Sevgili kartopu,
kartopu´isimli üyeden Alıntı
2002 de sorun çözüldü Sn Şüpheci Dinsiz.
|
Sorun çözülmedi, borç ödemeleri uzun vadeliye çevrilerek dengelenmeye çalışıldı.
İktidarı elinde tutan oligarklar devlet bankalarını arpalık olarak kullanıyorlardı, seçimde rüşvetler dağıtıyorlardı, hortumluyorlardı, yandaşlara ihalelerle servet aktarıyorlardı, bürokrasinin harcamaları çok fazlaydı, memur sayısı çok fazlaydı, askeri harcamalar çok fazlaydı vesaire.
Derviş geldi dedi ki, devlet çok harcıyor,
- Bankalar kanununu değiştirin, arpalık olarak kullanılmasının önüne geçin. Kredi-çek-senet-sepet işlerini karşılığını garanti edebilene verin. Bankalar artık batak vermesinler.
- Askeri harcamaları kısın.
- Memur sayısını azaltın.
- Devletin, bürokrasinin masraflarını kısın.
- Devlete ait zarar eden işletmeleri satın.
- Sanayiyi-tarımı canlandırın, yatırımı teşvik edin.
2002'ye kadar bu politikalar uygulandı, devlet fazla harcamayınca borç ödemeleri düzene girer gibi olmuştu. AKP gelince Derviş'in politikaları bir kaç yıl daha uygulandı. Sonrasında işler değişti.
kartopu´isimli üyeden Alıntı
Yine çözülür o kadarda battık yandık bittik yaygaralarına gerek yok 2002 de nasıl hal oldu ise yine aynı yöntemle hal olacaktır.
|
Bu yaygara değil, ve bu şekilde çözülmez.
Örneğin, ana para + faiz ödemesi olarak 1 yıl içinde 241 milyar dolar geri ödemesi varmış Türkiye'nin. AKP'li veya AKP'siz var mı böyle bir kaynak?
Uluslararası ilişkilerde borçlu ülke; önce devlet işletmelerini, sonra yer altı kaynaklarını, sonra bağımsızlığını, sonra topraklarını kaybeder. Burada popülist değil gerçekçi olmak gerek.
- Devletin satacak şeyi kalmadı, olsa ve satsa faizini bile ödemeye yetmiyor.
- Devlet (şu an AKP), tüm kamu ihalelerini bir punduna getirip yandaşlara veriyor, açıkça yandaşlara para aktarıyor. Hukuka bu yüzden müdahale ediyor, aklınca hem kendi varlığını garanti altına alıyor, hem hukuksuzlukları meşrulaştırıyor.
- Tayyip 68 araçla cuma namazına gidiyor, aksaray denen kaçak sarayın aylık harcamaları dudak uçuklatıyor, genel olarak devletin ve bürokrasinin aşırı savurganlık içinde olduğu görülüyor.
- Seçim üzerine seçim yapılıyor.
- Askeri harcamalar çok fazla.
- Din-diyanet harcamaları çok fazla.
- Sanayi-Tarım-Hayvancılık-Turizm gibi ihraç değeri olan üretim sektörlerinde tarihi dipler yaşanıyor.
Şu an üçüncü evreyi geçmiş veya sonlarını yaşamakta olan bir ülkeyiz.
kartopu´isimli üyeden Alıntı
AKP iktidardan düşecek sorun da çözülecek.
|
AKP iktidardan düşse bile düzen partileri bu kördüğümü, bu kısır döngüyü çözemez. Bu çok net, çok kesin.
Bu kriz nasıl aşılır, onu söyleyeyim.
Bundan sonra uygulanacak siyasi veya ekonomik yöntemlerle filan çözülmez.
Devrim mahkemeleri gücünde adil bir hukuk ile çözülür.
Türkiye çapında tüm yolsuzluk dosyalarını incelenmesi sonucunda (kapitalist zeminde bile olsa) hileli zenginleşenlerin mallarını kamulaştırısınız, hileli veya kamu zararı olarak değerlendirilen ihaleleri yapanların sözleşmelerini tek taraflı iptal edip zarar ve ceza kadarını kamulaştırısanız bir kurtuluş umudu olabilir.
- Benim tahminim 1 trilyon dolardan fazla kamulaştırma yapılır. Dış borcu böyle aşarsın.
- Hırsızı, uğursuzu içeri tıkmış olursun.
- Devlette eğitimde hukukta liyakat ile görev dağılımı yapacak olsan, şimdiki işsizlere iş bulmuş olur, mevcut dalkavuk ve sallabaşlardan da kurtulmuş olursun.
- Tüccarı, sermayedarı değil üreteni destekleyen politikaları yürürlüğe sokarsın.
Bunu düzen partileri yapar mı? Yapmaz. Parti programlarında var mı? Yok.
Peki bunu kim yapar?
Sevgiler