Üniversitelerde Duruma Dair Birkaç Not

Zaten herkesin çok bildiği bir hikaye. Her şey biliniyor. Kesin olarak bilinir ki, adı sanı belli bir örgüt tarafından öğrencilere saldırtmak için toplatılmış bir grup söz konusu değildir, karşıt görüşlü öğrenciler arasında bir kavga söz konusudur. Genel Başkanla çekilmiş bir fotoğrafı bile olsa ilgili şahısların partimizle ve terör örgütümüzle asla ve asla ilgisi yoktur. Görüntülerden de anlaşılıyor zaten küpe takanı var, uzun saçlısı var, bunlar kesin PKK'lı. *Savcının, polisin, idarenin medyanın haberi olmamış olabilir ama bunlar 15 gün filan önce en kalabalık meydanda bayrak yakmışlardır. vs, vs, vs...


Provokatör MHP'nin maaşlı elemanı

Akdeniz Üniversitesi' ndeki olayı NTV'ye değerlendiren, bölgenin deneyimli gazetecilerinden Bülent Ecevit, polisin aradığı silahlı saldırgan Ömer U. ile ilgili önemli bilgiler verdi. *"Ömer U. MHP Antalya İl Teşkilatı'nın kadrolu bir işçisi gibidir. Kapıda durur, giren çıkanı kontrol eder. Sorumlu biri gibi davranırdı. Sanıyorum MHP il teşkilatından aldığı parayla geçiniyor." *http://www.ntvmsnbc.com/news/ 442020.asp



DİSK: Saldırganlar yargılansın ki şiddet yükselmesin

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise "Akdeniz Üniversitesinde malum bir grubun silahlı saldırısı, medyada 'öğrenci çatışması' olarak lanse edildi. Oysa apaçık olarak Türkiye'nin siyasal gündemine bir müdahale niteliği taşıyan bu saldırı, daha önce defalarca gördüğümüz filmin yeniden sahneye konulmak istendiğinin ip uçlarını veriyor" dedi.

http://www.bianet.org/bianet/kategor...et-yukselmesin



Yurtta kalan öğrenciyi Aziz Nesin okuyor diye dövdüler

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nde (ZKÜ), TKP sempazitanı Ali Kurt adındaki öğrenci, yurt içinde Aziz Nesin'in kitaplarını okuduğu gerekçesiyle ülkü ocakları bağlantılı 6 kişinin saldırısına uğradı. Burnu kırılan Kurt'un şikayeti üzerine üniversite yönetimi olayla ilgili soruşturma başlattı.

http://www.birgun.net/index.php?sayf...693#haber_basi

Öğrenciler Çatışmıyor, Saldırıya Uğruyor
Akdeniz Üniversitesinde yaşanan şiddet ilk değil. Son aylarda Bolu, Bursa, Ankara, İstanbul, Adana ve Giresun'dan öğrenciler, öğrenci olmayanlarca saldırılara maruz kalıyorlar. Polis, okul yönetimi saldırganları değil öğrencileri cezalandırıyor.
http://www.bianet.org/bianet/kategor...diriya-ugruyor


Üniversitede Eli Silahlı Olanın İşi Ne?
Akdeniz Üniversitesi'nde silahlı kişiler çevreye ateş açtı. Öğrenci Kaya: Polis müdahale etmedi, saldırganlar yok, sol görüşlü öğrenciler gözaltında. Avukat Atalay: Sol-sağ çatışması değil faşist saldırı.
http://www.bianet.org/bianet/kategor...-olanin-isi-ne


"Üniversitedeki Saldırganlar Yargılanmalı Ki Şiddet Yükselmesin"
Akdeniz Üniversitesindeki silahlı saldırganlardan biri yakalandı. İHD ve DİSK: Saldırganlar yakalanmalı ve yargılanmalı. ÖDP: Bugün silah elinde okulda gezenler dünün Abdullah Çatlı'ları, Haluk Kırcı'ları.
http://www.bianet.org/bianet/kategor...et-yukselmesin



