Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 17-01-2022, 00:14
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart "Cami yıkma rekortmeni başbakan"

Cami yıkma rekoru şimdilik Menderes'te!



-

Başbakan Erdoğan'ın "Yol oradan geçecekse o camiyi yıkarım" sözleri, 1950-1960 yılları arasında
Başbakanlık görevini üstlenen Adnan Menderes'in "İstanbul'a yol açacağım" diyerek 54 camiyi
yıkmasını hatırlattı...




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP grup toplantısında yaptığı konuşma bizleri bir hayli geriye, geçmişe götürdü. Ne demişti Başbakan Erdoğan, gelin bir kere onu hatırlayalım: "Yol medeniyettir. Ama medeni olmayanlar yolun kıymetini anlamazlar. Önünde cami bile olsa, yol oradan geçecekse o camiyi yıkar, o camiyi gider başka yerde inşa ederiz!"
Erdoğan'ın bu sözlerinin benzerini 1950-1960 yıllarının Başbakanı Adnan Menderes şu şekilde söylüyordu: "Kentin imar gerekliliğini açıklarken, günün her saatinde tıkanarak büyük zaman kaybına yol açan Aksaray, Beyazıt, Eminönü, Karaköy, Tophane ve Taksim gibi düğüm yerlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini, bu meydanları birbirine bağlayan ve kentin omurgasını oluşturan caddelerin iyileştirileceğini, Topkapı'dan Boğaz'a kadar kentin her mahallesinin aynı mükemmellikteki caddelerle birbirine bağlanacağını..."




Ecdat yadigârları Fransız'a emanet!
Dönemin Başbakanı Menderes söylediğini de yapmıştı. 1955-1957 yılları arasında sadece İstanbul'da 54 tane cami yol açma ve değişik imar faaliyetleri sebebiyle yıkıldı. Başbakan Adnan Menderes; İstanbul'da Tophane, Karaköy, Fatih, Eminönü, Beşiktaş'ta cami katliamı yapılması talimatını gözünü kırpmadan vermişti. Bu katliamı tasarlayabilmek için de sanki Türkiye'de mimar yokmuş gibi yurt dışından getirilen Fransız Mimar Henry Prost kullanılacaktı. Bu yıkım furyasından; hemen hepsi birer sanat eseri olan camiler, mescitler, türbeler, imarethaneler, medreseler nasibini alacaktı...
Bu kıyıma Üstad Mehmet Şevket Eygi bile seyirci kalamamıştı. Eygi, Cami Kıyımı adlı kitabında, "Cami kıyımı 1950-60 arasında da devam ederek yol açma bahanesiyle nice tarihi caminin temellerine kadar yıkılmasına sebep oldu" demişti. Bu konuda yazı yazan, söz söyleyen, eser veren sadece Mehmet Şevket Eygi değildi. Reşat Ekrem Koçu, Sinan Meydan, Mustafa Mutlu, Prof. Dr. Semavi Eyice, Prof. Dr. İlber Ortaylı bu konuda yazı yazan, söz söyleyen birkaç isimdi...
Adnan Menderes 1957 yılında İstanbul'da imar çalışmalarına ağırlık verdi. Bu proje kapsamında toplam 10 bin ev istimlak edildi. Amacı; İstanbul'u batılı-modern bir kent haline getirmekti. Ancak İstanbul'u batılı bir kent haline getirirken, "manevi güç depoları" sayabileceğimiz birçok tarihi eseri yerle bir etti.




Yassıada'da cami yıkımından yargılandı
Kamulaştırılan ve yıktırılan yapıların sayısı, aralarında çok sayıda tarihi eser de bulunmak üzere 7.289'u buluyordu. Bu yıkım hareketi için valiliğin, belediyenin, hatta kentteki İstihkám Taburu'nun bütün olanakları seferber edildi. Ancak istimlaklerin, bir oldu bitti havası içinde yapılması, yolun önüne çıkan her şeyin ne olduğuna bakılmaksızın yıkılıp yok edilmesi, istimlak bedellerinin düşük tutulması ve binlerce kişinin alacakları için aylarca beklemek zorunda kalması büyük bir toplumsal yaraya dönüşecek, üst üste ah alınacaktı. Aksaray civarında 'istimlak muhacirleri " adı verilen evsiz barksız bir kitle meydana gelmişti. Bu toplumsal sıkıntılar, 27 Mayıs'tan sonra Yüksek Adalet Divanı'nda hem Başbakan Menderes'in, hem de onun döneminde görev yapan beş belediye başkanının idam istemiyle yargılanmasına neden olacaktı.




