Cehennem Yoktur

[LEVH]

Benim iyiliğim üstünüze olsun sevgili kardeşlerim.

Bugünkü konumuz, cehennemin neden olmaması.

Yıldıztozu rahmetullahu aleyhten rivayet edildiğine göre, Hazreti Levh, bir konuşmasında şöyle buyurmuştur: "Ma entüm la entüm beyneküm leküm aduvvün eyleküm". Yani? Cehennem vardı da biz mi yedik?

Şimdi, mücahitler. İnsan doğası gereği özgür değildir. Bu hem dini olduğu varsayılan kitaplarda hem de doğanın kanunlarında böyledir. Ne diyor cenabı Şeytanül Alemin: "Biz insanın kaderini ayaklarına yazmışızdır". -kaynak: satanist kitap. Şimdi kader daha en baştan ayaklarına yazılı. Ha eğer dini olduğu varsayılan kitaplara bakarsak da alnına yazmışızdır diyor, aynı çerçevede konuşuyor. Şimdi dini masalları bir kenara bırakıp hayatın gerçeklerine bakalım.

"İnsan, yaşadıklarının bileşkesidir." Kitabı Levh, Sure Adam Olun Lan, ayet 1. Bu, doğa kanunu dediğimiz şeydir.

Evren, ve daha doğrusu dünya, kurulu bir makine gibidir. Her canlının nerede nasıl davranacağı zaten bellidir. Sinek uçar, boka konar, çünkü onun kokusu onu cezbeder. Ama sineği boka konduğu için suçlayamayız, çünkü onun doğası öyledir. Adam gençliğinde çok dayak yemiştir, dayak yememek için gider boksör olur, Melbörnde böyle birisi vardı, başka birisi onu gasp etmeye çalıştığında adama tek yumruk attı nakavt etti, adamı öldürdü. Geçenlerde Türkiye'de bir güreşçi izledim adam sokakta biriyle tartıştı, trafik kazası sonrası olan kavgalardan, adama künde yaptı boynunu kırdı öldürdü. Şimdi bu cinayet mi? Eğer bu cinayetse bunun sorumlusu kendisi midir yoksa gençliğinde onu sürekli döverek boksör ya da güreşçi olmasına neden olanlar mıdır? Eğer adam boks veya güreş bilmeseydi, sen ben olsaydı mesela diğer insanlar hala yaşıyor olacaktı. Ama ne oldu? Her zaman yaptığı şeyi yaptı ve katil oldu. Birini öldürürsen neydi? Katil oldun yallah cehennem. O mu öldürdü yoksa gençliğinde onu dövenler mi?

Ben mesela kişilik oluşumuyla ilgili çok çarpıcı bir örnek daha anlattım. İki tane çocuk var birbirine komşu. Bu çocuklardan birinin evine yolda kalmış birisi Tanrı misafiri olarak geliyor, babası da onu kabul ediyor. Ertesi gün misafir giderken babasına altınlar filan hediyeler verip gidiyor. Bu çocuk büyüdüğü zaman yolda kalanlara yardım edecektir, çünkü yaşadığı deneyimler ona bunu yapması gerektiğini öğretir. İkinci çocuğun babası da aynı şekilde yolda kalmış birini evine alır ama ertesi sabah o misafir ev halkı uyanmadan evi soyup gitmiştir. İkinci çocuk büyüdüğü zaman hiç kimseyi evine almayacaktır. Al şimdi "düşkünü ezer, yolda kalmışa sahip çıkmaz" bir cehennem ehli. Şimdi ikinci çocuğun cehenneme gitme sebebi kendi iradesi midir yoksa ikinci misafirin hırsız olması mıdır. İkincisidir değil mi? Bu örnekleri böylece çoğaltabiliriz. Senin evindeki sinekler seni her gün soktuğu için sinek ilacı alıp sinekleri öldürürsün ve o arada ölen masum karıncalar senden davacı olurlar, yerden göğe kadar haklılar, bunun için yanarsın. Ameller niyete göre ya hani, adamın niyeti evine misafir almamak zaten.

