12-11-2015, 19:58
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 22 Jan 2012
Bulunduğu yer: ankara
Mesajlar: 834
|
|
taha suresi 111´isimli üyeden Alıntı
sizede şu şekilde cevabım olacaktır.
Yüce yaratıcı allahında sıfatları bulunmaktadır. Sıfat-ı sübûtiyye göre İlm: Allahü teâlâ her şeyi bilir. Bilmesi mahlûkatın bilmesi gibi değildir. Karanlık gecede, karıncanın, kara taş üzerinde yürüdüğünü görür ve bilir. İnsanların kalbinden geçen düşüncelerini, niyetlerini bilir. Bilmesinde değişiklik olmaz. Ezeli ve ebedidir.
yani anlaşılacağı üzere ilm bilgi ve bilmek allahın yani yaratıcının sıfatıdır. ilm ve bilginin bilmenin sahibi allahdır. bir yaratıcı olarak herşeyi bilmesinden daha normal ne olabilir.
|
işte yüce yaratıcı varsa - ki bana göre olabilir- onun kuranı göndermediğini anlıyoruz. kuran tanrı kaynaklı bir kitap değildir. tanrı yanlışlarla dolu bir kitabı göndermez.
insan olsak yeter
|
13-11-2015, 18:27
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
|
|
Kur'an'a Göre Dünya Sabittir
Kur'an'a Göre Dünya Sabittir
Allah'ın dünyayı düz sandığını görmüştük, aynı zamanda sabit sanar. Yine öncelikle mucizecilerin bazı ayetleri çarpıtarak Kur'an'dan dünyanın dönüşünü çıkardıkları iddialara olan cevaplarımı vereyim ki Kur'an'da dünyanın dönüşüne ilişkin en ufak bir işaret olmadığı anlaşılsın;
http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2...a-donuyor.html
http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2...nn-donusu.html
Ayrıca konuyla ilgili olarak ünlü bir iddia vardır, Kur'an dağların depremleri engellediğini bildirir derler, onun da cevap linkini verelim;
http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2...rn-gorevi.html
Şimdi geçelim çelişkiye, Kur'an'da şu türden pek çok ayet bulunur;
Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik. (Enbiya, 31)
|
İşte bu ayetleri "dağlar depremleri önler o yüzden mucizedir" diyerek çarpıttıkça çarpıtırlar. Verdiğim 3. linkte bunun cevabı var.
Ayetlere baktığımızda "sarsma" eyleminin bitirildiğini anlıyoruz. Yani dağlar yaratıldığı zaman sarsma eylemi tamamen bitirilmiş. Ama bugün depremler olmaya devam ediyor bildiğiniz gibi. Demek ki burada başka bir şey var. O şeye sonra değineceğim, şimdi Kur'an'a göre dünya sabit olduğuna göre gece ve gündüz nasıl oluşuyor? Ona bakalım;
Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp giderler. (Enbiya, 33)
|
Bu ayetten gece ve gündüzün Güneş ve Dünya'dan ayrı birer varlıklar olduğu açıkça anlaşılıyor, hepsi ayrı ayrı yaratılmışlar. Ayrıca ayetin ikinci cümlesindeki "her biri, hepsi" kelimesinin Arapça'sı "küllü"dür. Ve ikiden fazla şey için kullanılır. Eğer sadece Güneş ve Ay kastedilse yörüngede yüzenlerden, o halde "tesniye-ikilik" denilen yapıyla kurulması gerekirdi. "Küllü" kelimesinin kullanılması gece ve gündüzün de Güneş ve Dünya'dan ayrı olarak kendi yörüngelerinde yüzdükleri anlamına gelir, bunlar ayrı birer varlıktır. İlgili linkte detaylı bilgi var zaten. Devam edelim;
(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. O göğün gecesini karanlık yaptı, gündüzünü de çıkardı. Ardından yeri düzenleyip döşedi. (Naziat Suresi, 27-30)
|
Bu ayette de gece ve gündüzün gökte oldukları söylenmekte. Halbuki göğün gece ya da gündüzü diye bir şey yoktur, bunlar tamamen Güneş ışınlarının ve dünyanın konumuyla ilgilidir. Şimdi şu ayete bakalım:
Gökleri ve yeryüzünü gerçek ile yarattık. Geceyi gündüzün üzerine sarıyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor… Zümer Suresi, 5
|
Bu ayetten de gece ve gündüzün gökte dolanan varlıklar oldukları, ve birbirleri ardınca kubbe şeklinde düşünülen göğe dolandıklarının sanıldıkları anlaşılıyor.
