Bakara Suresi 279. ayet:
"Bundan sonra eğer (bunu) yapmazsanız, o zaman Allah ve O'nun Resûl'ü tarafından savaşa maruz kalacağınızı bilin (savaşa hazır olun). Ve şâyet tövbe ederseniz o taktirde ana malınız (sermayeniz) sizindir. Ve zulmetmezsiniz ve zulmedilmezsiniz."
1. fe : o zaman, o taktirde, bundan sonra
2. in lem tef'alû : eğer yapmazsanız
3. fe'zenû (fe izenû) : o taktirde bilin
4. bi harbin : harbi, savaşı
5. min allâhi : Allah'tan
6. ve resûli-hi : ve onun resûlü
7. ve in : ve eğer
8. tubtum : tövbe ettiniz
9. fe : o zaman, artık, o taktirde
10. lekum : sizin
11. ruûsu : ana mallar, ana para
12. emvâli-kum : sizin mallarınız
13. lâ tazlimûne : zulmetmezsiniz, haksızlık etmezsiniz
14. ve lâ tuzlemûne : ve zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğramazsınız
Yukarıdaki ayeti incelerken birşey dikkatimi çekti, paylaşmak istiyorum. Bu ayetin "mealine" baktığımızda Kuran'da çok sık geçen bir kelimenin olduğunu görüyoruz; "resul" kelimesi.
6. ve resûli-hi : ve onun resûlü :
رُءُوسُ
bu kelime her ne kadar tüm çevirilerde "resul" (veya elçi) şeklinde çevrilmiş olsada aslında Kuran'ın geri kalan kısmında geçen mesaj ileten manasındaki gerçek "resul" kelimesiyle aynı kelime değil.
Bu ayette geçen "resuli" kelimesi
rā hamza sīn (ر أ س) kökünden gelen ve anlamı "baş (head)" olan bir kelime. Gerçek anlamda diğer ayetlerde geçen Allah'ın elçisi anlamındaki "resul" kelimesi ise
rā sīn lām (ر س ل) kökünden geliyor.
resuli : rā hamza sīn (ر أ س)
resul : rā sīn lām (ر س ل)
Yukarıdaki ayette geçen "resuli" kelimesinin kökü ve Kuran'daki kullanım şekli şu şekilde:
rā hamza sīn (ر أ س) kökünden gelen ve Kuran'da geçen toplam 18 kelime var, aşağıda verdiğim bu kelimeler "baş" anlamında geçiyor sadece bir ayette bu anlamda geçmiyor o ayet ise (Bakara 279) ilk baştaki verdiğim ve kelimenin "resul" diye çevrildiği ayet:
(2:196) ruūsakum :
başlarınız
(2:196) rasihi :
başı
(2:279) ruūsu :(is)
(5:6) biruūsikum
başlarınız
(7:150) birasi :
başıyla
(12:36) rasī :
başım
(12:41) rasihi :
başı
(14:43) ruūsihim :
başları
(17:51) ruūsahum :
başları
(19:4) l-rasu :
başım
(20:94) birasī :
başımla
(21:65) ruūsihim :
başları
(22:19) ruūsihimu :
başları
(32:12) ruūsihim :
başları
(37:65) ruūsu :
başlar
(44:48) rasihi :
başı
(48:27) ruūsakum :
başlarınız
(63:5) ruūsahum :
başları
http://corpus.quran.com/qurandiction...q=rAs#(37:65:3)
şimdi şunu sormamız gerekiyor; eğer ilk verdiğim Bakara Suresi'nin 279. ayetinde Allah gerçekten de "resulünden" bahsetmek istiyorsa, Allah'ın elçisi anlamındaki diğer "resul" kelimesi Kuran'da
332 defa geçerken o kelime yerinde neden "baş" anlamındaki bir kelimeyi söylemiş olsun veya bunu istisnai bir şekilde seçmiş olsun?
meallere bağlı normal bir Kuran okuyucusu Bakara Suresi'nin bu ayetini Allah'ın "resulu" diye okuyup geçecektir ancak bu bildiğimiz "resul" kelimesi değil, bu kelimenin kökü farklı ve ortada tuhaf bir istisnai durum söz konusu.
üstelik işi daha da ilginç kılan bir şey var; Bakara Suresi'nin 279. ayetindeki "resuli" kelimesinin aynı yazımla geçtiği bir ayet var, bu ayet Saffat Suresi'nin 65. ayeti (37:65):
"Onun meyveleri şeytanların başları gibidir."
1. tal'u-hâ : onun tomurcukları
2. ke enne-hu : onun gibi
3. ruûsu : başlar
4. eş şeyâtîni : şeytanlar
"resuli" kelimesi aynı yazımla geçtiği diğer ayette şeytanların "başı" olarak geçiyor.
Bakara 279: resuli: رُءُوسُ
(Allah'ın "resulu" diye meallerde veriliyor ama bu kelime gerçek "resul" kelimesi değil)
Saffat 65:ruûsu :رُءُوسُ
(Şeytanların "başı" olarak geçiyor)
buradan da şunu anlamış oluyoruz Allah (gerçek anlamda mesajını ileten manasındaki 332 defe andığı) "resul" kelimesini söylemeyi unutmakla kalmamış bu kelime yerine aynı zamanda başka bir ayette şeytanların "başları" anlamında geçen kelimenin aynısını kullanmış.
"resul" kelimesiyle ilgili bu istisnai durum bence Kuran'ın gerçek köklerine ilişkin bizlere ipucu sunan bir açık, kesinlikle irdelenmesi ve üzerinde düşünülmesi lazım.
(Gerçekten de Allah bu ayette basit bir kelimeyi söylemeyi mi unutmuştu yoksa sonradan yazım ve anlamları değiştirilmiş olan asıl metinlerdeki aynı tanrı (daha doğru bir ifadeyle aynı tanrıça/tanrıçalar) üzerinden "allah" ve "şeytan" diye farklı iki anlatım mı türetilmişti?)
bu istisnai durumla ilgili fikri olan paylaşırsa sevinirim.