Arkadaşlar, ODATV'de bugün aşağıdaki makale yayınlanarak üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlere bir göndermede bulunulmuştur:
Dikkat ediniz, yazar, sadece Müslüman toplumların bilimden kopmasını ele almış; Doğu'daki, özellikle Uzak Doğu'daki, toplumları ele almamıştır.
Neden?
Çünkü Müslümanlar 8-16. y.y.'da bilimsel gelişmelerde bulunurken, Doğu toplumları bunu günümüze kadar sürdürmüşlerdir ve halen de sürdürmektedirler. Örnekse; Çin, Hindistan, Japonya, Rusya vb.
Bilirsiniz, bilim sevilmediği yerde durmaz; hicret eder. Bilimsel gelişmelerin olabilmesi için bir coğrafyada hava gibi sirkülasyonun olması gerekir. Müslüman toplumlar bilimden koptuktan sonra Doğu toplumlarında bu sirkülasyon azalmış olsa da buna aldırmadan bilimsel çalışmalarına devam etmişlerdir. Örneğin, Bernoulli sayılarını ilk keşfeden Bernoulli değil, Japon matematikçi Seki Kowa'dır.
Bernoulli Sayıları
Bernoulli sayıları Jakob Bernoulli tarafından, Japon matematikçi Seki Kōwa'yla hemen hemen aynı zamanda bulunmuştur. Seki'nin "Katsuyo Sampo" adlı kitabında yer alan bulgular ölümünün ardından 1712 yılında yayımlanmıştır. Bernoulli'ninkiler de yine ölümünden sonra "Ars Conjectandi" adlı kitap halinde 1713'te yayımlanmıştır. Yani bu sayıları ilk keşfeden Seki Kowa'dır. Fakat Batılılar Bernoulli'ye kredi verir.
Bernoulli sayıları teğet ve hiperbolik teğet işlevlerinin Taylor dizisi açılımlarında, Euler–Maclaurin formülünde ve Riemann zeta işlevinin belli değerlerine ilişkin ifadelerde kullanılmaktadır.
Ada Lovelace, analitik motora ilişkin 1842 tarihli notlarının G bölümünde Bernoulli sayılarını Babbage'ın makinesini kullanarak oluşturmaya yarayan bir algoritmadan söz etmektedir. Böylece, Bernoulli sayıları tarihin ilk bilgisayar programına da konu olmuştur.
Peki Müslüman toplumlar bilimden neden koptu?
Bu sorunun yanıtını dinde aramak gerekiyor. Çünkü aynı olay Doğu toplumlarında olmamıştır. Çünkü Doğu toplumlarının dinleri Müslümanlarınkinden farklı idi. Dolayısıyla Doğu toplumlarında Gazzali gibi bilimsel gelişmelerin yolunu kesebilecek kimse yoktu. Bu da, onların bilimsel çalışmalarına devam etmesine neden oldu.
Değerli ve çok saygı değer arkadaşlar, bu çok önemli tespit karşısında sizin fikriniz nedir? Yani bu tespiti çürütmeniz mümkün müdür? Mümkünse nasıl? Örnekler vererek ispat ediniz!