
30-05-2006, 14:28
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23 Feb 2006
Bulunduğu yer: ADANA
Mesajlar: 72
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
tanrının adaletinde bahsetmek kur-an la mümkün değil bunun herkes farkında bazı arkadaşlar bu adaletsizliği meşrulaştırmak adına hareket etsede aynı kaynak kendisini yalanlar ve yalanlıyor.fazla uzağa gitmeden söylemek isterimki tanrının adaletinde köle ve cariye diye kavramlar var yani köle insanın kulu cariye seks kölesi kölenin cariyenin bulunduğu yerde adaletten bahsetmek saflıktır.kadın her daim ezilen ve belli bir sınıfa konulmayan varlık olarak islamda ve kur-an da kalmıştır.bir sorum olacak iş 4 kadın almaya kadar varmış ve tanrı bunun yapın ama adaletli olun diyor ve adaletli olamassanız almayın diyor onu anladık peki aynı adaleti neden bir erkeğe 4. karı olmamış bir kadının babasından anasından kalan miras *hakkı için uygulamıyor *allahınız köle diyor siz adalet diyorsunuz allahınız cariye diyor iç oğlan diyor siz adalet diyorsunuz ne adaleti erkek adaletimi adalet dediğin eşitlikle mümkün erkeğin hevasında değil
|

30-05-2006, 14:59
|
 |
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
Arap toplumunda İslamiyet'le birlikte Kadınlara bir takım haklar getirilmiş olabilir.
Bunun ne derece doğru olduğu tartışmalıdır. Tersini iddia eden tarihçiler, araştırmacılar vardır.
Örnek peygamberin ilk hanımı Hatice'dir. Örnek, Hamza'nın ciğerini söktürüp, kanını emen ve Mekke'nin fethiyle müslümanlığı kabul eden Muaviye'nin annesi Hind'dir. Bunlar o dönemin güçlü, sözü sahibi ve ticaretle uğraşan zengin kadınlarıdır.
Arap kadınları için kurtuluş olduğu öne sürülen İslam, dünya kadınları için de kurtuluş mu olmuştur acaba?
Bu bağlamda tarihteki Türk kadınını ele aldığımızda bunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır.
Türk kadını saygındı, sözü geçen, fikir üretebilen, savaşta ve barışta kararlara katılabilen, çok eşliliği yaşamayan, devlet kademelerinde yer alabilen bir hakka, hukuka sahipti. Ezilmiyor, itilmiyor, dövülmüyor, taşlanarak öldürülmüyor, kırbaçlanmıyordu. Ata biniyor, ok ve yay kulanıyor, hatta İskitlerde bir kız savaşta üç düşman öldürmedikten sonra evlenmiyordu.
İskit'lerde imparatorluk yapmış, devleti yönetmiş bir TOMRİS örneğini hangi İslam ülkesinde görebiliriz?
|

30-05-2006, 15:17
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 11 May 2006
Mesajlar: 1.919
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
Psiko abi ve Panteidar kardeş,sizlerde benim gibi biliyorsunuz ki bu anlatılanların İslamla bir alakası yok.Ha birileri buna İslam diyebilir.Bu onların iddiasıdır.İddianın da isbatı gerekir,kullardan değil Allah'tan.Yukarı da 8-10 yazıda islam'ın kadınlara tanıdığı haklardan bahsettim,Ulaş kardeşin okumadığını düşündüğüm haklardan.Yaşama hakkı,evlenip-boşanma hakkı,öğrenim hakkı,ticaret hakkı vs.,bunların hepsinin Kur'an da bir dayanağı var ama topuğu gözüktü diyerek kadına vurulan dayağın Kur'an da yeri yok....Burkanın Kur'an da yeri yok.... üstü müsait değil diye yangına hapsedilip öldürülen insanların bu vahşiliklerine dayandıracakları bir hükmün Kur'an da yeri yok.Manzara çok açık Müslüman (Allah'a teslim) olduğunu iddia eden insanlar aslında kendi hevalarını ilah edinen insancıklara teslim olmuşlardır.Bunların gözleri o kadar kararmıştır ki zina etmeyi cinayetle eş tutup zaniyi taşlayarak öldürmeyi islamın bir hükmü olduğunu söylemeye kadar vardırmışlardır işi.Bunun *zalimlik olduğunu,allah'ın böyle bir hüküm indirmediğini söylediğimiz de ise dilimizin koparılmasıyla tehdit edilmişizdir. Sen söyle Psiko abi bunlar İslam'a mı inanıyorlar yoksa sapkın atalar dinine mi?
|