Ülkücü tehdit Profesörü korkuttu

Fikirlerini beğenmeyen zorbaların tehdit ettiğini söyleyen Gazi Üniversitesi (GÜ) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Cangızbay 'Bu terörden korkuyorum' diyerek dersleri bıraktığını açıkladı. Cangızbay, ülkücülerin kalesi olarak bilinen Gazi Üniversitesi'nde, tehdide ve şiddete maruz kalan ilk öğretim üyesi değil. Araştırma Görevlisi Remzi Altunpolat, 12 Nisan'da uzun saçlı ve küpeli olduğu için dövüldü.
Ülkücülerin bir diğer hedefi de 2. İletişim Öğrencileri Kongresi'ne konuşmacı olarak katılan televizyoncu Metin Uca oldu. Uca'yı, Abdullah Çatlı'nın yeğeni olduğu öğrenilen bir saldırgan bıçakladı. GÜ, üniversite öğrencilerine yönelik şiddetle de adını duyurdu: 19 Nisan'da Cengiz Dülger adlı öğrenci, 20 kişilik takım elbiseli grubun saldırısına uğradı. Dülger'in iki kolu da kırıldı.
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde yaşanan bir silahlı saldırıda ise 4. sınıf öğrencisi Aslan Oktay her iki ayağından yaralandı. Aynı olayda, Abdullah Demir adlı öğrencinin de burnu kırıldı.Bu olayla ilgili aranan Alperen Ocakları üyesi Tolunay Bostancı adlı saldırgan, olayı soruşturan başkomiser Erkan Ataman'ı öldürdü.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=206393



Ülkücü terör: Sen misin nü yapan!

Marmara Üniversitesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi ve Müzik Öğretmenliği bölümleri, 'ülkücü' şiddetin hedefi oldu. Adını belirtmekten çekinen bir öğretim üyesi, "Uzun saçlı, top sakallı, farklı giyimli öğrenciler taciz ediliyor, geleneklere uygun resim yapılması isteniyor. Nü resim ve heykeller parçalanmak isteniyor. Korkuyoruz" dedi.
Öğrencilerse nü heykellerin üzerinin tüllerle örtüldüğünü, üzerlerinde baskı kurmak isteyen bazı kişilerin resim yerine minyatürle uğraşmalarını isteyerek kendilerine satırlarla saldırıldığını söyledi.


"ÜLKÜCÜ ÖĞRENCİLER YURTLARI ELE GEÇİRDİ"

Mızrak yerleşkede ülkücü öğrencilerin istedikleri gibi hareket etmekten çekinmediklerini, jandarmanın, okul yönetiminin ve yurt müdürlerinin bu öğrencileri koruduğunu söyledi. "Faşist öğrenciler yurtlarda istedikleri odayı alıyorlar, kantinleri istedikleri gibi kullanıyorlar. Kadın yurtlarını kollama bahanesiyle erkek öğrencileri yurt önlerine yaklaştırmıyor, üstelik odaları gözetleyerek kadınları taciz ediyorlar."

http://www.hurhaber.com/news_ detail.php?id=110063



İşkence nedeni: Konsere gitmek
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde okuyan iki Kürt öğrenci, Nezir Çin ve Hayretullah Alkan, iddiaya göre solcu müzisyen Cevdet Bağca'nın konserine katıldıkları için ülkücü öğrenciler tarafından zorla bir eve götürüldüler. Çin'e göre, "Niye o konsere gittiniz, bölücü müsünüz" diye başlayan işkence tam beş saat sürdü: "Hem soruyor hem sopalar ve yumruklarla vuruyorlardı."