Ben mesela Sidney'de önceden dilencilere çok sadaka verirdim. Ama kaç sefer haber oldu, adamlar bizden daha zenginmiş. Ben gene de sadaka vermeye devam ettim. Ta ki bir gün yaşlı bir kadın "yolda kaldım" diyerek benden para istedi, ben de 5 avustralya doları verdim o zaman. Normalde 1 dolar verirdim ama, hani yolda kalmış, acıdım teyzeye. Ertesi sabah gene aynı köprüden geçiyorum, teyze gene orda. "Sen dün evine gidemedin mi teyze sen hayırdır?" diye sordum. "Ehehehe" diye cevap verdi bana. Bir daha da o günden sonra dilenciye sadaka vermedim. Belki içlerinde gerçekten ihtiyacı olan kaç kişi vardır değil mi? Benden davacı olacaklar, sen yolda kalmışlara yardım etmeyen zalim bir insansın diyecekler. Burada suç bende mi yoksa yolda kalmadığı halde beni kandıran dilenci kılıklı sahtekarda mı? Ha elbette,
o kadın dilencilerin tümünü temsil etmez, ama onun bana karşı olan tavrı benim kişiliğimin ve tavrımın değişmesine neden oluyor. Başka bir arkadaş vardı geçen gün aynı yerden beraber geçiyorduk, o mesela orda bir dilenciye para verdi, dedim "oğlum sen niye dilenciye para veriyorsun onlar senden daha zengin. Hele şu teyze böyle böyle yaptı" dedim anlattım. "Bana hiç denk gelmedi öyle" diye cevap verdi. Şimdi ona hiç denk gelmediği için o iyi insan, cennetlik, ben cehennemlik miyim? Değil tabi.

Ayrıca yediklerin de anlık asabiyet düzeyini etkiliyor. Mesela ikimiz de et yiyoruz. Ama senin yediğin etin geldiği inek doğada özgür ortamda rahat rahat yaşarken en az stres çekecek şekilde öldürüldüğü için eti yumuşaktır, ayrıca adrenalin içermez. Ama benim yediğim etin geldiği ineği 7 kişi kıstırıp öldürmeye çalışmış, hayvan olağanüstü adrenalin salgılamış, stres yaşamış. Doğal olarak ben ondan yediğim zaman onun stresini de yaşıyorum. Şimdi sen yediğin gevşek inek etinin etkisiyle o akşam çok relakssın, garsonlara iltifat ediyorsun, bana iltifat ediyorsun filan, böyle melek gibisin yani. Bense ne yapıyorum? Garsonlara da sana da agresif davranıyorum. Hatta onları azarlıyorum, içeri gittiklerinde arkamdan "Allah belasını versin pislik herif" diyorlar mesela. Beddua ettiler işim bitti. Halbuki sana dua etmişlerdi, sen onlara bahşiş de verdin, mutlusun çünkü. Bense yediğim çorbada kıl çıktı, tüy çıktı diye uydurdum bir şeyler verdiğim parayı haram zıkkım ettim adamlara. Peki aramızdaki farkı yaratan neydi? Bizim belirlemediğimiz bir faktör olan yediğimiz etin geldiği yerdi.

Bunun gibi yani. Hayat hep böyle. Hayat kurulu bir makine gibidir. Bu makinenin en sonuna cehennem gibi bir aktör koyup ona orada rol vermek akla zarar bir düşüncedir. Cehennemin var olduğuna inanmak için insanın aklının kıt olması lazım. İnançlı insanları kast etmiyorum, genel konuşuyorum yani. Ama yine de bir başka insana zarar verebilecek inançlardan uzak durmak lazım. Başka insanların cehenneme gideceğine inanmak her ne kadar o insanlara zarar vermiyorsa da aşağılamak anlamında kötü bir eylemdir. Tamam hani, bana bir şey yapmıyorsun ama "cehenneme gideceksin" diyerek psikolojik işkence yapıyorsun. Yasada bunun yeri var, bayaa bayaa yeri var. Bir başkasına psikolojik işkence yapamazsın. Mesela takip ettim, Türkiye 'de başkan için birisi "cehenneme gideceksin" dedi diye hakaret var gerekçesiyle dava ettiler ceza verdiler. Ama "inançsızlar cehenneme gidecektir" diye her gün binlerce cami çalışanı konuşuyor, onlara ceza yok. Böyle şey olur mu? Sen senin gibi inanmayan insanları böyle tehdit edemezsin. En azından hakarete giriyor. Sahillere bakıyoruz ne görüyoruz? Senede bir iki deli illaki çıkıp "kızım kapanın bak yoksa cehenneme gidersiniz" filan milleti korkutuyor. Bunlar olmaz, bunlar yanlış. Ayrıca cehennem diye bir şey yok, insanları boşuna yere niye korkutursunuz. Hasta mısınız siz.