İstimlak cinayetleri
Adnan Menderes döneminde yıktırılan camileri tek tek belirleyebilmek çok zor. Bunu belirleyebilmek için Vakıflar'da geniş bir çalışma yapılması gerekiyor. Ancak bazılarının adlarını şöyle sıralayabiliriz:
*1465 tarihinde inşa edilmiş olan tarihi Murat Paşa Camii (Bir bölümü), Vatan Caddesi yapılırken 1957'de yıkıldı.
*Pertevniyal Lisesi yakınlarında bulunan Tarihi Oruç Gazi Camii, 1956 yılında yol yapım çalışmaları sırasında yıktırıldı.
* Yenikapı yakınlarında 1479 tarihli Çakır Ağa Camii, yol yapım çalışmaları nedeniyle 1958'de yıkıldı.
* Aksaray'da Vatan Caddesi'nin başlangıcındaki Fatih döneminden kalma Camcılar Camii ve çeşmeleri, 1957 yılında yol yapım çalışmaları nedeniyle yıkıldı..
* Aksaray'da 1555 yapımı Kazasker Abdurrahman Camii 1957'de yol yapım çalışmaları nedeniyle yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasında bugünkü Mimar Sinan Üniveristesi'nin tam karşısındaki Salıpazarı Süheyl Bey Camii 1957'de yol yapım çalışmaları sırasında yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasındaki 1878-1879 yapımı, özgün mimariye sahip nadide bir eser olan Karaköy Mescidi, 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasındaki 2.Mahmud döneminden kalma, 1826 yapımı tarihi Nusretiye Camii ve sebili 1958'de yol yapımı sırasında tahrip edildi.
* Karaköy Kabataş arasındaki Mimar Sinan eserlerinden, Kılıç Ali Paşa Camii ve müştemilatı 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında tahrip edildi.

Yol yapılırken yıkılanlar bunlarla sınırlı
değil elbette. Bakın daha neler var...

* Hoca Sinan tarafından yaptırılan Azepler Mescidi Fatih'li yıllardan kalmadır ama hamamı ile birlikte yola katılır.
* Kanuni devri hatırası Tüfenkhane Mescidi üç kuruşa satılır.
* Saraçhane Mescidi'nin üzerinde ise şu an resmi daireler vardır.
* Zeytinciler Mescidi 1957'de yok edilir..
* Unkapanı'ndaki Voynuk Şücaeddin Camii'nin yıkım emrini kimin verdiği hiç anlaşılamaz. Hazire bile darma duman edilir, İstanbul'un ilk Belediye Başkanı Hızır Bey'in mezarı ortada kalır. Arsalar tekrar camileştirilemesin diye hızla betonlaştırılır ki bu alanda İMÇ blokları yayılır
* Mimar Ayas Mescidi (Saraçhane Mescidi) ise 1953'te toprak olur.
*1953'teki yıkımdan Karagöz Mescidi de nasibini alır.

Yıkılanlar sadece cami ve mescidler değildir. Hanlar, hamamlar ve de
çeşmelerden katliamdan kurtulamaz. İşte onlardan da birkaçı:

* 2. Abdülhamid Çeşmesi; 1319 yılında İtalyan Mimar Raimondo d'Aronco'ya yaptırıldı. Mermerden oluşan bu çeşme, Osmanlı mimarisinin barok usulü mimarisinin terk edildiği dönemde yaptırılmış olsa da önünde bulunan Nusretiye Cami'ne uyum sağlaması açısından bu üslupla tasarlandı.
* Sultan Bayazıd devrinde inşa edilen Karabaş Hamamı ise, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun muhafaza kararına rağmen yıktırılır.
* Emin Ağa Sebili ve Çeşmesi; Dolmabahçe Camii karşısında yer alan bu yapı da 1957 yılında yol yapım çalışmaları sonucu yıkıldı. 1964 yılında ise yerine monte edildiyse de eskisi gibi pek bir anlamı kalmadı.