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=244153



Beyazıt'ta Polis ve Yönetim Gözetiminde Ülkücü Terör
İki gündür İstanbul Üniversitesi Beyazıt kampusü etrafında terör estiren, büyük bir çoğunluğu öğrenci olmayan, satırlı, bıçaklı çetelere karşı polis ve okul yönetiminin kayıtsız tavrı dikkat çekiyor. Bu gurubun dünkü saldırılarında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve gazeteciler hedef olurken polis olayları izlemekle yetindi.
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_ no=2658




alıntıdır

[qw19]

MHP üst yapısının aksine, alt yapısı rezalet bir partidir. MHP de Devlet Bahçeli şiddet, mafya ilişkilerinden partiyi temizlemeye çalışmıştır, fakat olaylar başarılı olmadığını kanıtlamıştır. Çünkü partinin milliyetçilik temelli olması bunun önünde engeldir. Kısaca parti şovenizm den vazgeçmediği müddetçe böylesi pislikleri temizleyemeyecektir.

*MHP li olupda bu saldırıları onaylamayan çok büyük bir çoğunluk vardır, fakat her zaman olduğu gibi kötüler iyileri kovar ve MHP'nin yeniden militarist grupların eline geçmesi de yakındır. Bunu değiştirmek solun elinde olan bir şey ve değildir ne yazık ki sol gene kendini meşru müdafaa halinde bulacaktır.

*Umarım MHP şiddet yanlıların eline geçmez ve ülke tekrar kana bulanmaz, hiç bir şey o gençlerin kesip attıkları tırnağa değmez.

*MHP tabanı, şeriatçı işbirliğide yakındır.

*Selamlar.

[sargon]

Ogrenciler birbirine saldirsin, birileri siddet olsun diye surekli provoke edilsin ki 12 Eylul oncesinde oldugu gibi asker abiler falan devreye girip "devleti ve milleti kurtarsinlar". Bu tezgah kacinci defa yutturulmaya calisilacak acaba? Birkac suikast yap, sonra kendi yaptirdigin suikastler icin telin mitingleri organize et, gazeteler tv'lere lanetleme mesajlari gonder, en kolay iclerine sizabilecegin ogrenci gruplarinin icine siz, siddet ortami yaratmak icin insanlari provoke et.

Insan kendisini niye hep ayni cemberin icindeymis gibi hissediyor?

[dilaver]

Insan kendisini niye hep ayni cemberin icindeymis gibi hissediyor? *

* * öyleyiz de ondan. Bu temel çelişki tarafından belirlenen bir çember, temel çelişkiyi çözemeden de bu çemberden kurtuluş yok. Bu çelişki emek sermaye çelişkisi, ezen ezilen çelişkisi, sömürü çelişkisi.

* * Bir tarafta bu sömürüyü devam ettirmek isteyenler için her yol mubah. Diger tarafta ise buna karşı çıkanların kendi halinde degil kendileri için olmak zorundalıklarının farkına varabilmeleri gerekiyor.

* * *saygılarımla

[takip38]

birçok üniversitenin devlet yurdunda ülkücü örgütlenmesi var kendi kendilerine yurdun reisi bloğun,reisi okulun,resisi gibi kendilerini kademelendirmişler.sözde düzeni sağlıyorlar sözde bacılarını savunuyorlar ama hepsi de birbirinden kız avcısı,sözde hepsi türkçü,milliyetçi ama hepsinin ayaklarında amerikan ayakkabıları üstlerinde yabancı markalar hemde en iileri..ülkücü tayfasına giren birçok genç biliyorum ki arkamızda bi kuvvet olsun diye kendilerini bir kuvvete emanet etmek için hiçbir akılcı faaliyetleride yok sadece karşıt görüşlü biri varsa onu tutalım iyi bi dövelim..işin garip tarafı bunları tüm memurların müdürün yada polis teşkilatının her kademesinin bilmesi ve bu olaylara karışmaması bu tür örgütlerin dağıtılmaması!

[rebera_roni]

MHPli baskan adamı tanımadığı ve biizmle hiçbirşekilde ilişkisi yok diyor ama.bir görüntüde aynı sayıs MHP binasında türkeş için fatiha okuyanlarla beraber.bu kadarda olmazki

[aydoe]

Cumhuriyet 08.04.2008
İŞÇİNİN EVRENİNDEN

ŞÜKRAN SONER

Sağ-Sol Yok ki...

