 |
|
#1
29-03-2005, 18:08
|
|||
|
|||
TANRI KAVRAMI NASIL BİR DÜŞÜNCENİN ÜRÜNÜDÜR?
Mantık ve bilimsel düşünce bilimsel olmak için ön koşullardır. Mantıklı da olsa her bilimsel düşüncenin doğru olması diye bir kural yoktur. Zaten çoğu yanlıştır.
Bilimsel gözlemlerin bir çoğu insan sağ duyusu ile bağdaşmazlar. Bilimsel bir düşüncenin kesin olarak doğru olabilmesi için laboratuvarda denenmesi gerekmektedir. O düşünceler en azından, büyük bir laboratuvar olan evrende gözlemlenmelidirler. Yaratılışla ilgili kuramların doğru olmamasının en büyük nedeni onların laboratuvarda tekrarlanaması ve evrende gözlemlenememesidir. Yaratılışın gizemini çözmeye yönelik kuramların biri doğru olsa bile kanıtlanamayacağından dolayı, doğru veya yanlış olmasının önemi yoktur. Mantık ve bilimsel düşünce yolu ile açıklanamayan olguların var olması bizi Tanrı kavramına götüren bir durumdur. Ayrıca mantık ve bilimsel düşünce yolu ile açıklanamayan olguların var olması, onları ilerde bilimin çözebileceğini telkin eden bir varsayımdır. Bilim onları çözerek ilerler. İnsan düşünce ve imajinasyonunun belli bir sınırı olmadığından dolayı, insan mantık ve bilimsel düşüncesinin de belli bir limiti olmadığı ileri sürülebilir. Bu yaklaşım doğru mudur? İnsan düşünce ve imajinasyonunun belli bir sınırının olmamasına rağmen, mantık ve bilimsel düşünce, mevcut koşullara ve içinde yaşanılan zamanın anlayış ölçülerine uymak zorunda olacağından, bir limite sahip olmalıdır. Başka bir deyişle limit, mantık ve bilimsel düşüncenin doğasında mevcuttur. O zaman mantık ve bilimsel düşünceye dayanan insan düşünce ve imajinasyonunun belli bir sınırı olmadığı öncülü yanlıştır. Onlara dayanarak hüküm veren insan düşünce ve imajinasyonunun bir limiti olmalıdır. Mantık ve bilimsel düşüncenin doğasında olan limit, limitsiz insan düşünce ve imajinasyonuna yansıyarak, onu etkileyecektir. İnsan düşünce ve imajinasyonunun bir limiti olmamasına rağmen, mantık ve bilimsel bir çerçeve içinde kalmaya zorlanan insan düşünce ve imajinasyonu, ister istemez bir limite sahip olacaktır. Başka bir deyişle her düşünülen ve imgelenen olgu, mantıklı ve bilimsel olmayabilir. Bilim ve mantık, normal insan düşünce ve imajinasyonunun limitini oluşturur. İnsan düşünce ve imajinasyonunun bu sınırlamayı kabul etmemesi, mantık ve bilimsellikten uzaklaşması demektir. İşte o zaman insan düşünce ve imajinasyonu, tam anlamı ile, özgürlüğe kavuşmuş olacaktır. Yalnız mantık ve bilimsellik koşulları aranmayan insan düşünce ve imajinasyonunun sınırı yoktur. Tanrı kavramı ve dinlerde bilimsellik koşulları aranmaz. Tanrı kavramı ve dinler, mantık ve bilimsel düşünce ile açıklanamadıklarından, sınırsız insan düşünce ve imajinasyonunun kapsamına girerler. Bu durumda diyebiliriz ki: Tanrı kavramı, inanç olarak nitelendirilen, alabildiğine özgür ve temeli bilimsel olmayan bir imajinasyonun ürünüdür. Selamlar HACI 
|
|
#2
29-03-2005, 18:18
|
|||
|
|||
...
