Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 23-10-2021, 13:28
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart Kuranda geçen ikinci "Rab" kim?

Yusuf Suresinde anlatılanlara baktığımızda; Yusuf kuyudan çıkartıldıktan sonra Mısırlı bir aileye satılıyor, düş/rüya yorumlama yeteneğine sahip oluyor, daha sonra efendisinin karısı kendisine asılınca onun isteğini yerine getirmiyor ve zindana atılıyor;

Yusuf Suresi 42: "(Yusuf zindanda kaldığı iki kişinin düşünü yorumladıktan sonra) Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni rabbinin yanında an, (umulur ki beni çıkarır). Fakat şeytan ona, rabbisine anmayı unutturdu. Dolayısıyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kaldı."

bu ayette "rab" diye anılan kişiden devamında "Melik (Kral)" diye bahsediliyor, Melik düş görüyor ve bunun yorumlanmasını istiyor, kimse yorumlayamayınca Melik'in yanında olan ve Yusuf'un zindandaki arkadaşı kendisini hatırlıyor ve Melik'e ondan bahsediyor;

50: "Melik dedi ki: «Onu bana getirin!» (Melik'in) resulü, Yusuf´a geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: «rabbine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir."

bu ayette "rab" diye bahsi geçen Melik'in elçisinden de "resul" diye bahsedildiğini görüyoruz. (Ayrıca bu kişinin Yusuf'u satın alan ve yine Allah'ın bir sıfatı olarak "Aziz" diye adlandırılan kişi olabileceğini de düşünürsek resim daha da netleşiyor.)

"Rab" kelimesi Kuran'da yüzlerce kez geçiyor hepsinde kast edilen Allah, ama bir tek yukarıdaki ayetlerde "Rab" kelimesinin Allah dışında birisi için kullanıldığını görüyoruz (Bkz.), aynı şekilde "resul" kelimesi de yukarıdaki ayetlerde istisnai anlamda kullanılmış.

Kuran'da geçen Mısır'da olduğunu anladığımız ve Allah'ın dışında "resulu" olan bu "rab" kim peki, Mısır'daki melik/krallar firavunlar oluyor, Kuran o zamanın bir firavununa "rab" diye neden bahsediyor?

yukarıdaki ayetler Kuran'ın değiştirilmeden önceki halinde anlatılan hikayenin aslında çok farklı olduğunu bize göz kırpıyor, bir ipucu veriyor. Asıl mesele ise bu çıkış noktasının devamını getirebilmek.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23-10-2021, 14:34
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Kuran o zamanın bir firavununa "rab" diye neden bahsediyor?

Çünkü o zamanın, o insanlarının rabbi(ilahı/ efendisi) firavun. Ayrıca o kadar kişinin mealinde bir tek Yaşar Nuri' nin ve Edip Yüksel mealinde o dediğine benzer bir çeviri söz konusu. Onda bile senin ki gibi bir çeviri, anlayış/metod söz konusu değil.



:"Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zındanda kaldı." Y. Nuri



Yûsuf Suresi 42. Ayet (kuranmeali.com)


Hülasa, buradan bir şey çıkmaz.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23-10-2021, 16:49
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hülasa, buradan bir şey çıkmaz.
önemli olan putperestlerin kendi tanrısından ne adla bahsettiği değil Kuranın ne adla bahsettiği. Yusuf'un bu kişiye "Allahına git" demesi ne kadar tuhaf kaçacaksa "Rabbine git" demesi de o kadar tuhaf.

Kuran bu firavunu anlatırken Allah gibi ona "rab" diyor, Allah gibi ona "melik" diyor, Allah gibi onun "resulu" var diyor, Allah gibi onun "siccin"i var diyor, Allah gibi onun "hazineleri" var diyor, bu firavun 12:53'de kendi yanını, katını söylerken لَدَيْنَا (ledeyna) diyor ki bu kelime aynı yazımla Kuran'da başka 4 ayette daha geçer ve hepsinde kast edilen Allah'ın yanıdır. Yine bu firavun yanından emin "mevki" olarak bahseder, "mevki" kelimesi ise karşımıza 81:20'de Allah'ın arşını tarif ederken çıkar. Bunlar şimdilik yeterli şüpheyi var ediyor.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 24-10-2021, 17:51
kerrat cetveli kerrat cetveli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 25 Sep 2021
Mesajlar: 8
Standart

Her kelimenin hem dar anlamı hem umumi külli anlamı ve terim anlamı var.