En son Akdeniz Üniversitesi kampusunda yaşanan silahlı çatışma dün çok haklı bir kaygı ile medyanın gündeminde öne çıktı. Bu duyarlılığın başta siyasi iktidarı, sorumluları uyarabileceği, bir de gelişen teknoloji sayesinde tetikçilerin ekranlara takılması, istenirse önlem alınabileceği anlamında sevindirici. Yine de "Biz bu filmleri, hazırlanmış sırıtan kötü senaryoları olsa da, provokasyon boyutu çok ağır, olumsuz sonuçları ile birlikte çok gördük.." dedirten bir yan var ki.. İnsanın tüylerini diken diken ediyor, içini ürpertiyor...

12 Mart, 12 Eylül süreçlerini çağrıştıran görüntüye destek vermek istercesine, medya işin sansasyonunda; olup bitenlere teğet bakma eğilminde, "yeniden sağ-sol öğrenci çatışmaları" imajına takılıyor. Dünyada, hele de Türkiye'de sağ-sol kalmış gibi...

Tek ideoloji, tek kutuplu dünya pompalamasında, yeni emperyalizm, yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işlemesinde, sağ-sol gerçeğini unutturmak üzere, insanları ırklar ve dinler, mezhepler ayrımcılığı üzerinden çatıştırmak üzere çok yol alındı. Irak'ta bu günlerde en çıplak, dünyanın her yerinde aynı dinden farklı mezheplerden insanlar acımasız, ilkel, en kanlı boyutlarda birbirlerini kesip biçebildikleri içindir ki.. kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişi ile köşe dönme yaşanabildi.

Sağ-sol, emek-sermaye çelişkisi, emperyalizm algılamaları üzerinden örgütlenmeler, çözüm arayışları, ancak emperyal güçlerin ağırlıklı petrol çıkarları ilişkili etkin güç kullanmadıkları bölgelerde, günümüzde sınırlı ölçeklerde Güney Amerika ağırlıklı ülkelerde görülebiliyor.

Türkiye'de şu süreçte, siyaseten gündem dışında kalmış ideolojik kavramlarla örgütlenmeleri unutun; düşünme, tartışma ortamlarında söz etmeye kalkışanlar uzaylı muamelesi görmekteler. Üniversitelere de sıçratılmak istenen çatışmaların odağında, Türkiye için ideolojik çatışmalardan çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabilecek, ırk ve din, mezhep ayrımcılığı üzerinden, cepheleştirme oyunları var.

***
Çok kötü senaryolar ile çok başarılı, tehlikeli oyunların sahneye konulması ise 12 Mart, 12 Eylül süreçlerini aratmayacak benzerlikte. Baltalar, silahlar güvenlik koruması altındaki üniversitelere kolayca giriyor. Polis her zamanki gibi acayip taraf tutuyor, suçlu kolluyor... Günümüz teknolojisinde tetikçilerin kameralara yakalanmaları olasılığı yükseldikçe, yakalanabilen tetikçiler giderek daha bir meczup, çocuk kimlikli oluveriyorlar... Trabzon'daki papaz cinayeti, Hrant Dink , Malatya katliamları, Cumhuriyet'e ikinci kez bomba eylemi, cami provokasyon eylemi, çocuk yaşlarda tetikçiler, meczup yargılamasına çok uygun sabıkalı tipler.

Akdeniz Üniversitesi'nde kameralara yakalanan eli silahlı kişinin uzaktan yakından öğrencilikle bir ilişkisinin olamayacağı başından belli. Yıldırım hızı ile sabıkaları, başka eylemlerdeki görüntüleri medyaya yansıyor. Suçlu yakalanmış duygusunu mu alıyoruz, yoksa işin provokasyonuna ilişkin daha bir karmaşa, büyük oyun mu ortaya çıkmış oluyor? Eli silahlı, öğrenci olmadığı, provokasyonda önemli rol oynadığı besbelli kişinin MHP'li damgasına ilişkin, MHP bağırıyor: "Bizim partililerimize, terörden uzak durmaları uyarılarımız yinelenip dururken, bu partimize yönelik büyük komplodur" deniliyor.