Anlayacağınız o ki Kur'an'da dünyanın dönüşüne dair en ufak bir işaret yokken, dünyanın sabit olduğu sanılırken, Güneş, Ay, gece ve gündüzün dünyanın etrafında döndükleri sanılıyor. Yani klasik dünya merkezli evren modeli benimseniyor.
Şimdi dünyanın dağlarla sabitleştirildiğini söyleyen ayetler bizlere kesin olarak Allah'ın dünyayı sabit sandığını kanıtlıyor, aksi iddia edilemez bir şekilde. Bu ayetleri okuyan bir kişi dünyayı sabit sanacaktır, neyse ki bilim var da doğrusunu biliyoruz.
Peki yer neden sabitleştirildi? Başta hareket mi ediyordu? Evet. Kur'an'da detayları yok ama hadislerde tefsirlere detaylar belli. Zaten verdiğim linklerde bunlar var ama ayrı bir bağlamda değerlendirdiğim için burada da bahsedeceğim.
Buna göre dünya başta su üzerinde yaratılmıştır, bir kayık gibi, su üzerinde yüzer. Tabi su üzerinde yüzen şeyler bildiğiniz gibi yalpalanır, sallanırlar. İşte Allah bu sallanmayı önlemek için yeryüzüne köklü ağır dağları bırakmıştır, dağları çivi gibi yere çakarak, sallanmasını önlemiştir, sabitleştirmiştir. Bir alıntı yapayım, linkini verdiğim makalemden;
"Orada" yani yeryüzünde "üstünden sabit dağlar yerleştirdi." Vehb dedi ki: Allah yeri yaratınca, suyun üzerinde çalkalandı. Cebrail'e: Ey Cebrail onu sağlamlaştır, dedi. Bunun üzerine yere inip onu tuttu, fakat rüzgarlara karşı koyamadı. Rabbim dedi, sen daha iyi biliyorsun ya bu konuda ben karşı koyamadım. Bunun üzerine yüce Allah yeri dağlarla tesbit edip sağlamlaştırdı ve oraya dağlan kazık gibi yerleştirdi.
|
Bir de hadis verelim;
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.
|
Görüldüğü gibi dünya yaratıldığı zaman bir beşik gibi sağa sola sallanıyormuş ve bunun üzerine Allah ağır baskılar olarak dağları yaratıp yeri sabitleştirmiş.
Şimdi bunlara tefsir, hadis denilerek karşı çıkılmasın, zira bunlar o zamanların en yaygın inançları. Kur'an'da Yahudilikten çalıntı olduğu için, Yahudilikteki açıklamalar Kur'an için de geçerlidir. Verdiğim tefsir ve hadis de Yahudi kaynaklarındaki şekliyle açıklıyor Yahudilikten çalıntı bu ayetleri.
Detaylara gerek yoktu, dediğim gibi Kur'an'ın kendisi açıkça zaten söylüyor yerin sabit olduğunu ancak, konu açılmışken merak edenler detayları da görsünler istedim. Eski Yunan'da vb. bile dünya ile ilgili düşünceler böyleydi, örneğin Aristo'ya göre de dağların kökleri vardı ve dünyayı sabit tutarlardı.
Aristo insandır, yanılabilir ama Allah'ın dünyayı sabit, Güneş, Ay, gece ve gündüzün dünya etrafında döndüğünü sanması, tuhaf. Hele ki tüm bu şeyleri kendisinin yarattığını, kanunları kendisinin koyduğunu söyleyen birine hiç yakışmıyor bu denli yanılmak
Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!
Blog Facebook
|
13-11-2015, 18:28
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 07 Nov 2015
Bulunduğu yer: ist
Mesajlar: 17
|
|
vishnu´isimli üyeden Alıntı
işte yüce yaratıcı varsa - ki bana göre olabilir- onun kuranı göndermediğini anlıyoruz. kuran tanrı kaynaklı bir kitap değildir. tanrı yanlışlarla dolu bir kitabı göndermez.
|
neye göre genelleme yapıyorsun yüre yaratıcı varsa ki var var olması kuranı göndermemesinin nasıl ispatı oldu sana acıklayabilirmisin. tanrı yanlışlarla dolu bir kitap yollamaz derken kime göre yanlış 3 5 bin deiste göremi yanlış yoksa 1.5 milyar müslümana göremi yanlış bu kanıya nasıl vardınız açıklarmısınız. eğer size göre yanlışsa bana görede okudukca bana iman veren ve içinde nice güzlelikler bulduğum bir kitaptır. genelleme yapmayın bence.
İnkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderler. (HAC/55)
|
13-11-2015, 18:38
|
Yasaklandı
|
|
Üyelik tarihi: 23 Sep 2009
Mesajlar: 579
|
|
taha suresi 111´isimli üyeden Alıntı
neye göre genelleme yapıyorsun yüre yaratıcı varsa ki var var olması kuranı göndermemesinin nasıl ispatı oldu sana acıklayabilirmisin. tanrı yanlışlarla dolu bir kitap yollamaz derken kime göre yanlış 3 5 bin deiste göremi yanlış yoksa 1.5 milyar müslümana göremi yanlış bu kanıya nasıl vardınız açıklarmısınız. eğer size göre yanlışsa bana görede okudukca bana iman veren ve içinde nice güzlelikler bulduğum bir kitaptır. genelleme yapmayın bence.
|
1.5 milyar dediğin avamdır. Felsefe, bilim, sanat gibi konularda uzman olanlar daima azınlıktadır. Çoğunluk hiçbir şey bilmiyor hatta bilmediğini de bilmiyor.
|
13-11-2015, 18:55
|
Denetimdeki Üye
|
|
Üyelik tarihi: 10 Jun 2014
Mesajlar: 844
|
|
Sayın ortaçağda yaşayan Dark_Prince;
Verdiğin link çok uzun ilgili pasajları buraya alıntılamanı rica edeceğim, zira genel bir göz gezdirdim ve aşılama ile ilgili bir şeylere rastlayamadım ne yazık ki
|
Okuyamamış, evet öyle okuyamamışsın, uzun ve ingilizce değilmi . Aynen benzeri kuranıda okuyamamışsın, keşke kabul etsen cahil olduğunu. Ama sen cahilden de cahilsin çünkü bilmediğini dahi kabul etmiyorsun. Fakat yeri geldiğinde "bu çok uzun" diyorsun değil mi ?
Diyorsun demişsin bak.
Sana ilkokul çocuğuna anlatır gibi anlatsak da fayda vereceğini sanmıyorum.
Şimdi bu yazıya bak;
http://earthobservatory.nasa.gov/Fea...sols/page4.php
Most elementary school students learn that clouds form when enough water vapor condenses.
Bir çok ilkokul öğrencisi öğrenmiştir ki yeterince su buharı yoğunlaşınca bulutlar oluşur.
(Aynen bizim Dark_Prince gibi ilkokul çocukları olmasın)
That's true, but aerosols play a critical role in the process.
Bu doğrudur, fakat aerosollar bu işlemde kritik bir rol oynarlar.
In fact, most clouds owe their existence to aerosols that serve as the tiny "seeds," called cloud condensation nuclei.
Gerçekte, bir çok bulut var olmalarını 'bulut yoğunlaşma çekirdekleri' denilen küçücük " tohum" olarak görev yapan aerosollara borçludurlar.
(haa bak neymiş, tohum diyor. Tohumlama..)
Ha bundan sonrası ayrıntılı olarak bu aerosolların nasıl olduğunu ve akabinde nasıl cloudları formlaştırdığını okuyabilirsin..
Şimdi bu yazıyı NASA yazdı hadi götün yiyorsa itiraz et ve de bakalım tohumlama da neymiş de. Aerosolmuş de. Hadi desene. Su buharı yeter bulut olmasına desene. Yetmiyormuş diyor bak NASA daki bu yazı.
Eee senin gücün kurana yetiyor değil mi ?
Hadi git NASA forumlarına, JPL lab uzmanlarına, yaz bakalım itirazlarını, yazabilcenmi...
Kuranda yazdı diye itiraz, ne ala ne ala. Araştır git oku bakalım. O bulutlar sadece water buharı ile mi oluyor.
İtiraz itiraz.. yok öyleymiş yok böyle. Kuranda yazıyor diye annenizi bile reddedersiniz siz.