Misal: Tavaf kelimesi umumi manası bir şeyin etrafında dönme dolaşma ki 43:71. ayette
cennete kilerin etrafında altın tepsi üzerinde bardaklar içinde içecekler ile dolaşırlar .Bu aslında misafirlikte hizmetin ikramın önemini anlatmak içinde kullanılır :Etrafımızda pervane oldular hizmet ve ikramda sınır tanımadılar ne ki sofrada eksildi hemen getirdiler gibi. Pervane aslında farsça kelebek demek. Mum alevinin etrafında dolanıp durur ve bazen aleve düşer yanar. Mecazen aşkın sevginin muhabbetin derinliğini şiirde edebiyatta anlatır.

43:71 " يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ :

Onlar için altın tepsiler ve küpler dolaştırılır."

Ancak 2:158. ayette ise hususi dar terim anlamında Kâbe'nin etrafında hacda 7 kez dönmenin adı olup haccın şartlarındadır.

2:158 " اِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَٓائِرِ اللّٰهِۚ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ اَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ اَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَاۜ وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًاۙ فَاِنَّ اللّٰهَ شَاكِرٌ عَل۪يمٌ:Şüphesiz Safa ile Merve, Allah'ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe'yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur.[42] Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir.*
"

Bunun gibi rab kelimesinin de Kur'an da özel anlamı Allah için kullanılır. Genel anlamı efendi sahip terbiye eden anlamında mürebbi mürebbiye anlamında kullanılır. Zaten terbiye kelimesi kök olarak Rab'dan türemiş. Mürebbiyenin de kökü Rab'dır. Çocuğu eğiten yetiştiren terbiye eden kişi. Eskiden talim ve terbiye denirdi. Mürebbiye çocuğu besler büyütür eğitir ta ki olgunlaşıncaya kadar.
İnsan da bir nevi Rab olan Allah tarafından besler büyütülür olgunlaşır. Rızık verilir. Doğu yanlış peygamber ve kitapla ona öğretilir.
alemlerin Rabbi işareti ile aslında hakimiyet sahasının genişliği belirtilir.

Yoksa kölesi olan bir efendi de kendi evinin Rab'ıdır.

Ancak Rab kelimesi isim olarak İslam'da kullanılmaz. Museviler din alimlerine rabbi derler.
Bilgisayar dünyasında master " ve "slave" gibi kelimeler ırkçı addedilerek alternatif kelimeler kullanılması için tartışmalar yaşanmıştır.

Master Lord efendi anlamında bir nevi Rab kelimesine karşılık gelir. Master yerine Primary veya main kelimesi kullanılmasının daha uygun olduğu söylenmektedir.

Rab kelimesi su alıp şişen büyüyen ağırlaşan manasına da sahiptir.

المَطَرُ يَرُبُّ النَّبَاتَ وَالثَّرَى :yağmur bitkilerin büyümesini olgunlaşmasını sağlar derken يَرُبُّ kelimesini kullanır.
السَّحَابُ يَرُبُّ المَطَرَ:Bulutlar yağmurun artmasını adeta damla damla birikip ağırlaşıp yağmasını sağlar derken yine يَرُبُّ kelimesi kullanır ki kökü Rab'dır.

Rab toplamak biriktirmek manasında da kullanırken aslında Rabbul nas insanları mahşerde bir araya toplar manasına sahip olduğunu düşünüyorum.

İslam'da seyit reis melik halife padişah gibi kelimeler yönetici lider anlamında kullanılır. Ancak Rab kullanılmaz zira Rab sadece Allah için kullanılır.

İlah kelimesi de putlar diğer şeyler için kullanılır. Ancak gerçek anlamda tek bir ilah olan Allah için kullanılır.

Yalancı pehlivan ifadesinde ki pehlivan mecazi manadadır. Ancak gerçek cesur yiğit kişi anlamında da kullanılır.
İlah ve Rab kelimeleri de sahip efendi terbiye eden ıslah eden manasında insanlar veya yöneticiler veya putlar firavunlar için kullanıldığı gibi hakiki anlamda Alemlerin yer ve göklerin ölüp dirilten Rab olan Allah için kullanılır.

Sinekte hayvan inekte hayvan.
karıncada hayvan filde hayvan.
İkisinin azameti cirmi kudreti bir değildir.

Oysa hayvan ortak paydasına sahiptirler.
İngilizce housewife ın Arapçası ربة البيت rabbetul beyt yani evi çekip çeviren terbiye eden toplayan kişi.

