Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 20-07-2014, 23:34
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart Gerçek bir dünyada mı yaşıyoruz?

İlginç bir yazıya denk geldim:

"Matrix filminde Morpheus'un bir sözü vardır Neo'ya: Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer gerçek hissettiklerin ise, tadabildiklerin, koklayıp görebildiklerin ise o zaman gerçek sadece beynin tarafından yorumlanan elektrik sinyalleridir."

İşin aslı odur ki "yorumlanmış" bir dünyada yaşamaktayız, kendi mental eserimiz olan bir dünyada. Gökyüzü mavi dediğimizde neyi kastederiz? Aslında gökyüzü mavi değildir. Etrafta dolaşan mavi renkli fotonlar yoktur. Gökyüzünün ne renk olduğunu bilmeyiz hatta bir rengi dahi olmayabilir. Bildiğimiz odur ki atmosfer tarafından belli frekanstaki fotonlar daha çok dağıtılır. Bu fotonlar da görme kabiliyeti olanlar tarafından "mavi" olarak yorumlanır. Bütün olay budur: bir yorum... Renk, yararlı bir araçtır ancak bir gerçeklik değil. Gerçeklik saklanmıştır. Belki kendi içinde evren tamamen şeffaftır. Varlığın tümü görünmez olabilir ve farklı frekansların değişik kademelerdeki titreşimlerinden ibaret olabilir. İnsanlık, dünyayı tamamen insan gözlüklerinden gören insanlık, insani bedenlerinden kaçmadıkça belki asla da gerçeği göremeyecektir."

Ne düşünüyorsunuz? Gerçeklik dediğimiz aslında tamamen zahiri, sanal bir şey mi?
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-07-2014, 23:46
zifirkaranlik zifirkaranlik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2014
Mesajlar: 5
Standart

gerçek olan yorumlanmış bir dünya da yaşamakta olduğumuz ama şunu çok iyi anlamak lazım ,bilinci var eden fiziki alemdir. yani duyularımız maddeyi deneyimleyerek evrilmiş ve var olmuşlardır. bu söylediklerinizden yola çıkarak madde zihnimizde oluşan elektrik sinyalleridir aslında madde yoktur gibi bir kanıya varmak bana saçma geliyor.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-07-2014, 23:58
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

zifirkaranlik´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
gerçek olan yorumlanmış bir dünya da yaşamakta olduğumuz ama şunu çok iyi anlamak lazım ,bilinci var eden fiziki alemdir. yani duyularımız maddeyi deneyimleyerek evrilmiş ve var olmuşlardır. bu söylediklerinizden yola çıkarak madde zihnimizde oluşan elektrik sinyalleridir aslında madde yoktur gibi bir kanıya varmak bana saçma geliyor.
Morpheus'un aynı filmde Neo'ya başka bir sözü daha vardı: "Hiç uyanamayacağın bir rüyaya dalsaydın, rüyada olduğunu fark edebilir miydin?"

Rüyalarınızda maddeler, nesneler de rüya içerisinde oldukça gerçek gelir...
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 21-07-2014, 01:01
RainFall RainFall isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 10 Dec 2013
Mesajlar: 840
Standart

Dinamik bir program sanal dünya ama nasıl çalıştığını şimdi çözemedik ama bu gidip bir dini kabul edeceğimiz anlamında değil şöyle derim elçilerin zamanında elçiler seçildiğinde tanrı tarafından yetkilendirilip o şekilde mucize gösterebiliyorlardı.Ama soru şu bu elçiler mucize gösterirken kendi istekleriylemi yoksa dışarıdan birşeyin kontrolüylemi gösteriyorlardı tasarlanmış bir ortam tasarlanmış paranormal aktiviteler. normal giderken dünyadaki işleyiş birden ortadan ikiye deniz yarılıyor.program varlar yoklamaz.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21-07-2014, 01:58
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne düşünüyorsunuz? Gerçeklik dediğimiz aslında tamamen zahiri, sanal bir şey mi?
Sanallıktan ziyade gerçeği algılayamama sorunu var bence, buda kişilerin bebeklikten beridir algıladığı dünya ile alakalı bir durum ki nedensellikten tutunda, matematiğe varana kadar bilinç altının adeta doldurulmasıyla kişilerin benliği adeta klonlanıyor.
Aslında bu iyide bir durum, hop n'oluyoruz deyip kişi bu bilgilerini "irdelemeye" başlasa çorap söküğü gibi ardı gelecektir.

Yaşamın gerçekliği salt olarak her zaman karşımızdadır, yanı başımızdadır, lakin bilinç altlarımız o kadar dolu ki ona yer kalmıyor.
Gerçeği arayanda kitaplara, düşüncelere daldıkça, helede başkalarından esinlendikçe, dolu olan bilinç altı dahada doluyor.
Terazinin gözü doldukça, boş olandan uzaklaşması gibi gerçekliktende kişi öylece uzaklaşır.