[Yıldıztozu]

Müslüman: Elini çakmağın üstünde tut bakalım kaç saniye dayanabileceksin ateşe

[LEVH]

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı

Müslüman: Elini çakmağın üstünde tut bakalım kaç saniye dayanabileceksin ateşe

Aslında ateşin acı vermesi psikolojik. Fiziksel bir nedenden kaynaklanıyor ama psikolojik. Elin ateşten yanınca beyne sinyal gönderiyor "ben yanıyorum, zarar görüyorum" diyerekten. Bu sinyal sert bir irkilmeli acı şeklinde. Beyin hemen acil durum planını devreye sokuyor, gerekirse bağırıyorsun, birileri yardım edebilir diye, tamamen refleks, aynı anda elini ordan çekiyorsun, hepsi nefsi müdafaa. Ama kendini ikna edersen, parmağından vaz geçebileceğine beynini ikna edebilirsen acımayabilir de, hatta, acımaz. Bugün çocuk ameliyatlarının bazısında narkoz yerine hipnoz kullanılıyor. Çünkü olay tamamen beyinle alakalı. Eline ağrı kesici iğne yap mesela, yanıp bitene kadar seyredersin hiç de koymaz. Beyin çok güvenilir bir alet değil, çoğu zaman tepkileri robotik, kütük gibi bir şey. Onu biraz yontmak lazım.

Biz şimdi cehennem sıcaktır, fenadır diye düşünüyoruz ama aslında değil. Yanıyorsun, sonra başa geliyorsun, atlıyorsun, yanıyorsun, başa geliyorsun. Aynı havuza atlamak gibi. Havuza ilk atladığın anda irkiliyorsun, çünkü su soğuk. Grr buz gibi, donduum, diyorsun. Ama çık gir, çık gir, artık soğuk değil, bilakis eğlenceli. Ateş de böyle. Sürekli gir çık yaparsak alışırız aslında, zevkli hale bile gelebilir. Bunu dünyada yapamıyoruz çünkü bir kez yapınca ölüyorsun. Ama ebedi hayat varsa cehenneme gir çık yapmak da aynı havuza gir çık yapmak gibin eğlenceli bir aktivite olsa gerek. Cehennemin gerçek olmaması üzücü.

[noob1]

Bu saçmalıklar ve uydurmalarınız yazarken yorulmadınız mı zira ben okurken yoruldum. Saçmalık diyorum çünkü bir bilgiye değil sadece strretboy tarzı yorumlamalardan ibaret.

Ama gerçeği bilmek istersen diye yazayım :

Cehennem vardır. Nerede diyorsan şu an üzerinde yaşıyorsun. Evet ileride bu dünyamız, yeryüzü cehennem olacaktır. Ayrıntıya girmeye gerek yok zira streetboy yorumlarına devam et

[Ahlaksız]

Az önce eşcinsellerle ilgili açtığın konuda, ''çocuğumuza bunları nasıl anlatacağız?'' dediğin cümleyi okudum. Burada da Dünya'nın bir cehennem olduğunu yazmışsın.!

Sana göre, bir çocuğu cehennemin içine taşımak doğru yani.

[spartacus]

noob1´isimli üyeden Alıntı

Bu saçmalıklar ve uydurmalarınız yazarken yorulmadınız mı zira ben okurken yoruldum. Saçmalık diyorum çünkü bir bilgiye değil sadece strretboy tarzı yorumlamalardan ibaret.

Ama gerçeği bilmek istersen diye yazayım :

Cehennem vardır. Nerede diyorsan şu an üzerinde yaşıyorsun. Evet ileride bu dünyamız, yeryüzü cehennem olacaktır. Ayrıntıya girmeye gerek yok zira streetboy yorumlarına devam et

Doğru cennet ve cehennem bu dünyadadır, ama fiziksel dönüşmekle ilgisi yok, yaşamla ilgisi var. Yani fiziksellikten ziyade maddi-manevidir.

Bu dünya yoksulalr için cehennem, onalrın emeğiyle lüks hayat sürenler için cennettir, ölçütü ise paradır.
Dünyayı yöneten bu elit kesimin geçmiş yüzyıllarda milyonları korkutacak, böylece kendi devranlarının süregiderliğini garantiye alacak, tartışılamaz yasalara, korku ve hayal aşılamaya ihtiyacı vardı, böylece dinler orttaya çıktı.

Şimdi o zamanlarda Allah, Tanrı inanç hangi yaradan inancı ismine ise, bana böyle buyurdu dersem, kim itiraz edebilir? Din bir kez yerleşik hal almışta, itiraz etmek inanç yönünden engellenmişken, bu aşılsa dahi bu sefer aldatılmış toplum ya da yasa yapıcılar(sözde tanrı adına konuşanlar) tarafından üretilen yasalar gereği linç edilirdi.