Bak kuran topraktan yaratıldınız diyor reddediyorsunuz. Halbuki her snye topraktansanız. Akşam yemeğinde ne yiyeceksiniz, nükleer atık mı ? Demir mi ? Plastik mi ? Salata, çorba, et, kurufasulye, soğan, domates, ... varmı alternatifi olan ? Ye iç inkar et. Yaşam vizyonunuz bu. İnsan bir kere şükreder. Sonra "biz neden ateşi hakediyoruz ki" deyin..
Hadi bakalım topraktan gelen yemeğiniz sizlere afiyet olsun.
Yeyiniz ve şükretmeyeniz.
"Bilim insanı Allah'a götürür." Louis Pasteur
...
Domuz eti sağlıklı diyenler domuz etinden çiğ köfte yesinler, konuşmasınlar..
|
13-11-2015, 21:08
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
|
|
alpha´isimli üyeden Alıntı
Sayın ortaçağda yaşayan Dark_Prince;
Okuyamamış, evet öyle okuyamamışsın, uzun ve ingilizce değilmi . Aynen benzeri kuranıda okuyamamışsın, keşke kabul etsen cahil olduğunu. Ama sen cahilden de cahilsin çünkü bilmediğini dahi kabul etmiyorsun. Fakat yeri geldiğinde "bu çok uzun" diyorsun değil mi ?
Diyorsun demişsin bak.
Sana ilkokul çocuğuna anlatır gibi anlatsak da fayda vereceğini sanmıyorum.
|
Hayır Orta Çağ'da yaşamıyorum, Orta Çağ'ı sana nasıl anlattılar bilmiyorum ama o zamanlar en basitinden bilgisayar yoktu, ben ise şuan bilgisayardan yazıyorum. Bulunduğumuz sitede de bilgisayar vasıtasıyla bulunabiliyoruz. Yani Orta Çağ'ı bilgisayar olmayan çağ olarak düşünebilirsin, rahat kavrayabilmek adına
Evet uzun ve İngilizce olduğu için okumadım, dikkat et okuyamadım değil, okumadım, ikisi arasında fark var Zira İngilizce'm çok iyi olmadığı için o linkin tamamını okumak çok vaktimi alırdı. Ee sen okuduğunu iddia ediyorsun, o halde alıntıla ki işimiz kolaylaşsın, alıntılamak 1 saniyeni almaz, eğer gerçekten iddia ettiğin gibi okuduysan o pasajları buraya alıntılarsın
Lakin İngilizce ile cahillik arasında nasıl bir bağlantı kurdun anlayamadım, eğer cahil olsaydım herhangi bir dine mensup olurdum en basitinden
En azından ben okuduğumu anlayabiliyorum, sen kendi dilinde bile okuduğunu anlayamıyorsun, yazdıklarımı anlayamamışsın gördüğüm kadarıyla
Şimdi bu yazıya bak;
http://earthobservatory.nasa.gov/Fea...sols/page4.php
Most elementary school students learn that clouds form when enough water vapor condenses.
Bir çok ilkokul öğrencisi öğrenmiştir ki yeterince su buharı yoğunlaşınca bulutlar oluşur.
(Aynen bizim Dark_Prince gibi ilkokul çocukları olmasın)
That’s true, but aerosols play a critical role in the process.
Bu doğrudur, fakat aerosollar bu işlemde kritik bir rol oynarlar.
In fact, most clouds owe their existence to aerosols that serve as the tiny “seeds,” called cloud condensation nuclei.
Gerçekte, bir çok bulut var olmalarını 'bulut yoğunlaşma çekirdekleri' denilen küçücük " tohum" olarak görev yapan aerosollara borçludurlar.
(haa bak neymiş, tohum diyor. Tohumlama..)