106:3 ayette de beytin rabbi yani Allah'ın evi olan Kâbe'nin Rabbi olarak Allah için kullanılır ve kulluk yapılan Rab olarak anılır.

106:3 " فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ :bu evin (Kâbe'nin) Rabbine kulluk etsin."

Düz mana da bakılırsa Allah da Kâbe'nin hizmetçisi gibi olur ki bu yanlıştır. Buradaki ev mecazi manadadır yoksa hizmetçi kadının baktığı gerçek ev gibi değildir.

Buradaki Rab kudret hakimiyet Rububiyet gibi manalardadır.
Aslında Kur'an da Rab kelimesi 5 değişik manada geçer. Daha sonra yazmak isterim.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 24-10-2021, 23:33
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

eğer "rab" kelimesi Kuran'da Allah'ın sıfatı olarak yüzlerce kez geçtiği halde sadece bir yerde Allah'ın dışında birisi için geçiyorsa bu husus dikkate değer. Çünkü bu istisnai kullanım Kuran'ın ilk halinde (özellikle tanrıça olmak üzere) çok tanrılı bir anlatıma sahip olduğuna sonradan ise bunun tek tanrı anlatımına uyarlanarak değiştirildiğine ilişkin bir ip ucu verebilir.

Bu ayetlerde geçen Allah (rab, melik, aziz) = Firavun (rab, melik, aziz) benzerliklerine biraz daha değinelim;

Firavun Yusuf'u kendisine idareci olarak atıyor, bu yüzden Yusuf'un bulunduğu yerle ilgili anlatımları aynı zamanda Firavunun bulunduğu yerle ilgili olarak da düşünebiliriz:

Yusuf Suresi 12:70'de Firavunun su tası Yusuf'un kardeşlerinin kervanına gizlice konduktan sonra oradaki bir haberci (mu'ezzinun) kervana sesleniyor. Bu "mu'ezzinun" kelimesi bu ayetin dışında Kuran'da bir ayette daha geçiyor, o ayette ise bu kelime Allah'ın cennetindeki haberciyi kast ediyor (7:44).

Aynı şekilde Firavunun su tası (ssikayete) kelimesi de Kuran'da bu ayetin dışında bir ayette daha geçiyor, oradaki anlamı ise hactakilere su verilmesi anlamında (9:19).

Firavunun su tası Yusuf'un kardeşlerinin yükünde bulununca kardeşleri "Aziz" diye seslenerek kendi içlerinden birisinin rehin alınmasını istiyorlar. (Daha önce Yusuf'u ayartan kadının kocasından da "Aziz" olarak bahsedilmişti, o kişiden kastın firavun olabileceğini ilk mesajımda bahsetmiştim. Bu ayette de yine "Aziz" kelimesi karşımıza çıkıyor, her ne kadar bu ayette kast edilenin Yusuf olduğu söylense de burada asıl kast edilen de bence yine firavunun kendisi ve diğer ayetlerde Allah için kullanılan "Aziz" sıfatı firavun için kullanılıyor. (Böylelikle Kuran'da onca anılmayan isim varken Yusuf'a asılan kanının kocasının ismi neden geçmektedir sorusu da cevap bulmuş oluyor; herhangi birisinin ismi geçmiyor Allah'ın sıfatı kullanılıyor.)

12:100'de Firavunun yetki verdiği Yusuf ailesi yanına gelince onları "arşa" çıkartıyor ve onlar orada "secdeye" kapanıyorlar. "Arş" kelimesi bu ayetin dışında Kuran'da bir ayette Saba Melikesinin (Belkıs) tahtı olarak geçerken (27:23) diğer ayetlerde Allah'ın tahtı olarak geçiyor.

Özet geçelim;

ALLAH (rab, melik, aziz, resulu var, hazinesi var, siccini var, arşı var, evine karşı secde ediliyor) = FİRAVUN (rab, melik, aziz, resulu var, hazinesi var, siccini var, arşı var, makamına karşı secde ediliyor)

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 26-10-2021, 15:25
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Laf kalabalığı yapmadan 2 cümle ile iddianın ne olduğunu anlatamıyormusun?


İki tane allax olsa(bunu demek istiyorsan şayet) sence, T. Dursun' un bunu es geçme ihtimali olabilir mi? Olamaz.