30-05-2006, 15:47
|
 |
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25 Feb 2006
Mesajlar: 1.372
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
Yaşama hakkı,evlenip-boşanma hakkı,öğrenim hakkı,ticaret hakkı vs.,bunların hepsinin Kur'an da bir dayanağı var ama topuğu gözüktü diyerek kadına vurulan dayağın Kur'an da yeri yok...
|
Yahu sus allahını seviyorsan.. Kadın dövmek caiz değil, farzdır. Kadın başına buyrukluk edince, önce yatağı ayrılır, devam etmiyorsa dövülür. DÖvmezsen farzı terk etmiş etmiş olursun. Bundan daha açık bir şey olabilir mi? Kadın dövmek farzdır, ne zaman, başına buyruk olduğunda. Yani, kadın özgür olamaz, aklına göre hareket edemez.
Kadının ticaret hakkı yoktur. Çünkü akit yapamaz. Çünkü akdi şehadet edemez. Gayet net bir şekilde, bazı müteseffirlerin bilhassa ticaret üzerine yordukları şekilde tek kadının şahitliği kabul olunmaz. O halde?
Kadının boşanma hakkı? Kesinlikle yoktur. Erkek boşamadıkça, kadın boşanamaz, hiç bir şekilde. VE hatta kocası ölse bile, iddet müddetince nikahı baki kalır..
Öğrenim hakkı mı? Namaz kılmayı öğrenmesi farzdır, ama ötesi boştur..
Kadının islamiyette, üzerien karı edinilmesi, dayak yemesi, evde hapsedilmesinden başka hakkı yoktur. Sen diyorsun haelp şurada, biz diyoruz arşın burada. Aha iran, ötesi afganistan, öbür yanda, mısır, cezayir vs. Amma pek mi uzak, pek mi zor, pasaport filan gerekiyor.. Aha Urfa, Aha diyarbakır, Konya. Daha mürekkepleri yeni kurudu manşetlerin, 3. Karıyı isteyen "müslüman" milletvekilinin karısını nasıl dövdüğüne dair gazetelerde..
MEYdan ortada.. Sade kadın hakları değil, ne açıdan bakarsna bak, ilkel bedevi adetlerinden ötesi olmayan, islam ülkesi denen bedbahtların yaşadığı ülkeleri görüyoruz her yanda. Siz ise çıkıp "Yok efenim bu islam değil, bu şöyle böyle.." Kuran ortada mı? Hadis meydanda mı? İşte o gördüğün islam, islamın ta kendisi. Sen iyi kötü insan hakları olan bir ülkenin havasını teneffüs etmiş olmakla sanıyorsun islam böyle değil. Geç onu. Bugün bir arap kadınına desen, kadın hakları, çarşafa girmek gerekmez, üstüne kuma gelmez.. Seni döver oracıkta. O kendini insan olarak görmemeye alışkındır, ikna filan edemezsin. Onun için koca, çocuğunu doğuracağı, karnını doyuracak olan efendidir. Kuma ise faydalı bir şeydir. En azından her gece tecavüz edilmektense, iki, üç günde bire düşer, daha az bulaşık vs. işi çıkar.
İşte islam budur. Ve sen islamı bilmedne, kafanca bir islam modeli oluştumaya çalışan, bidata batmış bir zavallısın. Bu halinle ne o harbi müslümanlara, ne bizlere, nede allaha yaranabildiğini hatırlatayım...
|

30-05-2006, 16:34
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 11 May 2006
Mesajlar: 1.919
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
Liop bir zamanlar müşriklerin Hz.Peygambere verdiği tepkinin aynısını veriyorsun.Senin dediklerin cahiliyede kaldı ve aklı cahiliyede kalanlarda.Kur'anda kadını dövmek yok uzaklaştırmak var.Uzlaşma olmazsa boşanmak var.Kadınlara ticaret hakkı yoktur.Bu birilerinin hezeyanı sende mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlıyorsun.kadınlara tivaretin yasaklandığına dair bir ayet göster bakayım bana.Kadının şahidliği kabul edilmezmiş.Palavraya bak.hangi ayette yazıyor kadının şahidliğinin kabul edilmediği.Kadın boşanamazmış,külahıma anlat.bal gibide boşanır efendi.Hem de mahkeme huzurunda.Resmi belgeli boşanır.Ama Allah herzaman anlaşmaktan ve sulhtan yanadır.
Eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir (diğerine muhtaç olmaktan kurtarır); Allah'ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür. (4/130)
Bak bu ayette bir iradeden söz ediyor.Erkeğin ve kadının iradesinden.Yani erkek kadından,kadın erkekden boşanabilir.İddete gelince,iddetin aslında barışmaya yönelik bir çözüm olduğunu (tabi ölüm durumlarındaki iddeti kasdetmiyoruz) ben anlatsam sen anlamazsın boşver.Kadınlara eğitim-öğretim hakkı yokmuş?Hangi ayette ayrım yapılarak ilim erkeklere farz kadınlara değildir hükmünü gördün.Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer, 39/9),“Deki Rabbim ilmimi artır”(Taha20/114),“Biz bu misalleri insanlara veriyoruz. Onları ancak alimler akleder”(Ankebut, 29/43) bu gibi ayetlerin hangisinde kadın-erkek ayrımı var?İslam çok eşliliği emrediyormuş.Ayete iyi bak adil davranamamaktan korkarsanız 1 eşle yetinin diyor.İslam hiçte senin zannettiğin,bid'atçilerin uydurduğu gibi bir din değildir.
|

