Kuran'da dikili duran kadın ve ağaç! (Ba'al/Asherah)

[cenkvarol]

"Bakin size ornek; Sag el takinti halinde sizde, onu da gidip Hacer'e baglamissiniz, fikri sabit olusunuzdan dolayi."

-ayette bahsedilen İbrahim'in sağ eli,,, İbrahim'in "sağ elinin maliki" olduğu kadın kim? cariyesi Hacer.

-Saffat 93'deki "feraga (devirdi)" kelimesi başka ayetlerde Hacer'le ilgili anlatımın hemen öncesinde geçer (51:26),

-Saffat 93'deki "sağ el" muhabbetinden sonra gelen 94. ayetin girişindeki "fe akbelu (karşısına geldiler)" kelimesi başka ayette Hacer'in bir davranışı, "karşılaması" olarak geçer (51:29). İbrahim'in putları "sağ eliyle" devirmekle ilgili ayetlerindeki bu kelimeler koca kitap içerisinden bizi bir başka suredeki Hacer'li anlatıma götürür.

en başta "sağ el = cariye" ilişkisi olmak üzere bular arasında bir ilişki olabileceğini düşünmek için illa takıntılı olmaya gerek yok sadece biraz saksıyı çalıştırıp biraz şüphelenmek yeterli.

[Neva]

Bakin hala ayni mantikta gitmektesiniz. Tek tek gidelim, diger ayetlere de sira gelecek. O zaman su soruyu sorayim size, ki sizin soyleminizle saksinizi calistirip anlayin.

Ibrahim, ilgili ayette putlari Hacer'le beraber mi kirmis? Beraber mi girismisler putlara?

[cenkvarol]

Neva´isimli üyeden Alıntı

Bakin hala ayni mantikta gitmektesiniz. Tek tek gidelim, diger ayetlere de sira gelecek. O zaman su soruyu sorayim size, ki sizin soyleminizle saksinizi calistirip anlayin.

Ibrahim, ilgili ayette putlari Hacer'le beraber mi kirmis? Beraber mi girismisler putlara?

aynen belirttiğim gibi her kelimeye ilişkin tam ve moda mod bir çeviri bekliyorsunuz, ben de bunu çok isterdim ama ne yazık ki bu mümkün değil, şöyle söyleyeyim size sorunuzun doğru olduğundan ne kadar eminsiniz, mesela ortada bir put olduğundan onlara girişilmiş olduğundan ne kadar eminsiniz, benim size sunmaya çalıştığım kelimelerin kullanım yerleri ile konular arasında bir ilişki olabileceği. o ayette putun, putlara girişilmiş olduğundan emin olsam zaten kalkıp kelimelerin farklı anlamları olabileceğini, orada anlatılmak istenenin aslında bir başka konuyla ilgili olabileceğini araştırmazdım. eğer her kelime bir ipucu sunmuş olsaydı sorunuza ilkin sorduğunuz soru yanlış diyerek cevap verme imkanım olurdu, ama ne yazık ki bu mümkün değil.

bu ara bendeki takıntı Allah'da da var haberiniz olsun; İbrahim'in koyduğu öpüp okşanan Hacerü'l-Esved için "sağım, sağ elim" demiş.

[Neva]

Hayir ne munasebet,size motomot bir ceviri filan sormadim ki ben? Kitaptaki ayete iliskin sormaktayim, elimizdeki done bu cunku, Kuran ayetleriyle gittiginiz icin.

Sorum acik, orneklediginiz ayete iliskin, Ibrahim putlari Hacer'le birlikte mi kirmis?

Cunku cariye'yi oraya yapistiran sizsiniz, sag kavrami sebebiyle. Malum benim de bu soruyu sormam cok normal. Putlara girisilmis oldugundan emin degilsiniz, ama ne gariptir ki cariye oldugundan eminsiniz ki getirip yapistirdiniz. Once isterseniz soruma yanit verin, sonra diger koydugunuz ayetlere ve dahi karatas'a geliriz. Sorun degil.