Şimdi aslında tümü masal oldu ancak insan da genel olarak ne ekersen onu biçtiğin bir canlıdır... Hindu veya Budist değilsen bu akıl-mantığın, iradenle ilgili bir seçim değil, ekilen bir şeydir.

[dine mine ne]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Bu dünya yoksulalr için cehennem, onalrın emeğiyle lüks hayat sürenler için cennettir, ölçütü ise paradır.

Dünya ve insanlar arasındaki farklılıklar çok çeşitlidir ve sadece parayla ilgili değildir. İnsanların yaşamlarındaki refah düzeyi aile, sağlık, mutluluk, sevgi, barış ve özgürlük gibi diğer faktörlere de bağlıdır. Bu nedenle dünyayı sadece fakirlerin cehennemi ve zenginlerin cenneti olarak tanımlamak sadece basit bir yaklaşım olabilir, ancak gerçeği yansıtmayan bir yaklaşımdır.

[ilahimasal]

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı

Dünya ve insanlar arasındaki farklılıklar çok çeşitlidir ve sadece parayla ilgili değildir. İnsanların yaşamlarındaki refah düzeyi aile, sağlık, mutluluk, sevgi, barış ve özgürlük gibi diğer faktörlere de bağlıdır. Bu nedenle dünyayı sadece fakirlerin cehennemi ve zenginlerin cenneti olarak tanımlamak sadece basit bir yaklaşım olabilir, ancak gerçeği yansıtmayan bir yaklaşımdır.

Senin o verimsiz ve gelişmekten uzak karanlık beynine bu durum nasil anlatılır yada anlatılsa bile nasil idrak edilir bilmiyorum.

Dünya da sadece insanlar için değil tüm canlılar ve cansız diye nitelediğimiz her bir şey için kendi doğal hali haricinde oluşan farklılıkları senin tapındığin zihniyet ortaya koyup oradan cennetini süslüyor.

Bak sağlık demişsin
Fakirde zenginde hasta olabilir , sağlığı bozulabilir keza diger canlılar içinde bu geçerlidir.

Şimdi zengin diye nitelediğimiz bir insan, sağlık hizmetlerine EN İYİ ŞARTLARDA ulaşıp yinede bir sonuç alamayabilir, bir fakir içinde durum aynı olabilir ancak şartların imkanların kullanılabilmesi birisi için " cennet" diğeri: cehennem " ortamı yapar.
Hastanın yakınları içinde durum aynıdır.
Diğer verdiğin örneklerde bu hal üzerinden aynı şekilde değerlendirilir.

Özgürlük demişsin!! Özgürlük senin için nedir bilemiyorum , özgürlük bu küre üzerinde para ve güç ile sınırlandırılamayacak şeyledir
Örnek vereyim , kimse küredeki doğal ve doğaya ait olan yerlere çit çekemez. ( bunu anlayabilirmisin?)
Bu çit her düşünce içinde geçerlidir.

Şayet bunları YAPAY oluşturulan " farklılıklar " üzerinden adınada para dediğimiz ile kontrol etme yolunu seçersen para birilerine her konuda cennet yada cehennemi yaşatır.

Tabiki senin o karanlık beynin bu durumu idrak edemez ama " kızım sana soylıyım gelinim sen anla "

Bir kere doğal olan hariç ,FARKLILIK ne demek ?
Buna bir cevap ver.
Yapay Farklıligı yuceltende tarafı olanda özgürlükten taraf olamaz.

Burada numara yapma yemezler.

Para ile FARKLILIK yaratanların tarafı olanlar. samimiyetten bahsedemezler.
Para ile sağlıkmı olur ulan , eğitim mi olur ulan , özgürlük mü olur ulan beyni fosillikten kurtulamayan sonradan görme hanzo

[dine mine ne]

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı

Özgürlük demişsin!! Özgürlük senin için nedir bilemiyorum , özgürlük bu küre üzerinde para ve güç ile sınırlandırılamayacak şeyledir
Örnek vereyim , kimse küredeki doğal ve doğaya ait olan yerlere çit çekemez. ( bunu anlayabilirmisin?)
Bu çit her düşünce içinde geçerlidir.

Maddi değerlerini bir koyun misali sermayenin faiz baronlarına teslim etmeye razı olan ve manevi özgürlüğünü bir kapı sensörü sanan birinin hangi özgürlükten bahsettiğini pek anlamadım.

Her neyse, doğalın karşıtı yapaydır ve bu dialektik bir kavramdır. Doğal olan şeyler, doğanın kendiliğinden oluşturduğu şeylerdir, yapay olanlar ise insanlar tarafından üretilen ve doğal olmayan şeylerdir.