30-05-2006, 18:27
|
 |
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
Bir öpücüğe 74 kırbaç
Hürriyet Gazetesi'nde 25.04.2003 günü yayınlanan habere göre, İran'ın önde gelen aktrislerinden Gevher Hayrandiş, bir ödül töreninde genç bir yönetmeni alnından öptüğü gerekçesiyle 74 kırbaç cezasına çarptırıldı, ancak halktan özür dilediği için cezası tecil edildi.
İran Daily Gazetesi'nin haberine göre, 50'li yaşlardaki saygın film ve televizyon aktrisi Gevher Hayrandiş, geçen eylül ayında Yezd kentinde bir festivalde 20 yaşlarındaki Ali Zamani'ye en iyi yönetmen ödülünü verirken elini sıktı ve alnından öptü. Ali Zamani, ünlü aktrisin geçen yıl ölen aktör kocasının öğrencisiydi ve bir anne şefkatiyle başarısının tebrik edildiğini duyurdu.
Kadın-erkek yakınlığının ve toplum içinde öpüşmenin tabu olduğu İran'da bu öpücükle yer yerinden oynadı ve Yezd kentindeki dini liderler sokaklara dökülüp aktrise lanetler yağdırdılar. Protestolarla yetinmeyenler ünlü aktrisi mahkemeye verdiler. Mahkeme, Hayrandiş'e 74 kırbaç cezası verdi. Özrü nedeniyle cezayı şartlı olarak erteledi.
|

