAN DENİZ SALYASI!
BU KOŞULLARDA 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNÜ KUTLAMAK YOPLUMUMUZ İÇİN UTANÇ, GELMİŞ GEÇMİŞ İKTİDARLAR İÇİN UTANMAZLIKTIR!
***
Öte yandan KOVİT-19 tam da bir Çevresel Hastalık..
Çevreye aşırı yüklenen insanoğlu, böylesi bir mutasyona neden oldu doğada ve Pangolin & Yarasa ürünü Yeni Koronavirüs (SARS-KOV2), insanlarda bulaş (enfeksiyon) yapma yeteneği kazandı ve de Aralık 2019 sonunda Çin'de başlayarak hızla tüm dünyaya yayıldı, bir Pandemiye (kıtalararası salgına) yol açtı. Salgında 18. aya girdik Küresel toplum – Dünyalılar olarak.
Çok ağır bedeller ödedik, uzun yıllar boyunca da ödemeyi sürdüreceğiz.
Hiç ama hiç unutulmasın :
Mistik ritüeller – inanışlar, "eşref-i mahlukat"… teraneleri bir yana, insanoğlu yeryüzünde SAĞKALIM (BEKA) tehdidi yüz yüzedir.
Üstelik bu tehdit açık ve yakındır.
İklim faciası, hava – su kirliliği, kuraklık ve tarımsal üretimde azalma, türlerde azalma, deniz kirliliği, buzulların erimesi, hala %1,05 dolayındaki muazzam yıllık nüfus artışı… Her yıl 81 milyon daha ekleniyor dünyaya..
İNSANOĞLU, SANA SORUYORUZ :
Dünya "sonlu" olduğuna göre, sen, yeryüzünde, son derece sorumsuz biçimde, akıl almaz biçimde sonsuza dek çoğalabileceğini nasıl düşünebilir ve frene basmazsın?
Üstelik yeryüzünde son yıllarda tüm türer sayıca azalırken sen nasıl ha bire ürersin?!
Aklını başına almalı ve "HER AİLEYE 1 ÇOCUK!" can simidine sarılmalısın hemen'
Hiç aklından çıkarma, bu Dünya sana mahkum değil ama tersi doğru. sen ona mahkumsun. Yeyüzünde, biyolojik anlamda zorunlu parazitsin.. Dünya yakasını senden kurtulsa rahatlayacak.
Derhal NÜFUS PLANLAMASI, DERHAL! Nüfusu hızla azaltmak zorunayız.
Çevreyi bir fahişe gibi görme ilkelliğinden kurtulmak..
O'nunla ancak Doğa'nın şaşmaz – bağışlamaz kuralları içinde BARIŞ İÇİNDE BİRLİKTE (peacefull co-existence) olabiliriz; bu "komünal" yaşamdır, doğa yasalarına mutlak saygı ile. Bilim bu yasaları keşfetme ve birlikte yaşam koşullarını oluşturma amaçlıdır; yoksa Doğaya hükmetmenin ilkel – akıldışı araçları değil!
***
Salgında, Türkiye'de eriştiğimiz son "resmi" durum aşağıda. Ne ölçüde gerçek, bilmiyoruz.
Ancak hala çok ürkütücü. Her gün an az 6 bin PCR + olgu yakalıyoruz, bunları 1/10'u bulgu veren hasta. 100'e (yüz!) yakın insanımızı kurban veriyoruz.. Yine resmi verilerle 5,3 milyon insanımız hasta oldu, toplam 48 bine varan "resmi" kovit ölümü var…
Aşılamaya 14 Ocak'ta başladık, 6 ay geçti, 2 doz aşı alan insan sayısı hala 12 milyon dolayında. Gerekli toplumsal bağışıklığın çooookkk uzağındayız.
Dünya da rahat değil…
Türkiye'ye turistik sınırlamalar sürüyor AB ve Rusya, İngiltere başta olmak üzere.
İyimser beklentiler 20 milyon turist.. Oysa 2019'da 50 milyona yakın idi bu rakam.
Ve AKP'li CB Erdoğan kalkıp, "3. aşımı oldum, antikor testimi de yaptırdım, oldukça yüksek çıktı…" Keyfi gıcırında demek ki Reis hazretlerinin.. 2 bilimsel yanlış birlikte; 3. aşı ve yersiz – anlamsız antikor testi. Halka böyle mi örnek olunacak? 60 milyon insan (20 milyon 0-18 yaş çocuk düşülürse) 40 milyon insanımız daha tek doz aşıya erişememişken (Dünyada 13. sıradayız), masum insanlar ölürken.. bu nasıl bir ayrıcalık ve içine sindiriş, lider rolüdür (!), anlamak olanak dışı.
http://ahmetsaltik.net/tag/insanlik-...si-kapitalizm/