Ha bundan sonrası ayrıntılı olarak bu aerosolların nasıl olduğunu ve akabinde nasıl cloudları formlaştırdığını okuyabilirsin..
|
Tohumlama demiyor, anlaşılan wikipedi linkinden çuvallamışsın, iddia ettiğin gibi okumamışsın ki çareyi bu linkte bulduğun tohumlara sığınmakta bulmuşsun
Aşılamak eylemi ile tohum kelimesi arasında bir alaka kurabilmek için o tohumun bir yere aşılanması gerekiyor. Yani tek başına tohum bir şey ifade etmez. Aşılamak demek o tohumu bir yere enjekte etmek, içine koymak demektir. Önce kendi dilini öğrenmeni tavsiye ederim
Bizzat verdiğin linkte görünüyor ki aerosolların yağmurla değil bulutla ilgileri var. Su buharı havadaki toz tanecikleri, deniz tuzları(aerosollar) vb. taneciklere tutunarak yoğunlaşırlarmış. Hatta kirli havalarda daha çok sayıda fakat daha küçük boyutta damlalar oluşurmuş aerosollara bağlı olarak. Anlayacağın o ki su buharı sadece aerosollara tutunuyor, başka bir şey yapmıyor. Aerosollar olmasa yağmurlar da damla damla olmaz, kovadan boşalırcasına yağarlar ama bu konumuz değil. Aerosollar sadece tutunacak dal anlayacağın.
Eğer burada bir aşılama varsa aerosollar bulutlara değil, bulutlar aerosollara aşılanıyor Yani sadece Türkçe'de değil, İngilizce'de de okuduğunu anlayamıyorsun sen
Halbuki yukarıda açıklamıştım, ayet ne diyordu? Direk olarak yağmurun, yani sıvı halde suyun bulutlara depolandığını, aşılandığını söylüyordu. Hatta kolay anlayabilmen için suyun kovaya konulması şeklinde bir örnek vermiştim. Senin Allah'ın bulutları kova olarak düşünmüş ve rüzgarla bu kovalara su depoluyor sonra da melekler aracılığıyla yere indiriyor. Halbuki bulutun kendisi zaten yağmurdur, sudur, sen buluta su depolayamazsın ki, şartlar oluştuğunda o su yere iner zaten
Ama sen bunu da anlayamamışsın belli ki, anlasaydın zaten aerosollara filan gitmezdin
Şimdi bu yazıyı NASA yazdı hadi götün yiyorsa itiraz et ve de bakalım tohumlama da neymiş de. Aerosolmuş de. Hadi desene. Su buharı yeter bulut olmasına desene. Yetmiyormuş diyor bak NASA daki bu yazı.
Eee senin gücün kurana yetiyor değil mi ?
Hadi git NASA forumlarına, JPL lab uzmanlarına, yaz bakalım itirazlarını, yazabilcenmi...
Kuranda yazdı diye itiraz, ne ala ne ala. Araştır git oku bakalım. O bulutlar sadece water buharı ile mi oluyor.
İtiraz itiraz.. yok öyleymiş yok böyle. Kuranda yazıyor diye annenizi bile reddedersiniz siz.
|
Eğer NASA benim söylediğimin aksini söylemiş olsaydı götüm ancak bunu kabul etmeyi yerdi. Ama yukarıda açıkladığım üzere sen başka taraflarından anlamışsın olayı
Bak elin gavuru Allah'ı yeniyor değil mi? Allah'ın yıldızlardan vb. haberi yok NASA Plütona araç gönderiyor filan Allah NASA'yı izliyorsa bunlardan biraz ders alsa güzel olur, çıraklıktan yetiştirsin kendini
Kur'an'ın anlatımı kesin olarak yanlıştır, yukarıda açıkladım, ama bu sefer doğru taraflarından anlamaya çalış Biz sizin gibi sabit, dogma fikirli değiliz, aksini ispatlarsan onu kabul ederim, sizin gibi hiçbir şeye körü körüne inanmadığım gibi, körü körüne itiraz da etmem Anneleri ise olaya karıştırma, diğer hakaretine olduğum gibi nazik olmam
Bak kuran topraktan yaratıldınız diyor reddediyorsunuz. Halbuki her snye topraktansanız. Akşam yemeğinde ne yiyeceksiniz, nükleer atık mı ? Demir mi ? Plastik mi ? Salata, çorba, et, kurufasulye, soğan, domates, ... varmı alternatifi olan ? Ye iç inkar et. Yaşam vizyonunuz bu. İnsan bir kere şükreder. Sonra "biz neden ateşi hakediyoruz ki" deyin..
Hadi bakalım topraktan gelen yemeğiniz sizlere afiyet olsun.
Yeyiniz ve şükretmeyeniz.
|
Bu konuya ise hiç girmeyelim, zira diğer konuda seni alt üst etmiştim, sen hıyar yemeye yine devam et ama konudan bari çıkma
Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!