[cenkvarol]

sorunuza cevap verdim ama yine de ısrar ediyorsunuz, cariyeyi oraya koyan ben sorunuzdaki "kırmak" fiilini neden verildiği gibi "kırmak" anlamında düşüneyim ki, siz bundan emin olabilirsiniz ama ben emin değilim o kelimenin de tıpkı "sağ el" gibi farklı bir anlamda geçmiş olabileceğini düşünüyorum. bir kez daha belirteyim ortada kelimelerle sınırlı ip uçları var, cümlelerle değil.

cariyeden bahsederim çünkü buna dair kaynaklar ve kelimeler üzerinden şüphelerim var, putlara girişilmiş olduğundan emin değilim çünkü bununla ilgili tespit ettiğim bir şey yok. olay bu kadar basit.

[Neva]

Cunku orneklediginiz ayette o sekilde anlatiliyor. Sag el gectigi kaliplarda/durumlarda bellidir Kuran'da. Orada da(ayette) el yemini ile gayet aciktir zaten sag el kavrami.

Iste ben de suphelerinize iliskin soruyorum, beraber mi kirmislar putlari diye, ancak hala yanit alamadim.
Benim bu soruyu yoneltirken baz aldigim unsurlar, sizin koymus oldugunuz kitap ayetleri. Yani, ayetleri koyan sizsiniz, calismaniza delil/tesbitler babinda, soru soran benim, ama soruma yanitiniz emin degilim!!!?

[cenkvarol]

Kuran'da Musa'nın "sağ elinden" bahseden ayetimiz Taha -17' idi.

"O sağ elindeki nedir, ey Musa?"

bunun dışında Musa'nın "sağ elinden" bahseden bir ayetimiz daha var; Taha -69.

"Ve sağ elindekini at, onların yaptığı şeyleri yutacak. Onların yaptıkları sadece sihirbaz hilesidir ve sihirbazlar, nereden gelirse gelsinler, felâha (kurtuluşa) eremezler."

ikinci ayetteki sağ el ifadesi:يَمِينِكَ

bu kelimeyi harfiyen alıp Kuran'da arattığımızda iki ayette daha geçtiğini görüyoruz; Ahzap -50 ve Ahzap 52

Ahzap 50:

Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin zevcelerini ve elinin (altında) malik olduğun, Allah'ın ganimet olarak sana verdiği (cariyelerini) helâl kıldık. Ve seninle beraber hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve nefsini Nebî (Peygamber) için hibe eden ve Nebî'nin (Peygamber'in) de onu almak istediği mü'min kadınları, (diğer) mü'minler hariç, sana özel olarak (helâl kıldık). Onlara (diğer mü'minlere) zevceleri ve sağ ellerinin malik oldukları (cariyeleri) konusunda neyi farz kıldık, Biz biliriz. (Bu), senin üzerine bir zorluk olmaması içindir. Ve Allah, Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).

Ahzap 52:

Bundan sonra sana (başka) kadınlar ve zevcelerinden birini, güzelliği hoşuna gitse bile (başka bir hanımla) değiştirmen helâl değildir. Sağ elinin sahip oldukların (cariyeler) hariç. Ve Allah, herşeyi murakebe (denetleyen) edendir.

Taha 69 = Musa'nın sağ eli =يَمِينِكَ = Asa (ağaç)

Ahzap 50 = Sağ elin (sahibi) = يَمِينُكَ = Cariye

Ahzap 52 = Sağ elin (sahibi) = يَمِينُكَ = Cariye

böylelikle sadece anlam olarak değil kelimelerin yazım şekilleri açısından da daha somut bir şekilde Musa'nın sağ eli (asa)= sağ el (cariye) ilişkisinden bahsedilebilir.

