Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 27-08-2022, 14:44
küvet küvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Mar 2010
Mesajlar: 13
Standart

Kozmik Perspektif´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu burada sevimsiz bir post olacak belki ama yazma ihtiyacı hissettim. Tekrar Müslüman oldum. Uzun zamandır ateisttim. Ateistforum'da da Tasvir-i Efkâr ve Şövalye rumuzlarıyla yazmıştım.

Ne oldu da dine döndün diye merak edenler olacaktır. Birçok etken var ama benim için esas kırılma noktası herhangi bir dine, kutsal bir otoriteye dayandırılmayan ahlakî sistemlerin nesnellikten uzak, güvenilmez, kırılgan ve değişken olduklarını anlamak olmuştur. Başka bir deyişle, tanrısal vahyin rehberliği olmadan neyin iyi neyin kötü olduğunu kesin olarak belirlemenin bir yolu olmadığını fark ettim. Ateizmde ahlak problemi inançsızlığımın ilk zamanlarında da kafama takılan ve kesin bir cevap bulamadığım bir meseleydi ama açıkçası buna bir gün cevap bulacağımı düşündüm, görmezden gelme ve kendimce açıklamalar üretme yoluna gittim, ama sonra bunlardan kaçmanın bir yolu olmadığını fark ettim. Aksiyolojik argümandan hareketle yapılan Tanrı kanıtlamalarını ve bunlara verilen cevapları okudum, tartışmaları izledim ve bunlar üzerinde uzun bir müddet düşündüm ve aksiyolojik argümanın teizm için güçlü bir felsefî delil teşkil ettiği kanaat getirdim. Dinî konuları araştırırken ........!
Eğer ahlak yüzünden müslüman olduysan yazık. Gerçekten yazık. Haddizatında ahlak hem din, hem de tanrı katilidir.

Peki madem bunları yazmak için buralara kadar geldin ve ahlak+aksiyolojik önerme ile bu işi çözdün(!) O vakit şu (meşhur)sorunun da çok net bir cevabı vardır sende:

Bir şey tanrı öyle dediği için mi iyidir, yoksa o şey iyi olduğu için mi tanrı öyle demiştir? Buyur..

**Dip not: Nesnel tek bir tane dahi aksiyolojik önerme yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 29-08-2022, 14:24
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

bilgivehis´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kendi karakterini kazanma yetin olmadığı için kendini boşlukta hissettin.
Bu boşluğu doldurman gerekiyordu, yoksa yaşam anlamsız ve sana acı veriyordu.
Bunun için yani irade zayıflığı yüzünden en kolay ve kendine göre güvenli olanı seçerek müslüman oldun.
Kendi zaafını dinleyip müslüman olman normaldir, ancak bu zaafları güçlendirme yollarını denemedin.
Kendince denediğini ve gerekli araştırmayı yaptığını düşündün.
Oysa şu yazından da anlaşıldığı gibi aslında dinden hiç kopmadın.
Koptuğunu düşünerek kendini kandırmaya çalıştın.
Öyle ki, kafandaki kutsal ahlak yapısının seni esir aldığının farkında bile değildin.
Bu yüzden aslında şu anda başladığın yere yani dinleri sorgulama noktasına henüz yeni geldin.
Lakin sorgulamak senin için çok şey ifade etmediği anlaşılıyor.
Çünkü kendi karakterini bir tanrıya teslim ederek mutlu olmayı yeğliyorsun.
Yani bir anlamda kendi iradenle özdeşleşen mutluluğu gerçeklere tercih ediyorsun.
Oysa bir ateist gerçekleri kavramakla mutlu olur.
Bu tür yorumların yapılacağını biliyordum.

— Psikolojik nedenlerle inandın.
— Korktuğun için inandın.
— Sen zaten hiç ateist olmadın.

