bilgivehis´isimli üyeden Alıntı
Lakin bir önceki cümlende hem dinlerin yanlışını doğruluyorsun bir sonraki cümlende de yanlış değil diyorsun.
Üstelik ikinci cümlende kendi başına çelişkili.
Kitapların tanrıyı tarif etmesinden oluşan fikirlerden bugüne kadar hep tanrının varlığı iddia edildi.
Demek ki, kitaplardan oluşan fikirler bal gibi de yanlış olabilirmiş.
|
Elbette, ancak dinlerin yanlışlığı ile Tanrı'nın varlığı
iki farklı konudur.
Biri yol iken diğeri düşüncedir bu nedenle dinlerin yanlışlığı tanrı'nın olmadığı anlamına gelmez.
Kitaplardan gelen fikirlerden bahsederek, özgür düşünce yerine kitapları önceliklendiriyorsunuz,
oysa tam tersi. İşte tam da bu yüzden önceki yazımda, düşünce yoksa yol da olamaz diye yazdım. Kitapların insanlara rehberlik edebilmesi için öncelikle Tanrı'nın toplum tarafından düşünülmüş olması gerekir, aksi takdirde kitaplar insanlara rehberlik edemezdi.
Beni anlamakta güçlük çekmeniz, özgür düşüncenin önüne kitapları koyma öncülünüzden kaynaklanıyor. Amazonlarda ormanın ruhuna, ağacın dalına, özgür düşünceleriyle bir şeylere inananlara bir düzen yaratma adına kitabınızla rehberlik ettiğinizi hayal edin. Kitabınızı çürütebilir, insanların düşüncelerini eleştirebiliriz, ancak insanların özgür düşüncelerini kesin olarak yanlışlayamayız.
Sonuçta bir arayıştır, istektir, bu nedenle burada ki mücadelem inanç özgürlüğü adınadır. Kendi ideolojiniz uğruna bu özgürlüğün zeminini yanlış olarak değerlendiremezsiniz. Eleştirmek ayrı, zemini yanlışlamak, dayatmak ayrı, anarşist damarımla yazıyorum, umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Eğer bunu anlamazsanız, bir gün, tıpkı Corona virüs vakasında olduğu gibi, koyun misali özgürlüğümüzü bu çok bilmişlerin diktatörlüğüne kaptırır gidersiniz.
Yazdıklarım sizin ya da bir başkasının haklı olup olmamasıyla ilgili de değil, özgür zeminin dokunulmazlığı ile ilgilidir. Yanlışladığınız an, kesin bilgeliğinizle diktatörlüğe kapı açarsınız. Bu size olduğu kadar dindarlara da geçerlidir. Bir anarşist olarak haklar ve özgürlüklerle ilgileniyorum; sizin veya başkalarının ideolojisi umurumda değil.
Neye ve nasıl inanmak istediğinize inanmakta özgürsünüz. Eğer hoşunuza gittiyse, lütfen bu özgürlüğü başkalarına da tanıyın.
Eğer yanlışlamaksa, o zaman inanılanı değil, yolu yanlışlayın. İnanılan şey zaten zihinlerdedir, sizin gücünüzün ötesindedir, bu sebeple üzerinde hiçbir yetkiniz ya da etkiniz olamayacaktır.