İnsanların farklılıkları sadece para ile ilgili değildir, aynı zamanda canlı ve cansız tüm varlıklarla da ilgilidir. İnsanların farklılıklarının kaynağı, genetik yapıları, fiziksel özellikleri, kişilik özellikleri, zeka seviyeleri, ilgi ve yetenekleri gibi doğal faktörlere dayalı farklılıklardır. Eğer bunu yapay farklılıklarla karşılaştırırsanız, her bireyin kendi mülkiyetine """sınır"" koymakta özgür olduğunu görürsünüz, bu durum doğada da geçerlidir.

Maddi ve emek içeren dünyada var olmayan bir cennetten bahsettiğinizi fark etmediğiniz için, bu dindar tutumunuzla haklarınızı savunmaya çalışan bir anarşiste karşı çıktığınızı fark edemiyorsunuz.

Oysa Maddi dünyada, para ve mülkün sınırsız getirisiyle garibanın tüm varını yoğunu elinden çalan büyük bir yalana karşı çıkmanız gerekiyor. Gerçekliği kabul edin, kendinizi dindarlık ve cennet hayalleriyle kandırmayın. Eğer haksızlığa uğradıysanız, hakkınızı savunun. Gerçeklikten uzaklaşıp gereksiz şeylere odaklanmak yerine, bir kez olsun yazılanı anlamak için okuyun.

[ilahimasal]

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı

Maddi değerlerini bir koyun misali sermayenin faiz baronlarına teslim etmeye razı olan

Sana geçmişte bir soru yönelmiştim.
" baban yurt dışına neden gitti " diye

Yine soruyorum , baban faiz baronlarından sebep mi yurt dışına gitti ?

Böyle olduğuna kesinlikle ihtimal vermiyorum.
Baban PARAYA ulaşamadığı için gitti , sen ve ailen için FARKLILIK yarattı. Bu FARKLILIK senin için bir fırsat oluşturdu bu fırsat tekrar PARAYA dönüştü

Baban burada aç kalma kaygısını neden yaşadı? tabiki PARA yüzünden.

Babanda para kaygısı olmasa buradan giderimiydi ?
Sanmam

Baban para kaygısından seni götürdüğü yerde oranın ünüformasını sana giydirmeyi neden tercih etti ?
Özgür olmasindanmıı?

Baban ve ailen para kaygısını atlatınca özgürlüğünüzün seviyesi dahamı arttı?
Belkide !!

Sen anarşist olduğunu sadece iddia ediyorsun. Para denilenle anarşizm taban tabana zıt iken sen kimin özgürlüğü için uğraştığın sanrısıyla burada ahkam kesiyorsun ?
Kendi çıkarların için olmasın sakın.

Bunlara cevap ver ve ardından ANARŞİZM den ne anladığını bize yazda senin seviyeni anlayaĺim .

Lan benim gibi birisi bile , ne sosyalizmi ne komünizmi hele hele anarşizmi icselleştirememisken sen nasıl oluyorda icselleştirmişler için mücadele ettiğini söylüyorsun.

KAZANMAK diyince aklına sadece PARA gelenler anarşist oluyorsa , paranın kontrol mekanizmasının sahipleri Yani OTORİTE yani kapitalizm anarşistin ağa babasımı oluyor.

Diyeceksin ki bu adam bana neden bu şekilde konuşuyor?
Her yazdığın PARA kokuyorda ondan.

Para denileni KAZANMAYA odaklanmış her insan o baron dediklerinin hizmetkarıdir .
O baronların ne para nede o parayı KAZANMAK için bir dertleri yoktur. Senin gibi aç babanın aç oğullarını kontrol etmek için kullandıkları bir araçtır.

Para olmazsa faizde olmaz , baronda

Para ve o 'na ulaşmak için kazanma hırsı olan her bir insan o baronların dolaylı dolaysız neferi militanı üniformalı, mavi beyaz yakalı elemanıdır.


Önce para yok edilmeli ve ardından o paranın kazanma hırsı ( bu bir temenni , bu gün için imkansız)

Mülk edinmeyi kutsallaştıran parasal döngü patronları baronları baban gibi aç insanları çok severler , önlerine sözde fırsatlar koyup , para kazandırıp özgür bireyler olduklarını onlara hissettirirler. Halbuki baban halen köledir. Oğluda sözde " anarşist" köle

Haydi anarşizmi anlat bize haydiii , ićinde para ve kazanma hırsı ile bir kaç metre kare alana hapsedilmiş mülk denilen hapishane ile birlikte.