Ateizmden dine yönelenler hakkında genellikle böyle söylenir. Bir zamanlar ben de böyle düşünürdüm. Böyle olanlar vardır belki ama herkes için geçerli değil. Herkes istediğini düşünmekte serbest ama benim dine geçmem tamamen psikolojik nedenlerle olmadı. Öyle olsa daha önce geçerdim, niye 10 yıl bekleyeyim. Bazı konularda gözümün açılması beni Tanrı ve din hakkındaki görüşlerimi yeniden gözden geçirmeye itti, araştırma sürecim pek çok kafa karışıklığımı giderdi ve işte o zaman bakış açım değişmeye başladı.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 29-08-2022, 14:25
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kozmik perspektif

Meselen " ahlaksa" keşke islamı ve müslümanları tercih ermeseydin. 1400 senedir hâlleri ortada ya neyse

Eee napcan şimdi?
Bizlere
- zeyd zeynep muhammed iliskisinimi övücen
-ayşe hikayesini
-cariyeler, 4 lü evlilikleri
- insan kesip dogramayımi vs v s mi tartışcan?

Naçizane tavsiyem hiç girme bu konulara ne burada ne başka yerde.
Nasıl olsa bırakıcaksin bir dönem sonra

Tercihine saygı duyarak sana sabırlar temenni ediyorum.
Yok, buraya din tartışmaya gelmedim, en azından şu an öyle bir düşüncem yok. Bu tür konular zaten burada ve diğer platformlarda yeterince tartışıldı. Sadece durumumu bildirip gidecektim.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 29-08-2022, 14:27
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

küvet´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer ahlak yüzünden müslüman olduysan yazık. Gerçekten yazık. Haddizatında ahlak hem din, hem de tanrı katilidir.

Peki madem bunları yazmak için buralara kadar geldin ve ahlak+aksiyolojik önerme ile bu işi çözdün(!) O vakit şu (meşhur)sorunun da çok net bir cevabı vardır sende:

Bir şey tanrı öyle dediği için mi iyidir, yoksa o şey iyi olduğu için mi tanrı öyle demiştir? Buyur..
Cevap üçüncü seçenek: Tanrı öyle dediği için iyidir ve iyi olduğu için öyle der. Bu, Tanrıların sık sık tartıştığı, anlaşmazlığa düştüğü ve savaştığı çok tanrılı dinlerde ortaya çıkan bir ikilemdir. Euthyphro ikilemi de ilk olarak çok tanrılı dinlerin hâkim olduğu bir çağda tartışıldı. Ancak Tanrı'nın doğası gereği iyi olduğunun kabul edildiği tek tanrılı dinlerde böyle bir sorun ortaya çıkmaz.