[cenkvarol]

bu ara Ahzap 50'den "ganemi (koyun) / ganimet" mezusuyla ilgili olarak daha önce de bahsetmiştim;

55. mesaj;

https://turandursun.com/forumlar/show...0&postcount=55

[cenkvarol]

Kuran'daki ilginç hikayelerden birisi de Allah'ın Semud Kavmine gönderdiği ve kesilmesini istemediği "dişi deve" olayıdır.

dişi deve: nakatun : نَاقَةٌ

Ayetlerde bu dişi deveyle ilgili olarak ona "dokunulmaması" gerektiğinden bahsediliyor. (7:73, 11:64, 26:156)

Hud -64:

"Ve ey kavmim! Bu Allah'ın (dişi) devesi, sizin için bir âyettir. Artık onu serbest bırakın. Allah'ın arzından yesin. Ve ona kötülükle dokunmayın. Aksi halde sizi, yakın bir azap yakalar."

Bu ayetlerde "dokunmamak" kelimesi Arapça:ve lâ temessû-hâ: تَمَسُّوهَا

"dokunmak" kelimesi Kuran'da çok sayıda yere geçmekte, yukarıdaki dişi deveyle ilgili geçen kelimeye yazım olarak en yakın geçen kelime ise soldan bir harf farkıyla Arapça : تَمَسُّوهُنَّ

yazımı en fazla benzeyen bu kelime Kuran'da "kadınlara dokunmak, onlarla cinsel ilişkide bulunmak anlamında üç yerde geçiyor; (2:236, 2:237, 33:49).

Kelimenin yakın kullanımına baktığımızda karşımıza "kadınlar" çıkmış olması ilginç. Çünkü dokunulmaması istenen "devemiz" de "dişi".

--0--

bu "dişi deveyle" ilgili "dokunulmaması" ifadesinin dışında bir başka dikkat çeken şey ise ayetlerde onunla ilgili "sulanması" ve "kesilmemesi" ifadelerinin de yapılmış olması. Bize her ne kadar "nakatun" dan kastın "dişi deve" olduğu söylense de "sulamak" ve "kesmemek" gibi ifadeler ne ilginçtir ki bir "ağaç, bitki" için de söylenebilecek ifadeler.

Örneğin "dişi deveden" bahseden Araf Suresi'nin 73. ayetinde şöyle denilmektedir:

"Semud'a, onların kardeşi Salih şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah'a kul olun. Sizin için O'ndan başka ilâh yoktur. Rabbinizden size bir mucize gelmiştir. Bu Allah'ın dişi devesidir. Sizin için bir âyettir. Artık onu, Allah'ın arzında bırakın yesin, ona kötülükle dokunmayın, yoksa sizi elim bir azap alır.”

ayette "dişi deveyle" ilgili olarak "fe zeru ha" "artık onu salın" ifadesi kullanılıyor.

fe zerû-ha: artık onu bırakın, salın : فَذَرُوهَا

"bırakmak" kelimesi Kuran'da birçok yerde geçiyor bu kelime ise aynı yazımla iki yerde, ikisinde de dişi devenin "salınması" olarak geçiyor (7:73, 11:64).

Bu kelimeye en yakın olan kelime ise yine en soldan bir harf eksiğiyle Yusuf Suresi'nin 47. ayetinde geçiyor:

“Yedi yıl eskisi gibi ekin ekin. Böylece (bunlardan) yediğiniz az bir kısmı hariç, hasat ettiklerinizi başağında bırakın.” dedi."

fe zerû-hu : sonra onu (onları) bırakın: فَذَرُوهُ

"dişi deveyle" ilgili söylenen "bırakın" kelimesinin bu ayette hasat edilen ekinlerle ilgili geçtiğini görüyoruz.

Ayetlerde konuları farklı gibi gözükse de aynı ya da benzer kelimelerin kullanılmış olması aslında bu ayetlerde anlatılanlar arasında bir ilişkinin olduğuna dair ipuçları sunmakta, bu ipuçlarını ayette geçen tüm kelimelerde değil ne yazık ki bazı kelimelerde daha açık bir şekilde görebilmek mümkün. Çünkü Kuran'ın ilk metninde anlatılanlar sonradan değiştirilmiş, kökler ve kelimeler üzerinde oynanmış, bazı kelimeler de ise bir iki harf gibi çok daha az değişiklikler yapılmış ve fazla dokunulmamış, bize ipuçlarını sunanlar ise daha çok bu tür kelimeler. Kısacası birbirinden kopuk gibi gözüken sıralı ayetler aslında birbiriyle ilişkili, bazı kelimelerin başka ayetlerde özellikle tekrar ediliyor olmasının da bir anlamı var, temelinde anlatılanlar aynı.