El apardı, yel kopardı, derya yuttu

Yıkılmış olan camiler ve ecdat eserlerinin İnönü zamanında, tek parti oligarşisi devrinde yok edildiği iddia edilir durulur. Ancak Adnan Menderes'in 1950 ile 1960 yılları arasındaki demokrat iktidarı devrinde de hayli tarihî eser kıyımı yapıldı. Karaköy meydanındaki, Sultan Abdülhamid Han'ın Sermimarı İtalyan Raimondo D'Aranco'nun projesini çizdiği art nouveau stilindeki güzelim cami de kör kazmaya kurban gidenler arasındadır. O cami yıkılırken, doğan tepkileri yumuşatmak amacıyla "taşlarını numaralayıp, Burgaz adasına götürüp, camiyi aynen orada kuracağız" denmişti. Sonra numaralı yapı taşları da yok ettiler. İddiaya göre camiden kalanları yükledikleri mavna Marmara'da çıkan fırtınada batmıştı.



Hollandalı için cami yıkılır mı?

Başbakan Erdoğan, "Yol medeniyettir. Önünde cami bile olsa yol oradan geçecekse o camiyi yıkarım!.." dedi ya... AKP iktidarının sadece yol için cami yıkmadığı, AVM'ler için de cami yıktığı belirlendi. Türkiye'de bazı illerde alışveriş merkezlerini çalıştıran ve aynı alışveriş merkezini Malatya'da kurmak için eski hal binasının bulunduğu alan içindeki cami ve sosyal tesisleri 52 milyon 500 bin TL'ye satın alan Hollanda kökenli bir şirket, alandaki inşaat çalışmaları kapsamında Hal Camii'ni yıktı. Çevredeki vatandaşlar Nisan ayındaki yıkıma tepki gösterirken, yıkılan Hal Camii'nin 12 yıllık imamı Recep Gök, yaşanan durumdan dolayı çok üzüldüğünü ve 20 günden beri uyuyamadığını ifade etti.


Satılan camiler de bulunuyor

Araştırmacı Tarihçi Cezmi Yurtsever, İstanbul'da yıkılan ve satılan 113 cami ve mescidin ibadete kapandığını bildirdi. Yurtsever, 2009 yılı içinde tarihi araştırmalar yapmak üzere İstanbul'da, Süleymaniye Kütüphanesi'nde çalışırken "Eminönü Camileri" adlı İstanbul Müftülüğü'nün 1987 yılında yayınladığı kitabı bulduğunu ve kitabın sayfaları arasında Eminönü ilçesinde "faal olmayan camiler in isimlerini gösterir bir liste ve camilerin bulunduğu yerin haritasını gördüğünü belirtti. Yurtsever, "Sultanahmet Camisi'nin yanı başında ve Kadırga-Kumkapı arasındaki ara caddelerde çok sayıda cami ve mescidin harabelerine yıkılmış minarelerini gördüm. Kadırga yokuşunda bulunan Helvacıbaşı Mescidi'nin kapalı giriş kapısından içeri baktığımda yıkılmış minaresini gördüğümde yüreğim titredi.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/h...ti-500661h.htm
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 17-01-2022, 00:24
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Sinan MEYDAN : Menderes'in Tarihi Cami KıyımıMenderes'in Yıktırdığı Camiler ve MescitlerAKP'nin "cami söyleminin"Mehmet Şevket Eygi'den etkilendiği açık. Ancak başta Başbakan olmak üzere AKP'li yetkililer, Mehmet Şevket Eygi'nin yazıp söylediklerini bile işlerine geldiği şekilde kullanmışlardır. Şöye ki, Eygi "Cami Kıyımı"adlı kitabında, "Cami kıyımı 1950-60 arasında da devam ederek yol açma bahanesiyle nice tarihi caminin temellerine kadar yıkılmasına sebep oldu"diyerek 1950-1960 arasında DP ve Menderes döneminde yıkılan ve satılan camilerden de söz etmiştir. Ancak başta Başbakan olmak üzere AKP'li yetkililer "cami söylemlerinde"hiç bir zaman bu durumdan söz etme gereği duymamışlardır.Bu nedenle ben de DP lideri Menderes'in sattırdığı ve yıktırdığı camilerden söz edeyim. Kim bilir belki Sayın Başbakanımız gelecek gruptoplantısında da DP'nin ve Menderes'in yıktırdığı camilerden söz eder.