04-06-2006, 14:52
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
sayın hiramusta,
kur'an'da erkekler için boşanma hakkı açıkça zikredilmişken yorum yaparak kadına da boşanma hakkı tanımış bir kitap olduğu hangi yüzyılda anlaşıldı?
Gazali'nin kadına bakış açısını, bakış açısı da denemez o fikirlere, kadınlar aleyhine yazdığı fetvaları okudunuz mu? Gazali Kur'anı yanlış mı yorumladı, sünnetleri bilmiyor muydu? Hadislerin hangisi uydurma hangisi değil anlayamayacak kapasitede miydi?
Kadınlarla ilgili hak-hukuk babında yazdıklarınız çok güzel şeyler, aylar önce benim de inandığım şeylerdi onlar. Ama gelin görün ki açık olan kitab-ı mübin'de zikredilmeyen şeylerdir, islamiyetin ilk yıllarında uygulanmayan, İslamiyet tepki aldıkça yorum yapmak suretiyle yumaşıtılmaya çalışılan hükümlerdir, hüküm bulunmayan konularda yapılmış içtihatlardır.
Kadınlar aleyhine olan hadisleri inkar etmek, bunlar sahih değildir demek kadın nefsine çok hoş görünüyor. Ama bu hoşluğu kimseye bildirmemek lazım, yoksa İslam alimleri yüzyıllardır araştırma yapmış dini, imanı bütün o muhteşem zatlardan daha mı iyi biliyorsun bre mel'un sözlerine muhatap kalmak işten bile değil. Hadisleri inkar ederseniz, ehli sünnet size kafir gözüyle bakar, etmezseniz de islamdaki çelişkileri görürsünüz, ama onlar ne hikmetse o çelişkileri bir türlü görmezler.
Gazali'nin İslam alimi olarak değil ama insan olarak kadınlara bakışı, aile yapısı, psikolojisi nasıldı acaba? Herhalde ileri yaşında genç bir hanımı vardı ki, ondan emin olamadığından, aslında tamamen paranoid bir kendine güvensizlik dolayısıyla kadınları o kadar hor ve hakir gördü...
İfk olayı ve onun üzerine inen ayet de her daim zihnimi kurcalamıştır. Koskoca Peygamber nasıl karısının izzetinden şüphe eder? Bu soruyu sormuştum birilerine, 'yok, şüphe etmedi, Allah ona zaten hz.Aişe'ye iftira atıldığını bildirmişti" dedi ama, 1 ay eşine yüz vermemesi, ona gerçeği sorması, eşini dedikoduculara karşı savunmamış olması, hatta onlara inanmış olması da değil bir peygambere, eşini seven hiç bir kocaya yakışmayacak şeylerdir. Dört şahit gerektiği ayeti indiğinde sahabeden biri 'yani ben karımı biriyle yakalasam, gidip üç şahit daha bulana kadar onlar o halde kalmaz ki' mealinde bir cümle sarf etmiştir.
Bizim, her olaya bilimsel bir açıklama, kur'an ayetlerini bilime adapte etmeye meraklı müslüman kardeşlerimiz 4 şahitle kastedilenin DNA'daki 4 protein olduğunu, zina neticesinde doğacak çocuklara yapılacak olan dna testinin zinaya şahit olacağını bulmuşlardır. Her zinadan bir çocuk meydana gelmediğine göre, kişi alenen zina işlemediği sürece (ki dört şahit bulmak hakikaten zor olur öyle durumlarda) zinanın ispatı da çok çok düşük bir ihtimal olarak kalmaya devam edecektir.
Zina yapan evli kadın ve erkeklere recm uygulanacağına dair ayet kur'an'da yokken nasıl olmuş sopa cezasını kur'ana koyan Allah, *idam cezası gibi ağır bir cezayı koymayı veya evli, bekar ayrımı yapmayı ihmal etmiş. Yoksa gerçekten recm'i uygulayanların savunduğu gibi böyle bir ayet vardı da, kur'an parçaları toplanırken hz.Aişenin keçisi mi yedi bu ayeti de kur'ana giremedi. Eğer hal bu ise, kur'anın korunduğuna inanan aynı kişiler fikirlerinde bir çelişki olduğunu düşünmüyorlar mı acaba, yoksa bu bir çelişki değil midir onlar için. Öyle ya, kur'anda çelişki bulunmadığı kur'an ayetiyle sabitken kesin kur'an'dan değil, kişinin eksik bilgisinden, nakıs yorumundan, ve daha bilmediği pekçok sebepten kaynaklanan bir haldir bu.
İslamiyet kadına hak ettiği yeri vermişse de (cariyelik, savaş esiri olup pazarda satılmak hakları dahil) bu hakları Türk kadınına uygulamak ne derece doğru. İslamiyet öncesi, diğer kadınlardan daha insan olarak kabul edilen Türk kadınına bu kitabı uygulamak, ilericilik değil, gericilik olacaktır. Belki de Kur'anda dendiği gibi, bu kitap sadece mekke civarına veya kureyşlilere gönderilmiştir, o yüzden diğer milletlere terstir.
Zaten apaçık bir arapçayla, anlayalım diye gönderildiğine göre muhatabının da ancak araplar olması gerekir. Evrensel bir din olması ancak tüm dünyanın Arapça kullanmasıyla gerçekleşecektir.
Aklıma takılan bir husus daha var. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, Hz. Ebu Bekir bir süre hz.Muhammet'e kadınların kapanmasıyla ilgili ayetin ne zaman geleceğini sorup durur, sonunda ayet gelir. Yukarıda da mücadele eden kadın ayetinin hikayesi var. Bu ayetler hep talep üzerine mi gelmiş böyle?
|

04-06-2006, 18:28
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
|
|
Re: TARİHTE VE KUR'ANDA KADIN VE KADIN HAKLARI
kadınların kur'an'da unutulmadığını vurgulamak için en çok kullanılan ayet'in nuzulünü, sebebini Ümmü Umare bir hadis rivayetiyle şöyle anlatıyor:
Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Ahzab Suresi
Ravi : Ümmü Umare
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü", dedim, "her şeyi erkekler için görüyorum. Hiçbir şekilde kadınların zikredildiğini görmüyorum," Bunun üzerine şu ayet indi. (mealen); "Doğrusu, erkek ve kadın Müslümanlar, erkek ve kadın mü`minler, boyun eğen erkekler ve kadınlar, doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, işte Allah bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır" (Ahzab,35).
Ümmü Umare eşitsizliği/denksizliği fark etmiş, (bu hadisle herşeyin erkekler için olduğu kütübü sittede dahi zikredilerek kabul edilmiş,) Allah da bunu fark edip şikayet edecek bir kadın kulunu bekliyordu herhalde ki bu ayeti hemen indirdi.
Kim akla uygun ne istediyse ona göre ayet inmiş galiba...
Birkaç gündür, bir kutsal kitapta neler olmalı, nasıl olmalı diye düşünüyorum. Henüz bir cevabım yok ama, Tanrı, kullarından önce düşünüp koymalıydı ihtiyaç duyulan hükümleri.(ki kendisi ezeli ve ebedi bilgi sahibiyken düşünmesine de gerek yok zaten, düşünmek insanlara mahsus) kulları istedikçe koyan bir tanrının sanki bazı vasıfları eksikmiş gibi görünüyor.
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:48 .
|