Kuran'da geçen "dişi devenin" tarifi yapılırken seçilen kelimeler bizi "kadınlarla cinsel ilişkiye girmek" ve "ağaç, bitki" anlatımlarının olduğu ayetlere götürüyor diyebiliriz.

dişi deveye "dokunmak" = kadınlara "dokunmak" (ilişki kurmak)

dişi deveyi "bırakmak" = ekinleri "bırakmak"

ayetlerde geçen "dokunulan", "sulanan" ve "kesilen" Allah'ın "dişi devesi" aslında sembolik bir anlatıma sahip olup "kadın" ve "ağaç, bitki" kavramlarıyla ilişkili. Bu durum Adem'in (ve adı geçmese de Havva'nın) dokunmaması istenen "ağacı" akıllara getiriyor ki bu "ağaç" da aslında Lilith gibi bir "kadınla" ilişkili.Ayetlerdeki kelime seçimlerine benzerliklerine bakıldığında "kadınlık, dişilik" ile "ağaç, bitki,ekin" arasında kurulmuş olan bir ilişki var. Bu ilişkinin bir başka açık örneği ise kadınları tarlaya benzeten ayettir.

Bakara -223:

"Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü'minleri müjdele."

Kuran'ın gerçek yüzünü görmek isteyen birisi ayetlerdeki seçilen kelimelerin kökleri ve yazım benzerlikleri üzerinden "dişilik, kadınlık" ile "ağaç, bitki, ekin" arasında kurulan ilişkiyi irdelemelidir, bu ilişki başta Asherah olmak üzere geçmiş pagan inançlarındaki tanrıça inancından gelmektedir.

[cenkvarol]

Münafıkun -4:

"Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar."

1. ve izâ : ve o zaman
2. raeyte-hum : onları gördün
3. tu'cibu-ke : seni hayran bırakır, senin hoşuna gider, beğenirsin
4. ecsâmu-hum : onların cisimleri, bedenleri, vücut yapıları
5. ve in : ve eğer, ise
6. yekûlû : söylerler, konuşurlar
7. tesma' : dinlersin
8. li kavli-him : onların sözlerini
9. keenne-hum : sanki onlar gibi
10. huşubun : kütükler
11. musennedetun : bir tarafa dayalı, yaslanmış
12. yahsebûne : zannederler
13. kulle : her zaman, her seferinde
14. sayhatin : sayha, yüksek ses, gürültü
15. aleyhim : onlara, üzerlerine, aleyhlerine
16. hum(u) : onlar
17. el aduvvu : düşman
18. fe ahzer-hum : artık onlardan sakının
19. kâtele-hum(u) : onları öldürsün, helâk etsin, kahretsin
20. allâhu : Allah
21. ennâ : nasıl
22. yû'fekûne : çevriliyorlar, döndürülüyorlar

bedenleri hoşa gidene kütükler:

bu ayetteki "tu'cibu-ke" yani "hoşuna gitti" kelimesi başka ayetlerde "kadınlarla" ilgili hoşuna gitmek anlamında geçen bir kelime. Ayette "bedenleri görüldüğü vakit hoşa gidilen" birşeylerden bahsediliyor. Devamında ise bu şeyler "kütüklere" benzetiliyor. Ayette yine "kadın-ağaç" ilişkisinin kurulduğunu söyleyebiliriz. Ayetteki "kütükle" kurulan bu tuhaf benzetmenin altında fuhuşu kendisinin ibadet şekli olan ve "ağaç" ile sembolize edilen Tanrıça Ashereah inancı var