Evreka evraka diye dolaşan 19 cu, kuranda laiklik var diyen Y. Nuri, İ. Eliaçık, ılımlı islamcılar gibisin. Böyle bir şey yok.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 26-10-2021, 15:30
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Y. Nuri mesela, 150 sene her insanın yaşam süresi var iddiasında. Çocuk öldü 3 yaşında, kalan 150 seneyi tamamlayıncaya dek başka bir hayatta dünyaya geliyormuş. Sende bu misal kendince teviller yapıyor olmalısın.



Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 26-10-2021, 21:40
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İki tane allax olsa(bunu demek istiyorsan şayet) sence, T. Dursun' un bunu es geçme ihtimali olabilir mi? Olamaz.
Bu nasıl kafa anlamak güç, Albert Einstein da oldukça zeki bir insandı, yeni birşey olsaydı zaten o bulurdu deyip bilim adamı yetiştirmeyelim o zaman. Bu kafa ile "herşey zaten kitapta yazılı fazla okuyup kafa bulandırmaya gerek yok" diyen kafa aynı kafa, bir tık öteye geçmeyi, farklı düşünmeyi akıl etmeyi bırak ona ihtimal bile vermezler.

mevzuya "armut piş ağzıma düş" mantığıyla yaklaşırsan bir şeyleri anlamamış olman gayet normal. Kaldı ki konunun başlığı zaten bir soru yöneltiyor, bir hususa dikkat çekmeye şüphe var etmeye çalışıyor, önceki mesajlarımda neyi anlatmak istediğimi ise açıkladım;

"eğer "rab" kelimesi Kuran'da Allah'ın sıfatı olarak yüzlerce kez geçtiği halde sadece bir yerde Allah'ın dışında birisi için geçiyorsa bu husus dikkate değer. Çünkü bu istisnai kullanım Kuran'ın ilk halinde (özellikle tanrıça olmak üzere) çok tanrılı bir anlatıma sahip olduğuna sonradan ise bunun tek tanrı anlatımına uyarlanarak değiştirildiğine ilişkin bir ip ucu verebilir."

burada "tanrıça" konusuna dikkat çektim, Yusuf'un hikayesinde onu baştan çıkartmak isteyen, fuhuş yapmak isteyen bir kadın var, bu kadın sıradan bir kadın değil, baştan çıkarıcılığı, fahişeliği, şeytan ve cinleri temsil eden bir tanrıçayı (İştar, Lilith, Asherah) sembolize ediyor, tam da bu anlatımda "rab" kelimesinin Allah dışında tek istisnai kullanımıyla karşılaşıyor olmak dikkat çekiyor. Yusuf Suresi'nde "Aziz" isimli bir kocadan bahsedildiğini sanmıyorum Allah'ın bir sıfatı olarak ayetlerde geçen bu kelimenin doğrudan bu kadın için kullanıldığını düşünüyorum. Kuran'ın asıl metninde geçen ve belki de övülen, tapılan tanrıça anlatımlarının sonradan değiştirilerek "tek tanrı" anlatımına uyarlandığını düşünüyorum. Önceki mesajımda değinmiştim Kuran'da Allah gibi Saba Melikesi'nin de bir arşından bahsedilir, çünkü özünde (yarı insan yarı cin olduğu söylenen ve güzelliğiyle meşhur olan) Saba Melikesi de aynı şekilde aslında bir tanrıçayı temsil eder. Kuran'da Allah ile bu kadın anlatımlarının olduğu ayetlerdeki ortak kelime kullanımları tesadüf değildir, Allah'ın aslında son hali verilmeden önce tanrıçaya atfedilmiş bir isim olduğunun ip uçlardır.

İlk mesajımın sonunda dediğim gibi bu bir çıkış noktasıdır, ortak kelime kullanımlarının daha fazla ortaya çıkartılarak devamının getirilmesi gerekmektedir. Tabi bu sözüm sabırsızlara ve peşim hüküm sahiplerine değil, onlar tıpkı müminler gibi dün söylenenleri papağan misali anlatmaya ve hiçbir şeyi değiştirememeye devam etsinler.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 30-10-2021, 17:00
kerrat cetveli kerrat cetveli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 25 Sep 2021
Mesajlar: 8
Standart

Bakara 258 de Hz İbrahim Rabbim diriltir öldürür dediğinde Nemrut bende onu yaparım diye 2 ölüme mahkum kişiyi getirtip birini öldürdüğünü diğerini serbest bıraktığı anlatılır.
Oysa Hz İbrahim'in dediği öldürme diriltme tek kişi yanı aynı kişi üzerine uygulanacak iki zıt fiildir.