küvet´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
**Dip not: Nesnel tek bir tane dahi aksiyolojik önerme yoktur.
Hiçbir nesnel aksiyolojik önerme yoksa o zaman bütün ahlakî önermeler özneldir, ki bu da ahlak diye bir şeyin olmadığı sonucuna götürür. Bu iddianın kalkış noktası ahlak anlayışının toplumdan topluma, zamandan zamana değişmesi, kültür farklılıkları, insanların neyin ahlakî olup olmadığı hakkında fikir ayrılıkları, anlaşmazlıkları vesaire. Ama bunların hiçbiri nesnel ahlakî önermelerin olmadığını kanıtlamaz. Nesnel/ zihinden bağımsız bir gerçekliğinin olduğundan emin olduğumuz pek çok şey hakkında da tartışıyor, anlaşmazlığa düşüyoruz. Örneğin Dünya'nın şekli ve Dünya'nın hareketi; insanlar düz mü yuvarlak mı, dönüyor mu dönmüyor mu diye yüzyıllarca tartışmış. Güneş, Ay, ve yıldızlar ne kadar yakın, ne kadar büyük. Buna benzer birçok şey nesnel bir karşılığı olduğunu bildiğimiz halde bakış açısı, algı, yaklaşım tarzı nedeniyle sürekli tartışılıyor. Ahlak anlayışındaki farklılıklar da dünya görüşlerindeki farklılıklardan kaynaklanıyor. Örneğin insanlar genel olarak suçsuz bir insanı öldürmenin kötü bir şey olduğunda hemfikirdir. Bazı dünya görüşleri suçsuz insanları öldürmeyi meşrulaştırabilir. Örneğin Hitler zayıfa acımak doğaya ihanettir diye düşündüğü için ve ulusun gücünün ve başarısının en güçlü üyelerinin hayatta kalmasına bağlı olduğuna inandığı için merhamet ahlakına karşı çıkıyor ve zihinsel ve fiziksel engellilerin imhasını doğru kabul ediyordu. Bizde neden böyle bir eğilim yok? Yani engellilerden kurtularak toplumun refah seviyesini yükseltme düşüncesi. Çünkü dünya görüşümüz, evren algımız farklı. Ama insanlar hangi çağda ve hangi toplumda yaşarsa yaşasın genel olarak aynı temel ahlakî hükümlerde birleşir: masum bir insanı öldürmek kötüdür, hırsızlık kötüdür, yalan söylemek kötüdür, yardımseverlik iyidir gibi. Bu tür ahlakî önermeleri her insan sezgisel olarak bilir. Her insanda bir adalet duygusu, adalet ihtiyacı vardır ve bu, zamana, topluma bağlı olmayan evrensel bir olgudur. Buradan nesnel ahlakî önermelerin varlığı anlaşılabilir. Peki bunun kaynağı ne? Ateizme bağlı kaldığımızda buna bir kaynak bulamıyoruz. Çünkü her şey doğadan, maddeden ve doğa yasalarından ibaretse o zaman bunlardan değer argümanları türetilemez; dolayısıyla nesnel ahlakî yasalar yoktur. Ama sezgilerimiz bize nesnel ahlakî doğruların olduğunu söylüyor. Bunun tek mantıklı açıklaması Tanrı'dır.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 29-08-2022, 14:47
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Kozmik Perspektif´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yok, buraya din tartışmaya gelmedim, en azından şu an öyle bir düşüncem yok. Bu tür konular zaten burada ve diğer platformlarda yeterince tartışıldı. Sadece durumumu bildirip gidecektim.
İmzandan sebep sormak isterim

" ahlâk " denileni işaret ederek islama dönüp müslüman oldum diyorsun.

Bildiğimiz kadarı ile müslüman olunca namaz oruç vs. , şeriatın dikte ettikleri , emir olunca cihat gibi konulardada uyum göstermek zorundasın.
Bu konuları uygulamaya başladın mı?

Bana müslüman desinler yeterli mi diyenlerden oldun.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 29-08-2022, 17:53
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Kozmik Perspektif´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
..... Ama insanlar hangi çağda ve hangi toplumda yaşarsa yaşasın genel olarak aynı temel ahlakî hükümlerde birleşir: masum bir insanı öldürmek kötüdür, hırsızlık kötüdür, yalan söylemek kötüdür, yardımseverlik iyidir gibi. Bu tür ahlakî önermeleri her insan sezgisel olarak bilir. Her insanda bir adalet duygusu, adalet ihtiyacı vardır ve bu, zamana, topluma bağlı olmayan evrensel bir olgudur. Buradan nesnel ahlakî önermelerin varlığı anlaşılabilir. Peki bunun kaynağı ne? Ateizme bağlı kaldığımızda buna bir kaynak bulamıyoruz. Çünkü her şey doğadan, maddeden ve doğa yasalarından ibaretse o zaman bunlardan değer argümanları türetilemez; dolayısıyla nesnel ahlakî yasalar yoktur. Ama sezgilerimiz bize nesnel ahlakî doğruların olduğunu söylüyor. Bunun tek mantıklı açıklaması Tanrı'dır.
Müslümanlara genelde telkin edilen şey, Kuran'ı Türkçe okumalarıdır. Bu tabi ki çok önemli ama asıl yapılması gereken şey, evrimi öğrenmek ve sonrasında anlamaya çalışmaktır.

Evrimi anlarsanız, inandığınız dini, yaşadığınız toplumu ya da içinde bulunduğunuz sistemi daha iyi çözümlersiniz.

''Kaynak'' dediğin şey genlerimiz. Dawkins buna mem'i de eklemiş, yani davranışlarımız.
Biyolojiye, antropolojiye, sosyolojiye, psikolojiye sırtını dönersen, ''Davranışlarınızın kaynağı ne?'' diye, abuk bir soru sorabilirsin işte.