Blog Facebook
|
14-11-2015, 01:29
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25 Dec 2014
Bulunduğu yer: ist
Mesajlar: 63
|
|
Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).
1. hattâ izâ : olduğu zaman
2. belega : ulaştı
3. matlıa eş şemsi
(talaa) : güneşin (tulû ettiği) doğduğu yer
: (doğdu)
4. vecede-hâ : onu buldu
5. tatluu : doğuyor
6. alâ kavmin : bir kavmin üzerine
7. lem nec'al : kılmadık, yapmadık
8. lehum : onlar için, onlara
9. min dûni-hâ : ondan başka
10. sitren : bir örtü, perde
Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.
Diyanet İşleri: Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.
Bu Kehf suresinde Güneşin balçıkta batıyor buldu ifadesi çelişkisinden ziyade.Ben Güneşin doğduğu yerdeki Dünyanın düz olup Güneşin dünyanın etrafında dönerken Gün doğumu esnasında güneşin dünyaya en yakın yerindeki insanların Allah tarafından Güneşin sıcaklığına bir sütre korunma vermeden nasıl hayatta kalabildiklerini anlamış değilim
|
14-11-2015, 01:47
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
|
|
Keepbelieverthough´isimli üyeden Alıntı
Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec'al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).
1. hattâ izâ : olduğu zaman
2. belega : ulaştı
3. matlıa eş şemsi
(talaa) : güneşin (tulû ettiği) doğduğu yer
: (doğdu)
4. vecede-hâ : onu buldu
5. tatluu : doğuyor
6. alâ kavmin : bir kavmin üzerine
7. lem nec'al : kılmadık, yapmadık
8. lehum : onlar için, onlara
9. min dûni-hâ : ondan başka
10. sitren : bir örtü, perde
Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.
Diyanet İşleri: Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.
Bu Kehf suresinde Güneşin balçıkta batıyor buldu ifadesi çelişkisinden ziyade.Ben Güneşin doğduğu yerdeki Dünyanın düz olup Güneşin dünyanın etrafında dönerken Gün doğumu esnasında güneşin dünyaya en yakın yerindeki insanların Allah tarafından Güneşin sıcaklığına bir sütre korunma vermeden nasıl hayatta kalabildiklerini anlamış değilim
|
Aynen dostum Büyük ihtimalle Muhammed zencileri duymuş bir yerlerden ve Güneş'le aralarında bir koruma olmadığı, Güneş'in doğduğu yerde yaşadıkları hükmünü çıkarmış Ama böyle dememe bakılmasın, Muhammed bunları tamamen başka yerlerden almıştır
Bunları mecazi olarak alsak dahi Güneş'in battığı ve doğduğu yer diye iki spesifik yerden bahsediliyor Dünyayı düz sanınca olur bunlar tabi
Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!
Blog Facebook
|
14-11-2015, 01:58
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25 Dec 2014
Bulunduğu yer: ist
Mesajlar: 63
|
|
Evet Sn Prince
Zaten bugünkü Kuran ayetlerinin günümüz çelişkilerden kurtarma uyanıklığı Aman efendim O ayetler varya O hehe o çelişki melişki değil kardeşim Onlar mecaz manada söylenmiş ayetler mecaz !!! veya diğer çelişki gibi duranlarda zaten Ehh işte biz anlamayız Müteşabih
Kaldımı kuranı kerimin muhkemliği apaçıklığı ????
|
14-11-2015, 02:11
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
|
|
Keepbelieverthough´isimli üyeden Alıntı
Evet Sn Prince
Zaten bugünkü Kuran ayetlerinin günümüz çelişkilerden kurtarma uyanıklığı Aman efendim O ayetler varya O hehe o çelişki melişki değil kardeşim Onlar mecaz manada söylenmiş ayetler mecaz !!! veya diğer çelişki gibi duranlarda zaten Ehh işte biz anlamayız Müteşabih
Kaldımı kuranı kerimin muhkemliği apaçıklığı ????
|
Aynen dostum ama bu yüzyılda savunulması acayip zorlaştı Kur'an'ın, müteşabıh konusu zaten başlı başına bir çıkmaz, hangi ayetler müteşabıh, bir kere bunlar belirtilmemiş
Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!
Blog Facebook
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:13 .
|