Yani öldürdükten sonra aynı kişiyi diriltmesi gerekir ki Allah'ın yaptığı ile aynı olsun.
Nitekim Hz İbrahim ölüleri nasıl diriltirsin dediğinde 4 kuşu alıp öldürüp etlerini karıştırıp dağların başına koyması sonra onları çağırması ile canlanmaları ifade edilir.
Bu yüzden Hz İbrahim 2. soruyu değiştirir: " Allah güneşi doğudan getirmektedir, hadi sen de onu batıdan getir""

Madem sen Allah ile ilahlık kudret güç noktasında meydan okuyorsun. O zaman Allah'ın yaptığını tersine çevir güneşi batıdan getirt.

Bazı ayetlerde şayet alemde Allahtan başka ilahlar olsa düzen bozulur ifsat olurdu denir:

Enbiya: " ﴾22﴿ Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılar bulunsaydı kesinlikle yerin göğün düzeni bozulurdu. Demek ki arşın rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir."

İlah rab gibi sıfatların Allah dışında kullanılması Allah'ın Rab sıfatına halel getirmez.

Zira rab ve ilahım diyen kişi kudret kuvvet hüküm ilim gibi sıfatlarda Allah ile yarışması gerekir ve O'nu yenmesi gerekir.

İşte Nemrut bende Rab'ım demekte Hz İbrahim madem öyle Benim Rabbim güneşi doğudan getirtiyor sende tersini yap batıdan getirt.

Nemrut aciz kalıp bir şey söyleyemiyor yani dilin kemiği yok ama iş icraata kudrete gelince orda kuvvet ve kudret konuşur.

Bu arada Yusuf zamanında ki mısır krallarına melik deniyor Musa zamanında firavun oluyor. Yapılan tarihi araştırmalar bunu doğruluyor. Aziz ismi veziri için diye biliyorum. Sadrazam gibi.
Vezir-i azam büyük vezir demek. Sadrazam da öyle.

Arş kelimesi taht demek. Ancak o arşa oturan kişinin kuvvet kudret ve büyüklüğüne göre o arşın genişliği makamı kuvveti değişir.

Valinin de arşı tahtı var ama Bakan gelirse ayağa kalkar o arşa Bakan oturur.
Bakanın olduğu yere başbakan ve cumhurbaşkanı gitse o bakan kalkar o arşa reisi cumhur oturur.
Ama bakan cumhurbaşkanı makamına çıksa onun koltuğuna oturamaz başka bir koltuk getirilir Reisi cumhurun huzurunda edep içinde oturur.

Yani arştan arşa fark var. Belkis'in tahtı Yusuf'un tahtı ile Allah'ın Arşı bir mi? Hayır.

Zira kudret ilim kuvvet farkı var. Kaldı ki Allah için arş kelimesi mecazi ve izafidir. Kudret kuvvet idare hükmetme gibi manalara gelir. Kürsi kelimesi de geçer. O zaman Allah'ın kürsisi de var oturuyor demek gerekir ki bunu düz manada almak yanlıştır.

Bedeviler Allah'ın eli kelimesini hakiki anlamda alıp Haşa insan gibi Allaha el izafe ettiler.
Zemahşeri gibi bir dil ve belağat üstadı bunlara ders verip dedi ki: Allah'ın eli kavramı kuvvet kudret anlamında hükmetme sahasının genişliğini gösterir.

Zira filan kişinin eli uzun dendiğinde bu gerçek elin uzun anlamında değil çevresi geniş nüfuzlu kişi demek.

Cumhurbaşkanı oturduğu yerden bir uzaktaki valiyi arayıp filan kişiye yardım et durumu iyi değil dese o emri vali tarafından yerine getirilir. Yoksa direkt gidip yardım malzemelerini sırtlayıp götürecek değil. Yada bulunduğu yerden elini uzatıp ta öteden yardım götürecek değil. Nitekim melekler vasıtası ile savaşta inananlara yardım edilmiş.

3:64 " وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ :Allah'ı bırakıp da içimizden bazıları diğer bazılarını rab edinmesin." "
Zaten erbap rabbin çoğuludur aynen varak yaprak demek evrak yapraklar demek. Aslında defter yaprağı ile ağaç yaprağı gibi.

Zaten bu ayette Allah bizzat Allah dışında içinizdeki bazılarını rabbler edinmeyin diyor ki aynen ilah kelimesi gibi.