Mesela niye hırsızlık yapmıyoruz?
Çıkarlarımızla ters çünkü. Kafamızda fayda zarar hesabı yapıyoruz. Olmuyor. Çok büyük bir risk bu ve bu riske girmeye değmez.

Hırsızlar hesap yapamadığı için hapisteler veya mezardalar. Hesap yapamıyorlar, sonra o kısır döngünün içine girip, o girdaptan çıkamıyorlar.

Ne inandığın dinden, ne de bilimden haberin var.
''Masum insanı öldürmek'' demişsin.
Kuran'da Kehf suresinde masum bir çocuğun öldürüldüğünden ve bunun gerekçesinden bahsedilir. O surenin Türkçe'sini okudun mu?Okurken düşündün mü?
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 01-09-2022, 14:04
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İmzandan sebep sormak isterim

" ahlâk " denileni işaret ederek islama dönüp müslüman oldum diyorsun.

Bildiğimiz kadarı ile müslüman olunca namaz oruç vs. , şeriatın dikte ettikleri , emir olunca cihat gibi konulardada uyum göstermek zorundasın.
Bu konuları uygulamaya başladın mı?

Bana müslüman desinler yeterli mi diyenlerden oldun.
Açıkçası henüz namaza başlamadım, onun dışında dinin diğer kurallarına uymaya gayret ediyorum. Namaza da başlamayı düşünüyorum. Yeni Müslüman oldum sayılır, bu yüzden henüz tam uyum sağlayamadım ama zamanla alışacağım.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 01-09-2022, 14:07
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Müslümanlara genelde telkin edilen şey, Kuran'ı Türkçe okumalarıdır. Bu tabi ki çok önemli ama asıl yapılması gereken şey, evrimi öğrenmek ve sonrasında anlamaya çalışmaktır.

Evrimi anlarsanız, inandığınız dini, yaşadığınız toplumu ya da içinde bulunduğunuz sistemi daha iyi çözümlersiniz.

''Kaynak'' dediğin şey genlerimiz. Dawkins buna mem'i de eklemiş, yani davranışlarımız.
Biyolojiye, antropolojiye, sosyolojiye, psikolojiye sırtını dönersen, ''Davranışlarınızın kaynağı ne?'' diye, abuk bir soru sorabilirsin işte.

Mesela niye hırsızlık yapmıyoruz?
Çıkarlarımızla ters çünkü. Kafamızda fayda zarar hesabı yapıyoruz. Olmuyor. Çok büyük bir risk bu ve bu riske girmeye değmez.

Hırsızlar hesap yapamadığı için hapisteler veya mezardalar. Hesap yapamıyorlar, sonra o kısır döngünün içine girip, o girdaptan çıkamıyorlar.
Bu postu gönderirken böyle bir itiraz geleceğini tahmin etmiştim ama kısa kesip oraya girmedim.

Şimdi bakın birini tanımadan onun hakkında peşin hüküm vermemek gerekir. Benim bilimle ne kadar alakadar olduğuma dair bir fikriniz var mı? Yok. Bilimden haberin yok gibi peşin hükümlerde bulunmadan önce bir sorun, ben bu konuyu düşünmüş müyüm diye. Ateistlerin gerçeği görmelerini engelleyen şeylerden biri de bu kibir.

Ben ateistken her ateist gibi bilimciydim; her şeyin bilimle açıklanabileceğini düşünüyordum. Dolayısıyla ahlak sorununa da bilimden bir cevap bulmaya çalıştım. Evrimsel açıklama ilk başta benim de tutunduğum açıklamaydı ve bu açıklama bir süre beni tatmin etti. Ama daha sonra onun da problemli olduğunu fark ettim. Şimdi öncelikle evrimsel argümanı bir kuralım:

Evrim insanlarda ahlaki davranış olarak adlandırdığımız şeylerin nasıl ortaya çıktığını açıklar ve bunların bireyin hayatta kalmasına ve genlerini aktarmasına yaptığı katkıya atıfta bulunur. Aslında tekil olarak organizmalar üzerinde değil de türler üzerinde durur, çünkü bazı durumlarda daha büyük grubun hayatta kalabilmesi için bireylerin feda edilmesi gerekir ki buna grup seçilimi denir. Ahlak da bundan ibarettir; kişinin kendisi için değil toplum için en iyi olanı yapmasıyla ilgilidir. Ahlak ve etik kavramlarımız aslında insanlar da dahil olmak üzere hayvanların hayatta kalmak için nasıl davrandıklarının bir tanımından başka bir şey değildir. Diğer bir deyişle ahlak sürü hayvanı içgüdüsüdür. Dolayısıyla ahlakî sezgilerimizin kaynağı budur ve buradan sabit ve evrensel ahlak kuralları türetilebilir.

Bu aslında evrim teorisine değil bilimselliği tartışmalı bir alan olan evrimsel psikolojiye dayanan bir itirazdır. Evrim teorisi ahlakı açıklamayı amaçlamaz. Evrim teorisi, dünya üzerindeki yaşamın gelişimi ve çeşitlenmesiyle ilgilenen bir biyoloji dalıdır. İnsan davranışlarına evrimsel bir açıklama getiren şey evrimsel psikolojidir. Dolayısıyla bunu evrimsel psikolojiden itiraz olarak düşünmek daha doğru olacaktır. Birçok bilim insanı, kanıtlardan ziyade varsayımlara dayandığı ve hipotezleri genellikle yanlışlanamaz olduğu için evrimsel psikolojinin bilimsel geçerliliğini sorgulamıştır. Öncelikle bunu bir tespit etmek lazım. Ama diyelim ki evrimsel psikoloji geçerli bir bilim dalı ve iddiaları doğru, bu yine de ahlakî ilkelere dair nesnel bir temel sağlamaz. Böyle bir temel sağladığını iddia ettiği an çalıştığı bilimin sınırlarından çıkıp metafiziğe geçer. Zira bir şeyin iyi ya da kötü olduğunu söylemek başka bir şeydir, ahlakın neden var olduğunu söylemek ise bambaşka bir şeydir. Bir kişiyi bir şeyi yapmaya iten nedenler bize o davranışın iyi mi yoksa kötü mü olduğunu söylemez. Dolayısıyla insan davranışının psikobiyolojik açıklamaları bize bu davranışın neden iyi olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıklamaz. Mesela hırsızlıktan bahsettin. Evrimsel psikoloji neden hırsızlığa karşı olumsuz bir tavır takındığımızı açıklayabilir ama neden bu tavra sahip olmalıyız sorusuna bir cevap veremez. Ampirik olgulardan normatif kurallar türetilemez. Evrimsel psikolojiye göre insanlar, davranışlarını atalarından miras kaldığı için belirli şekillerde hareket ederler. Peki bugün neden bu mirasa sahip çıkmak zorundayım? Evrim bu soruya cevap veremez. İnsanlar ahlaki duygularını evrimsel geçmişlerinden miras almış olsalar da, yeni ahlaki ilkeler geliştirebilir ve davranış biçimlerini değiştirebilirler. Evrimsel davranışlarımızı yargılama ve değiştirme yeteneğimiz, ahlakın yalnızca evrimsel algoritma ile açıklanamayacağını gösterir. Dahası evrim (daha doğrusu natüralistik evrim) kör ve amaçsız bir süreçtir ve tekrarlansaydı farklı şekilde gelişebilir, farklı sonuçlar doğurabilirdi. Yani bugün uyduğumuz ve evrimden kaynaklandığını varsaydığımız ahlaki kurallar da farklı olabilirdi. Kendimizi farklı bir etik sistemin içinde bulabilirdik. Erdem bildiğimiz kötü, kötü bildiğimiz erdem olabilirdi. Evrim sürekli ilerleyen bir süreç olduğu için belki gelecekte değer yargıları çok farklı olacak, ahlaka sahip olanlar dezavantajlı hale gelecek, ahlaksızların sağkalım potansiyeli yükselecek. Öyleyse tesadüfen sahip olduğum evrimsel ahlaka neden uymak zorundayım? Bu ve benzeri düşüncelerden sonra evrimsel argümanın da ahlakı açıklamakta yetersiz olduğu sonucuna vardım ve başka arayışlara girdim, ancak teizmdeki kadar tatmin edici bir cevap bulamadım.

