ben de dünya teknolojisi olduğu teorisini daha doğru biliyorum. sonuçta hitler zamanında yapılan insansız uçak tasarımları var. leonardo da vinci ilk helikopter tasarımı yapan kişiydi yanlış hatırlamıyorsam. tabi gerçekleştirememiş olması ayrı konu. diyeceğim şu iki. bilime ciddi yatırım yapılan ülkelerde (ABD, Rusya, Japonya) hava taşıtlarını daha hızlı hareket ettirecek motorlar hep araştırma konusu oldu. ki en basitinden national geopgraphic i bir hafta takip etmeniz bu konuda yeteri bilgi sahibi olmanızı sağlayabilir.
abd nin rusyanın ve japonyanın da uzay taşıtlar, hava taşıtları konusunda araştırmalara ciddi bütçeler ayrıldığı bilinen bir gerçek. sanırım NASA nın bütçesi bile Türkiyenin bütçesine yakın. bu imkanlar dahilinde şimdiye kadar ışık hızına yakın veya ışık hızında uçan taşıtlar icat edilmiş olması bana çok da gerçekdışı gelmiyor. bu durumda sıçrama geçitleri (wormhole) de yapılmış olabilir. ufolarla ilgili en büyük spekülasyonların (51. Bölge) ABD nin bu tür çalışmalarda kullandığı (süpersonik uçaklar, uzay taşıtları, roketler, füzeler) bir hava üssü olması bu tezi daha akla yatkın kılıyor.
Carl SAGAN ABD nin uzay projelerinde uzun yıllar çalışmış önemli bir bilim adamı. Bu tür projeler, araştırmalar kitaplarında geçiyor. UFO meselesi için Türkçe de yayınlanmış bir kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Gayet ufuk açıcı bir kitap:
Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı, tübitak yayınları. fiyatı da çok uygun şu an tam hatırlamıyorum. dileyen olursa postayla (bana geri gönderilmesi koşuluyla) kendisine gönderebilirim kitabı. ama kargo parasıyla kitabı satın alabilirsiniz.
o kitaptanbir alıntı aktarmak istiyorum hatırladığım kadarıyla:
Eğer uzaylılar gerçekten dünya insanlarıyla temas kurup onlara bilgi birikimlerini aktarmak istiyorlarsa, bizim yıllardır en gelişmiş teknolojilerimizi uzaydan bir sinyal alabilmek için onlara doğru çevirmiş olduğumuzu (yüksek teknolojilerine rağmen) farketmemiş olabilirler mi? Yoksa bütün bu kaçırılma, bilgi verilme masalları, dört duvar arasında psikolojisi bozulmuş ev hanımlarının, çiftçilerin, mahkumların, delilerin, toplumdan soyutlanmış insanların kuruntusu mudur?
Bu cümleler benim kendi cümlelerim bu tür birşeyi anlatıyordu Carl SAGAN. Mesela herhangi bir uzaylı beni ziyarete gelse ilk sorum şu olur, seni bekleyen yüzlerce, binlerce bilimadamı varken, neden beni tercih ettin?