Bakara:258 " اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖي حَٓاجَّ اِبْرٰهٖيمَ فٖي رَبِّهٖٓ اَنْ اٰتٰيهُ اللّٰهُ الْمُلْكَۘ اِذْ قَالَ اِبْرٰهٖيمُ رَبِّيَ الَّذٖي يُحْـيٖ وَيُمٖيتُۙ قَالَ اَنَا۬ اُحْـيٖ وَاُمٖيتُؕ قَالَ اِبْرٰهٖيمُ فَاِنَّ اللّٰهَ يَأْتٖي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ فَبُهِتَ الَّذٖي كَفَرَؕ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمٖينَۚ ﴿٢٥٨﴾

﴾258﴿ Allah'ın kendisine verdiği iktidara dayanarak rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya giren kimseyi görmedin mi? İbrahim "Rabbim hayat veren ve öldürendir" deyince o, "Hayat veren ve öldüren benim" dedi. İbrahim "Allah güneşi doğudan getirmektedir, hadi sen de onu batıdan getir" dedi. Bunun üzerine inkârcı ne diyeceğini bilemedi. Allah zalimler topluluğuna rehberlik etmez."

İslam kelamında isim sıfat tartışması yapılmış. Selbi subuti ayrımı yapılmış. Kimi aynıdır demiş kimi gayridir demiş kimi ne aynıdır ne gayridir demiş. Farklı yorumlar getirilmiş. Maturidi sıfatlar zatın ne aynıdır ne gayrıdır diyerek aslında bir nevi bu sorunu çözmüş.

Misal: Bir kişi düşmanını öldürmek için eve girdi aynada yansıyan görüntüyü düşmanının zatı sandı ateş etti ayna kırıldı görüntü tek iken çoğaldı.

Görüntü kişinin ne aynı ne gayrıdır. Zira aynı olsa aynadaki görüntüye ateş edilse o kişinin de ölmesi gerekir. Gayrı da değil zira o görüntü o kişinin zatının bir yansımasıdır. Zatı olmasa idi görüntüsü de yoktu. Burada görüntü tecelli gölgesi tezahürü gibi algılamak gerekir.

Allah'ın kelamı olan Kur'an ya da Allah'ın yarattığı mahlukata tecellisi veya peygamberlerle konuşması vahiy göndermesi gibi durumları hep bu noktadan bakmak gerekir.

Allah konuşmak için harfe kelimeye sese ihtiyaç duymaz. Ancak Kur'an insana hitap ettiği için bir nevi insanın ihtiyacı olan bu durumlara mecburen indirgenmiş nuzül veya nazil olmuş. Zaten tenezzül kökü nuzüldür. Nazilde yüksekten alçağa doğru indirmedir. Misal gökten buluttan suyun yağmurun gökten yere yağması da nazil ile verilmiş.

Yağmur damlaları bir nevi gökteki bulutun yere tenezzül etmesidir.
Yani o bulut makam olarak yüce ve yüksektir. Ancak içindeki damlacıkları birleştirip somut hale getirip yere gönderir.

İşitme engelliler duymadığı için görsel alfabe ile sunum yapılır. Yoksa sunum yapan kişi elbette seslide konuşabilir ancak diğer kesim bunu duymadığı için onların anlayabileceği seviyede iletişim kurmak zorunda.

Allah'ın sese söze kelimeye harfe ihtiyacı yok. Ancak insanın var. Kur'an ve vahiy bir nevi insan seviyesine indirgemiş indirilmiş versiyonudur.

Şunu da belirtelim. Kur'an da Allah müzekker yani erkek sigası ile geçer. Öyle tanrıça filan çoktanrılı mantık çıkarmak imkansızdır. Zira hem müzekker hem ehad ve vahid yani tek olarak geçer.
Misal Kur'an da havva ismi geçmez. Ademin eşi olarak geçer. Emir de erkek olan Ademedir.

Ey Adem sen ve eşin cennete kalın şeklinde emir hitabı ademedir. Bundan aile reisi erkek olarak çıktığı gibi

Kadın peygamberde gönderilmemiştir. Belkiste erkek peygamber Süleyman'a biat edip İslam olmuştur.
İslam tarihi boyunca da peygamberler halife melik padişahlar hep erkek olmuştur.

Buradan İslamı erkek egemen bir din olarak modern manada eleştiri yapabilir veya erkeği kadın üzerinde hakimiyet kurucu olarak alıyor şeklinde eleştiri getiriliyor.

Ha hayvanlar aleminde nemletu karınca reisi dişi geçer arılarda dişi kraliçe filan var.
Bunları insana uyarlamakta doğru değil.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
aziz, melik, rab, resul, ysuf

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:48 .