Bu arada buraya kadar natüralistik evrim anlayışından ahlak çıkmayacağını anlattım ama evrimin teistik yorumunu kabul edersek o zaman işler değişir. O zaman Tanrı'nın insanı nesnel ahlakî gerçekleri sezecek şekilde evrilttiğini düşünmek akla uygun bir varsayım olur.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne inandığın dinden, ne de bilimden haberin var.
''Masum insanı öldürmek'' demişsin.
Kuran'da Kehf suresinde masum bir çocuğun öldürüldüğünden ve bunun gerekçesinden bahsedilir. O surenin Türkçe'sini okudun mu?Okurken düşündün mü?
Evet, o ayeti biliyorum, ama orada Hz. Hızır'a özel bir durum var. Böyle istisnai durumlar şeriatın genel hükümlerini değiştirmez.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 01-09-2022, 16:48
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

''Hikaye anlatma bize, şu surede masum bir çocuğun öldürülmesinden bahsediliyor'' diyorum, bana ''istisna'' deyip geçiyorsun.
Ondan sonra ''kibirli'' oluyoruz. Tamam ben kibirliyim de, sen nesin?!

Önünde somut bir olgu var ve sen bunu kabul etmiyorsun. Sana ne dememi bekliyorsun?!
Kehf suresi sadece bir örnek.
Kafirlerin boyunlarının vurulması istisna mı?
Hırsızların ellerinin ayaklarının kesilmesi?
Kadının dövülmesi?
Hepsi istisna değil mi?

Evrimi yetersiz bulabilirsin. ''Ahlak, etik, davranış konularında evrim bana rehber olamadı'' diyebilirsin ama bu noktadan İslam'a nasıl geçtiğini anlatabilir misin?
Girerken çükünüzün, çıkarken kafanızın kesildiği bir dine geçip, ''bu din ahlak/etik konularında bana rehber oluyor'' diyorsun. Hem de kemikleşmiş ateistlere karşı.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 01-09-2022, 18:17
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

1-Sizin ne önceden müslüman olduğunuza inanıyorum. Ne de, daha önce dinden çıkıp ateist olduğunuza. Kendinizce, forumu trollemeye geldiğiniz kanısındaym.



Bilimi rehber edinen kişiler, müslüman olamaz. Misal, Yıldızların "en yakın göğü süsleyen lambalar" olmasını bırakın, "şeytanlara atılan cisim" olduğunu iddia eden bir kitaba inanan, bilimle hareket ediyor, çelişmiyoruz diyorsa, o kişinin yalancı/sahtekar olduğu, su götürmez bir gerçektir. İstediğiniz kadar aksini inkar edin. Sizin yolunuzu burada yiyecek ateist olsun sanmıyorum.





2- Yukarıda ahlaktan bahsedip kendi kafanıza sıkmışsınız, "evlatlığının eşini nikahla koynuna almayı" ahlak içi gören bir dünya. Yetimleri büyütüp nikahlamayı ahlak içi bulan bir dünya anlayışı da gene bulamazsınız. Türkiye' de ki tatlı su müslümanlarının hayal dünyalarında oluşturdukları, süsleyip püsleyip ambalajla millete satmaya çalıştıkları islam ile gerçek tarih-kuran-sünnet verilerine dayalı islam örtüşmez. Sanırım siz de bu ılımlı bidatcılardansınız!. Lafla müslüman olunuyorsa, ben de uzaylı tanrıy(d)ım. Sizi de ben yarattım. Bütün güçlerimi, sihirli değneğimi bırakıp sonra fani olarak aranıza yerleştim. Var mı itirazınız. Hepiniz "inkarcısınız". Kendime dağa taşa, ejderhalara, dinazorlara andolsun ki; Beni inkar edenler "herotic" dirler...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:46 .