Araştırmalarım sonunda Menderes zamanında sadece İstanbul'da 54 tane caminin yol açma ve değişik imar faaliyetleri sebebiyle yıkıldığınıöğrendim. DP döneminde İstanbul Tophane, Karaköy, Fatih, Eminönü, Beşiktaş'da tam anlamıyla bir tarihi cami katliamı yaşanmış.DP ve Menderes dönemindeİstanbul'daki tarihi cami ve mescit katliamı İstanbul'un imarı için getirilen Fransız Mimar Henry Prosteliyle gerçekleştirilmiştir. Zeki Bağlan Hoca, 2010 yılındaki bir konferansında bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:"İlk darbeyi Saraçhane-Unkapanı arasında vurur. Çandarlı ibrahim Paşa Hamamı, Altuncuzade Tekkesi ve Süleyman Halife Mektebi bir yana Hoca Teberrük Mescidi sanat değeri çok yüksek bir binadır. Revani Mescidi hiç gereği yokken yıkılır. Divan Edebiyatının ünlü isimlerinden Revani Çelebi'nin mezar taşı dahi kırılır. Bir Bayezid devri eseri olan Firuzağa Mescidi yola tesadüf etmez. Buna rağmen bileti kesilir, ortadan kaldırılır.Hoca Sinan tarafından yaptırılan Azepler Mescidi Fatihli yıllardan kalmadır ama hamamı ile birlikte yola katılır. Kanuni devri hatırası Tüfenkhane Mescidi üç kuruşa satılır. Saraçhane Mescidinin üzerinde ise şu an resmi daireler vardır.Prost, bu kadarla yetinmez. İkinci yıkım Furyası ile (1955-57) yol kenarında kalan mescidleri de ayıklar. Zeytinciler Mescidiyok edilir.. Voynuk Şücaeddin Camii'nin yıkım emrini kimin verdiği hiç anlaşılamaz. Hazire bile darma duman edilir, istanbul'un ilk Belediye Başkanı Hızır Bey'in mezarı ortada kalır. Arsalar tekrar camileştirilemesin diye hızla betonlaştırılır ki bu alanda iMÇ blokları yayılır.... Sadece 56-57 yılları arasında 54 camiyi yıktırır. Bunun yanında hamamların, tekkelerin, sebillerin, çeşmelerin hesabı yapılmaz..."Prof. İlber Ortaylı, Milliyet gazetesinde "Cami Olmaktan Çıkan Camiler"başlıklı yazısında Menderes'in İstanbul'da Mimar Sinan'ın mescitlerini, camilerini buldozerle yıktırdığını, ancak hiçbir Müslümanın nedense bu gerçekten söz etmediğini şöyle ifade etmiştir: "70 ila 50 sene evvelinin camiyi ambar yapma, kışla yapma olaylarını tekrarlamak ne açıklamaya yeter ne de politika yapmaya, üstelik yeterince delil de ileri sürülmüyor. Falan mahallelerdeki camilerin depo yapıldığı söyleniyor ama Menderes'in imar çalışmaları sırasında rölöveleri ve albümleri bile çıkarılmadan tarihe gömülen Mimar Sinan mescitlerinden, Beyazıt'ta yıkılan Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii ve medresesinden, Topkapı'daki Kara Ahmet Paşa'nın Mimar Sinan eseri zarif sebilinden (ki bence istisnai bir Rönesans tipi fontanaydı, inşaat makinelerini dayayıp yıkılışını gözümle gördüm) bahseden Müslüman yok. Bu memleketin tahribi şu veya bu grubun işi değildir. Toptan yaptığımız bir kepazeliktir."