Birde "ben" dediğimiz kimliği biz kendimiz ne kadarını özgün veya orjinal olarak inşa etmişizdir, bir diğer meselede budur.
Yani "ben" dediğimiz şey ne kadar bendir, kendimizdir, dışarıdan ne kadar etkilenmiştir, etkilenmemiştir vs.

Neyse Nasrettin hocayıda bu vesileyle anmış olalım.
Nasrettin hocaya halk ikide bir hoca kendini kaybetti, hoca gene uçtu filan deyince, yav bu halk belkide doğru söylüyor olabilirler diye, kendince tedbir almaya başlamış.
Gün ortasında uykusu gelmiş ve bir ağacın dibine şekerlemek için yatmış, yatarkende ayağına kabak bağlamış, kendimi kaybedersem tanırım belki diye.
Bunu gören mukallit biride hoca uyuyunca ayağında ki kabağı kendi ayağına bağlamış ve o da ağacın bir kenarında tilki uykusuna yatmış.

Hoca uyanmış birde ne görsün kabak başkasının ayağına bağlı!
Ulan demiş bu ayağında ki kabak bağlı olan adam ben olmaya benimde, acaba ben kimim demiş.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 21-07-2014, 14:47
BrainDamage BrainDamage isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Jun 2014
Mesajlar: 55
Standart

Yalnızca renk değil, ses, koku, tat saf bilginin beyin tarafından yeniden yaratılmasından ibarettir. "Ben" duygusu da bir canlının yaşamını sürdürebilmek için uydurulan bir şeydir. "Ben" yoktur ve tüm ayrılıklar bizim zihnimizdedir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 21-07-2014, 21:22
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İlginç bir yazıya denk geldim:

"Matrix filminde Morpheus'un bir sözü vardır Neo'ya: Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer gerçek hissettiklerin ise, tadabildiklerin, koklayıp görebildiklerin ise o zaman gerçek sadece beynin tarafından yorumlanan elektrik sinyalleridir."

İşin aslı odur ki "yorumlanmış" bir dünyada yaşamaktayız, kendi mental eserimiz olan bir dünyada. Gökyüzü mavi dediğimizde neyi kastederiz? Aslında gökyüzü mavi değildir. Etrafta dolaşan mavi renkli fotonlar yoktur. Gökyüzünün ne renk olduğunu bilmeyiz hatta bir rengi dahi olmayabilir. Bildiğimiz odur ki atmosfer tarafından belli frekanstaki fotonlar daha çok dağıtılır. Bu fotonlar da görme kabiliyeti olanlar tarafından "mavi" olarak yorumlanır. Bütün olay budur: bir yorum... Renk, yararlı bir araçtır ancak bir gerçeklik değil. Gerçeklik saklanmıştır. Belki kendi içinde evren tamamen şeffaftır. Varlığın tümü görünmez olabilir ve farklı frekansların değişik kademelerdeki titreşimlerinden ibaret olabilir. İnsanlık, dünyayı tamamen insan gözlüklerinden gören insanlık, insani bedenlerinden kaçmadıkça belki asla da gerçeği göremeyecektir."

Ne düşünüyorsunuz? Gerçeklik dediğimiz aslında tamamen zahiri, sanal bir şey mi?
Gercegin algisi ve anlam icerigi, her turlu ideolojiye inanca ve izme gore degiskendir.

Iste o yuzden, bilim; bilimsel olarak fenomeni ortaya koymaz, sadece gozlemini ve olgusunu ortaya koyar.

Bu da gecerli ve yanlislanabilir temeldedir.

Mesela "gokyuzu" insanoglu algisina gozlem veren fenomene, insanoglunun verdigi addir.

Yapilandirmaci epistemolojiye gore (bilimsel felsefedir) insanoglundan bagimsiz bir gerceklik vardir, yalniz bu gercekligin tanimi, tarifi, ne oldugu, anlam ve icerigi; insanoglu yapilandirilmisligidir.

Iste bu temelde gercek ontolojik degil; yapilandirilmistir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 19-12-2014, 15:36
RainFall RainFall isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 10 Dec 2013
Mesajlar: 840
Standart


Matrixin hikayesi
  #9  
Alt 19-12-2014, 17:30
alpha alpha isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Jun 2014
Mesajlar: 844
Standart

BU konuda ben şu sonuca ulaşmıştım;

Gerçek nedir ? Yani önünüzde elinizde tuttuğunuz bir tahta parçasının gerçekten var olduğunu nasıl anlayabilirsiniz.. Sonuçta o tahta parçası için elinizde sadece beyninizdeki veri var, yani elektrik sinyalleri, eğer beyninize beş duyu organı ile giden elektrik sinyalleri taklit edilerek verilirse olmasa bile beyniniz "tahta var" diyecek. BUrada hem fikiriz zaten..