AKP'nin Anayasa Mahkemesi'nde açılan dava bağlantılı olarak MHP'den beklediği desteği göremediği, kızgınlık sürecinde "Olur mu olmaz mı?" sorusuna yanıt vermek olanaksız. Tek bilebileceğimiz; tetikçiler için de geçerli olmak üzere, günümüzde yükselen sağ damgalı kimliğin aslında "Türk-İslam, Kürt-İslam, radikal İslam..." olarak tanımlanabilecek bir çerçeve içinde geliştiği yolunda. Tabii ki biz uydurmuyoruz. Bir sürü televizyon kanalında yapılan açık oturumlarda, gazete köşelerinde teorisyenlerinin savunduklarının özeti böyle çıkıyor.

Kendilerini sol sayanlar için de, paylaşım, eşitlik, Marksizmden yola çıkıldığını söyleme olanağı yok. Günümüzde bir zamanlar revizyonizmle suçlanan Kemalistler, Cumhuriyetçiler, laikçiler başta olmak üzere, çağdaş demokasiyi savunan çok sınırlı sayıda liberal, aşiret-tarikat sarmalına karşı, ayrımcılığa da itirazları olan çok sınırlı sayıda Kürt kökenliler, dincilikten, kafatasçılıktan uzak durmaya çabalayan Türkler, en çok ulusalcılar kendilerini solcu saymaktalar. En büyük trajedi de ABD, AB çıkarları adına emperyal çıkarları savunan, kendilerini modernitenin içinde gören ılımlı İslamcılarla ikinci cumhuriyeçilerin, aydınlanma, çağdaşlaşma karşıtı hizmetlerini saklamaya yönelik kendilerini solcu gösterme çabaları.

Üniversitelere sıçratılmak istenen çatışmaların ülkemiz geleceği için çok büyük tehdit oluşturduğu ne kadar kuşku götürmezse, sağ-sol çatışması olduğu o ölçeklerde kuyruklu yalan. Ne fark eder, demeyin. Odağı bile sanal pazarlanan bir çatışma oyununda sağlıklı önlem alınma niyeti olabilir mi ki?

[aparain]

yahu arkadaş 10 yılda bir tekerrür eden bildik senaryolar, bildik oyunlar.sırasıyla, bir şeriat, bir sağ-sol çatışması 10 yılda bir esip geçiyor.ardından da hiç birşey olmamış gibi unutulan yakın tarihimiz.
* * * * *
* * * * *Halkımızın büyük çoğunluğu 25 yaş altı gençlerden oluşuyor ve bu gençler maalesef bırakın yakın tarih okumayı, sorsanız çanakkale savaşı'nın dahi hangi ilde yapıldığı sorusuna erzurum cevabı verebiliyor.(bu söylediğim geçtiğimiz günlerde bir lisede gerçekleşti).
Böyle günlerde hepimize özellikle de yaşça büyük olan, o günleri görmüş insanlara olabildiğince çevrelerindeki gençlere o günleri, yapılan provakasyon biçimlerini anlatmak düşüyor.

[qw19]

Ben provokasyon sözünü anlamlı bulmuyorum, hatta ciddi bir zarar olarak görüyorum. Saldıran taraf açıkça yok etmek için saldırıyor, provokasyona gelmeyin demek kendinizi savunmayın demekle aynı şeydir.

* Saldırganlar eğerki devletin güvenlik güçleri tarafından durdurulmuyorlarsa bu apaçık bir destektir. Umarım güvenlik güçleri eskiden olduğu gibi yanlı davranmazlar ve kimsenin kendisini korumasına meydan vermeden sorumluları yakalayıp adalete teslim ederler. Ve olayları çıkmadan engellerler. Aksi takdirde herkesin yaşamını koruması doğal bir haktır. Provokasyondur, değildir bunun hiç bir önemi yoktur.

* *Selamlar.