Bu görüşe bakarsak Tarih bilim olmaktan çıkar mesela.."Tarih bilimi" diye bir bilim dalı olmaz...Görüş, Tarih bilimi doğru değildir''e götürür bizi...
|
|
#3
29-03-2005, 19:15
|
|||
|
|||
Ben Tarih biliminden bahsediyor muyum? Açıkca yaratılışla ilgili kuramlardan bahsediyorum. Değil mi? Başka bir şeyden bahsetmiyorum. Hayal mi görmeye başladınız. Olmayan şeyler üzerinde yorum yapıyorsunuz... Evrimi reddedenlerin en büyük dayanağı laboratuvarda bir canlının yaratılamamasıdır. Olur olmaz yere Tarih koymayın öyle.. Saçmalıyorsunuz.. Sizi dikkatli okumaya davet ediyorum. Tabii dikkatli okuyor ama, anlayamıyor olabilirsiniz. Herşey mümkün.. keh keh kehhhhhhhhh HACI
|
|
#4
29-03-2005, 20:24
|
|||
|
|||
|
...
Çok komik gerçekten
 Kehh keh..Evet saçmaladım ama siz öyle bir saçmalamışsınız ki ona da ancak saçmalık ile cevap verilebilir...
Yani yaratılış kuramlarının DOĞRU OLMAMASININ NEDENİni LABORATUVARDA GÖZLEMLENEMEMESİ olduğu cümlesi... Yaratılış ile ilgili kuramların laboratuvarda gözlemlenebilmesinden bahsetmek ne kadar saçma ise Tarih te yaşanmış olayların laboratuvarda gözlemlenmesinden bahsetmek de o kadar saçma değil mi? NE VAR Kİ CÜMLEDE GEÇTİĞİ GİBİ GÖZLEMLENEMEYEN TARİH OLAYLARI NASIL GÖZLEMLENEMEDİĞİ İÇİN YANLIŞ OLMUYORSA EVRENİN BAŞLANGICINDAKİ YARATILIŞ SÜRECİ DE GÖZLEMLENEMEDİĞİ İÇİN YANLIŞ SAYILAMAZ..... Bu sadece bir ÖRNEK OLAYIN MANTIĞI AÇISINDAN...Yoksa yaratılış kuramlarından bahsedildiğinin farkındayım
|
|
#5
29-03-2005, 20:41
|
|||
|
|||
|
Aslında bana göre de az çok öyle ama, teistler kanıt istiyorlar... Bilim de daha güvenilir kanıtlar istiyor. Ben onu ifade etmek istedim.. Bize delil göster diyorlar.. Yaratılışı gösteremiyoruz. Ama biz geriye doğru giderek, Big Bang''i bilimle açıklıyoruz. Ortada kanıt yok.. Sadece kuramlar var. Bu açıkalamar için ortaya atılan kuramlar değişip duruyor. False vacuum kuramı doğru mu? Kim bilir? Hiç sanmıyorum. Şu andaki en ileri düşünce şekli ama, ilerde değişeceğine eminim.. Big Bang bile değişebilir.. Çünkü yaratılış o kadar uzun zaman önce vuku buldu ki, onun delilleri o kadar az ki, hiç bilinemeyeceği kesin... Yine de biz ortaya kuramlar atıp, onları savunuyoruz..
Yaratılışı bilemeyebiliriz. Yine de bildiğimiz tek bir şey var.. Kesin olarak bildiğimiz hem de.. O da yaratılışın bir Tanrı tarafından başarılmadığı.. Bence bunu bilmek yeter.. Çünkü bunun en ufak bir fiziksel delili yok. Tek bir delil bile olsa, üzerinde durmaya değer. Ama bana tek bir delil göster ki o delil bir Tanrı''nın varlığına işaret etsin.. Maddenin yoktan var oluşunu bile açıklamak mümkün.. Bunu Quantum fiziği yapıyor.. Bilim daha başka ne yapabilir? HACI
|
|
#6
04-08-2016, 07:12
|
||||
|
||||
|
Dinler, eşit seviyede tutarsız iddialar ve çıkarlarına ulaşmak isteyen kurnaz insanların ürünüdürler.
islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
|
 |
| Önerilen Siteler |
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Normal
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:26 .