Şimdi bir şeyin ispatını yaparken aynı şeyden yararlanırsanız bu ispat olamaz. x = 5, x gerçekten 5 mi evet x = 5 çünkü x = 5.. Bu ispat hatalıdır. Biz de aynı bu yoldayız. Çünkü tahta var mı ? evet var çünkü tahtayı hissediyorum, görüyorum, kokluyorum,.. gibi, ki ama bu duyular gerçek mi ? beynimiz gerçek mi ? evet hissediyorum gerçek, o kutunun dışına çıkamadığımız için asla gerçek mi değil mi ispatını yapamayız.

Bir cetvel düşünün 5 cm (hep de 5 lerden gidiyom ne hikmetse). gerçekten 5 cm mi, Eğer evet 5 cm çünkü aynı cetvele bakıp 5 cm diyorsak bu çıkmaz sokak olur. Bunun ispatı olamaz. Çünkü üretilen sinyalin dışına çıkamıyoruz. Ki bence zaten bunun imkanı yok.

Bunu tv sinyali gibi de düşünebiliriz. Bu herkese giden bir sinyal, ama sinyalin kaynağı gerçek mi ? Gözümüze gelen sinyal gibi düşünün, bir çiçek görüyoruz, toplanmışız 50 100 kişi, herkes görüyor, ama çiçek gerçek mi ? Orada mı yoksa çiçek algısının sinyalimi yayında. Ki acaba sinyali almak için göze gerek var mı ?

Bunu ben çok çok iyi algılayabiliyorum. Çünkü ben bir IT yöneticisiyim, ve sistemlerimizde oldukça fazla "Sanallaştırma" teknolojisi kullanıyoruz.

Bir server var, ama gerçekte yok, o zannediyor ki benim ses kartım ekran kartım hard diskim var, ama yok, onun algısına gelen ethernet kartı varlığı aslında yalan, ve algılayıcısı da yalan, ama beyin kısmı yani işletim sistemi çekirdeği (kernel) zannediyor ki ben varım, benim ethernet kartım var.. Ve asla dışarı çıkıp bakamaz..

Teknoloji ile felsefeye bakış da bu olsa gerek. Anlamama yardımcı oldu en azından..

"Bilim insanı Allah'a götürür." Louis Pasteur
...
Domuz eti sağlıklı diyenler domuz etinden çiğ köfte yesinler, konuşmasınlar..
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 19-12-2014, 18:17
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Matrix filminde şöyle de bir söz geçerdi:

"Eğer hiç uyanamayacağın bir rüyaya dalsaydın, rüya ile gerçek dünyayı nasıl ayırt ederdin?"

Her gece hepimiz yatıp uyuyoruz. Rüyalar görüyoruz. Uyanana kadar ama içinde olduğumuz şeyin rüya olduğunun farkında değiliz. Uyandığımızda az önce tüm hislerimizi ve düşüncelerimizi barındıran rüyanın alâkasızlığını anlıyoruz. Gerçek dünyadaki benliğimizi, konumumuzu, zamanı vb. hatırlıyoruz ve "AAA rüyaymış" deyip geçiyoruz.

Ya ölüm de böyle bir şey ise? Öldüğümüz an, tıpkı bir rüyadan uyanmış gibi olacak isek ve de "Aa bu da rüyaymış" diyecek isek..

Boyut içinde boyut ise herşey. 3 boyut-4 boyut- 5 boyut gidip duruyorsa ya...

Inception filminde aslında bu konu işlenmişti, rüya içinde rüya konusu. Hani bir an içiniz geçer ya dalıverirsiniz ve o an hemen bir rüya görürsünüz ve gördüğünüz rüya size rüya içinde 5-10 dakikalık gibi gelse bile uyandığınızda aslında 1-2 dakika bile geçmediğini anlarsınız.

60-70 yıllık bir ömürde belki ölümden uyandığımızda birkaç saatlik bir rüya gibi gelecektir...

"Yukarıdaki neyse aşağıdaki de odur" söylemi doğruysa, bunun da ihtimali vardır neticede..

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Dünyada Ateizm ALKA Ateizm 0 14-07-2012 04:03
Hayallerle Yaşıyoruz elilim Öneri, Düşünce & Eleştirileriniz 0 26-05-2012 14:23
Gerçek Ne Zaman Gerçek Değildir? hur-kus Evrim 13 31-01-2011 01:51
Dünyada Adalet, Dünyada Cennet. matillda Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 59 02-11-2010 22:02
Bu Dünyada Niye Yaşıyoruz ? Neden Geldik Dünyaya ? Yaşam_Ve_Ölüm İslam 37 15-10-2010 10:39

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:11 .