İşte Semavi Eyice'in o röportajından bazı bölümler:"Menderes döneminde nice ibadethaneler şuursuzca yıkıldı. (Menderes'in) adına görkemli bir türbe yapıldı; ama günahı da çoktu hani."diyen Eyice, İstanbul'da geniş caddelere, meydanlara ve yeşil sahalara karışıp giden elliden fazla caminin bazısı, projeleri hiç tehdit etmediği hâlde biraz da keyfî uygulamalarla ortadan kaldırılmış. Semavi Hoca, Menderes'in açtırdığı Atatürk Bulvarı'na kurban giden iki camiden şöyle söz ediyor:

"Bozdoğan kemerinden Aksaray'a inerken sağda iki küçük cami vardı. Baba Hasan Alemi ve Oruç Gazi Camileri. Baba Hasan Alemi'yi daha o zaman vakıflar kiraya vermişti. Hatta bir öğretmen oturuyordu içinde. Cadde üstünde olmamasına rağmen yıktılar onu. Oruç Gazi mamurdu, kullanılıyordu. Hiç lüzumu yokken yıkıldı o da. Bulvar açıldığında, dört tarafında servi ağaçlarıyla çok şirin bir durumu vardı, caddeden dışarıda ve biraz çukurdaydı zaten. Kimin aklına estiyse, lüzumsuz burada dediler, yıktılar.""Adana'da kentin göbeğinde, camisi, medresesi, kütüphanesiyle görkemli bir külliye düşünün. 1650'lerde Cafer Paşa yaptırmış, 1950'de cadde genişleyecek bahanesiyle yıkılmış. Ne var ki arsa hala boş, külliye yıkıldığı ile kalmış, şehrin anıtsal yapısının yerinde şimdi çömlekçi var"

İşte İstanbul'da DP döneminde Menderes'in yıktırdığı ve tahrip ettirdiğitarihi camilerden bazıları:-1465 tarihinde inşa edilmiş olan tarihi Murat Paşa CamiiVatan caddesi yapılırken 1957'de yıkılmıştır.-Pertevniyal Lisesi yakınlarında bulunan tarihi Oruç Gazi Camii, 1956 yılında yol yapım çalışmaları sırasında yıktırılmıştır.

......,


Bu noktada insanın aklına birkaç soru geliyor:

1.İsmet İnönükeyfi nedenlerle camileri kapatmadığı halde "İsmet Paşa camileri kapattı!"diye birileri yıllardır milleti kandırırken; Adnan Menderes, bazı tarihi camileri ve mescitleri yıktırdığı halde neden hiç kimse "Menderes camileri ve mescitleri yıktırdı!"diye çıt bile çıkarmamıştır.

2.Menderes dönemindeTürkiye'nin dört bir yanındaki tarihi kiliseler, cemaati olmadığı halde, törenlerle ibadete açılırken, neden hiç kimse "Menderes Türkiye'de Hıristiyanlığın yayılmasını sağladı!"diye bağırıp çağırmamıştır.

3.Çok daha önemlisi AKP döneminde 2010 yılında satışa çıkarılan İzmir Foça'daki Kozbeyli köyü camiindenneden hiç söz eden yoktur?

4."Tek parti CHP camileri kapattı"diye sızlananlar neden hiçbir zaman "Tek parti döneminde açılan Halkevleri ve Köy Enstitülerini DP kapattı. Böylece Türk aydınlanması büyük bir darbe yedi."demez? 1951'de DP ve Menderes, Türkiye'nin dört bir yanındaki 478 Halkevi merkezini, 5000 Halkevi şubesini ve 4000 Halkodasını kapatmıştır. 1954'te de o güne kadar 25.000 öğretmen yetiştiren Köy Enstitülerini kapatmıştır.Sonuç olarak diyeceğim şu ki: Tarih üzerinde işinize geldiği gibi tepinemezsiniz beyler...Cumhuriyet tarihi yalanlarına cevap vermeye devam edeceğim...Not:Bu konunun ayrıntılarını CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI, 2. KİTAPadlı kitabımdan


devamı, https://docplayer.biz.tr/51538695-Si...mescitler.html
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:50 .